Fransa'nın ünlü kadın
yönetmenlerinden Maud Schoenberg, bir sabah uyandığında
vücudunun sol tarafının tutmadığını anlar..
Geçirdiği kısmi felç
onu yatağa mahkum etmiştir..
Yürümesinden konuşmasına
dek, fiziksel ve zihinsel yönden kötü etkilenen
bedenini sağlığına kavuşturmak ve de yeni projelerini
gerçekleştirmek üzre çalışmaya başlamak
Maud'nun birincil hedefidir..
Gelgelelim Maud (Isabelle Huppert),
hastalığının bu gayet hassas iyileşme dönemini,
yardımcıları ve dostlarıyla sakince geçirmeye çalışacağına
adeta kaşınır; tesadüfen televizyonda gördüğü
ve pek beğendiği, her haliyle "Belanın önde gideniyim
lan ben!" diye bağıran hödük bir dolandırıcıyı
müstakbel filminde başrol oynatmaya karar verir..
Tanıdığım kadarıyla- ezelden beri
içinden geldiği gibi, yani hesapsız kitapsız yaşayan
sanatçı bir hatun olan Maud, geçirdiği beyin
kriziyle birlikte bu özelliği tamamen umursamazlığa, hatta
bir nevi salaklığa dönüşmüş gibidir..
Önceden de böyle miydi, yoksa beyninde husule gelen hasar nedeniyle mi böyle
oldu, yoksa mevcut engelli halinden şöyle okkalı bir darbeyle
kurtulacağına mı inandı?; orası aslında pek belirgin değildir..
Lâkin 'zavallı' Maud, aradığı amatör yeteneği bu hıyarda bulduğuna, tüm benliğiyle ve saflığıyla inanmıştır artık..
Lâkin 'zavallı' Maud, aradığı amatör yeteneği bu hıyarda bulduğuna, tüm benliğiyle ve saflığıyla inanmıştır artık..
Ee.. Hiç kusura bakma ama, o
zaman da başına geleceklere hazır olmalısın mon cherie..
Sizinkiler bu hususta bi şey demişler
mi bilmiyorum ama, bizim ataların bu duruma gayet uygun sözleri
bulunmakta..
"Yüz verirsen ayıya, gelir
sıçar halıya" gibi..
Yani..
Yani..
Tehlikeli Sulardasın Maud
Cinsel temalı filmlerin radikal
karakterli, Feminizm hassasiyetli senarist - yönetmeni Catherine
Breillat, Abus de Faiblesse ile ihtisası olan cinsellik mevzusuna biraz ara
vererek, hayatının bir evresinde, benzerini bizzat yaşadığı bir
deneyimi anlatmayı tercih etmiş..
İkili arasında o 'beklenen' cinsellik
-kimi kıvılcımlanmalara karşın- bir türlü
gerçekleşmez..
Yine beklendiği derecede bir şiddete
de meyletmeyen Catherine Breillat -aslında tam da kendisine yakışanı
yaparak- seyircisinin şartlanmışlığını bi güzel kırıyor..
Bu arada, Feminizm'den de boşuna
bahsetmedik tabii..
Benim muhtemelen 'konformist' bir
bakışla- 'salaklık' olarak nitelendirdiğim Maud'un bu davranışı,
-hem de- yalnız yaşayan bir kadının, hayatın tüm
zorluklarına karşı korkusuzca duruşunu işaret ediyor olabilir,
pekalâ..
Hapisten yeni çıkmış
tehlikeli bir erkekle yeke yek cebelleşen, hem de bunu hiç
istifini bozmadan, her zamanki rahatlığıyla ve özgürce
sürdürebilen bir kadın!.
O değil de, Maud'nun, ailesi ve iş
çevresinden gelen -Vilko ile ilgili- her türlü
uyarıya kulağını kapatması, bu heriften yediği her kazık
sonrası aklı başına geleceğine -kendisini beş parasız
bırakmasına kızması dışında- hayatından gayet memnun
görünmesi falan, biz seyircileri 'sinirden' öylesine
gerer ki filmin türü de neredeyse bir gerilime dönüşür..
Sonuç olarak, Isabelle
Huppert'in, bir felçlinin süreklilik arz eden fiziksel
durumunu -müthiş bir konsantrasyonla- ortaya koymayı da içeren
oyunculuğunu, en önemli kozu olarak ileri süren film,
sadece gerçek bir öyküye dayandığı için
önem kazandığını düşündüğüm vasat bir
iş..
Yine de, "Maud'nun başına acaba
daha neler gelecek?" ve "Vilko dingili, zavallı kadına
acep daha neler yapacak?" gibi sorularla kendini merakla
izletmeyi de başarıyor tabii..
Abus de Faiblesse / Zayıflığın Esareti / Abuse Of Weakness
Yönetmen: Catherine Breillat
Senaryo: Catherine Breillat
Oyuncular: Isabelle Huppert, Kool Shen,
Laurence Ursino
Yapım: 2013, Fransa, 105'
3 / 5