27.5.14

Maleficent / Malefiz


Disney, başrolünü Akademi ödüllü oyuncu Angelina Jolie’nin canlandırdığı Malefiz’i sunar.

Bu yıl, yani 2014 yılı, Disney tarafından 1959 yılında yaratılmış çizgi filmde genç Uyuyan Güzel’i lanetleyen karakterin, Malefiz’ın 55’inci yıldönümü.

Malefiz göz önüne çıktığından beri Disney’nin en sevilen karakterlerinden biri oldu.
Ve şimdi çizgi filmin gerçek oyuncularla çekilmiş hali olan bu filmle bize onunla ilgili bilmediğimiz ne kadar çok şey olduğunu göstermek için geri geliyor.

“Malefiz’i küçük bir kızken çok severdim.” diyor Jolie ve ekliyor: “O benim en sevdiğim Disney karakteriydi. Ondan hem korkardım hem de onu severdim.

Bu ikilem prodüktör Joe Roth’un da ilgisini çekmiş.
Roth, “Film hep taş kalpli olarak bilinen bir karakterle ilgili ve hikayemiz ‘Neden?’ sorusunun cevabını veriyor.

İzleyicinin Malefiz’ı seyrederken daha önce hiç ayak basmadıkları bir dünyaya girdiğini hissetmesini istiyorum.
Ve öyle umuyorum ki seyirci,kimsenin değişmez olmadığını anlayacak. “ diyerek anlatıyor.

Malefiz, Disney’nin Uyuyan Güzel hikayesinin en kötü karakterinin daha önce hiç anlatılmamış hikayesini anlatıyor.
Ve bu karakterin temiz kalbinin, uğradığı ihanet sonrasında nasıl taşa dönüştüğünü.
Malefiz, Kral’ın yeni doğmuş kızı Aurora’yı intikam hırsıyla ve zalimce, geri dönüşü olmayan bir şekilde lanetliyor.
Aurora büyüdükçe içinde büyüdüğü ve sevdiği orman krallığıyla, onun mirasını taşıyan insan krallığı arasındaki anlaşmazlığın ortasında buluyor kendini. Malefiz, Aurora’nın bölgedeki sükutun anahtarı olabileceğini fark ediyor ve her iki dünyayı da sonsuza kadar değiştirecek güçlü hareketlerde bulunuyor.

Malefiz’ın yönetmenlik koltuğuna iki Oscar ödüllü yapım tasarımcısı Robert Stromberg oturdu. (Avatar, Alice in Wonderland).
Bu film Stromberg’in ilk yönetmenlik deneyimi.
Filmin yapımcısıysa Joe Roth.
Senaryo LindaWoolverton (The Lion King, Beauty and theBeast) tarafından kaleme alındı.
Ve filmin idari yapımcılarıysa Angelina Jolie, Michael Vieira, Don Hahn, PalakPatel, Matt Smith ve Sarah Bradshaw.

Filmin yardımcı oyuncuları Sharlto Copley (District 9), Elle Fanning (Super 8), Sam Riley (On the Road), ImeldaStaunton (VeraDrake), Juno Temple (Atonement) ve Lesley Manville (Secrets&Lies).

Kamera arkasında Akademi ödüllü görüntü yönetmeni Dean Semler (Dances with Wolves, Inthe Land of Blood and Honey), prodüksiyon tasarımcıları GaryFreeman (Saving Private Ryan, The Bourne Supremacy) ve Dylan Cole, iki Oscar adaylığı bulunan kostüm tasarımcısı Anna B. Sheppard (Schindler’s List, The Pianist), yedi Oscar ödüllü makyaj sanatçısı Rick Baker (Planet of the Apes, Men in Black) ve montaj masasında da ChrisLebenzon (Alice in Wonderland, Frankenweenie) ve RickPearson (United 83, IronMan 2) bulunuyor.

UYUYAN GÜZEL MASALI

Disney tarafından yaratılan Malefiz karakteri ilk olarak 1959 yılında Uyuyan Güzel isimli çizgi film sayesinde seyircisiyle buluştu. Ama sonsuz uykuya dalan prensesin hikayesi peri masalları anlatılmaya başlandığından beri var.

