Trabzon’un bir köyüne
tayini çıkan resmi imamın gelmesi gecikince, köylüler
camide namaz kıldıracak olan bir imam arayışına girerler.
Yoğun tartışmalar sonucunda, köy
halkının sevdiği ama resmi olarak imam olmayan Bizum Hoca'nın
(Cezmi Baskın) köyün imamı olmasına karar verilir.
Bizum Hoca imamlığı kabul etmiştir
ki, köyün ortasından geçen dereye bir HES inşaatı
yapılacağı haberi köyün gündemine bomba gibi düşer.
Köylü bu inşaatın
yapılmasına karşıdır ve mücadele başlar.
Köylülerin başlattığı bu
eylemin başına ise Bizum Hoca geçer.
Bizum Hoca Dincilere de Karşı
Sümela'nın Şifresi Temel ile
Moskova'nın Şifresi Temel gibi gayet 'şifresiz' ve lezzetsiz
filmlerin senaristi Yılmaz Okumuş'un -kendi anlattığı kadarıyla- baba
ile büyükbaba gibi çevresinde bulunan gayet iyi
tanıdığı figürlerin yaşamından etkilenerek yazdığı bu
senaryo, değerli gördüğü konularda derdini açıkça
söylemesi ve samimi duruşuyla, o Temel'li seriye resmen fark atıyor..
Örneği az bir konuyu içeren,
iyi denebilecek bir çalışma olan Aşk ve Devrim (2011)'in
yönetmeni Serkan Acar'ın olumlu etkisi daha çok oyuncu
yönetiminde fark ediliyor..
Kalabalık kadroda yer alan usta
oyuncuların varlığı da bu konuda ona oldukça yardımcı
olmuş görünüyor..
Dini imanı çıkarına göre
yorumlamadan tüm saflığıyla yaşayan 'gayrıresmi' bir
hoca ile dini de imanı da -tıpkı iktidardaki imamlar misali- üç paraya satmaya teşne 'resmi' bir hoca..
Ve -biri samimi, diğeri samimiyetsiz- bu ikiliye eşlik eden, bir geleneği
sürdürürcesine ya da kahvede pişpirik oynarcasına icra ettikleri 'sözde'
ibadetlerini otomatiğe bağlamış bir cemaat-i müslimin..
Türkiye dahil- tüm İslam
aleminde yer bulan bu üç ana figüre dikkat çekmesi,
filmin en değerli tarafıysa, ikincisi güzelliği de 'resmi'
kaynakları besleyerek beslenen ve güzelim doğa'nın kanını
emen vampir işverenleri mahkum etmesiydi..
Ayrıca, Taksim Gezi Direnişi'ne
yapılan göndermeler de ayrı bir hoşluktu tabii..
Belli ki senarist arkadaş, "Bu
protesto işleri illaki 'müzmin' protestocular ve çevreci
solcularla yapılacak diye bi şey yok.. Tamam onlar da olaya 'renk'
katsın, ama asıl -dindarlar da dahil- yöre halkı da bu işe el
atsın." mealinde düşünmüş..
Buna kim karşı çıkabilir ki
allasen..
Yurdu dört bir yandan sarmış
cümle haramilere haddi bildirilsin de kimin, nasıl yaptığının
ne önemi var ki..
Aynı senarist arkadaşın en büyük
hatası ise, olaylarla bağlantısı -bi şekilde- sağlanmış ve
art arda sıralanmış -komik olduğu farz edilen- Karadeniz
fıkralarından bir komedi filminin oluşabileceğini öngörmesi..
Belki kulağa biraz çelişkili gibi gelebilir; ama, bunca yıllık tecrübeme dayanan naçizane görüşümü zikredecek olursam: İyi bir komedi, salt 'komiklik' yapmaya çalışmakla asla ortaya çıkmamıştır, bundan sonra da çıkmayacaktır..
Burada -masumane de olsa- ticari bir endişenin kokusu alınıyor maalesef..
Ticaret kötü bir şey değil elbet, ama -aynen dine olduğu gibi- sanata da bulaşmadığı sürece..
Ne yapayım ki dostlar benimki de Bizum Hoca kafası; gerçekleri söylemezse eğer, bir türlü rahat edemeyen cinsten..
Bizum Hoca
Yönetmen: Serkan Acar, Yılmaz Okumuş
Senaryo: Yılmaz Okumuş
Oyuncular: Cezmi Baskın, Seymen Aydın, Erdem Baş
Yapım: 2014, Türkiye,
3 / 5