30.5.08

88 Minutes / 88 Dakika


Adli psikiyatride uzman olup, F.B.I için de çalışan Jack Gramm (Al Pacino)’ın, popüler bir üniversite hocası olduğunu da ekleyelim..

Yaşlı ama pek çapkın profesörümüzün etrafı, her zevke hitap eder güzellikte -kendisine hayran- öğrenci ve asistan kızlarla çevrilidir ve -gördüğüm kadarıyla- bu üniversite hocalığı, dünyanın en zevkli işlerinden biridir..

Beri yandan, kızlarla olan ilişkisi okul dışına da taşmış olan Jack, "vur patlasın, çal oynasın" halleriyle 'gecelerin adamı' portresi de çizmektedir..

Jack Gramm'ın, mahkemede bilirkişiliğini kullanarak tutuklanmasında önemli rol oynadığı, kurbanlarını hep aynı vahşice yöntemlerle öldürmüş bir seri katil olan Jon Forster'ın idamına, şu sıralar sayılı günler kalmıştır..

Forster ‘giderayak’, Jack Gramm’ı kendisiyle ilgili davada yalancı şahitler ayarlayarak falan, manipülasyon yapmakla suçlamaktadır..
Tam da bu anda vuku bulan, seri katilin vahşi cinayetlerinin tıpatıp benzeri olaylar, içerdeki Jon Forster'ın tezini/elini güçlendirirken, -haliyle- Jack'i ve F.B.I.'ı çok şaşırtır..





Son cinayet araştırıldığı sırada, Jack'e 88 dakika içinde öleceğine dair mekanik sesli bir adamdan gizemli bir telefon gelir..
Daha sonra da bu 'meşum' telefon aramaları, Jack'e ömrünün kalan son dakikalarını haber verecek şekilde tekrarlanır..


Jon Avnet'in yönettiği, Al Pacino'nun oynadığı bu bir nevi 'seri katil yakalama' filmi, -bundan sonra- Jack'in, bu çok bilinmeyenli problemi, 88 dakika içinde -gerçek zamanlı olarak- çözmeye çalışmasının hikayesini anlatır..






Al Pacino Pide ve Lahmacun Salonu

Al Pacino'nun neredeyse her saniyesinde -fidan gibi kızların yanında boyunu uzun göstermek amacıyla olsa gerek- kabartılmış saçlarla göründüğü, örneklerine birçok polisiye diziler ya da filmlerde rastladığımız, izleyiciye, 'patlamaya az kalmış bomba' gerilimli dakikalar vaat eden ve bunu da başarıyla yerine getiren bir film 88 Dakika..


Örnekleri bol olsa da sonuçta bu bir Al Pacino filmidir ve o oynamasa, belki sinemalarda vizyona dahi girmeyebilecektir..

Şimdi tam semtini hatırlamıyorum ama 'Al Pacino Pide ve Lahmacun Salonu'nu dahi gördüğüm şu yurdumun insanının -nedense- pek beğendiği, kendine pek yakın gördüğü bir oyuncudur Al Pacino..


Beni öyle fazla etkilemese de- bu ünlü oyuncunun onca yaşına rağmen, koşarak, atlayarak ve de zıplayarak gösterdiği -görene maşallah dedirten- performansını bir filmde görebilmek bile seyircimizin büyük bir bölümüne yeterli gelecektir deyu düşünüyorum..

D.K.U.
O değil de, -daha sonra birçok filmde oynamasına rağmen- David Cronenberg'in muhteşem Crash'indeki haliyle anımsadığım (Beni nasıl da etkilemişse artık) Deborah Kara Unger'ı bu filmdeki kısacık rolünde -yaşlanmışlığını göz ardı ederek tabii- görmek de, özel olarak bana yetti doğrusu..

/10