Almanya'nın Berlin kentinde yaşamını
sürdüren Ayhan Kaplan (Ata Demirer), hacmi iri, kalbi
temiz, karakteri naif, 'Alamancı' bir gençtir..
Bu husustaki yeteneği vasat olsa da
-inatla- profesyonel boksörlük, ayrıca da -iri yarılığını
kullanarak- bodyguardlık yapan bu oğlanla, ona antrenörlük
yapan Cemal (Tarık Ünlüoğlu) için işler artık
kötüye gitmeye başlamıştır..
Bir yandan, 'Panik atak' hastalığı
nedeniyle, istemeden de olsa hata yaparak işinden olmuş; öte
yandan, kendisine sponsorluk da yapan -bir nevi- bahisçi boks
mafyasına borçlanmıştır..
Bu durum üzerine, boks işinde
büyük paralar çeviren bu bahisçiler nazarında
yarış atından başka bir şey olmayan Ayhan Kaplan'a, bir şike
maçı teklifi gelir..
Teklif gayet basittir, düzenlenen
ilk maçta yenilecek, böylece, organizatöre olan
borçları da silinmiş olacaktır.. Basit olmasına basittir
belki ama bu aynı zamanda da bir ahlâksız tekliftir..
Sporcunun zeki olmasa da biraz saf, çevik olmasa da birazcık ağır, amma kesinlikle ahlâklı bir örneği olan Ayhan Kaplan, bakalım bu zor durumdan kendini ve hocasını nasıl kurtaracaktır?
Ata Demirer'in, yarattığı Ayhan
Kaplan karakterine her anlamda bürünebilmesi onun oyunculuk
başarısını gösterirken, ortaya koyduğu performans -aynı
zamanda- bu filmin de en önemli ve biricik silahı olarak
kalıyor..
Berlin Kaplanı, bu 'sinemasal güç'
eksikliğiyle (Karşılaştırmazsak olmaz!) önceki Demirer
filmleri olan Eyyvah Eyvah'ların başarısına -maalesef-
ulaşamıyor..
'Gurbetçinin ana vatanda kazıklanması' gibi bildik bir mevzunun etrafında gelişen film, böylelikle, zaten arada bir parlayabilen esprilerinin üzerini de, sürpriz barındırmayan, beklenen gelişmelerle örtmüş oluyor..
Baştan sona belli bir tempoda
ilerleyen filmin, hemen tüm 'olumsuz' karakterlerinin mucizevi
bir dönüşüm yaşadığı finaline yaklaşırken,
zorlama olduğu hemen hissedilen bir hızla sonuca koşması, zaten
senaryosu zayıf yapıma ek bir darbe oluyor..
Kayınpederinden çok çekmiş,
ama fırsatını bulduğunda gayet uyanık olabilen 'iç
güveyisi' karakterini canlandıran Necati Bilgiç'in
rolüne göre çok yaşlı kaldığını; emlâkçıyı
canlandıran Cengiz Bozkurt'tan ise yeterince yararlanılmadığını
düşünüyorum..
Bu iki oyuncunun, rollerini karşılıklı
olarak değiştirdiklerini hayâl ediyorum da sonuç büyük
ihtimâl, hârika olurmuş..
Leyla ile Mecnun dizisinin 'fenomen' Erdal Bakkal'ı Bozkurt, öyle bir damat performansı ortaya koyarmış ki Ata Demirer'den dahi rol çalabilirmiş..
Hem bu şekilde, filme yapılan,
'Demirer'in paslaşabileceği bir oyuncu yok' genel eleştirisi de
kimsenin aklına bile gelmezmiş..
İnsanı başarıya iten gücün
ancak ve ancak bu başarıyı paylaşabileceğimiz sevdiklerimizin
varlığıyla etkin olabileceğini kendine ana fikir edinmiş Berlin
Kaplanı, kahkaha attıramayan; lâkin, Ata Demirer'in sempatik
oyunculuğuyla, yüzümüzden gülümsemeyi de
eksik etmeyen bir film..
O değil de, özünde tam bir
'menfaat perver' olan insanın, bu özelliğinin -eşşek gibi-
farkında olduğumuz halde, aynı insanın sevgisine ve dostluğuna
muhtaç olmamız, ne de büyük bir trajedidir ey
dost!.
Yönetmen: Hakan Algül
Senaryo: Ata Demirer
Oyuncular: Ata Demirer, Tarık
Ünlüoğlu, Necati Bilgiç, Nihal Yalçın,
Özlem Türkad, Mert Alan
Yapım: Türkiye, 2011
5 /10
5 /10