Uyuyan Güzel hikayesi yaklaşık 400 yıldan bu yana değişti ve gelişti (eğer Ortaçağ’dan gelen öğeleri de sayarsak 1000 yıl diyebiliriz.) Masalın başlangıç noktasını oluşturan hikayeler arasında 1527 yılında yazılmış olan Perceforest (yazarı bilinmiyor), Giambattista Basile tarafından 1636 yılında yazılmış olan Sun, Moon & Talia isimli masal ve basılı ilk masal koleksiyonu olarak kabul edilen, The Tale of Tales isimli kitap sayılabilir.

1967 yılında hikayenin bir nüshası olan The Beauty A sleep In the Woods Charles Perrault tarafından The Tales of Mother Goose isimli kitabında yayımlanmıştır.
Bir büyü sonucu uykuya dalan bir prensesin uyanış öyküsünü anlattıkları Little Briar Rose isimli hikayede Grimm Kardeşler de hikayenin bu versiyonundan ciddi ölçüde faydalanmışlardır.

Malefiz’ın karakterinin dişil kötülüğünün kişileştirilmesi ilk zamanlarda bu kadar net değildi.
Basile hikayesinde kraliçeyi kıskanç, kötücül, kindar bir karakter olarak tasarlamıştı ve o hikayede kraliyet ailesini lanetleyen bağımsız bir yabancı değildi, kral ile evliydi.
Bu karakter Perrault’un hikayesinde de kötücül bir periye dönüştü ki bu versiyon Disney’inkine en yakın olanı. Perrault ayrıca hikayeye öpücük lanetini bozan yakışıklı prens karakterini de eklemiştir.

Yani Malefiz’ı Disney’in filmi Uyuyan Güzel için keşfetmek 20. yy yazarları ve filmcilerine ve oyuncu Eleanor Audley’e düştü. Filmi yapmak on yıl sürdü ve filmin yapımı 6 milyon Dolar tuttu. Film, stüdyonun o zamana kadar yaptığı en pahalı film oldu.

Malefiz, Disney’nin kötü şöhretli karakterler galerisinde hem en çok sevilen hem de en çok nefret edilen karakter olarak yerini her zaman koruyacak.

YÖNETMEN VE VİZYONU

Prodüktör Joe Roth bu kadar önemli bir filmin başına ilk defa yönetmenlik yapacak olan Robert Stromberg’i getirirken aslında cesur bir karar veriyordu.  “RobStromberg ile OzThe Great andPowerful isimli filmi daha yeni bitirmiştik.” diyor Roth. Ve ekliyor, “Onun Avatar ve Alice in Wonderland isimli filmlerde yaptığı prodüksiyon tasarımlarıyla Oskar kazanmış olduğunu biliyordum.

“Disney bana bu projeyle geldiğinde, daha önceden böyle büyük prodüksiyonlu işlerde çalıştığım için, seyircinin bir filme gidip gitmeyeceği kararını daha filmin konusunu bile bilmeden verdiğini biliyordum. Her şeyden önce filmin sunumundan hissediyorlar. Ben de Angelina’nın deneyimli bir oyuncu olduğunu, Robert’in harika bir yönetmen olacağını ve eğer Avatar, Alice in Wonderland ve Oz The Great and Powerful isimli filmlerde kullandığı o belirgin görsel tarzını bu filmde de kullanabilirse bu ikilinin beraberliğinin çok iyi bir sonuç doğuracağını düşündüm.”

“Stromberg ilk filminde önemli bir oyuncu ve büyük bir bütçeyle çalışmanın getirebileceği zorluklardan hiç korkmamış, “sanat yönetimine ve prodüksiyon tasarımına karakalem karalamalar yapan bir çocuk gibi yaklaştım.” diyor yönetmen.
“Ben bir sanatçının her zaman için kendine en büyük tuvali aradığını düşünüyorum ve onu bulduğunuzda da fethedecek yeni ve daha büyük bir tuval aramaya başlıyorsunuz. Ben şimdiye kadar yaptığım her şeyden daha büyük olan bu işin oldukça merak uyandırıcı olduğunu düşünüyorum. Ve üstelik bu iş, tam da kariyerimde ‘Bir sonraki meydan okumam ne olacak?’ diye merak ederken karşıma çıktı.” diyerek devam ediyor.

