Hükümet Kadın :: Yetersiz Mizah

9.2.13

Hükümet Kadın :: Yetersiz Mizah

Yıl 1956.. Mardin'in ilçesi Midyat'ın Belediye Başkanı olan kocası bir trafik kazası sonucu ölünce Xate (Demet Akbağ), halkın isteğiyle ama yasal olmayan bir seçimle belediye başkanlığını devralır..

Okuma yazması olmayan sekiz çocuklu bu kadının amacı, çok sevdiği rahmetli kocasının yarım kalan hizmetlerini devam ettirmek ve ilk olarak da ilçeye su getirmektir..

Başkanlıkta gözü olanlar bir yandan, analarına yardımcı olma ayağına rüşvetle iş görmeye çalışan oğulları öte yandan, Xate kadının hizmetine engel olacaktır..

Güneydoğu'da yaşayan ve görev yapan ilk kadın belediye başkanının hikâyesini yazıp yöneterek beyazperdeye aktaran Sermiyan Midyat, önceki filmi Ay Lav Yu ile beceremediğine tanıklık ettiğimiz komedi filmi yapma çalışmalarında ısrarlı görünüyor..

Bir konuyu başarma yolunda ısrar ya da inat değerli bir haslettir hiç kuşkusuz, ancak bunun için de ilgili kişiden olumlu bir ışık yansımalı ki bu hasletin bir anlamı olsun..

Maalesef ki Midyat'ın bu husustaki başarısızlığı aynen devam ediyor..

Küçük yaşta evlendirilen, daha doğrusu resmen satılan kızların dramından, kadının toplumsal hayattaki esamesi okunmayan yerine kadar sosyal sorumluluk iddiasında görünen film, bu iddialı vaadi yeterince işleyip de yerine getirecek donanımdan oldukça yoksundu..

Sürekli komik durumlar yaratarak, hatta resmen zorlayarak güldürebilme tutkusu, Sermiyan Midyat'ın devrini tamamlamış mizah anlayışı ve yetersiz espri gücüyle hiçbir zaman amacına ulaşamıyor..

Başlarda görünüp kısa bir süre sonra da ortadan kaybolan Ercan Kesal'ın ve daha sonra da tam kapasiteyle devreye giren Demet Akbağ'ın 'dengeli' oyunculuklarıyla -her şeye rağmen- ayakta duran film, Sermiyan Midyat'ın kocaman mimiklerle ayrıca süslediği abartılı oyunculuk tutkusuyla inişe geçiyor..

Bulduğu her espriyi sürekli tekrarlayarak, eskitmeden bırakmayan film, dağınık olay örgüsüyle ve bir türlü güçlendirilemeyen dramatik yapısıyla merak duygusu da yaratamayınca sıkıcı bir seyirlikten öteye geçemiyor..

Bir bakıma BKM çatısı bu duruma uygun belki ama, Sermiyan Midyat'ın yeni bir Yılmaz Erdoğan olma çabaları, maalesef sonuçsuz kalacak gibi duruyor..

Bu durumda bize de, nezih bir atasözümüzü hatırlamak kalıyor: 'Adam olacak çocuk bokundan, yönetmen olacak adam da ilk filminden belli olur..'