Hayatı boyunca kendini -başta tıp
olmak üzere- çeşitli bilimsel çalışmalara
adamıştır..
Çok etkileyici ve çarpıcı
bir otopsi sahnesiyle film, bizzat kendi ruhunu önceden ortaya
koyan bir açılış yapar..
Dr. Faust ve yardımcısı bir
cesedin içini dışına çıkarırken, ruhun nerelere
saklanmış olabileceğine dair konuşmaktadırlar..
Babası da önemli bir doktor olan
Faust'un hayata ve varoluşa dair derin düşünceleri
-haliyle- kendisini bir iç çatışmaya doğru
sürükler..
Bu durum giderek öyle zorlayıcı olmaya başlar ki bu konularda ona 'yardımcı' olabilecek, hatta bir görüp de çarpıldığı o dünyalar güzeli Gretchen'le aralarını yapabilecek bir şeytanla bile arkadaş olmaya hazırdır..
Alman edebiyatının büyük
dehası Johann Wolfgang Von Goethe'nin -gençliğinden
yaşlılığına dek- altmış yıl kadar süren bir süreçte
tamamlayabildiği eseri Faust'un, zengin felsefi derinliğiyle farklı
okumalara müsait olduğu malumunuzdur..
Usta Rus yönetmen Aleksander
Sokurov'un, dünyanın sırrına vakıf olmak veyahut hayatın
ebedi zevklerinden yararlanmak için ruhunu Mephistopheles'e
satan bir bilim adamı olan Faust'un hikâyesini sinema için
uyarlarken getirdiği bu etkileyici yoruma, ancak şapka çıkarılır..
Olağanüstü güçlü ve güç bir metni, olabilecek en iyi biçimde sinema diliyle kaynaştıran bu film -elbette- 'normal' sinema seyircisini epey zorlayacaktır; ancak, dikkatini en üst seviyede koruyarak ve 'sabırla' filmi izleyebilenler, salondan -kesinlikle- iyi bir ödülle çıktıklarını hissedeceklerdir..
İyi hoş da Goethe'yle ya da filmle
anlaşamadığım, hatta canımı sıkan tek husus Mephistopheles'in
tasviri..
(Siz yukarıda öyle salladığıma bakmayın, Goethe'nin eserine dair izlenimim -daha çok- hakkındaki filmlerden, belgesellerden falan kaynaklanıyor.. Ben Faust'u okuduğumda en fazla on beş yaşındaydım ve kitaptan pek de bi şey anlamamıştım.. Dolayısıyla, Mephisto tasvirini hiç hatırlamıyorum bile.)
Aslında bana soracak olursanız öyle
itilip kakılan, sarsak bir ihtiyar biçiminde olmamalıdır
bence Şeytan..
Tamam icabında lafını bi güzel
geçiriyor, hatta havasını da atıyor; ama yok ağbi,
hayalimdeki Mephistopheles'in sesi gök gürültüsü
gibidir, yürüdü mü yerleri sarsan bir yiğit
yaratıktır O!
Yönetmen: Aleksandr Sokurov
Senaryo: Yuri Arabov (kitap), Goethe
(tiyatro oyunu), Aleksandr Sokurov, Marina Koreneva
Tür: Dram, fantastik
Oyuncular: Johannes Zeiler, Anton
Adasisnsky, Isolda Dychauk
Yapım: Rusya, 2011, 140′
4.5 / 5
4.5 / 5
Evvet ben de bu yazıyı yazmanızı bekliyorudum efendim sağ olsun var olun inşallah maşallah!
YanıtlaSilestağfurullah!
YanıtlaSil