8.6.11

Türkan :: Melek Kanadı Kir Tutmaz


Çoğumuz onları anlamakta güçlük çekse de- bazı insanlar vardır ki neredeyse tamamen başkaları için yaşayıp tüketirler şu dünyadaki ömürlerini..
Kendisi ve istekleri, hatta yakın çevresi bile hep ikinci plândadır..
İsterdim ama, şimdi bu 'kısa yazı' sınırları dahilinde, böylesi bir kişiliğin psikososyal gelişiminin kuramsal ayrıntılarına girmeyeceğim..
Yalnız, bilinmesi lâzım gelen şudur ki, başka türlü davranmaları kendilerinden asla beklenmemesi gereken, bu bir nevi 'seçilmiş' kişilerin varlığı, kesin bir gerçektir..

Bu arada, iyilik meleklerinin böyle bir özelliği ya da görevi var mıdır, tam emin değilim ama Türkan Saylan denen bir insan, işte bu özellikleri haiz bir yaşantıyla -tam iki yıl önce- geçip gitti gözlerimizin önünden, bir bilinmeyene doğru..

O bir cildiye doktoru olarak, Önce cüzzamla savaştı ve kazandı.. Daha sonra da aynen birer cüzzamlı gibi evlerde tecrit edilen ya da başlık parasına satılan Anadolu'nun kızlarına lâyık görülen, cehaletle savaşmaya kalkıştı..




İlk mücadelesi -nispeten- kolaydı tabii, bir hastalıkla savaşırken birilerinin tavuklarına kışt demiş olmuyordu..
İkincisi ise çok zordu.. İlk önce, kızlarını ve kadınlarını tavukları gibi kümesinde saklayan kart horozlar rahatsız olmuştu Türkan Hoca'dan; sonra da o cahil horozlara binlerce yıldır yol gösteren, mürşit horozların kanına ve çıkarına dokunmuştu, açtığı kampanyalar..

Ve öç almanın koşulları oluşur oluşmaz, harekete geçtiler..
Kanserle olan mücadelesinin son günlerinde, ayakta bile durmakta zorlanan Türkan'ın evine polislerle girdi vicdansızlar..
Mücadele direncini kırmaktı amaçları..
Kaçmasın diye başına adam diktiler, kitaplarını ve bütün eşyalarını didik didik ederek -kendi deyimiyle- mahremini orta yere saçarak, onu kirletmeye çalıştılar..
Sanki bir meleğin kanatları kir tutarmış gibi..




Çağdaş Yaşamı Desteklemeyenler

Türkan Saylan'ın -bi ara dizi film de yapılan- hayat hikâyesi, Ayşe Kulin'in yazdığı 'Tek ve Tek Başına: Türkan' adlı romandan hareketle ve Cemal Şan’ın yönetimiyle, şimdi de beyaz perdede..

Yalnız bu öykü, Saylan'ın sadece son günlerini kapsıyor..
Yakın bir tarihte öleceğini bilen bir insan olarak onu daha çok, geçmişiyle hesaplaşırken, işleri yüzünden kendilerini ihmal ettiğini ağlayarak itiraf ettiği iki oğluyla ve torunuyla zaman geçirirken görürüz..
Bu arada, cüzamlı hastaları dahil, hayatında önemli yer tutmuş insanlarla da bir bir vedalaşır.. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'nin kapatılmasıyla sonuçlanan, evine yapılan o meşum polis baskınının da yer aldığı bu sahnelere, başlık parasına satılmamak ve okumak için köyünden kaçan bir küçük kızın İstanbul macerası da eşlik eder..




Türkan Hoca'yı verdiği bu yaşam mücadelesinde ayakta tutan en büyük motivasyon kaynağı -yakında yapılacak olan- Ç.Y.D.D.'nin 20. yıl kutlamalarıdır..
O güne kadar hayatta kalabilmek artık onun tek amacı haline gelmiştir..
Çünkü o kutlamalar için satılacak her bilet, bir kız çocuğunu daha okutacaktır..

Bu ülkeyi ve insanlarını ezelden beri sömüren çıkar odaklarının en tabu olanlarından bazılarını rahatsız ettiğinden, her türlü hakarete, yaftalamaya ve hırpalamaya uğrayan, 'gerçek' ama 'melek gibi' bir kadının son günlerini perdeye taşıyan yönetmen Şan, ortaya koyacağı biyografik dramın -sonuçta- bir 'misyon filmi' olacağının bilincinde..
Biraz da bu yüzden, 'Sinema Sanatı' bağlamında fazla bir değer taşımayan filmini -konunun zorlamasına uymayarak- belgeselciliğe de yanaştırmadan, bir takım numaralarla süsleyerek de abartmadan, 'sade' bir biçimde çekmeyi başarmış..




Olumsuz bir eleştiri getirmek gerekirse- içerik gereği, adamı hakikaten yapmaya iten ajitasyonu, belki daha az ve tekrarlara kaçmadan kullanabilirmiş..

Öte yandan, sinema dünyasından bir çok ünlü ismin -belli ki bir dayanışma ruhu içinde- bir şekilde rol üstlenerek göründüğü filmi baştan sona başarıyla sırtlayan Rüçhan Çalışkur, kendisini bize Türkan Saylan olarak benimsetmekte hiç zorluk çekmiyor..

Türkan


Yönetmen: Cemal Şan
Senaryo: Oya Yüce, Ayça Mutlugil
Oyuncular: Rüçhan Çalışkur, Ragıp Savaş, Tardu Flordun, Şebnem Sönmez, İsmail Hacıoğlu, Selin Demiratar, Altan Erkekli, Begüm Birgören, Binnur Kaya, Şevket Çoruh
Yapım: 2011, Türkiye

3  /5


(İşbu yazının bir kısmı Tersninja.com'da yayınlanmıştır)



1 yorum: