7.9.14

Sex Tape / Kaset İşi


Jay (Jason Segel) ve Annie (Cameron Diaz) birbirlerine hâlâ çok aşık evli bir çifttir ama on yıl ve iki çocuk aralarındaki tutkuyu biraz soğutmuştur.
Onu geri kazanmak için, THE JOY OF SEX’teki (Seksin Keyfi) her pozisyonu denedikleri üç saatlik seks maratonlarını videoya kaydetmeye karar verirler.
Harika bir fikir gibi görünür, ta ki bu çok özel videolarının tüm çevreleri tarafından izlenebildiğini fark edene dek.

Panik hâlindeki çift, macera dolu çılgın bir geceye adım atarlar: İp uçlarını takip eder, arkadaşlarını ikna etmeye çalışır, Annie’nin patronunu kandırırlar –tüm bunların amacı videolarını, itibarlarını, akıl sağlıklarını, ve en önemlisi, evliliklerini geri kazanmaktır.

Columbia Pictures, MRC ve LStar Capital işbirliğiyle, bir Escape Artists yapımı olan Jake Kasdan filmi “Sex Tape/Kaset İşi”ni sunar.

Başrollerini Cameron Diaz, Jason Segel, Rob Corddry, Ellie Kemper ve Rob Lowe’un paylaştığı filmi Jake Kasdan yönetti.
Filmin yapımcılığını Todd Black, Jason Blumenthal ve Steve Tisch; yönetici yapımcılığını ise David Householter, Jason Segel, Jake Kasdan, David Bloomfield ve Ben Waisbren gerçekleştirdi.   Senaryosunu Kate Angelo, Jason Segel ve Nicholas Stoller’ın kaleme aldığı “Sex Tape/Kaset İşi”nin hikayesi Kate Angelo’ya ait.
Filmin kamera arkası ekibi görüntü yönetiminde ASC’den Tim Suhrstedt, yapım tasarımında Jefferson Sage, kurguda A.C.E.’den Tara Timpone, kostüm tasarımında ise Debra McGuire’dan oluşuyor.
Müziğini Michael Andrews’un yaptığı filmin müzik amirleri Manish Raval ve Tom Wolfe.



FİLM HAKKINDA

Bad Teacher”daki rol arkadaşı Jason Segel’la yeni çılgın komedi “Sex Tape/Kaset İşi”nde yeniden bir araya gelen Cameron Diaz, “Annie ve Jay on yılı geride bırakmış evli bir çift. İki çocukları var ve artık ilişkilerini canlı tutmak için ellerinden gelenin en iyisini yapmadıkları bir noktaya geldiklerini hissediyorlar. Çok mutlu bir evlilikleri var; ancak, pek çok çift gibi, seks için bir türlü zaman bulamıyorlar” diyor ve ekliyor: “Bunun sonucunda, Annie’nin aklına bir fikir geliyor –hadi bir seks kaseti yapalım. Heyecanlı ve eğlenceli olur, sonra da sileriz.”

Segel ise şunları aktarıyor: “Bir kere izlemek ve sonra –teorik olarak– silmek üzere iPad’lerine kayıt yapıyorlar. Fakat Jay kaydı hemen silmiyor. Sonrasında, Jay’in yeni yüklediği bir uygulama yüzünden bulut programında bir hata oluşuyor. Şimdi, seks kasetinin ellerinde olmaması gereken bir sürü insan ona sahip.”

Böylece, Annie ve Jay videoyu ait olduğu silinmiş öğeler kutusuna geri döndürmeye çalışırken, maceralarla dolu çılgın bir gece başlar.
Fakat bu koşturmacanın gerginliğiyle, ilişkilerinin gerçekleri ön plana çıkar.
“Film evliliğin zorluklarını ve onu taze tutma çabalarını konu alıyor. Seks kasetini kaybetmek onlara pahalıya mâl olabilecek bir şeyken, ilişkilerinin güçlenmesini sağlıyor; onlara asında her zaman bir takım olduklarını hatırlatıyor” diyor Diaz.

Filmin yönetmeni Jake Kasdan ise şunları söylüyor: “Jay ve Annie biraz sorgulanabilir bir karar veriyorlar ama öyle umuyoruz ki bunu neden yaptıklarını anlayacaksınız. Cameron ve Jason’da bunu özdeşleşilir kılan bir şey var –onlarla bağ kuruyorsunuz. Son derece cana yakın ve sevimliler –ve evliliği oldukça güzel gösteriyorlar.”

