6.2.13

12. Uluslararası Bağımsız Filmler Festivali '!f İstanbul' Başladı Başlıyor


14-24 Şubat tarihleri arasında idrak edeceğimiz ve gösterilecek filmleri, Beyoğlu Cinemaximum Fitaş, İstinye Park Cinemaximum, Cinemaximum Budak salonlarında izleyebileceğimiz !f İstanbul'un hazırlıklarına bir an evvel başlasak iyi olacak..

Seyirci olarak takip etmeyi düşündüğünüz bir film festivali öncesi, evde yaptığınız 'Görülesi Filmler Listesi'ni içeren hesaplarınızın kaçta kaçı sinemada gerçekleşmiştir acaba.. Sizi bilemem ama benimkini hemen söyleyeyim : Tam bir hayâl kırıklığı!.
!f İstanbul için yaptığım bu son listenin de, benzeri bir akıbete uğrayacağını şimdiden söyleyebilirim.. 


Üstelik öte yandan, bazı 'şahsi ve kurumsal' engellere takıldığından, çoğu filmden mahrum da bir liste bu.. 
Bu 'engeller' mevzusuna hiç girmeden devam edecek olursam; aşağıda sıraladığım, animasyon, belgesel ve kurmacadan oluşan bu filmleri, -hem daha kapsamlı bir bilgi vermek, hem de kolaya kaçmak amacıyla- resmi tanıtım yazılarıyla size aktarıyorum.. 
Artık ne kadarı kısmet olacak bilemiyorum ama, filmleri izledikten ve festivali de bitirdikten sonra, aynı filmlerden, bu kez kendi yorumlarımla yeniden bahsetmek üzere, hepinize saygılarımı sunuyorum..




Consuming Spirits / Ruhları Tüketmek

Yönetmen: Christopher Sullivan

"Tam teşekküllü animatör Christopher Sullivan, Ruhları Tüketmek’te aşkla işlenmiş ve uzun yılların emeği sonucunda ortaya çıkmış bir iş sunuyor. Sullivan, tamamen bağımsız bu şaheseri gerçekleştirmek ve gerekli parayı bulmak için on yıldan fazla zaman harcamış. Sanat ruhu bu değilse, nedir? Sullivan, siyah-beyaz karalamalardan, neredeyse üç boyutlu gibi duran modellere kadar pek çok animasyon tekniğini bir arada kullanmış. Hikâye, aynı gazetede çalışan ve ilk anda birbirlerini yalnızca uzaktan tanıyormuş gibi görünen üç kişi etrafında şekilleniyor. Gelişen olaylar bu kişilerin geçmişlerinin aslında fazlasıyla iç içe geçmiş olduğunu ortaya koyuyor. Onların ve ilişkilerinin derinliklerine indikçe, biz de kahkahadan duygusallığa geçiyoruz. Filmin animasyon stili de hem karakterlerin psikolojilerini hem de ustanın hafıza, fantazi ve gerçeklik gibi kavramları algılayışını yansıtacak şekilde değişiyor."


Blood Brother / Kan Kardeşim

Yönetmen: Steve Hoover
Oyuncular: Steve Hoover, Rocky Braat

"Arayışta olan binlerce Batılı gibi Rocky Braat da 2008’de sırt çantasıyla Hindistan’ı ziyaret etmektedir. Bir gün Chennai’da HIV’li yetimlerin kaldığı bir kuruma götürülür. Halbuki çocuk seven bir adam değildir. Ama orada tanıştığı çocuklar bir türlü aklından çıkmayınca her şeyini satıp Hindistan’a taşınma kararı verir. Çocuklarla iç içe, onlar gibi yaşamaya başlar. Rocky’nin çocukluk arkadaşı olan yönetmen, sonunda merak edip arkadaşının peşinden Hindistan’a gidince ortaya bu yıl görebileceğiniz en etkileyici filmlerden biri çıkar. Çocukların Rocky’e ihtiyacı olduğu kadar, Rocky’nin de onlara ihtiyacı olduğunu görürüz. Yaşamanın ancak sevdikçe ve sevildikçe anlam kazanabileceğini gün be gün birlikte öğrenirler. Filmin konusu kulağa klişe geldiyse bir kere daha düşünün deriz. Kan Kardeşim mütevazılığı, dürüstlüğü ve sevginin iyileştirici gücüne dair anlattığı hikâyeyle aklınızdan, daha da önemlisi kalbinizden, çıkmayacak."


