Genç lise öğrencisi
Gilles, dönemin siyasal ve yaratıcı akımlarına kendini
kaptırır.
Arkadaşlarının çoğu gibi o da radikal düşünceleri ile kişisel tutkuları arasında gidip gelmektedir.
Arkadaşlarının çoğu gibi o da radikal düşünceleri ile kişisel tutkuları arasında gidip gelmektedir.
Romantik karşılaşmalar ve sanatsal
keşiflerle dolu bir yolculuk..
Dönemin çalkantıları, ait
oldukları yeri bulmak isteyen Gilles ve arkadaşlarını, önce
İtalya´ya, oradan da Londra´ya sürükleyecektir.
Après mai / Direniş Günlerinde
Aşk / Something in the Air
Senarist-Yönetmen: Olivier Assayas
Görüntü Yönetmeni:
Eric Gautier
Kurgu: Luc Barnier
Ülke: Fransa
Süre: 122 dk
Dağıtım: M3 Film
İthalat: Kurmaca Film
Yaşamlarının henüz kendilerini ve çevrelerini keşfetme aşamasında -her zaman olduğu gibi- siyasilerin boka sardığı toplumsal meseleleri çözme telaşıyla eyleme geçerek, canlarını dahi tehlikeye atan 'bilinçli' genç bünyelerin dünyasına, kapsamlı ve etkileyici bir bakış..
Bir kızı sevmek, ama çok sevmek; o elinden uçup gittiğinde ise onun boşluğunu doldurabileceğini düşündüğün yeni birini sevmeye çalışmak, zorlamak ve çok geçmeden de hiç kimsenin onun yerini tutamayacağını ve de onu asla unutamayacağını anlamak..
Bunun biraz 'Geronimo Türkçesi'yle
yapılmış bir tarif gibi olduğunun farkındayım; ama, söz
konusu olan aşk öyle bir şeydir ki insanı Kızılderili de
yapar, kovboy da -bencileyin- Aşık Serteli de!.
Senarist - Yönetmen Olivier Assayas'a, 2012 Venedik Film Festivali'nde En İyi Senaryo ve Mimmo Rotella Ödülü kazandıran Après Mai'de, dönem atmosferinin mükemmel bir yaratıcılıkla filmin ruhu haline getirildiğini hissetmemek imkânsız..
Zamanında yani hemen hemen aynı dönemde,
aynı direniş günlerini -Türkiye versiyonuyla da olsa-
aynen yaşamış biri olarak, bu 'atmosfer' konusunda kesin
konuşabiliyorum..
Dönemin Fransız gençliğinin bu direnişi -bencileyin- 'eski tüfekler' için acı-tatlı türlü anıların canlanacağı 'nostaljik' bir araç işlevi görürken, en son Gezi Parkı Direnişi'nde mücadelenin pratiğini mükemmel bir biçimde deneyimlemiş yeni gençlik için de önemli bir ilham kaynağı olabilir..
Dünden bugüne onlarca yıl
geçmesine karşın, gençliğin -kendilerini dünyaya
getirenlerin içgüdüsel' müdahaleleri de dahil-
her türlü otoriteyle olan mücadelesinde pek de bir şey
değişmediğini görüyoruz..
Adeta sıfır müdahaleyle
oluşturulmuşcasına, kurgusunun varlığını hiç
hissettirmeyerek, yatağında akıp giden bir nehir doğallığında
ilerleyen film, anlattığı öyküdeki gençlerin
hayata bakışları ve yaşayışlarındaki 'doğal süreç'le
tam bir uyum gösteriyor..
Üzerinden her ne kadar ticari bir
koku yükseliyorsa da konuya gayet uygun bir çeviriyle
konulan Türkçe isim gayet başarılı bence..
Bu mevzuda hep kötü örnekleri
öne çıkarıp protesto etmekten gına geldiğinden, bu
olumlu örneği özellikle vurgulamak istedim..
8 /10
Selam! Film hakkındaki Yorumunu çok beğendim.
YanıtlaSilSinefesto.com'da yazılarını yayınlamamızı ister misin? Eğer istersen benimle iletişime geçer misin :)
http://hayalmeyalbuschra.blogspot.com/ da bana ulaşabileceğin yollar mevcut. Teşekkür ederim :)