“Sex Tape/Kaset İşi” fikri yapımcılar Todd Black ve Jason Blumenthal’ın ofisinde, yazar Kate Angelo’yla yaptıkları bir toplantı sırasında ortaya çıktı.
“The Back-up Plan” filminde Angelo’yla çalıştıktan sonra, yapımcılar onunla bir kez daha çalışmaya istekliydiler.
Bu yüzden, yazar olası fikirleri konuşmak üzere ofislerine gelmişti.
Black o günü şöyle hatırlıyor: “Biz fikirler ortaya atıyorduk, Kate fikirler ortaya atıyordu; ve sonra Jason evli, sıradan bir çift bir seks kaseti hazırlasa ve ertesi gün kaset kaybolsa neler olurdu diye merak etti. Ağzım resmen açık kaldı; Kate’in ağzı açık kaldı ve Jason gülümseyerek karşımızda oturdu. Bu harika konsepti olgunlaştırmak için ofisimde saatlerce çalıştık.”


Tek bir fikir etrafında dönen hikaye aynı anda hem akıl almaz bir seks komedisi hem de çok duygulu romantik bir komedi olabilirdi.
Blumenthal, “Elimizde iyi bir şey olduğunu hemen anladık –birbirine delice aşık evli bir çift maceracı bir şey deniyorlar ve sonra kıyamet kopuyor. Bir karı kocanın zorlu bir serüven yaşamak –özellikle de kendi özel seks kasetlerini geri almak– zorunda kalışını ve birbirlerine daha da fazla aşık oluşlarını konu alan bir filmden daha tatmin edici bir şey olabilir mi?” diyor.

Yapımcı Steve Tisch ise şunları söylüyor: “1980’lerin başında ‘Risky Business’in yapımcılığından öğrendiğim şey, sinemaseverlere garanti gözüyle bakamayacağınızdır –onlar zekidirler ve ne istediklerini bilirler. O dönemki yapım ortağım John Avnet ve yazar-yönetmen Paul Brickman’la birlikte şöyle düşünmüştük: ‘Seyircilere, komplike karakterlere ve tek boyutlu olmayan bir konuya sahip, daha zekice bir şey sunalım; bakalım nasıl olacak?’ Sanırım bunu ‘Sex Tape/Kaset İşi’yle de yapıyoruz.”

“Will and Grace” ve “Becker” gibi televizyon dizilerinin deneyimli yazarı Angelo, “‘Sex Tape/Kaset İşi’ni yazmak belki de bir senaryo yazarken en çok eğlendiğim projeydi; özellikle de bir seks kasetini önce hazırlayıp sonra kaybetmek çok akıl almaz ve utandırabilecek bir şey olduğu için, hikayeyi sürekli olarak daha ileri götürebiliyor. Burada kilit nokta çifti gerçekçi, evliliklerini özdeşleşilebilir kılmaktı. Filmdeki tüm o müstehcen ve seksle ilişkili komedinin başarılı olmasının nedeni şu: Eğer bu çiftle özdeşleşir ve onları severseniz, onlarla her yere gidebilirsiniz” diyor.

Yazar şöyle devam ediyor: “Bir süredir evli olan ve küçük çocukları bulunan herkes kıvılcımın biraz söndüğü hissiyle özdeşleşebilir sanırım (eğer bunu okuyorsan, özür dilerim, hayatım). Bir gecelik pervasız tutkuyla, masumane bir şekilde bir seks videosu kaydederek bu kıvılcımı yeniden alevlendirmeye çalışma ve ertesi sabah kaydı kaybettiğini fark etme fikrine bayıldım. İşin sürprizi bu kaydın peşine düştükleri çılgın ve çok komik serüven sayesinde yeniden birlik olmaları. Nihayet yeniden aynı takımda bir araya geliyorlar.”

Angelo ilk taslağı teslim ettiğinde, yapımcılar turnayı gözünden vurduklarını anladılar.
“Harika bir başlığa sahip, gerçekten iyi ve zekice bir fikir; eğer bunu biz yapmasaydık, başka biri yapardı” diyor Black.

Yapımcılar projeyi oluştururken “Bad Teacher” ekibini bir araya getirdiler –yıldızlar Cameron Diaz ve Jason Segel ile yönetmen Jake Kasdan. Segel, Nicholas Stoller’la birlikte, senaryonun yeni bir taslağını yazdı.

“İnanılmaz komik bir fikirdi” diyor Kasdan ve ekliyor: “Her ikisiyle de beraber çalışmayı çok sevdiğim Jason ve Cameron için de mükemmel bir hikayeydi. Son derece gerçek; aşk, seks ve evlilik gibi insani şeyler hakkında, büyük ve çılgın bir komedi yapabilme fırsatıydı. Jason’la fikir alış verişi yapmaya başladığımız anda gülmekten yerlere yattık; işte o zaman bu filmi kesinlikle yapmamız gerektiğini anladım."


Jay ve Annie’nin yaşadığı zorluğun başlangıç noktası, pek az anladıkları teknolojiyle gitgide karmaşık hâle gelen ilişkileridir.
“Filmde, Jay bir radyo istasyonunda çalışıyor ve her yeni nesil İpad’ler alışında, eskilerini içlerindeki müthiş oynatma listesiyle birlikte başkalarına veriyor.
Bu iPad’ler birbirlerine bulut sistemiyle bağlı –işte bütün olay buradan kaynaklanıyor” diyen Segel, şöyle devam ediyor: “Ben bir teknoloji manyağıyım, teknolojiye bayılıyorum ama şahsen ben bile buluttan çok korkuyorum. Kimse onun ne olduğunu tam anlamıyor. Bu filmde, nasıl gerçek bir bulut kültürüne dönüşmekte olduğumuzla, ondan gerçek bir şey gibiymiş gibi söz edişimizle dalga geçme fırsatı buluyoruz.”

“Filmin teknolojiyle ilgili esprileri bana çok komik geldi çünkü ben de sürekli olarak bir şeyleri batırıyormuşum gibi hissediyorum” diyen Kasdan, şöyle devam ediyor: “Bazı şeyleri yanlış insanlara gönderiyorum, hem de tekrar tekrar. Bir şeyi sildiğimi ve kaybettiğimi sanıyorum ama bakıyorum kaybetmemişim. Bir aygıtta birine mesaj atıyorum ve mesaj başka bir aygıtta beliriveriyor. Aslında hayatımızı kolaylaştırması gereken tüm bu şeyler bazen bizim kontrolümüzden çıkabiliyor; ve aygıtlarınızın sizi yendiği hissine kapılabiliyorsunuz. Filmimizi çekerken, insanların bu endişeyle çok yakından özdeşleştiğini gördük –pek çok insan bir tür senkronizasyon fiyaskosu ya da mesajlaşma kazası yaşamıştı."

Kasdan komedinin tonunu dengelemenin cazip bir meydan okuma olduğunu söylüyor: “Beni çeken komediler yer yer büyük, aptalca ve geniş olabilir, tıpkı hayatın da yer yer büyük, aptalca ve geniş olabildiği gibi. Ve bana en komik gelen şeyler her zaman en gerçek gelenlerdir. Sonuçta, bu uygulamak, büyük ölçüde, o rolleri oynayan oyunculara düşer; gerek Jason gerek Cameron’ın yaptıklarında derin, doğal bir dürüstlük var.”


Segel’a göre kendisi, Diaz ve Kasdan arasındaki uyumlu aşinalık, bu riskli –ve müstehcen– projeyi çok daha güvenli ve aklı başında kıldı.
Bu konuda şunları söylüyor: “Jake’le on beş yıldır tanışıyoruz; ‘Freaks and Geeks’in pilot bölümünü yönetmişti. Dolayısıyla uzun zamandır dostuz. ‘Bad Teacher’da çok eğlendik; hayatımın en güzel deneyimlerinden biriydi. Cameron’la beni yeniden bir araya getirmek, üzerinde çok düşünülmesi gereken bir şey değildi. Bu filmde o kadar fazla samimi sahne var ki üçümüzün birbirimizle böylesine rahat olması bence mizahı yukarı taşımamıza fırsat verdi. Orada olduğum için kendimi gerçekten şanslı hissettim.”

Diaz ise, “Jake ve Jason’la tekrar çalışma fırsatı bulmayı umuyordum. ‘Bad Teacher’ deneyimi çok eğlenceliydi ama çok çabuk olup bitti. Hızla çekilmesi gereken filmlerden biriydi –oynayacak zaman yoktu. Bu film ise çok farklıydı. Ayrıca, içeriği ve mizahından ötürü, üçümüz için çok samimi bir deneyimdi” diyor.

Black’e göre, Jay ile Annie’nin kasetlerini çekiş sahnelerinde Kasdan, Diaz ve Segel arasındaki bu samimiyet semeresini verdi.
“Seks kasetinin kaydediliş sahnelerini çekmemizden önce gerçekten gergindim –Cameron ve Jason ne derece kendilerini vereceklerdi, Jake ne derece ileri gidecekti, stüdyo ne derece ileri gidecekti?” diye itiraf eden yapımcı, şöyle devam ediyor: “Gerçekten bu gerginlik yüzünden uykusuz geceler geçirdim. Fakat Jake çok güzel yönetti; Cameron ve Jason kendilerini tamamen verdiler; endişelenmek için neden kalmadı. Sahne sürekli olarak komik ve uygun olana odaklandı; gereksiz hiçbir şey yoktu.”

Diaz ise o sahnelerin çekimleri için, “Aman Tanrım, çok komikti. En komik yanı da, Jake’in de bunun bir parçası olması zorunluluğuydu” diyor gülerek ve ekliyor: “Sadece Jason ve ben yoktuk. Jason, ben ve Jake’tik. Jason’la yatakta ya da komik bir pozisyondayken kafamızı kaldırıp Jake’in çekimin nasıl olacağını çözmeye çalıştığını gördüğümüz anlar oldu. O anlarda, ‘Hey, Jake, nasıl gidiyor?’ diye soruyorduk. Yani, evet, en komik olanı, ben ve Jason yarı çıplak, Jake de yanı başımızdayken, ‘Biraz daha hızlı, yavaş, biraz yukarı, biraz aşağı’ gibi talimatlar verdiği; üçümüzün birlikte geçirdiği o günlerdi. Jake cinsel pozisyonlarımıza tamamen hakimdi.”


Kasdan ise şunları söylüyor: “Sadece üçüzümdük; bir seks kaseti için elimizden geldiğince kaçık şeyler bulmaya çalışıyorduk. Gerçek seks kasetinin çoğunu bir el kamerasıyla kendim çektim; yüz kişilik bir çekim ekibi değil. Bu sayede, video çok ev yapımı bir his veriyor. Cameron ve Jason inanılmaz serbest, cesur ve komiktiler; bu beni biraz afallattı. Fikirleri ve herhangi bir espriyi denemeye istekli oluşları... Şimdi bile filmi izlerken, gerçekten olduğuna inanamadığım şeyler var. Ama hepsi de olabilecek en komik ve korkunç şekilde, tamamen sahici duruyor.”

Elbette, bir film yapmak teknik zorluklar da içerir, ama görüntü yönetmeni Tim Suhrstedt, Kasdan’ın her şeyi kontrol altında tuttuğunu söylüyor: “Jake'in yeteneklerinden biri bir sahneyi prova etmeye, oyuncuların o sahnede fiziksel olarak yapacakları şeylerde kendilerini rahat hissetmelerine olanak tanımaya istekli oluşu ve sonrasında önerilere, düzeltmelere, vs. geçmesi. O ve oyuncular rahatladığında, kameranın yerleşimi ve hareketi, lens seçimi, ışıklandırma ayrıntıları bu doğrultuda yapılıyor. Bazı keyfi stilistik seçimlerin ‘örtüşmesi’ nadiren görülen, hatta belki hiç görülmeyen bir şey olduğu için, bence görüntü yönetimi performansların gerçekliğine sadık kalıyor ve umuyorum ki sahnenin komedisine yardımcı oluyor.”



ANNIE VE JAY

Annie ve Jay rollerinin özellikle Cameron Diaz ve Jason Segel için yazıldığını belirten Kasdan, “‘Bad Teacher’ da Cameron ve Jason’la çalışmak yaşadığım en harika deneyimlerden biriydi. Ve onlar için başka bir şey daha bulmayı çok istiyordum –birlikte çok komik olduklarını biliyordum ve bu çok farklı rollerde ilk filmde kaldığımız yerden devam edip yepyeni bir şey yapabileceğimizi de biliyordum. Bu karakterleri canlandırırken aralarında müthiş bir şeyler olacağına dair güçlü bir sezgi hissettim; onlar benim tüm umut ve beklentilerimin üzerine çıktılar. Sanatçı olarak her ikisi de kendilerini işine veren gerçek birer takım oyuncusu; komedyen olarak da, birbirlerine karşı çok cömertler ve birbirlerini güldürmeye istekliler. Birbirleri için espriler üretiyorlar... Ve bir de, hem kendi başlarına hem de beraberce son derece çekiciler tabi" diyor.

Kasdan rollerinin her oyuncunun güçlü yönlerine uygun olduğunu da sözlerine ekliyor: “Jay iyi niyetli, eşini ve çocuklarını seven, iyimser, her şeyi doğru yapmak için güçlü bir arzu duyan bir insan ama bunu nasıl yapacağını her zaman tam olarak bilemiyor. Sanırım Annie biraz daha pragmatik; o blogcu bir anne ve kendini eski umursamaz geçmişinden bir şekilde uzaklaşmış hisseden endişeli bir ebeveyn.”

Yapımcı Jason Blumenthal, “Rolleri Jason ve Cameron’ın üstlenmesi fikrinden söz edildiğinde herkesin gözleri ışıldadı. Bana göre bu, Goldie Hawn ile Chevy Chase’i bir araya getirmek gibiydi. Onlar bir araya gelince, sihirli bir şey oluyor” diyor.  

Cameron Diaz, Annie’yi canlandırmak için, karakterin sıradan kadın niteliklerini kucakladığını söylüyor: “Annie bir anne ve bir eş —kendisi için her şey ailesiyle ilgili. Kocasıyla birlikteliğini seviyor; maceracı ve oyuncu bir ruha sahip. Hayatından memnun ve rahatlamak için blogunu kullanıyor. Blogu onun önem verdiği şeylerden konuşmasının, hem kendi hem okurları için bu konuları çözümlemesinin bir yolu. Annie’nin blogunda ifade ettiği gibi, ilişkinin başının nasıl olduğunu her zaman hatırlar ve o hâle nasıl geri dönebileceğinizi merak edersiniz. Biriyle uzun zamandır birlikteyseniz, ilişkinizin fiziksel boyutunu yürütmek zordur –bunun üzerinde gerçekten çalışmalısınız.”

Diaz içeriğin gözünü asla korkutmadığını çünkü Segel’la çalışacağını bildiğini şöyle dile getiriyor: “Birlikteyken çıplak olmamız geren bir film olduğunu düşünürsek, burada, kendimi aynı anda hem çok güvende hem de tamamen oyuncu hissedebileceğim türde bir ortaklık vardı. Yaptığımız şeye gülebiliyor, onda mizah bulabiliyor, üstelik aynı zamanda birbirini çok seven bu iki insanın hikayesini gerçekçi bir şekilde anlatabiliyorduk. Sırf şok edici olmak için şok edici olmaya çalışmıyoruz. Annie ve Jay yapacaklarını hiç düşünmedikleri çılgınca bazı şeyler yapıyorlar; ve bunu birlikte güvende hissettikleri biriyle yapıyorlar. Ben de Jason için böyle hissediyorum –o bunu yapabileceğiniz türde biri.”

“Cameron gerçekten çok uyumlu” diyor Segel ve ekliyor: “O bir komedi öğrencisi. En sevmediğim şeylerden biri, insanların komik yerine hoşla yetinmesidir; Cameron ise bunu asla yapmıyor.”

Blumenthal ise şunu söylüyor: “Jason uzun zamandır görmediğimiz bir çifte ödül. O harika bir oyuncu ve müthiş bir yazar. Pek çok yazar ‘komik’le vurmaya çalışır; Jason ise karakterle vuruyor. Üstelik, doğal bir şekilde özdeşleşebildiğiniz bir aktör –ister istemez kendinizi onun yanında hissediyorsunuz.”



ROBBY VE TESS

Jay ve Annie, kendilerine özel olması gereken videonun, aslında, arkadaşları, tanıdıkları ve hatta olası müstakbel patronlarının ellerindeki aygıtlara senkronize edildiğine dair isimsiz bir cep telefonu mesajı aldıktan sonra, senkronize olmuş iPad’leri geri almak için zamana karşı çılgınca bir yarışa başlarlar.

İlk durakları en yakın dostları Robby ve Tess’in (Rob Corddry ve Ellie Kemper) evleri olur.
Robby ve Tess, aygıtların geri kalanını takip etmekte Annie ve Jay’in suç ortakları olurlar.

“Annie ile Jay’in, Robby ve Tess’in seks kasetiyle ilgili ağızlarını aramak için evlerine gelişini çekmek çok eğlenceliydi” diyen Kemper, şöyle devam ediyor: “Dördümüzün oynadığı şey muhteşem bir oyundu; Annie ve Jay, Robby ile Tess’in mahcup olup olmadıklarını, bir şeyler saklayıp saklamadıklarını çözmeye çalışıyorlar. Gerçek ortaya çıkmadan önceki yanlış anlaşma ve rahatsızlığı oynamak gerçekten eğlenceliydi.”

Corddry ise gülerek şunları ekliyor: “Sonradan anlaşılıyor ki o gece Robby ile Tess’in 12. evlilik yıl dönümü; bu yüzden öylesine takılıp televizyon seyretmekten fazlasını yapmayı istiyorlar. Tüm olay onlara öylesine ilgi çekici geliyor ki, bu maceraya kendilerini dahil etme fırsatı bulmak onları çok sevindiriyor.”

Elbette, Robby durumu daha da rahatsız hâle getirmenin bir yolunu buluyor. Benim karakterim daha ilk andan pek keyifli.  “Başlangıçta, beklentileri var –sonrasında ise dayanıklılığı için Jay’e, genel olarak da Annie’ye müthiş hayranlık duyuyor. Annie’nin çalışmalarının büyük bir hayranı oluyor” diyor aktör.

Kasdan ise, “Bana göre, Robby ve Tess senaryonun en komik öğelerinden” dedikten sonra, şöyle devam ediyor: “İki çiftin beraber çok zaman geçirmiş gibi oynamalarını istediğimi biliyordum –aralarında hakki bir samimiyet var ve bu akıl almaz seks kaseti hakkında soğukkanlı bir şekilde konuşurken gerçekten rahatlar. İki çift arasındaki dinamik film için tonu ve gerçeklik hissini belirliyor.”

“Daha iyi bir eşleşme hayal edemezdim. Tess ve Robby, Annie ve Jay’in sevdiği ama bir yandan da onları delirten bir çift. ‘I Love Lucy’ gibi –Lucy ve Ricky hikayenin ana odağı ama Fred ve Ethel’la etkileştikleri ölçüde iyiler. Rob ve Ellie’nin bu hikayedeki işlevi de bu” diyor Blumenthal.



HANK ROSENBAUM

Arkadaşlarıyla yüzleşmek yeterince dehşet verici bir şey değilmiş gibi, Jay ve Annie tüm geleceklerinin risk altında olduğunu fark ederler.
Annie’nin hobisine –bir eş ve anne olarak düşüncelerini bloguna aktarmak– büyük piyango vurmak üzeredir çünkü çok uluslu bir oyuncak şirketi olan Piper Brothers onu almaya karar verme aşamasındadır.
Kararı verecek kişi ise şirketin ılımlı ve aile değerlerine sahip CEO’su Hank Rosenbaum’dur.
Kendisi blogu o hafta sonu Annie’nin kibarlık edip verdiği bir iPad’de değerlendirecektir.

“Jay ve Annie, akılları başlarından gitmiş bir halde, kapıdan ‘O şeyi nasıl alacağız?” isterisi içinde fırlıyorlar. Hiçbir planları ya da orada olmalarına dair hiçbir açıklamaları olmadan Hank’in kapısında beliriyorlar –akıllarındaki tek şey iPad’lerini bulmak zorunda oldukları” diyor Diaz.

Üstelik, Annie ve Jay onu bulmak için engel tanımayacaklardır.
Hank’i canlandıran Rob Lowe bu konuda şunları söylüyor: “Jay evimi alt üst ederken, Hank, Annie’yi kimsenin asla tahmin edemeyeceği şaşırtıcı ve inanılmaz dünyasına sokuyor. Karakteri oynamak istememin nedeni buydu; ve tabi senaryonun beni kahkahalarla güldürmesi. Son derece iki yüzlü, iyi görünümlü, karizmatik bir CEO tiplemesi yapmak istemedim; bu çok kez yapıldı. Ben Hank’i daha çok ‘herkesle çabucak kaynaşan’ biri –sırları olan bir Silikon Vadisi güç manyağı– olarak tanımlardım. Annie’ye gerçekte kim olduğunu, esas kişiliğini ortaya koyduğu an… beni çok güldürdü; bu karakter, bir rolde aradığım her şeye sahipti.”

“Hank daha küstah ve saldırgan bir karakter olabilirdi, ama Rob beklenmedik bir şey yaparak onu gerçekten karmaşık bir yaşantısı olan, bazı sorunlarla mücadele eden, eğlenceli ve neşeli biri olarak portreledi” diyor Diaz ve ekliyor: “Hank, Annie’nin anladığı ve cazip bulduğu bir canlılığa sahip —beraber inanılmaz bir gece geçiriyorlar.”

Kasdan ise şunları söylüyor: “Rob bu filmde çok komik. Role tek kelimeyle ilham verici bir yaklaşım seçti. Hank’i ilham verici bir CEO tipi hâline getirdi; sunumu hissedarları etkilemek için tasarlanmış. Şirketinin dört dörtlük ve her şeyiyle Amerikan tarzı –tam bir aile markası– oluşundan, değerlerinden ve misyonlarından çok etkileyici biçimde söz edip, o imajı korumaya çalışıyor. Ve o sırada Annie’nin anne blogunu satın alıp almamaya karar verme aşamasında. Dolayısıyla, seks kasetinize sahip olmasını isteyeceğiniz biri değil.”


YAPIM HAKKINDA

Jake Kasdan kamera arkasında iki çok önemli işbirlikçisine sahipti: Yapım tasarımcısı Jefferson Sage ve kostüm tasarıcımsı Debra McGuire.
Her ikisi de Kasdan’la birçok sinema filminde ve “Freaks and Geeks” adlı televizyon dizisinde birlikte çalışmışlardı.
Onlara görüntü yönetiminde Tim Suhrstedt de katıldı.

Sage tüm yapım ekibinin bu büyük ve uçuk kaçık komedi maceraya fon oluşturacak gerçekçi bir dünya yaratmak için canla başla çalıştıklarını söylüyor: “Karakterlerin etrafındaki dünya mutlaka gerçekçi olmak zorunda –izleyicilerin komik olanı karakterler sayesinde, onların kim olduğu ve başlarına ne geldiği sayesinde keşfetmesine izin vermelisiniz.”

Sage, bu doğrultuda, aşırılıktan büyük ölçüde kaçındı.
“Setler son derece karakter odaklı. Benim arzum setleri karakterler için doğru yapmaktı, komik olmaya çalışmak değil çünkü başlarına gelen şey yeterince komik olacaktı. Aslında, setlerin görünümü benzer bir aile hakkında bir dramda kullanılacaklardan çok da farklı olamazdı.”

Elbette, çok büyük bir istisna vardır: Hank Rosenbaum. Piper Brothers CEO’su devasa bir Los Angeles malikanesinde yaşamaktadır ve evi de çok sıradışı kişiliğini kısmen açığa çıkaracak şekilde dekore edilmiştir.
“Senaryonun orijinalinde bir ‘Aslan Kral’ tablosu vardı: Hank babundu ve Simba’yı diğer hayvanlarla tanıştırıyordu. Ama Jake bunu daha da geliştirme fikrinden hoşlandı ve bunu dört tabloluk bir seriye dönüştürdük: Hank, Geppetto olarak marangoz sehpasında Pinokyo’yu yaratırken; Hank bir cüce olarak Pamuk Prenses tarafından öpülürken; Hank, Peter Pan olarak Londra semalarında uçarken. Fonları inşa etmeleri için birçok sanatçıyla; ve tablolarda Rob’ı resmetmesi için de bir başka sanatçıyla çalıştık” diyor Sage.

Hank’in evini bulmak bile zorluk teşkil etti.
Film Boston’da çekilmişti ama Los Angeles’ta geçiyordu.
“Boston’da nerede Los Angeles tarzı bir malikane bulursunuz?” diye soran Sage, sonrasını şöyle aktarıyor: “Nihayetinde zengin banliyölerden biri olan Weston’a denk geldik; burası birinin İtalyan Akdeniz Kaliforniya fantezisiydi. Çok güzel, sıcak renkli mermerlerle ve taşlarla dolu ferah bir yerdi. Biz burayı Jay’in iPad’i ararken kaybolacağı bir tür labirent olarak düşündük. Uzun arayışı boyunca, bir yandan köpek tarafından kovalanırken, kimseyle karşılaşmayacağını gerçekten hissedebilmeliydiniz. Aslında, bu yeri ilk keşfimiz sırasında ben de yön duygumu tamamen kaybettim. ‘Gerçekten, burada kaç oda var?’”


Öte yandan, Sage’in tasarımını en ilgi çekici bulduğu set Jay ile Annie’nin yatak odasıydı –burası seks kasetinin çekildiği yerdi.
“Burayı adeta bir boks ringi olarak düşünmeye başladım; karşı karşıya gelme anlamında değil, ama hareket alanına sahip ferah bir yer olma anlamında. Bu yüzden, büyük bir köşe takımı istedik ve tam aradığımız şeyi bulmak çok uzun sürdü. Her yere serpiştirilecek çok sayıda minder tasarladık; bunların bir kısmı yerde, bir kısmı mobilyaların üzerinde olacaktı. Jake’in yukarıdan çekim yapma ihtimaline karşı büyük ve açılı şekillerimiz olmalıydı. Zemindeki Saltillo fayans desenini de bu yüzden seçtik; güzel bir kafes örgü motifi vardı. Burası esnek bir yer; akşam ilerledikçe, köşe takımını parçalara ayırdıklarında oda darmadağın oluyor ve seks kasetinin sonrasındaki sahnelere uygun hâle geliyor” diyor yapım tasarımcısı.

Yönetmen kostümleri “Freaks and Geeks”te hem Kasdan’la hem de genç Jason Segel’la birlikte çalışmış olan Debra McGuire’a emanet etti.
Tasarımcı, “Jason’la ‘Freaks and Geeks’te çalışmıştım, daha çocuktu!" diyor ve ekliyor: “Ardından başka projeler geldi ama onun karakteri her zaman çocuksuydu; tişört ve kot pantolon. ‘Sex Tape/Kaset İşi’ onun açısından çok iyi çünkü karısı ve çocukları olan bir adamı canlandırıyor. Sanırım bu, Jason’ın ilk kez ‘yetişkin’ biri olarak yakalı gömlekler giyişi! Fiziksel olarak fit, çok uzun boylu ve ince. Bu yüzden, kıyafetler, üzerinde çok güzel duruyor... tabi kendisi de güzel duruyor! Çok yakışıklı!"

McGuire için Rob Lowe’u Hank Rosenbaum olarak giydirmek çok ilginçti.
Bunun nedeni sadece kıyafetler değil, aynı zamanda kıyafetlerin altındakilerdi.
McGuire bunu şöyle açıklıyor: “Benim için çok keyifli bir işti çünkü kıyafetlerin altında Hank’in çok komik dövmeleri vardı ki bunlar onun karakteri hakkında epey şey anlatıyordu. Karşımızdaki zorluk ise, gerçek karakteri ortaya çıkana kadar onu normal göstermekti. Tek kelimeyle muhteşemdi.”


McGuire sözlerini şöyle sürdürüyor: “Bir komedi filminde daima mizahı destekler, dikkati ondan asla uzaklaştırmazsınız. Jake gerçekçilik istiyor –yükseltilmiş bir gerçekçilik değil, ‘gerçek’ gerçekçilik. Kendini ‘herkesin’ özdeşleşebileceği çok karmaşık bir durumun içine sokmuş gerçek insanlar… Tasarımcı olarak, çalışmalarımın sıradan olmasını istemem; tabi karakter bunu gerektirmediği sürece. Bu filmde böyle olması çok önemliydi ki dikkatler hikayeden başka bir yöne kaymasın.”

Kasdan ise şunları söylüyor: “Debra ile 15 yıldır birlikte çalışıyoruz; hem çok iyi bir işbirliğimiz hem de çok iyi bir uyumumuz var. Karakterlerin nasıl göründüğü benim için çok önemli. Debra da müthiş bir karakter anlayışına sahip; benim hangi değerleri önemsediğimi ve nelere olumlu tepki vermemin muhtemel olduğunu biliyor.”