14.2.15

Fifty Shades of Grey :: Issız Adam Amerika'da


Anastasia Steele, kendi halinde, biraz problemli, hayatını zorla da olsa geçindirmeye çalışan umutlu bir genç kadındır. 

Bir gün en yakın arkadaşı hasta olup, önemli bir iş adamıyla yapması gereken röportaja gidemeyince, Anastasia onun yerine gitmeye ikna olur. 

Christian Grey ise, genç yaşına rağmen, iş hayatında oldukça önemli bir pozisyona ve güce sahiptir. 
Yakışıklı, başarılı ve zengin Grey, dışardan bakıldığında ideal bir karakter gibi görünse de ilişkileri sıradışı olup, psikolojik yönden de oldukça harap bir durumdadır. 

Anastasia onun kurtuluşu olurken, Christian ise Anastasia´nın hiç bilmediği dünyalara açılan kapısı olacaktır. 

Hayatlarındaki eksiklikleri birbirlerinde gidermeye çalışırken, dış güçlerle de beraber mücadele etmek zorundadırlar.

Tüm dünyada çok satan ve bir fenomen haline gelen ünlü kitabın merakla beklenen film uyarlaması olan ‘Grinin Elli Tonu’, 13 Şubat 2015’te vizyona girdi.

  


‘Grinin Elli Tonu’ üçlemesi yayınlandığından bu yana tüm dünyada 51 dile çevrilmiş, e-kitap ve baskı olarak 100 milyonun üzerinde satış yaparak bugüne kadarki en büyük ve en hızlı satılan kitap serisi olmuştur.





Dünyanın en güzel, en zevkli, en doğal ve en ruhani şeyi olan sevişme hadisesini, çamaşır makinası kullanma kılavuzu ile futbolcu transfer kontratosu karışımı bir takım maddelerle maddileştirerek, ultra zengin götünü -çok afedersiniz- garantiye almaya çalışan bir hödüğün seks hayatına hoş geldiniz..

"Sevme yetisini kaybetmiş -aslında sevebileceği bir kıza rastlamamış- bu 'ıssız adam'ı yola getiren, yani onu kendine aşık eden ve kadının bir oyuncak olmadığını kibarca anlatmaya çalışan bir kızın maceraları" kısmı az çok ilginç -daha doğrusu- değerli olan filmin, bunun dışında kalan tüm iddialı özellikleri, bir iki dokunuşla hemen dökülüveren renkli yaldızlardan ibaret..
Hele o, 'yerli dizi bölüm sonu estetiği' sunan, "Sam abla, tam burada kes de işimize bakalım" finali..  




Yapımın en önemli iddiası, ortalıkta görünmeyen ama var olduğu sürekli konuşularak, böyle bir algı yaratılan cinsellik tarafının cesareti..

1950'lerde falan çekilseydi eğer, bu filmi bugün, sanki çok mühim ve çok cesurca bir girişimmiş ya da 'tabu yıkıcı' çok radikal bir işmiş gibi göstermenin belki bir anlamı olabilirdi..
Oysa bu argümanlar bugün ne kadar da komik kaçıyor..




Çiftler arasında artık 'normal' karşılanan, hatta bazıları sadece gülme unsuru haline gelmiş bazı 'sevişme oyunları'nı yeni bir keşif yapıyormuş gibi gösteren ve tıpkı baş roldeki Jamie Dornan'ın oyunculuğu gibi sadece poz kesen, yapay ve de çağ dışı bir film bu..

Yönetmen Sam Taylor-Johnson'ın, Nowhere Boy (2009) gibi şahane bir filmi yönetmiş olduğunu bilmek pek şaşırtıcı..

Öte yandan bu durum, bir film için senaryonun ne denli önemli olduğunu da, çok açık ortaya koyuyor..

O değil de, Lars von Trier'nin -buradaki konuyla ilgili- sadizm'i de işlediği Nymphomaniac gibi mükemmel bir örnek yanında bu film ne kadar da sade suya tirit..

O da değil de, filmin tek güzel şeyi Dakota Johnson ve onun 'dengeli' oyunculuğu..




Yıl olmuş 2015 -hem de ABD'de- birileri utanmadan ortaya çıkıyor, babalarının resmen yaşadığı 'Seks Devrimi'ni, sanki kendisi şimdi gerçekleştirmişcesine hava atıyor..

Hem de neyle?.
Sevgilisi tarafından poposuna şaplak atılan bir kızın görüntüsüyle..
Hadi oradan be salak şey!.
Çocuk mu kandırıyorsun sen?.




Fifty Shades of Grey / Grinin Elli Tonu

Yönetmen: Sam Taylor-Johnson
Senaryo: Kelly Marcel, E L James (roman)
Oyuncular: Jamie Dornan, Dakota Johnson, Jennifer Ehle, Luke Grimes, Marcia Gay Harden, Max Martini, Eloise Mumford, Dylan Neal, Rita Ora, Victor Rasuk, Callum Keith Rennie
Yapım: 2015, ABD, 125'

 /10