4.7.14

7500 / Uçuş 7500


Vista Pacific’in 7500 numaralı uçuşundaki insanlar enteresan karakterlerdir.
Brad (RYAN KWANTEN) ve Pia Martin (AMY SMART) boşanma planlarını henüz ifşa etmemiş ve en yakın arkadaşlarıyla Japonya’ya gitmekte olan bir çifttir.

Yeni evli çift Rick (JERRY FERRARA) ile Liz Lewis (NICKY WHELAN) balayı için Tokyo’ya gitmektedir, ancak Rick daha şimdiden nörotik eşiyle ilgili düşüncelidir.

Yalnız, Gotik, Jacinta Bloch (SCOUT TAYLOR COMPTON), tek başına dünya turu atmaktadır.

Raquel Mendoza (CHRISTIAN SERRATOS) erkek arkadaşını Amerika’da bırakmışken, hamile olabileceği gerçeğiyle yüzleşmektedir.

Ayrıca, gizemli bir kutuyu yanından ayırmamakta ısrarcı olan işadamı Lance Morrell (RICK KELLY) ve Asya’da yapacaklarını planlayan dolandırıcı Jake Young (ALEX FROST) da uçaktakiler arasındadır.

Bu sırada hostesler Laura Baxter (LESLIE BIBB) ve Suzy Lee (JAMIE CHUNG) bu uzun uçuşa hazırdır.
Uçağın pilotu Kaptan Haining (JOHNATHON SCHAECH) ile bir ilişki yaşayan Laura, Tokyo’daki mola için ayrıca heyecanlanmaktadır.

Uçuşun ortalarında uçak, beklenmeyen bir anda korkunç bir türbülansa girer. Bazı yolcular koltuklarından düşer, servis arabaları da dahil olmak üzere bütün eşyalar kabin içerisinde savrulur.
Türbülans sırasında çıkan kargaşa, kabin ekibi de dahil herkesi tedirgin eder.



Türbülans dindiğinde, gizemli işadamı Lance Morrell göğsündeki ağrıdan şikayet eder.
Kabin ekibi yolcuların yardımını ister ve acil yardım görevlisi Brad ile suni teneffüs yapmayı bilen Rick’i bulur.
Ne yazık ki Brad ve Rick’in çabaları işe yaramaz ve Lance hayatını kaybeder. Uçak rotasında Tokya’ya daha yakın olduğundan, cesedin uçağın başka bir kısmına taşınmasına ve uçağın seyrine devam etmesine karar verilir.

Fakat yolunda gitmeyen bir şey vardır. Uçağın girdiği her türbülansta insanlar
kaybolmaya başlar.
İşadamı öldükten sonra durum daha garip ve ürkütücü olmaya başlamıştır. Durumun ne olduğu ve nedeni ise belirsizdir.
 
UÇUŞ 7500’ÜN BAŞLANGICI

“Uçus 7500” filmi için ilk fikir “The Ring”, “The Grudge” ve Akademi ödüllü “The Departed” filmlerinin yapımcısı Roy Lee’den çıkmıştır.
Sadece uçakta geçen bir film yapmak istediklerini hatırlayan Lee’nin kelimeleriyle, “Herkesin uçmakla ilgili korkularını ele almak –bazıları genel olarak uçmaktan, bazıları kapalı alanda olmaktan, bazıları da yabancılarla birlikte olmaktan hoşlanmaz– ve bu korkuları bir filme dönüştürmek istedik.”
Yapımcı Roy Lee, daha önce “The Grudge” filmlerinde de beraber çalıştıkları
için, projeyle ilgili yönetmen Takashi Shimizu ve yapım partneriyle iletişime geçmiştir.
Lee’nin deyimiyle “Shimizu ile ilgili en iyi şeylerden biri de normal şeyleri korkutucu şeylere dönüştürebilmesi. Kapalı alanları ele alışıyla, Grudge 1 ve Grudge 2 filmlerinde de başarıyla yaptığı gibi size gerçekten klostrofobiyi hissettirebilmesi.”

