10.2.14

Ben Bertolt Brecht


Dünyanın düzeni, kadının konumu ve savaş gibi konularda seyirciyi eğlenceli bir yolculuğa çıkaran ödüllü oyunun sahne tasarımını Ali Yenel, giysilerini Özlem Kaya, ışık tasarımını Yüksel Aymaz yapıyor.

Bertolt Brecht’in şiir, şarkı ve öykülerinden Genco Erkal'ın uyarladığı ve de Tülay Günal ile birlikte rol aldığı Ben Bertolt Brecht, Tiyatro Tiyatro Dergisi ve Ankara Sanatseverler Birliği’nce 'Yılın Yapımı'; Tiyatro Eleştirmenler Birliği’nce 'Yılın Tiyatro Oyunu Ödülü'; Afife Jale Tiyatro Ödülleri 2012’de 'En İyi Kadın Oyuncu' ve Sadri Alışık Ödülleri 2012’de 'En İyi Kadın Oyuncu' ile 'En İyi Erkek Oyuncu' ödüllerine layık görülmüş..

Koreografisini Tan Temel ve Sernaz Demirel’in üstlendiği oyundaki Brecht’e ait şiir ve öyküleri dilimize A. Kadir, Asım Bezirci, Ali Sait, Arif Gelen, Can Yücel, Gülen Fındıklı, Hasan Kuruyazıcı, Sevgi Soysal ve Zehra İpşiroğlu, şarkı sözlerini ise Genco Erkal ve Tuncay Çavdar çevirdi.

Piyanist Yiğit Özatalay’ın canlı performansı eşliğinde sahnelenen oyuna Kurt Weill, Hans Eissler, Paul Dessau ve Sarper Özsan’ın müzikleri imza atıyor.

Yönetmenliği Genco Erkal’a ait oyunun müzik yönetmeni ise, aynı zamanda müzikleri de düzenleyen Emin Fındıkoğlu.



Dostlar Tiyatrosu tarafından sahneye konan Ben Bertolt Brecht14 Şubat, Cuma akşamı saat 20:30’da Trump Kültür ve Gösteri Merkezi’nde..

Biletler, Biletix ve salonun gişesinden temin edilebilir.



Durun!. Benim de diyeceklerim var ::

Bu oyunu geçenlerde Trump Towers'ın tıklım tıklım dolu tiyatro salonunda seyrettim..

"Ben Bertolt Brecht
Kara Ormanlar'dan şehre taşımış anam beni
çekip gidene dek ben bu dünyadan
çıkmayacak ormanların soğuğu içimden."

Karartılmış sahnede beliren Genco Erkal, kendine has sesi ve vurgusuyla, tüyleri daha da bi diken diken eden bu şiirle açar oyunu..

Türk Tiyatrosu'nun -yaşlanan ama ihtiyarlamayan- bu büyük oyuncusuna, Tülay Günal eşlik ediyor ki hem de nasıl..

Bilenler bilir zaten- Genco Erkal'ın oyunculuğuna, inanılmaz performansına ne diyebilirim ki hayranlıktan öte..
Tülay Günal ise, "Genco'cuğum istersen bırak da tek başıma oynayayım ben bu oyunu" dercesine sahneyi dolduran, mükemmel bir oyunculuk sergiliyor..




Erkal'ın, Epik Tiyatro'nun babası, Komünizm'in has evladı Brecht'ten miras şiirler, öyküler ve müziklerle -anlamlı bir içerik ve üslupla- oluşturduğu bu tek perdelik kabare, kapitalizmin -kan, gözyaşı ve pislikle kaplı- iç yüzünü kabak gibi ortaya koyarken, sadece ve sadece egemenlerin yediği haltlardan oluşturulmuş Dünya Tarihi'ni de çöpe atıyor..
Durmuyor; 'yoksul öğütücü' savaşların arkasına saklanıp da ellerini ovuşturanların ipliğini de bir bir pazara çıkarıyor..




Bir örnek:
Tahterevallinin alt tarafında yoksul kalabalıkların üst üste yığılmasıdır, diğer taraftaki az sayıda zenginin, en yüksekte, en müreffeh yaşamasını sağlayan..

Yani yoksulların varlığı ve çokluğudur zenginin varlık sebebi; öyleyse hiç ister mi zengin, kendi tarafına doğru ilerlemesini fukaranın, yanına ulaşıp da servetini paylaşmasını..

Zaten ezelden güçlü olan metni Genco Erkal, bazı 'bizden' motiflerle de süslüyor ve "Askerlik yan gelip yatma yeri değildir" diyor mesela..

Bilmiyorum, söylememe pek gerek var mı?.
Gidin görün bence, halâ görmediyseniz..

Hem isterseniz bi ara, "Günlerin bugün getirdiği baskı zulüm ve kandır" sözüyle yükselen 1 Mayıs Marşı’na, eşlik de edersiniz..