Stomberg, prodüksiyona filmin görsel olarak nasıl sunulacağına ilişkin açık fikirlerle gelmiş.
“Malefiz  için istediğim sadece fantezi ve gerçek üstü bir kalite değil aynı zamanda ayakları biraz daha yere basan, biraz daha gerçekçi bir filmdi.” diyerek anlatıyor Stromberg.
“Daha önceki filmlerimde gerçek üstü öğeleri alıp onları filmin en güçlü noktaları haline getirdim. Ama Malefiz’de bunun tam olarak tersi bir yaklaşım izledik: önce gerçekle başladık ve daha sonra da bu gerçeği abarttık. Sanırım bu yeni bir akım başlatacak.”

HİKAYENİN UYARLAMASI

Rober Stromberg bu durumu, “Filmi izlediklerinde orijinal hikayenin hayranlarını hayal kırıklığına uğratmak istemediğim için bir yönetmen olarak benim için Uyuyan Güzel’in bazı öğelerini kullanmak önemliydi.” diyerek açıklıyor ve devam ediyor, “Ben insanların sadece bildik karakterlerini yeni bir ışıkta görmelerinin değil aynı zamanda orijinal filmden hatırladıkları öğelerin de nasıl yaratıldığını izlemelerinin önemli olduğunu hissediyorum.”

Senaryoda eskiyi ve yeniyi karıştırabilmek için Disney, yazarı Linda Woolverton ile çalışmış.
Prodüktör Joe Roth, Woolverton’u “Disney’de hem yönetici hem de yapımcı olarak çalıştığım zamanlarda Linda Woolverton Disney’nin sahip olduğu en önemli yazardı.” diye anlatıyor ve ekliyor “Son 20 yılda animasyon film alanında Beauty and the Beast ve The Lion King filmlerinin ve canlı çekimde de Alice in Wonderland filminin senaryosunu yazdı. Diğer pek çok yazarın aksine Linda Woolverton bir Disney filminin nasıl olmasıyla ilgili kilidin anahtarını elinde tutuyor.”

Woolverton, Malefiz’ın gizli yaşamını keşfetmeye Disney’in çizgi filmi Uyuyan Güzel’i izleyerek başlamış.
“Filmi izledikten sonra aklıma Malefiz karakterinin çözümüyle ilgili bazı fikirler geldi.” diyerek açıklıyor Woolverton. “Onu bebek Aurora’yı lanetlemeye götürebilecek bir geçmiş yarattım ve sonra da izleyiciyi bu andan ayırdım ve olayları film bitene kadar Malefiz’ın gözünden izliyoruz. Ama bu yeniden yazım aynı hikayeyi bir defa daha anlatmak anlamına gelmiyor.”

Bir peri masalını yeniden yazmak gibi bir zorluğun yanı sıra bu masalın son 50 yılda doğmuş her çocuğun çok iyi bildiği bir hikayesi var.
Woolverton hem Disney’nin bu ikonlaşmış karakteri üzerinde çalışma onuruna hem de bu karakteri yetenekli oyuncu Angelina Jolie’nin oynuyor olması şansına sahip.
“Bu karakter gerçekten harika ve bir de Angelina Jolie gelince elimdeki bu iki malzeme sorunsuzca birbiri içinde eridi ve hikayeyi yeniden yazarken tamamen benzersiz bir Malefiz ortaya çıktı.” diyor yazar.



ROL DAĞILIMINI OLUŞTURMAK

Malefiz rolü için Angelina Jolie gibi bir oyuncuya karar vermek normal sınırların ötesinde. “Bu projeye dahil olduktan sonra Angelina’nın adını duyduğumda ‘Ne kadar mükemmel bir seçim.’ diye düşündüm.” dediğini anlatıyor Stromberg ve ekliyor, “Sadece önce Angelina’nın fotoğrafına ve sonra da Malefiz’ın resmine bakıp bunun cennette verilmiş bir karar olduğunu görebilirsiniz.”