Museum Hours / Ziyaret Saatleri

Yönetmen: Jem Cohen
Oyuncular: Mary Margaret OHara, Bobby Sommer, Ela Piplits

"Anna, Montreal’den Viyana’ya kuzeninin hastalığı nedeniyle gelmiş ve şehrin büyüsüne kapılmış bir ziyaretçi. Johann ise günlerini Bruegel ve diğer sanat eserleri üzerine düşünerek ya da ziyaretçileri inceleyerek geçiren, Viyana’daki muazzam Sanat Tarihi Müzesinin bir güvenlik görevlisi. İkisinin yolları müzenin ziyaret saatleri sırasında kesişir. Arkadaş olurlar. Sanat, hayat ve şehir üzerine fikir yürüttükleri sohbetler, bir şehir ve müze turundan fazlasına, iki insanın kendilerini ve şehri keşfedişinin iddiasız bir portresine dönüşür. Ziyaret Saatleri, artık Jem Cohen’in imzası haline gelmiş olan gözlemci üslubuyla şekilleniyor ve doymak bilmeyen bir merakla iki kayıp ruhun içsel coğrafyalarının hikâyesini anlatıyor. Patti Smith ile Guy Picciotto’nun yapımcılığında Sanat Tarihi Müzesinin sponsorluğuyla gerçekleştirilen film, hem leziz bir sanat tarihi rehberi hem de sokaklarında kaybolacağınız bir şehir senfonisi."


Back To The Square / Meydana Dönüş

Yönetmen: Petr Lom
Oyuncular: Salwa El-Hossini, Mark Nabil, Wally Ragab, Lamiz Ragab, Sayyd Mohamed

"Mısır’da Mübarek’i düşüren tarihi devrimin üzerinden altı ay geçmiş. Beş devrim tanığı hayatlarında nelerin değiştiğini, nelerin değişmediğini anlatıyor. Ne kazanıldı? Onlara neler oldu? Gerçek şu ki, insanlar hala askeri rejimin adaletsizliklerine maruz kalıyor, hala acı çekiyor. Yönetmen Petr Lom belgesel çekmek için Harvard’daki parlak kariyerini bırakan ilginç bir adam. Lom, İran’daki Ahmedinejad rejimini anlattığı Letter to the President adlı filmiyle dikkatleri çekmişti. Bu belgeselde ise Tahrir devriminin sadece bir başlangıç olduğunu, demokrasiye ulaşmak için mücadelenin devam etmesi gerektiğini anlatıyor. Uyanmanın ve meydana geri dönmenin zamanının geldiğini vurguluyor. Öyle görünüyor ki Mısırlılar Lom’u hayal kırıklığına uğratmayacak. Zira Muhammed Mursi’nin yetkilerini genişletmesine tepki duyan halk tekrar Tahrir’i dolduruyor."




Efterklang: Ghost of Piramida

Yönetmen: Andreas Koefoed
Oyuncular: Efterklang

"Bir albümün hayata gelişinin büyülü hikâyesi... Hem de büyüleyicilikten çok uzak bir mekanda. Piramida, paslı, çirkin binalardan ve daha iyi zamanlara ait bir geçmişin hayaletlerinden fazlasını barındırmayan eski bir Rus maden kasabası. Tarihin, güzel olsun olmasın, her şeyi gösterişli kıldığının kanıtı. Ve Efterklang’ın çorak topraklardan yükselen sihirli müziği... Sisli karlı dağlardan, uyuklayan çimlerden, bata çıka ilerlenen kara çamurdan, paslı borulardan ve terk edilmiş maden ocaklarından... Tüm bunlar olurken, kasabanın eski bir sakini, eski güzel günleri anlatıyor. Kısacası, bu film gerçekçi, zarif ve uhrevi bir deneyim için mutlaka izlenmeli."


Parada / Yürüyüş

Yönetmen: Srdjan Dragojevic
Oyuncular: Goran Navojec, Goran Jevtic, Hristina Popovic, Milos Samolov, Nikola Kojo

"Yürüyüş, klişelerle ve stereotiplerle umarsızca oynayarak Balkanlar’daki homofobiye edepsiz bir şekilde cevap veriyor. Maçolukla eşcinsel onurunun karşılaştığı bu savaş alanında önce eski bir suçlu ve savaş gazisi olan Limon’la tanışıyoruz. Savaş alanındaki bir diğer isim ise Limon’un köpeğini kurtaran ince ruhlu veteriner Mirko. Mirko’nun aşkı Radmillo ise geçmiş yıllarda yaşananlara inat, Belgrad’daki Onur Yürüyüşü’nü gerçekleştirmeye kararlı. İşte asıl hikâye Limon ve onun kadar maço arkadaşlarının Onur Yürüyüşü’nün güvenliğini üstlenmek zorunda kalmalarıyla başlıyor. Yürüyüş’ün gücü siyaseten doğrucu bir tavır takınmadan her kesimden izleyiciye seslenebilmeyi başarmasında yatıyor ve filmi izleyen herkes kalbi yumuşamış bir şekilde salondan ayrılıyor."


20 little films / 20 Küçük Film

Yönetmen: Apichatpong Weerasethakul, Léos Carax, Jem Cohen, Jean-Luc Godard, Martin Arnold, Bruce Baillie, James Benning, Stan Brakhage, Gustav Deutsch, Ernie Gehr, Ken Jacobs, David Lynch, Chris Marker, Jonas Mekas, Matthias Müller, Peter Tscherkassky, Agnès Varda

"Viennale, 1995 yılından beri her sene çok sevdiği dünyaca ünlü bir yönetmenden festivale bir dakikalık küçük filmler halinde kendi katkılarını yapmalarını istiyor. Birer fragman gibi düşünülebilecek bu filmler, günümüze kadar festival için birer girizgâh gibi kullanıldılar. Ama aslında bu küçük filmler bildiğimiz fragman kavramından oldukça farklılar; amaçlanan, daha çok kendi başlarına ayakta durabilen, bağımsız bir sinema anı gibi işleyebilen küçük filmler yaratmak."


Sans Soleil / Güneşsiz

Yönetmen: Chris Marker

"Güneşsiz, 1965 yılının İzlanda’sında, bir kır yolunda el ele yürüyen üç çocuğun görüntüsüyle açılır. Aynı anda bir dış ses, bize isimsiz bir anlatıcının mektuplarını aktarmaya başlar. Dünyanın dört bir yanından yüzlerce imge akın eder ekrana; bazen ince bağlantılarla birbirini yankılayan, bazen birbirini tamamlayan, bazen de çarpışıp patlayan imgeler. Japonya’dan, Gine’nin Bijago Adaları’ndan, Capa Verde’den görüntüler ve sesler... Dünyanın dört bir yanını dolaştığını ve hâlâ ilgisini çeken tek şeyin sıradanlık olduğunu söyleyen bir anlatıcının mektupları aracılığıyla kamera bizi yeraltı pasajlarında, pazar yerlerinde, uçsuz bucaksız kumsallarda gezdirir; dinsel ayinlere, sokak gösterilerine, kutlamalara tanık eder. Marker’ın başyapıtı Güneşsiz, aynı anda hem antropolojik bir araştırma, hem zaman kavramı üzerine felsefi bir deneme, hem de şiirsel bir sinema örneği olan eşsiz bir yapım. "


Devremülk

Yönetmen: Ufuk Aksoy
Oyuncular: Gökçe Deniz Balkan, Melike Arslan

"Bazen tek başına bir ev ya da bir evde tek başınalık çok iyi gelir. Hele ki şehirden kaçabiliyor ve puslu bir adaya gidebiliyor ve o evi orada bulabiliyorsanız. Bu genç kadın da geçirdiği kötü günlerin ardından yalnızlığın iyileştiriciliğine inanıyor ve bir arkadaşının anahtarını verdiği adadaki eve sığınıyor. Puslu bir adanın kış halinin tüm melankolik elementleri mevcut, yazın cıvıltılı anılarını bile silip atan cinsten. Kimseye rastlamadan geçen dört günün ve insanın kemiklerine işleyen yalnızlığın haleti ruhiyesi, kapıda dönen başka bir anahtarın sesiyle yırtılıyor, aynı evden medet uman başka bir kadın. Yapacak başka bir şey yok, bu geceyi birlikte geçirecekler. En iyisi bir şişe şarap açıp sohbet etmek. Kayıplarından ve kaçışlarından konuşmak"


Chiri / İzler

"İzler, annesinin halası ile kocası tarafından yetiştirilen yönetmen Naomi Kawase’nin kısa bir otobiyografik belgeseli. Film, Kawase doğduğunda bile altmış beş yaşında olan büyük halasının, doksan beş yaşına girdikten sonraki son günlerinin samimi bir gözlemi. Halası kaçınılmaz olarak ölüme yaklaşırken, Kawase de, çoğu büyüdüğü yerde geçen ve aile meseleleriyle ilgilenen filmlerindeki temel konuları sorguluyor."



The Capsule / Kapsül

Yönetmen: Athina Rachel Tsangari
Oyuncular: Deniz Gamze Ergüven, Sofia Dona, Evangelia Randou, Aurora Marion, Ariane Labed, Clémence Poésy, Isolda Dychauk

"!f, sinemanın sınırlarını zorlayanların filmlerini sunmayı çok seviyor. Bu 35 dakikalık avant-garde proje, yönetmene bir koleksiyoner tarafından sipariş edilmiş. Modayı yüksek sanat ve büyük bir ilham kaynağı olarak sunması istenmiş. Ancak Tsangari bu ilhamı bir adım ileri götürüp kadının özünü de sergilemeye soyunmuş: imgesini, ruhunu, etini ve zamanın başından beri çektiği acıyı… "



Higuita

Yönetmen: The Boy
Oyuncular: Angeliki Karistinou, Argiris Thanasoulas, Dafnie Manousou

"Bir grup insan, ‘Hastalık’tan korunmak için, bir adada kendi kendilerine sürgüne çekilmişlerdir. Aradan otuz yedi yıl geçmiştir ve bu kararın sonuçlarına şahit oluruz. Uygarlığın kalıntıları arasında altı kişi, deliliğin kıyısında yok oluşa doğru sürüklenirken, amaçsızca gezinirler ve onlara bir zamanlar bahşedilmiş rolleri oynamaya devam ederler. 2008 yılında, ilk Keş!f yarışmasında ödül kazanan Pembe’nin yönetmeni The Boy lakaplı Alex Voulgas’dan tuhaf ve bir o kadar da hipnotize edici bir film Higuita. Psikanalatik referanslarla dolu anlatısı hiçbir kurala bağlı olmadan ilerliyor ve seyirciyi hem görsel hem de işitsel bir ziyafete davet ediyor. Gerçeküstü ve deneysel sinemadan beslenen bu küçük ama oldukça gösterişli film, kaotik ve karanlık bir dünya tasavvur ederken, sanki Edvard Munch’un ‘Çığlık’ı kulaklarınıza fısıldanıyormuş gibi bir izlenim bırakıyor."




Beware of Mr. Baker / Dikkat! Bay Baker Var

Yönetmen: Jay Bulger
Katılımcılar: Ginger Baker, Eric Clapton, Stewart Copeland

"Gelmiş geçmiş en iyi davulcu. Şeytan. Allahın sopası. Deli dahi. Bunlar, Cream grubunun davulcusu Ginger Baker hakkında filmde yapılan yorumlardan birkaçı. Yorumları yapanlar ise Eric Clapton, Carlos Santana, Jonny Rotten gibi rock’un devleri. Baker’ın muhteşem bir davulcu fakat aynı zamanda korkunç bir adam olduğu konusunda emin olabiliriz. Yönetmenin filmde Baker’in sopasını burnuna yemesi sanki bu durumun kanıtı gibi. “Benimle bir probleminiz varsa” diyor Baker, “gelin söyleyin ve burnuma bir yumruk atın. Sizi dava etmem. Döverim.” Ve dövüyor da sahiden! Uyuşturucu bağımlılığı Baker’ın mizacını ve ilişkilerini etkilemiş olabilir ama müzik tutkusunu köreltmemiş. Onun hakkında ne düşünürsek düşünelim, adı ödüllü bir belgesele ilham olacak kadar yaşadı ve aslında kendisi de dünyaya kim olduğunu gösterebilecek kadar uzun bir süredir yaşıyor."


