Evvel zaman içinde Trt3 de
yayınlanan, ilkini büyük ihtimalle dinlediğimi sandığım,
programdan öte bir şeydi Stüdyo Fm..
Yetmişlerin sonu ve seksenlerin
tümünde -her şeyde olduğu gibi müzik konusunda da-
imkânsızlıkları yaşayan Türkiye'nin Rock Müzik
hastası gençlerinin ilacıydı Stüdyo Fm..
En eskiden en yeniye, müzisyenleri
ya da grupları tanıtan -o da bir ihtimal- bize bir kaç yıl
sonra erişebilecek en son çıkan albümleri -yapımcı
firmasından kapağına, prodüktöründen geri vokaldeki
ablanın kimliğine kadar- en küçük ayrıntısıyla
özümüze belleten bir okuldu Stüdyo Fm..
Müziğe -eskiye nazaran- artık
çok daha kolay ulaşılabilirlik ve özel radyoların
varlığı nedeniyle, yirmi yıldan fazladır maalesef dinleyemediğim
'efsanevi' programa geçenlerde rast geldiğimde, aynı özgün
çizgisini taviz vermeden sürdürdüğüne
tanık olmak çok hoştu..
Stüdyo Fm'i, anımsattığı bin
bir duygular içinde, aynı güzel insanların, yani Yavuz
Aydar ile Şebnem Savaşçı'nın bilgili, sevgili ve saygılı
sunumuyla, sanki aradan sadece bir hafta geçmişcesine aşina
ve de huşu içinde dinledim..
Kimi, kimleri ve neyi dinlerseniz
dinleyin, o şey Stüdyo Fm farkıyla ya da Yavuz Aydar'ın
sihirli değneğiyle bambaşka bir güzelliğe bürüneceğini
hep bilirdik ki inanın hiç yanılmadık..
Sadece Rock değil, Blues, Jazz hatta
Pop üzerine, neredeyse 34 yılı aşkındır meraklısına
hazineler sunan bu güzel insanlara ve dolayısıyla da Stüdyo
Fm'e artık vedanın zamanı geldi..
Oysa, İstanbul'un ya da Beyoğlu'nun
tarihi, Emek Sineması olmadan nasıl eksik kalırsa, Stüdyo
Fm'i zikretmeden bize ait bir müzik ve Rock tarihini yazmak da o
denli eksikliktir..
Ve ekliyorum: Tatlı ve profiterol
seven birisi için İnci Pastanesi ne ise, müzik ve Rock
sever için de Stüdyo Fm odur..
Belli ki bu sorunlu ve zorunlu bir ayrılık..
Tam 34 yıl, 4 aydır yaptığı canlı
müzik yayınlarıyla, batının 'batıl' kültürüyle
birlikte o yere batasıca ahlakını aşılayan; şanlı ecdadımızın,
gavurun o pis kanına bulanmış kılıçlarının ucunda ta
arşa yükselen törelerimize uygun bir şekilde, dindar ya
da kindar bir nesil yetiştirmekten uzak bir radyo programının bu
kadar uzun süre yaşaması zaten bir mucizeydi..
Evet.. Her nasılsa, yıllar boyunca
gözden kaçmış bir yanlışlık böylece
düzeltiliyor ve Yavuz Aydar ile Şebnem Savaşçı, 28 Aralık’ta, yani bugün son kez yayına çıkıyor..
Not: Yavuz Aydar'ın geçen Cuma günkü
programında yaptığı veda anonsunu dinlemek isterseniz..