Celal ile Ceren :: Recep İvedik'in Az Kıllısı

22.1.13

Celal ile Ceren :: Recep İvedik'in Az Kıllısı

Okulu bitirdikten sonra -kardeşiyle birlikte- babasının dükkanında çalışan Celal (Şahan Gökbakar) ile Koçtaş'ta çalışan Ceren (Ezgi Mola), altı yıldır birlikte olan ama bir türlü evlenememiş bir çifttir..

Birbirlerine aşık bu ikilinin yolu yavaş yavaş evliliğe doğru ilerlerken çıkan önemli bir problem aralarındaki bağı kopma noktasına getirir..

Celal'in, okuldan bir arkadaşının bekarlığa veda partisine gitmek istemesine ve bu hususta ısrarına karşı çıkan Ceren'in bu isteğe olumlu bir yanıt vermesi mümkün olmaz..

Bunun üzerine Celal, kıza bir oyun oynayarak, Aksaray'da Nataşa'lı ve dansözlü bu partiye katılır.. Alkole zaafı olan Celal, peşpeşe yuvarladığı shot'larla kendini kaybeder ve durum tam bir rezalete dönüşür..

Oğlanın bu vaziyetini videoya çeken arkadaşı bir de bunu Facebook'ta paylaşınca kıyamet kopacaktır..

Şahan Gökbakar, bu kez -Ezgi Mola gibi- oyunu paslaşabileceği ve süreyi daha 'adil' paylaşabileceği oyuncularla kotardığı bu filmle, 'daha az kıllı ve daha az agresif bir Recep İvedik' tiplemesiyle karşımıza çıkıyor..

Konusundan, oluşturulan 'arkadaş cast'ına kadar, Hangover gibi başlayan, hatta aynen devam edecek diye de korkulan, ama daha sonra o raydan çıkarak, cümle romantik komedilerin uyduğu şablonları bir bir sıralayan film, kuşkusuz ki İvedik'lere nazaran, daha bir sinema filmine benzeyen ve daha iyi esprilere sahip, dolayısıyla da daha çok güldüren bir iş..

Filmin en büyük problemi, Şahan'ın canlandırdığı Celal karakterinin nasıl biri olması gerektiğine karar verilememiş olması..

Daha doğrusu -aslında aynen beklendiği gibi- tamamen oyuncunun doğaçlamasına terk edilmiş bir karakter söz konusu..

Film başlarken ortaya konan mazlum, masum Celal tiplemesi, zaman ilerledikçe ve ortada hiçbir neden de yokken iyice kabalaşarak tam bir İvedik'e dönüşüyor, sonra da tam tersi..

Yine ilk başlardaki -güzel güzel güldüren- nispeten seviyeli ve zeki espriler de yerini tam bir kaba komedinin iğrenç paydalı komikliklerine bırakıyor ki bundan sonra gelsin artık osurmalar, sıçmalar!.

Öte yandan şöyle de düşünmek mümkün: Şahan Gökbakar, her yıl ABD'den gelen ve görüp de rezalet dediğimiz, ancak fena da gişe yapmayan sürüsüne bereket komedi filmlerinin (Bkz. Adam Sandler'lı komediler) neden Türkiye şubesi olmasın ki?.

Bence hiç sorun yok, varsın olsun..