Zerre

Yönetmen: Erdem Tepegöz
Oyuncular: Jale Arıkan, Rüçhan Çalışkur, Özay Fecht

"Zeynep bu büyük evrende ne kadar yer kaplıyor? İşsizlikle dolu bir şehirdeki insanların hayatları, uçuşan sayısız parçacıklar gibi küçücük müdür? Zerre’de, annesi ve kızıyla hayatını devam ettirmeye çalışan Zeynep’in, bir tekstil atölyesindeki işinden kovulduktan sonraki iş bulma mücadelesini izliyoruz. Kamera Zeynep’i bir saniye bile yalnız bırakmıyor. Zeynep’in dünyası - Tarlabaşı’nın sokakları ve evleri - karanlık ve klostrofobik. Zeynep her daim mücadele içinde. Açılış sahnesiyle bile bizi bir hapishanedeymişiz gibi hissettirebilen Zerre, çıkışsızlığı ve distopik bir coğrafya olarak şehrin sıkıntısını iliklerimize kadar işliyor. Bu bir ilk yönetmenlik denemesi, ancak özenli bir belgesel geçmişini de hissettiriyor ve işçi sınıfına gerçekçi, sade bir bakışla selam duruyor."



Aurora / Kaybolan Dalgalar

Yönetmen: Kristina Buožyte
Oyuncular: Brice Fournier, Frédéric Andrau, Sharunas Bartas


"Yapay ağ transferi üzerine bilimsel bir çalışmada yer alan Lukas, komadaki bir hastanın bilincine girebilmek için sensörlerle kaplanarak sıvı dolu bir tankın içine girmektedir. İlk başlarda tek gördüğü şey sinirsel ağ yolları ve elektrokimyasal iletilerin birbiriyle çarpışmasıdır. Ancak, yavaş yavaş berraklaşan görüntüler bu dünyada yaşayan çok güzel bir kadının varlığını ortaya çıkarır. Kimdir bu kadın? Deneyimlediği, yakınlığını ve tinselliğini gerçekmiş gibi hissettiği şey gerçekten bu kadının bilinci midir? Yoksa kendi deneyiminin yarattığı sanrının bir parçası mıdır? Kristina Buožyte’nin çok basit bir fikirden yola çıkan ve gerçeküstü atmosferiyle dikkat çeken filmi, akla varoluşun karmaşıklığıyla ilgili önemli sorular getiriyor. Aşkın ve tutkunun görsel koreografisini ustaca inşaa eden Kaybolan Dalgalar şimdiden topladığı bir çok ödülle bilimkurgu dalında senenin en çok dikkat çeken çıkışlarından!"




Bye Bye Blondie / Güle Güle Sarışın

Yönetmen: Virginie Despentes
Oyuncular: Emmanuelle Béart, Béatrice Dalle

"!f seyircisi yazar ve yönetmen Virginie Despentes’i Düz Beni filminden hatırlayacaktır. Hani Orhan Pamuk’un yarısında çıktığı... Güle Güle Sarışın ise ne Düz Beni kadar rahatsız edici ne de onun kadar provakatif. Hatta filme komik bile denebilir. İki genç kız bir rehabilitasyon merkezinde birbirlerinde aşkı buluyor ama sonrasında ikisi de kendi yollarına gidiyor. Biri hep punk, diğeri hep arada derede. Yıllar sonra bu ikili tekrar bir araya geliyor ve dürüst bir şekilde yaşamadıkları takdirde hem birlikte olamayacaklarını hem de ayrı yaşayamayacaklarını anlıyorlar. Despentes’in bu filmdeki en radikal tavrı, lezbiyen bir çift olarak 80’lerin iki seks ikonunu kamera önüne koyması: unutulmaz ‘Betty Blue’ Beatrice Dalle ve Manon of Spring’in (1986) erkeklerden intikam almaya soyunan güzeli Emmanuelle Béart. Film, iki kadının aşkını anlatırken aynı zamanda Paris’in lezbiyen yaşamından ve Paris televizyonlarının yapmacık dünyasından izler sunuyor."




Shut Up And Play the Hits / Sus ve Hitleri Çal

Yönetmen: Will Lovelace, Dylan Southern
Katılımcılar: James Murphy, Pat Mahoney, Tyler Pope, Nancy Whang

"James Murphy, kurduğu LCD Soundsystem grubunu garip bir şekilde dağıtmaya karar verdi. LCD’nin başarılı bir albüm yayımladıktan sonra, popülerliklerinin zirvesindeyken harika bir konserle dağılması, müzik gruplarının nasıl sonlandığını düşündüğümüzde, oldukça tuhaf kaçıyor. Rock dünyasını az biraz takip eden herkes bunun tipik bir son olmadığını bilir ama Murphy de hiç tipik bir adam değil. Tabiri yerindeyse, jübilelerini 2 Nisan 2011’de Madison Square Garden’da ihtişamlı bir konserle yapıyorlar. Grubun isteği üzerine siyah/ beyaz giyinen izleyiciler eğlenmekten, dans etmekten ve ağlamaktan helak oluyorlar. Murphy de gözyaşlarını tutamıyor. Belgesel, dört saatlik bu dans ve müzik şölenini kaydederken Murphy’nin samimi bir portresini de sunuyor. Murphy, hayatının 3 Nisan itibariyle nereye evrileceğini bilmiyor; hiç plan yapmamış. Ama bir rock tutkunuyken otuz sekiz yaşında “bir albüm yapacağım” deyip bu noktaya ulaşan biri sonuçta. Mutlaka bir yolunu bulur."


Halley / Kuyruklu Yıldız

Yönetmen: Sebastián Hofmann
Oyuncular: Alberto Trujillo

"Meksika’da bir spor salonunda güvenlik görevlisi olan Alberto, ölmeye başladığı gerçeğini artık daha fazla saklayamayacak hale gelir. Çürüyen bedenini makyaj ve parfüm artık kapatamaz. Spor salonu müşterilerinin sağlıklı vücutlarına gıptayla bakarken, kendi bedenini bu hale getiren tuhaf hastalığından utanır. Çaresizce aşırı uç yöntemler denemeye başlar ve kendisine mumya sıvısı enjekte eder. Tam hayattan çıkıp gitmeye hazırlandığı sırada, spor salonunun kadın yöneticisiyle ilginç bir arkadaşlık geliştirir ve onun sayesinde tekrar hayatta kalmaya çalışır. Ne kadar gerçeküstü olsa da, film görsel olarak oldukça zengin (adeta Francis Bacon resimleri gibi), duygusal olarak da ölmekte olan kahramanına – hayata tutunmak için neden olduğu dehşete rağmen şefkatle yaklaşıyor bir yerde."



Zima, otkhodi! / Kış, Defol!

Yönetmen: Khoreva, Klebeev, Kurov, Kusabov, Leonteva, Moiseenko, Mustafina, Rodkevich, Seregin, Zhiriakov

"10 Aralık 2011 günü, Vladimir Putin’in başkan seçilmesinin ardından, Rusya çalkalanıyor. On binlerce insan hükümet karşıtı gösteriler için sokaklarda. On genç yönetmen bu fırsatı yakalayıp ellerine kameraları alıyor ve hem bu gösterileri hem de yakınlarında olup bitenleri kaydetmeye başlıyor. Kâh korsan göstericilerle eylem öncesi hazırlıklarda, kâh votkalı ‘vatan nasıl kurtulur’ sofralarında, kâh Pussy Riot ile birlikte, sonradan ünlenen kilise eylemindeyiz. Filmde mizah da üzüntü ve öfke de bol miktarda var. Ancak, filmi soluksuz olarak izlemenize neden olacak asıl unsur insanlar. Defol Kış!, şiddete maruz kalma ya da hapse düşme tehlikesine rağmen bir şeyleri değiştirmek için çabalayan çok sayıda etkileyici insanla tanışmanızı sağlayacak. Film bittiğinde onların enerjisi size de bulaşmış olacak."


Festival hakkında ayrıntılı bilgiye ulaşmak ve kendi listelerinizi oluşturabilmek için buyrunuz..