Shimizu, Lee’nin bir uçak filmi yapma fikrini kendisiyle paylaştığını hatırlıyor; “Henüz kesin bir senaryo olmadığını kabul etse de korkutucu bir film olacağını biliyordu. Roy bana filmin meşhur Twilight Zone (Alacakaranlık Kuşağı) bölümü ‘Nightmare At 20,000 Feet’ gibi olacağını açıklamıştı.” Shimizu’yu yaklaşık 15 yil önce Tokyo’da, film okulundan yeni mezunken keşfeden yapımcı partneri Ichise de fikri beğenmiştir: “Uçak tam anlamıyla bir kapalı alan, bu yüzden de bir korku filmi için mükemmel. Eğer korkunç bir şeyler olursa, kaçma şansınız yok.”


Kendi için yeniden bir araya gelen yönetmen Takashi Shimizu ve yapımcı Taka Ichise için Lee, “Shimizu doğaüstü-korku türünde bir usta ve onun katılımı filmin nasıl yapılacağını iyice şekillendirdi.” diyerek doğru senaristi aramaya başlar.
“Yazarlara uçakta çekilebilecek harika bir korku veya gerilim filmi düşünmelerini söyledik, UFO’lardan, şeytan çıkarmaya kadar uçak içinde geçen bir çok hikaye duyduk.” diyen Lee ve Ichise yaptıkları toplantılardan sonra Craig Rosenberg ile çalışmaya karar verirler.
Meşhur dizi “Lost”un da yazarlarından biri olan ve daha önce Lee için “The
Uninvited”ı kaleme alan Rosenberg, kendisinin doğaüstü hikayelere olan düşkünlüğünü bilen Lee’den, Takashi Shimizu’nun yöneteceği, uçakta geçecek doğaüstü bir hikaye yaratmaya çalıştıklarını anlatan bir telefon alır. Lee, Rosenberg’in nasıl bir fikir sunacağını merak etmektedir ve Rosenberg Uçuş 7500 ile ilgili fikirlerini Lee ve Ichise’ye anlattığında karar verilmiştir.
 
UÇUŞA GEÇEN BİR SENARYO

Rosenberg, gerçekçi bir hikaye yazabilmek için havayolu sektöründeki çeşitli protokolleri ve gerçek olayları araştırmıştır.
Rosenberg’in kelimeleriyle “Aslında uçuş sırasında biri öldüğü takdirde ne olacağını araştırdım. Benim anladığım, eğer uçak yolu yarılamışsa
ve bir kişi açıkça hayatını kaybetmişse, uçağın istikametine doğru yoluna devam edeceği. Bedeni bir battaniye ile örtüp, insanlardan uzak, izole bir kısma taşımaya çalışıyorlar.”

Bir Avustralyalı olarak ülkesi ve Amerika arasında Pasifik’i defalarca geçen Rosenberg, hikayesinde geçen durumu şu şekilde açıklamıştır; “Bu bana her zaman inanılmaz korkutucu bir olay olarak gelmiştir. Pasifik üzeri bir uçuşun ortasında, uçağın daha gidecek 6 saatlik yolu olduğunu, ve bu süre boyunca belki de sizden birkaç adım ötede ölü bir beden olduğunu bilmek.”


Rosenberg’in işi almasının bir nedeni de, filmi “The Grudge” filmlerinin yönetmeninin yönetecek olduğunu hesaba katmış olması. Sadece uçakta geçen bir film yaratmak zorlayıcı bir durumdu.
Rosenberg şu itirafta bulunuyor: “Uçakta geçen bir korku filmi yazarken, hem limitli alanı mümkün olduğunca iyi değerlendirmek, hem de bunu bir
dezavantaj yerine avantaj olarak görmek gerekli. Kargo kısmı, tuvaletler, kokpit. Bütün bu yerleri en etkili şekilde nasıl kullanabilirsiniz? Bu spesifik yerleri korkutucu ve şüphe uyandıran şekilde kullanma yolları aradık.”

Yönetmen Shimizu da Rosenberg ile aynı fikirde, “Limitli ve dar bir alanla çalışıyoruz. Seyirci zaten uçak kabinini iyi tanıyor ve yerlere hakim, bu yüzden de seyirciyi yanıltmak veya küçük hileler yapmak daha zor. Aynı zamanda bu durum sahnelerin kaç farklı şekilde çekilebileceğini de kısıtlıyor.”
Ve gülümseyerek ekliyor: “Ama bu yaratıcılık için bir fırsat da yaratıyor.”


Filmin mümkünmertebe notu: 1.5/5