Anadolu’nun İran sınırına yakın
ücra bir köyünde, 'kadınsız' bir evde yaşayan üç
erkek: Bacağının birini -kaçakçılık yaparken-
mayında bırakmış yaşlı bir baba, çorak arazide, ancak
yılan avlayıp satarak evin geçimini sağlayan genç
bir adam ile arkadaşlarıyla oynayarak, salyangoz toplayarak ve
evdeki diğer iki adamdan sürekli dayak yiyerek büyüyen
bir çocuk..
Yaşlı adam, evi çekip
çevirecek ve bu arada kendisiyle de ilgilenecek bir kadının;
genç adam, kötü ağrıyan dişine bir çarenin
ve kasabanın güzeller güzeli diş hekimine olan 'tek
taraflı' aşkına karşılığın; en ihtiyaç duyduğu
zamanları, anne hasretiyle geçirmiş çocuk ise, ağbisi
gibi yılan avlamanın peşindedir..
Her günü birbirine benzer
geçen bu insanların hayalleri ya da yaşantılarındaki bazı
küçük değişiklik ve gelişmeler, oldukça
'durağan' ilerleyen filmin de akış yönünü ve de
hızını belirleyen olaylardır..
Kendi gibi heyecanı da minimal filmi sonuna kadar izletmeyi sağlayacak olan o merak duygusunu ayakta tutabilecek tek bir şey var; ki o da platonik olduğu kadar, kesinlikle imkânsız bir aşkın -daha en baştan belli olan- geleceği..
Seyirci olarak biz, ne kadar olumlu ve
iyi niyetli yaklaşırsak yaklaşalım, bu denli zayıf bir
motivasyona sahip film belli bir tempoya ulaşamayarak, etkili
olamıyor..
Öte yandan, bu eksikliğin -bir
ihtimal- kurguyla sağlanabilmesi mümkünken, o hususta da
tam bir dağınıklık söz konusu olunca, filmin ritmi bir türlü
sağlanamıyor..
Ayrıca, özensiz diyaloglarında, kulak tırmalayan dublajında ve bazı sahnelerde -gereksiz- bir ajitasyon kaynağı gibi davranılan müzik kullanımında sorunlar olduğu da kuşkusuz..
Daha çok Volga Sorgu'nun
oyunculuğuyla ivme kazanan film, yönetmen performansında
yetenek izleri görünmesine karşın, sinema tadını sadece
bazı anlarda hissettirmeyi başarıyor..
Ve son tahlilde, iyi niyetli bir
hevesle başlandığı halde, çeşitli sorunlarını
halledemeden çekilip bitirilmiş bir film izlenimi bırakıyor..
Yönetmen: Caner Erzincan
Tür: Dram
Oyuncular: Volga Sorgu, Begüm
Kütük
Yapım: Türkiye, 2011, 100'
2.5 /5
2.5 /5