11.7.08

Tüm Kumarhaneler Açılsın Etrafa Neş’e Saçılsın!.





Bu neşeli sloganın yılmaz destekçisinin Serdar Ortaç olduğunu bile bile böyle diyorsam bir bildiğim var da diyorum..
Her yerde olduğu gibi ülkemizde de, serbest olsa da, olmasa da hiçbir devirde kumar ve kumarbaz eksikliği görülmemiştir; çok şükür..

Önce biraz tarih:
Yok korkmayın.. Kumar insanlığın tarihiyle başlar diyerek, o kadar eskiye gitmeyeceğim..
Bu cümleden olarak, yurdumuzda 1985 yılında turizmi teşvik yasası kapsamında başlayan, "Bir Casino Macerası" olarak adlandırabileceğimiz o şatafatlı devirden kısaca söz edelim..
Başta büyük otellerin içinde olmak üzere irili ufaklı çok yerde açılan ve 'beleşe' içkili-yemekli hizmet sunan konforlu mekanlardı gazinolar/ kasinolar/ kumarhaneler..

Hemen söyleyeyim, niyet etmişliğim olsa da bırakın oynamayı, hiç gidip de görmedim bile bu tür yerleri..
Çocukluğumun bayramyerlerinde (Seksen sonrası kuşağına not: Bayramyeri, bir nevi lunaparktır kardeşim.. Anladın?.) ilkel ruletler, yirmibirler oynadığımı; para karşılığı, yere yayılmış sigara paketlerine halka, teneke kukalara top attığımı inkar edecek değilim.. 

Gençliğimde de -kısa bir süre de olsa- kahvelerde çayına,çorbasına piştiler, pisyedililer, ellibirler de oynamışımdır..
Ama "büyük" kumarbazları, kumarhaneleri sadece filmlerden bilirim.. Yani bu yazıyı iflah olmaz bir kumarbaz yazmıyor; onu demek istiyorum..


Evet.. O, evden gazinoya servis imkanı dahi sunan kumarhaneler, zamanla memleket sathına iyice yayılmıştı..
Bunu salt bir "oyun" olarak gören, parası bol olduğu kadar da aklı başında olanlar kah kazandılar, kah kaybettiler; ama sonuçta bu olaydan sadece zevk aldılar..


Ancak her "iş"te olduğu gibi bu olayı da -çok afedersiniz- kıçından anlayanlar da oldu elbette..
Cebindeki “evinin nafakası” üç kuruş parayla bu aleme girerek, kumar marifetiyle -kolayca- geçimini sağlayacağını zanneden bu eksik zekalıların sonu maalesef kötü oldu..
Kumar kaynaklı intiharlar, cinayetler ve yıkılan yuvaların kamuoyundaki yankısı, medyanın olayı sorumsuzca abartmasıyla da ayyuka çıktı..
Sanki bu kumarhaneler yasal olmadan önce bu ülkede kimse intihar etmiyor, kimse cinayet işlemiyor ya da tek bir aile yuvası yıkılmıyordu..

Doksanlı yılların sonunda bu "şer" yuvaları kapatılırken, her zamanki gibi kurunun yanında yaş da yandı..
Toplumun huzurunu bozup, kara para aklayanlarla, yasal çerçevede faaliyet göstererek bu işi düzgün yapan ve vergisini ödeyen -çoğunluktaki- işletmeler aynı kefeye kondu..
Buralarda çalışan binlerce insan ekmeğinden olurken, ülkenin turizm gelirlerine darbe indirildi..


Kumarhaneler kapatılınca başka ne oldu?.
Bu sektör yeraltına kaydı. mafyanın ekmeğine bal-kaymak sürüldü..
Kenar mahalledeki kahveden, kumarhaneye dönüştürülen lüks villalara kadar her yerde yasa dışı kumar oynatılmaya ve oynanmaya devam edildi..
Polis, onlarca yıl -hem de çoğu aynı- mekanları basmaktan,insanları yakalamaktan, kumar masalarına falan el koymaktan bıktı; çeteler ise tutuklanıp serbest kalmaktan, mekanlarını -sil baştan- masalarla donatmaktan bıkmadı..


Bu arada yine intiharlar, cinayetler sürdü; ocaklar sönmeye devam etti..
Kapatılma gününden bu güne trilyonlarca vergi kaybı oluşurken; çevrede fellik fellik “serbestçe oynayacak” ülke arayan "umarsız" kumar hastaları tarafından da trilyonlarca lira yurt dışına kaçırılmış oldu..


Daha iki gün önce*, “Kumarhaneler Kralı” mızın havai fişek gösterileriyle Bulgaristan’da bir casino daha açtığını gazeteler yazdı..
Dünyada halen yirminin üstünde kumarhanesi bulunan kralımız, bu komşu ülkede de üçüncüyü açmış, hem de Türkiye sınırında..
Neden sınırda?. Türk dost ve müşterilerine daha yakın olabilmek, onlara daha uygun, daha iyi hizmette bulunabilmek için elbette..
Bayram tatilini de fırsat bilen bazı kumarsever vatandaşlar kolayca komşuya geçip, yemiş, içmiş, eğlenmiş; bu arada –sanırım sıkıntı yapan- bir miktar parayı orada bırakıp evlerine dönmüşler..
Şimdi n’oldu?.
N’olacak, hem “kral olmayan” vatandaşlarımız, hem de “kral olanımız” –zevkle ya da mecburen- paralarını, yatırımını, istihdamını, vergisini “komşi” ye bırakmış oldu..

Öte yandan, bunun zararını sadece kendimiz çekmedik, zavallı Kıbrıs'ın da başını yaktık..
Anavatanı kurtardığımızı düşünürken, bu sefer de -tamamen denetimsiz- yavru vatan Kıbrıs'ı kumar cehennemine dönüştürmüş olduk..

Ben, başlıktaki "tüm kumarhaneler açılsın.." sloganını “mırıldanırken” şunu demek istiyorum: Kumarhaneler, bu işi -ABD gibi- layıkıyla yapan ülkelerin sistemleri baz alınmak suretiyle gerekli yasal düzenlemeler eksiksiz yapılarak, ülkenin belirli bölgelerinde (Bazı adalar en iyisi..) devletin sıkı denetimi altında faaliyet gösterebilsinler..
Hem krallarımız, hem kumarsever vatandaşlarımız bi rahat, bi huzur bulsunlar..

Tek dileğim, onlar kazansın, kaybetsin ama sonuçta kazanan hep yurdumuz olsun.. Yoksa bana ne!?.


* İşbu yazı yaklaşık dokuz ay önce kaleme alınmıştır..