“Senaryoyu okuduğumda çok heyecanlandım.” diyerek anlatıyor Jolie. “İnanılmaz bir gizemi çözüyormuşum gibiydi. Hepimiz Uyuyan Güzel hikayesini biliyoruz, hepimiz Malefiz’i tanıyoruz ve tabii ki vaftiz töreninden neler geçtiğini de biliyoruz. Çünkü biz bu hikayeyle büyüdük. Ama hiç bilmediğimiz şey bütün bunlardan önce ne olduğu.”

Malefiz bir çok katmanı olan karmaşık bir karakter. İntikam hırsıyla hareket ediyor olsa da topraklarını ve orada yaşayanları tutkuyla koruyor.
Jolie bu karakteri anlatırken ve bu filmi izledikten sonra seyircide neyin iz bırakmasını istediğini anlatırken “Umuyorum ki özellikle kızlar adalet duygusuna sahip olmanın, neyin adil olduğuna karar vermenin ve neyin savaşmaya değer olduğunun önemini anlayacak. Aynı zamanda bir savaşçı ve besledikleri bütün o derin duygularla, yumuşaklıkla kadınsı olabileceklerini görecekler.” diyor.

Eğer Malefiz karanlık tarafı temsil ediyorsa, Aurora karakteri de aydınlığın ve masumiyetin temsili.
Malefiz’ın büyüsünün etkisi altında kalmış prenses rolü için yapımcılar, kendi jenerasyonunun en yetenekli oyuncularından biri olan Elle Fanning’i tercih etmiş.

“Elle aslında Aurora.” diyor Jolie. “ Onunla ilk tanıştığım andan itibaren parlıyor. O harika, tatlı, akıllı bir genç kadın.”

“Elle harika biri ve ona çok saygı duyuyorum.” diye ekliyor yönetmen. “O sadece güzel değil aynı zamanda da harika bir oyuncu. İlerde harika işler yapacak. Sette onunla çalışmak gerçekten çok keyifliydi. O herkesin gülümsemesini sağlıyor.”

Fanning içinse bu rolü almış olmak hep hayalini kurduğu bir şeyin gerçekleşmesiydi. “Her zaman bunun hayalini kurmuştum.” diyor genç oyuncu. “Sanırım kostümünü üzerime geçirdiğim, saçların yapıldığı ve her şeyin hazır olduğu ilk andan itibaren bu kadar simgeleşmiş bir karakteri canlandırmak gerçekten çok özeldi.”

Filmde Aurora’nın babası Kral Stefan, kral olma hırsıyla yaşayan biri. Tahta çıkma amacını engelleyebilecek hiçbir şey yok. İzleyicinin orijinal filmden de aşina olduğu masum bir delikanlıdan kindar bir hükümdara dönüşen bu karmaşık karakter Sharlto Copley tarafından canlandırılıyor.

“Belirli bir yolculuğu olan karakterleri seviyorum ve Stefan’ın yolculuğu da görece daha yoğun. Sıradan biriyken güçlü bir kanun koyucu oluyor.” diyerek anlatıyor Copley. “Stefan hırslı biri ve sahip olduğundan çok daha fazla saygıyı hak ettiğini düşünüyor.”

Stefan insan krallığına hükmediyor olsa da sihirli orman da müttefikleri yok değil. Malefiz tarafından korkutulmuş ve dışlanmış üç peri; Knotgrass, Flittle ve Thistlewit; Stephan tarafından,on altı yaşını dolduruncaya kadar, kızını büyütmeleri için seçiliyor. Kral herhalde çocuk bakma yetenekleri konusunda daha başarısız bir seçim yapamazdı.

