22.3.14

Bizum Hoca :: Paraya Tapanlara Karşı!.


Trabzon’un bir köyüne tayini çıkan resmi imamın gelmesi gecikince, köylüler camide namaz kıldıracak olan bir imam arayışına girerler.

Yoğun tartışmalar sonucunda, köy halkının sevdiği ama resmi olarak imam olmayan Bizum Hoca'nın (Cezmi Baskın) köyün imamı olmasına karar verilir.

Bizum Hoca imamlığı kabul etmiştir ki, köyün ortasından geçen dereye bir HES inşaatı yapılacağı haberi köyün gündemine bomba gibi düşer.

Köylü bu inşaatın yapılmasına karşıdır ve mücadele başlar.
Köylülerin başlattığı bu eylemin başına ise Bizum Hoca geçer.

Kısa bir süre sonra 'gerçek imam' gelince işler iyice karışır.



Bizum Hoca Dincilere de Karşı

Sümela'nın Şifresi Temel ile Moskova'nın Şifresi Temel gibi gayet 'şifresiz' ve lezzetsiz filmlerin senaristi Yılmaz Okumuş'un -kendi anlattığı kadarıyla- baba ile büyükbaba gibi çevresinde bulunan gayet iyi tanıdığı figürlerin yaşamından etkilenerek yazdığı bu senaryo, değerli gördüğü konularda derdini açıkça söylemesi ve samimi duruşuyla, o Temel'li seriye resmen fark atıyor..

Örneği az bir konuyu içeren, iyi denebilecek bir çalışma olan Aşk ve Devrim (2011)'in yönetmeni Serkan Acar'ın olumlu etkisi daha çok oyuncu yönetiminde fark ediliyor..
Kalabalık kadroda yer alan usta oyuncuların varlığı da bu konuda ona oldukça yardımcı olmuş görünüyor..


Dini imanı çıkarına göre yorumlamadan tüm saflığıyla yaşayan 'gayrıresmi' bir hoca ile dini de imanı da -tıpkı iktidardaki imamlar misali- üç paraya satmaya teşne 'resmi' bir hoca..
Ve -biri samimi, diğeri samimiyetsiz- bu ikiliye eşlik eden, bir geleneği sürdürürcesine ya da kahvede pişpirik oynarcasına icra ettikleri 'sözde' ibadetlerini otomatiğe bağlamış bir cemaat-i müslimin..

Türkiye dahil- tüm İslam aleminde yer bulan bu üç ana figüre dikkat çekmesi, filmin en değerli tarafıysa, ikincisi güzelliği de 'resmi' kaynakları besleyerek beslenen ve güzelim doğa'nın kanını emen vampir işverenleri mahkum etmesiydi..
Ayrıca, Taksim Gezi Direnişi'ne yapılan göndermeler de ayrı bir hoşluktu tabii..


Belli ki senarist arkadaş, "Bu protesto işleri illaki 'müzmin' protestocular ve çevreci solcularla yapılacak diye bi şey yok.. Tamam onlar da olaya 'renk' katsın, ama asıl -dindarlar da dahil- yöre halkı da bu işe el atsın." mealinde düşünmüş..

Buna kim karşı çıkabilir ki allasen..
Yurdu dört bir yandan sarmış cümle haramilere haddi bildirilsin de kimin, nasıl yaptığının ne önemi var ki..

Aynı senarist arkadaşın en büyük hatası ise, olaylarla bağlantısı -bi şekilde- sağlanmış ve art arda sıralanmış -komik olduğu farz edilen- Karadeniz fıkralarından bir komedi filminin oluşabileceğini öngörmesi..


Belki kulağa biraz çelişkili gibi gelebilir; ama, bunca yıllık tecrübeme dayanan naçizane görüşümü zikredecek olursam: İyi bir komedi, salt 'komiklik' yapmaya çalışmakla asla ortaya çıkmamıştır, bundan sonra da çıkmayacaktır..

Burada -masumane de olsa- ticari bir endişenin kokusu alınıyor maalesef..
Ticaret kötü bir şey değil elbet, ama -aynen dine olduğu gibi- sanata da bulaşmadığı sürece..

Ne yapayım ki dostlar benimki de Bizum Hoca kafası; gerçekleri söylemezse eğer, bir türlü rahat edemeyen cinsten.. 

Bizum Hoca

Yönetmen: Serkan Acar, Yılmaz Okumuş
Senaryo: Yılmaz Okumuş
Oyuncular: Cezmi Baskın, Seymen Aydın, Erdem Baş
Yapım: 2014, Türkiye,

  5