otuzlu
yaş kaşlarına sahip bebek
yürümeye
mi başladın
nasıl
da koştu bin beş yüzü annen
tunçtan
ellerinde bayrakların
yıkık
duvarın dibinde ağlayan çocuk
yalnızlığını
yeni mi anladın
eldeliğin
anasını avradını bellerken
moloz
misketlerin
dipsiz
çukurunda marsın
yasak
elmayı iştahla ısıran ay kız
kocanı
o koçanla mı aldattın
sonsuz
orgazmlarda yanarken
dün
uçuşturduğun o lafları
bugün
kafese mi kapattın
pazardan
dönen sarkık memeli kadın
dilinde
yok seslerinin ninnisi
avuç
içlerinden akarak düşen kuşlarla
ısırdığı
kemiğe aşık köpeklerin iniltisi