“Periler filmimizin komedi unsurları.” diyor Roth. “Onların işi, on altı yaşına gelene kadar Aurora’yla ilgilenmek ve ben bir rokete ne kadar pilotluk yapabilirsem onlar da çocuk bakmaktan o kadar anlıyor. Oyuncularımızdan ikisi daha yaşlı ve deneyimli oyuncular ve biri de genç. Üç perinin lideri olan Knotgrass, Vera Drake ve Harry Potter filmlerindeki oyunculuğuyla Oscar adaylığı bulunan Imelda Staunton tarafından canlandırılıyor. Ve ona Flittle rolüyle Lesley Manville eşlik ediyor. Gerçek hayattaysa Imelda ve Lesley çok yakın arkadaşlar ve bir araya geldiklerinde ortaya harika bir kimya çıkıyor.”

“Üçüncü peri Thistlewit için çok daha genç biriyle çalışmak istedik. Daha önce Batman’da oynamış JunoTemple’ı oynatmaya karar verdik.
Onu daha önce Alice in Wonderland filminde Alice rolü için seçmeye geldiği zamandan tanıyorum. Onu aklımda tuttum ve daha genç, kıvırcık sarı saçlı bir afet kullanmaya karar verdiğimizde hemen onu aradık.”

“Knotgrass en önemli peri olduğunu düşünüyor.” diyor Imelda Staunton. “Hep patronluk taslıyor, çok düzenli ve her şeyi kontrol etmeye çalışıyor. Yani o diğerlerinin fikrini hiç sormadan kendi kendini görevlendirmiş. ”

Kendi perisini anlatırken “Flittle’ın esprisi her şeyi mavi renge dönüştürebiliyor olması.” diyor Lesley Manville. “Ve her şeyin mavi olması gerektiğini düşünüyor. Hatta birinin elbisesini sarıdan maviye dönüştürdüğü bir sahne var. Ve o kişi elbisesinin tekrar sarı olmasını istediğindeyse haksızlığa uğradığını düşünüp öfkeleniyor.

“Thistlewit ise grubun genç ve en yeni üyesi.” diyerek açıklıyor Juno Temple. “O çok naif ve masum ve tabiatı gereği biraz şaşkın. Sadece çiçekleri koklayıp dans etmek istiyor.”

Malefiz’nın orijinal filmde sadece bir karga olarak görünen sadık bir yoldaşı var. Ama bizim filmimizde Malefiz onu istediğinde bir insana ya da bir ata ya da bir ejderhaya ya da bir kurda dönüştürüyor.
Herhangi formda olursa olsun, Sam Riley tarafından canlandırılan Diaval karakteri Maleficient’nın sadık yoldaşı. Aurora’yı büyürken beraber izledikleri on altı yıldan sonra Diaval, Malefiz’a karşı bazı hisler beslemeye başlıyor.

“Oynadığım karakter aslında bir kuzgun ve üstelik kendini oldukça da çok beğeniyor -beyhude olsa da.” diyor Riley canlandırdığı karakteri anlatırken.
“Malefiz onu bir çiftçi ve köpeklerinin elinden kurtardığından beri Diaval, Meleficient’nın sadık dostu oluyor ve onun için bir yerlere uçup casusluk yapıyor. Diaval ona fazla ileri gittiğini söyleyebilen ya da onun ne düşündüğünü tam olarak anlayabilen tek kişi.”

Kastı oluştururken yapımcılar Stefan’a iyiliği dokunan Kral Henry rolü için Kenneth Cranham’ı seçti. Ve yeni gelen yakışıklı Prens Philip rolünü ise Brenton Thwaites canlandırıyor.

SAHNE ARKASINDAKİ SİHİR

Malefiz’ın yapımına İngiltere’nin ünlü ve en çok iş yapan stüdyosu Pinewood stüdyolarında, 11 Haziran 2012 tarihinde başlandı.
Filmin çekimlerini tamamlamak altı sesli çekim stüdyosu ve yüzlerce metrelik iç ve dış alanlarda beş ay sürdü.

Yapımda birçok sıra dışı gerçek sahne kullanıldı. Yapım tasarımcıları Gary Freeman ve Dylan Cole ve dekor sorumlusu Lee Sandales, iç ve dış mekanların tasarımı için yönetmen Robert Stromberg ile efsanevi bir film yapmak için çok sıkı çalıştı.

Oscar ödüllü görüntü yönetmeni Dean Semler, Aurora’nın vaftiz töreninin gerçekleştiği şato için “Bu sanırım gördüğüm en etkileyici set.” diyor. “1959’da çekilmiş olan çizgi filmde kullanılan şatonun içi ve dışı birebir yeniden yapıldı. Freeman“Orijinal animasyon filmde kullanılan tasarım harika bir parça.”diyerek devam ediyor ve ekliyor “Oldukça yenilikçi bir tasarımı vardı. Sanatçının renklere ve renkler arasındaki çatışmalara gerçekten oldukça sıra dışı bir yaklaşımı var. Her birine teker teker bakıyorsunuz ve ‘bu güzel olmaz.’ diye düşünüyorsunuz. Ama hepsi bir araya gelince oluyor.”

“Ölçeğin yanı sıra tipik Norman şatolarında göreceğinizden daha gösterişli malzemeler kullandık.” diyor Freeman. “zeminde mermer kullandık mesela. Orijinal filmde her dönemin şato mimarisine ait öğeler var ama biz bunu gerçekten yapamazdık çünkü modern izleyici için Viktoryen / Gotik / Romanesk bir şatonun bir anlamı olmazdı.”

“Bizim bir tarzda karar vermemiz gerekiyordu ve verdik. Seçtiğimiz tarz melez ama mantıklı: Romanesk şekilleri olan Prag tarzı mimari gibi. Ve daha sonra da gotik kilise mimarisinden kemer fikrini aldık ve bu fikir bütün boşlukları bir araya getiren bir tema gibi oldu.”

Böyle bir geçmişi olan ve oyuncularının çoğunun sadece hayali olduğu böyle bir film farklı seviyelerde zorlayıcıydı. “Arkanda mavi bir ekran varken oyun vermek gerçekten oldukça zorlayıcıdır. Ama böylesi harika bir ekip, size aslında etraflarında bir peri olmadan oynadıklarını unutmanızı sağıyor.” diyerek anlatıyor Stromberg. “İçinde oldukları dünyayı ve hatta bedenlerinin boyutlarını bile hayal etmek zorunda olan oyunculardan inanılmaz performanslar aldık.

Bu melez gerçeklik için kostüm tasarlamak gibi bir meydan okuma, peri masalı dünyasıyla Ortaçağ insanlarının dünyası arasında tasarım yapma zorluğu iki Oscar ödülü adaylığı bulunan Anna Sheppard’a düştü. “İlk aklıma gelen fikir tasarlayacağım kostümleri belli bir zaman dilimine göre hazırlamam gerektiğiydi.” diyerek açıklıyor Sheppard. “Ama hemen sonra anladım ki bu aklıma ilk gelen fikri hemen unutmalı ve hayal dünyamın Bob’un vizyonuyla beraber akmasına izin vermeliydim. Çünkü onun aklı harika bir biçimde görsel çalışıyor ve her şeyi çok iyi tasvir ediyor. Bu yüzden çizgiyi geçmem ve peri meselesine cesaretle yaklaşmam gerektiğini anladım.”

Kostüm tasarımcısı Anna B. Sheppard bu filmde karşılaştığı zorlukları daha önce hiç yaşamamış. İnsan ve peri dünyası için tasarlaması gereken fazla sayıda kostüm oluş ve sonunda Anna ve takımı el yapımı 2000’in üzerinde kostüm dikti.

Bir kuzgun ya da orman yaratığı ve hatta 16 yıl boyunca kızının bir lanetten kurtulmasını bekleyen bir kral için makyaj ve protezler önemli bir anahtar. Yedi Oscar ödüllü Rick Baker’ın liderliğindeki protez ekibinde Malefiz’nın boynuzlarını ve takma elmacık kemiklerini uygulamak için özel bir uzman da çalışıyordu. Ve ekibin diğer üyeleri de başka karakterlerle çalışmak için her sabah saatlerini harcıyordu.



1 yorum: