15.2.16

Ajandanıza kaydedin: !f İstanbul etkinlikleri!.



18 Şubat’ta başlayacak 15. !f İstanbul Bağımsız Filmler Festivali, filmleri kadar etkinlikleri ve partileriyle de şehri ayağa kaldıracak.

Aralarında Film Fatales, Adam Curtis, Kazuo Hara, Nic Knowland’ın da olduğu pek çok konuk festivale özel söyleşiler için İstanbul’a gelirken, Berke Baş, Derya Durmaz, Onur Saylak gibi pek çok yönetmenin katılacağı “Filmler ve Çimen” başlıklı sohbette, 2016’da Türkiye sinemasının halleri ve geleceği konuşulacak.


20 Şubat, Cumartesi

SÖYLEŞİ

Film Fatales İstanbul'a Geliyor 

Yer: Depo
Tarih: 20 Şubat Cumartesi
Saat: 13:00-14:00
Dil: Türkçe
Katılımcılar: Esra Saydam, Nisan Dağ, Su Baloğlu

Film Fatales, 2013 senesinde New York’ta kurulmuş ve bugün dünyanın on altı kentinde faaliyet gösteren 500 kişilik bir kadın yönetmen kolektifi.
Film Fatales, kadın sinemacıların dayanışmasını güçlendirip, bu sayede kadınların sektördeki konumunun iyileştirilmesini ve kadın hikâyelerinin sinemada daha çok yer bulmasını hedefliyor.
Film Fatales üyeleri her ay toplantılarla görüş alışverişinde bulunuyor, birbirlerine yol gösteriyor, deneyimlerini paylaşarak birbirine destek olur.

Film Fatales’in İstanbul şubesinin kurucuları Esra Saydam, Su Baloğlu ve Nisan Dağ, Mart 2016’da İstanbul’daki ilk toplantısını yapacak olan bu platformun işleyişiyle ilgili bilgi verecek ve Türkiye'deki sinema ve televizyon sektörünün bu oluşumdan nasıl yararlanabileceğini tartışacaklar.


Konuşmanın ardından bir soru-cevap seansı da düzenlenecek.


SOHBET

Filmler ve çimen: Sinema ve umut üzerine bir sohbet 

Yer: Depo
Tarih: 20 Şubat Cumartesi
Saat: 14:30-16:30
Dil: Türkçe

Katılımcılar: Ali Farkhonde, Belkıs Işık, Berke Baş, Derya Durmaz, Doğu Akal, Emre Birişmen, İbrahim Yeşilbaş, Mehmet Emrah Erkanı, Melis Birder, Onur Saylak, Ömer Akbaş, Rüzgar Buşki, Serkan Ertekin, Sidar İnan, Yakup Tekintangaç, Ziya Demirel

Moderatörler: Serra Ciliv&Uğur Yüksel

Yuvarlak bir oturma düzeninde, !f 2016’da Türkiye’de ve dünyada yaşanan sıkışmışlıklara, söylenemeyenlere ve insanlığa dair hayal kırıklıklarına filmleriyle yanıt arayan Türkiyeli yönetmenlerle bir sohbet.
Hayat HepGece’ymiş gibi gözükürken birbirimize fısıldayabildiğimiz hikâyelere, Gri Bölge’lerde konuşamadıklarımızı açık eden anlara, her şeye rağmen çocukların Azad olabileceklerine, herhangi bir Salı günü, bir genç kızın neşesiyle yırtabileceklerine, Ziba olanın yaşam hakkına, Uzak (mı) yerlerdeki özgürlük direnişlerine, Aidiyet’in getirdiği sıkışmışlıklara ve bizi uçurabilecek amentü gemilerine, çalışmayan kameralarıyla bile kayıt yapabilen Kameralı Çocuk’lara, İstanbul gibi bir hiçlik Orman’ında Suriyeli olmanın yalnızlığını görebilenlere, Tuhaf Zamanlar’da bile hiç sorgulanmasın istediğimiz sevgilere, #direnayol! diye kahkaha atabildiğimiz günlere, Son Nefes’lerini nasıl verdiklerini unutmamamız gereken işçilere, Patronsuzlar’ın hayal etmemize yardımcı olabileceği başka geleceklere ve tüm Bağlar’ımıza bir saygı duruşu, umut veren bir muhabbet ihtimali diyelim.
Sinema neyin umudunu verebilir?
Sinemacılar yaratırken köşeye sıkışmış dünyalarından nasıl sıyrılır?
Bir filmin yaratım aşamasında neler yaşanır, sıkıntılar, kaygılar ve korkular nasıl sanata dönüşür? Buralardan nerelere gidilir, filmler kimlerle buluşur, buluşunca ne olur?


SÖYLEŞİ

Görüntünün Eylemi 

Yer: Depo
Tarih: 20 Şubat Cumartesi
Saat: 17:00-20:00
Dil: Türkçe
Katılımcılar: Alper Şen, belit sağ, güliz sağlam, Hande Sakarya, Oktay İnce, Özge Çelikaslan
Moderatör: Nagehan Uskan

Bu söyleşide, 2000 yılından beri Karahaber, Artıkişler, Videoccupy, Vidyo Kolektif ve Seyr-i Sokak gibi çeşitli video eylem gruplarında yer alan katılımcılarla günümüzün farklı direniş biçimlerinin kaydının tutulmasının aciliyeti, sanatsal alanda video eylem, görüntünün arşivlenmesi ve hukuksal süreçte imajların kullanımı üzerine konuşulacak.

Oktay İnce (Seyr-i Sokak video eylem grubu üyesi): ‘Görüntünün hukuksal eylemi’
Güliz Sağlam (belgesel yönetmeni, video eylemci) & Hande Sakarya (film editörü, video eylemci): ‘Gösterilemeyenin eylemi ve pozitif manipülasyon’
Belit Sağ (video sanatçısı, video eylemci): ‘Görüntünün sanatsal eylemi ve savaşın imajlarını’
Özge Çelikaslan & Alper Şen (video sanatçısı, video eylemci, Artıkişler Kolektifi üyeleri): ‘bak.ma toplumsal hareketler arşivi ve görüntünün zaman içindeki eylemi’
Nagehan Uskan (belgesel yapımcısı ve araştırmacı): Moderatör




SÖYLEŞİ

!f İstanbul Açılış Partisi

Yer: Babylon
Tarih: 20 Şubat, Cumartesi
Saat: 21:30
Ücret: 35 TL (Öğrenci), 45 TL (Tam)

İş Bankası Maximum Kart partnerliğinde düzenlenecek ve bu yıl beşinci yaşını kutlayacak olan !f music, müziği sinemaya, sinemayı sahneye taşımaya devam ederken, partileriyle de İstanbul gece hayatını hareketlendiriyor.
Babylon’un evsahipliğinde gerçekleşecek !f music, 20 Şubat’ta KAZAMADA’nın hayat veren müziği ve Maryam Saleh’in büyüleyici sesiyle !f İstanbul’u açıyor!
Hayat Bu Kapağın Altında’nın desteğiyle gerçekleşecek gece, Ortadoğu’nun farklı seslerini bir araya getirerek !f İstanbul’un 15. yaşına özel bir kutlamaya dönüşecek.
Festival programında da izleyeceğimiz “Yallah! Underground”ın hayat veren müziklerinden ilham alan !f İstanbul Açılış Partisi’nin yıldızı KAZAMADA olacak.
Lübnan’dan Zeid Hamdan, Mısır’dan Donia Massoud, Ürdün’den Mahmoud Radaideh ve Filistin’den Tamer Abu Ghazaleh’in bir araya gelerek kurduğu KAZAMADA, Arap dünyasında kendi türünün ilk örneği sayılıyor.
Yaptıkları müziği Neo-Arabic-Pop olarak tanımlayan ve bugüne dek özel projeler için buluşan grup, bu kez !f İstanbul için aynı sahneyi paylaşacak.
Gecenin bir diğer sürprizi ise, büyüleyici sesiyle geceyi etkisi altına alacak Mısırlı şarkıcı ve söz yazarı Maryam Saleh olacak. Saleh, KAZAMADA’ya vokalde eşlik ederek hafızalara kazınacak bir gece yaşatacak.
KAZAMADA’nın hemen ardından ise Ortadoğu ve Anadolu’nun müzikal zenginliğini, elektronik dünyasının farklı disiplinlerini setlerinde buluşturmayı başarmış Fortuna Records “dans devam etsin” diyecek.


23 Şubat, Salı 

SOHBET

Nic Knowland: Işıktan Yapılmış Ev

Yer: Depo
Tarih: 23 Şubat Salı
Saat: 17.00-18.00
Dil: İngilizce (Türkçe Simultane Tercüme)
Katılımcı: Nic Knowland

“Odadaki yavaş yolculuğuna devam ederken, onu bazı nesnelere dokunur ve seyrederken görürüz: açılmamış oval bir kutu, dönen bir tekerlek ve bir keten tohumu yığını onun bakışlarının ışığı altında bir masal nezaketiyle parıldıyorlardır.”
–George Toles

Nic Knowland film endüstrisine 1960’lı yıllarda set fotoğrafları çekerek giriş yaptı.
1970’lerde BBC’nin ‘Horizon’ gibi programlarında yer aldı.
Ardından John Lennon ve Yoko Ono’nun meşhur performanslarında (Rape, Bed Peace ve Imagine) kamera arkasındaydı.
 Ultravox’un efsanevi ‘Vienna’ müzik klibini çeken Knowland aynı zamanda Lennon için ‘Imagine’ı ve Duran Duran için de ‘Rio’yu çekti.
Quay Kardeşler’in kült siyah beyaz filmi Benjamenta Enstitüsü’nün (1995) ve bir sonraki uzun metrajları Depremlerin Piyano Akortçusu’nun (2005) görüntü yönetmenliğini üstlendi.
Bir süre televizyon için de çalışan Nic Knowland, Peter Hall’un The Final Passage (1996) filminin görüntü yönetimiyle BAFTA ödülü kazandı.
Son dönemde Berberian Ses Stüdyosu (2012) ve Burgonya Dükü (2014) için Peter Strickland’le yaptığı işbirliğiyle dikkat çeken Knowland’ın görüntüleri en ufak detaylara gösterdiği hassasiyet ve ışıklandırmanın muazzam kullanılışıyla dikkat çeker.
Günümüzün en önemli görüntü yönetmenleri arasında kabul edilen Nic Knowland !f’in meraklı gözleri için hem ilham kaynaklarını hem de çalışma yöntemlerini anlattığı ufak bir konuşmayla festivalin konuğu olacak.


SÖYLEŞİ

Kazuo Hara: En Mahrem Hakikatler 

Yer: Depo
Tarih: 23 Şubat Salı
Saat: 18:30-19:30
Dil: İngilizce (Türkçe Simultane Tercüme)
Katılımcı: Kazuo Hara

“Bir yönetmen olarak ne yapmak istediğimi araştırırken, bunu konu edindiğim kişiyle yüzleşerek değil içimi boşaltıp onun içime girmesine izin vererek yapmak istiyorum.”
1945 yılında doğan, sinemanın gerçek hayalcilerinden denebilecek Japon yönetmen Kazuo Hara kırk yıldır kendine has sade diliyle, savaş sonrası Japonya’sının toplumsal normlarına meydan okuyan filmleriyle dikkat çekti.
Dramatik canlandırmalar kullanması, sınırlarda yaşayan dışlanmış, radikal karakterleri konu edinmesi dolayısıyla hep gündemde olmayı başardı ve bunu yaparken “Ben acı gerçeklerle ilgili filmler yapıyorum. Toplumun hakim eğilimlerinden nefret ediyorum” demeyi seçti.
Tabu denebilecek konularla uğraşması ve her zaman yönetmenin öznesine olan yakınlığını, mahremliğini sorgulaması dolayısıyla belgesel etiğine ve yönetmenin sorumluluğuna dair önemli sorular sordu.
Sadece beş film yapmış olan Kazuo Hara uluslararası festivallerde birçok ödül kazandı ve İmparatorun Çıplak Ordusu Hâlâ İlerliyor Japonya’da en ilham veren ve önemli belgesel olarak anıldı.
!f, Michael Moore’dan Joshua Oppenheimer’a ve Errol Morris’e birçok günümüz belgeselcisine de ilham vermiş olan Kazuo Hara’yı İmparatorun Çıplak Ordusu Hâlâ İlerliyor ve En Mahrem Eros: Aşk Şarkısı 1974 filmleriyle ve bu filmlerin etrafındaki deneyimlerini anlatacağı konuşması için ağırlamaktan gurur duyar!


24 Şubat, Çarşamba

SÖYLEŞİ

Adam Curtis: Zamanımızın Tuhaf Halleri 

Yer: Depo
Tarih:  24 Şubat Çarşamba
Saat: 18:00-19:00
Dil: İngilizce (Türkçe Simultane Tercüme)
Katılımcı: Adam Curtis

“İnsanların bildiklerini sandıkları şeylere yeni bir gözle bakmalarını sağlamaya çalışıyorum.”

Adam Curtis 1990’lardan itibaren BBC’nin arşivlerini kullanarak yaptığı belgesel serileriyle hem eleştirmenlerin hem de izleyicilerin dikkatini çekti.
Kurumun geniş arşivindeki görüntüleri tamamen kendine özgü ve orijinal bir biçimde düzenlediği filmlerindeki ortak tema korkularımızın ve arzularımın bireysel ihtiyaçlardan kaynaklanmaktan ziyade tarihin, iktidarın ve politikanın birer ürünü olduğuydu.
Filmlerinde 20. yüzyıl tarihine bambaşka bir bakış getiren Curtis, iktidar sahiplerinin güçlerini korumak ve yaymak için büyük anlatıları nasıl tasarladıklarından bahseder.
The Power of Nightmares ve The Century of the Self’te Curtis, eğlenceli ve oyuncaklı bir şekilde medyanın, televizyonun ve belgeselin bildiğimiz tekniklerini kullanarak iktidarların güçle ilişki biçimlerini kendine has anlatılarıyla belgeler.
Her filmiyle şaşırtan ve yeni izleme biçimlerinin kapılarını açan Curtis 2015 yılında Adam Curtis: Acı Göl’ü bitirdi.
Batının Afganistan’daki varlığını onun kendi anlatıları üzerinden anlatan film adeta kötü bir kabus gibi ilerleyerek günümüzdeki karmaşık Orta Doğu coğrafyası hakkında da önemli öngörülerde bulunuyor. İşleriyle sadece televizyon ve medya için değil, günümüz belgesel dünyası için de en ilham verici yönetmenlerden biri olan Adam Curtis festivalin özel konuğu olarak yıllardır üzerinde çalıştığı iktidar ve siyaset ilişkisi üzerine şimdiden sabırsızlandığımız bir konuşma için bizlerle olacak.




18-28 Şubat, Perşembe-Pazar

SERGİ

Onay: Bir Sanal Gerçeklik Sergisi  

Yer: Depo
Tarih:  18-28 Şubat Perşembe, Pazar
Saat: 10:30-18:30
Yönetmen: Oscar Raby
Küratör: Deniz Tortum

Onay, sanatçı Oscar Raby’nin sanal gerçeklik mecrası için yaptığı on dakikalık kişisel bir belgesel.
 Suç mahallinde olmak, şahitlik etmek ve nesilden nesle aktarılan travmayla baş etmek gibi konular etrafında dolaşan Onay, sanatçının babasının bir anısıyla ilgili. Raby’nin babası Şili’de 1973’teki askerî darbe sonrası Pinochet rejiminde askerlik yaparken toplu bir infaza tanık olur.
Katliamı görmek ama bir şey yapamamak hayatı boyunca atlatamayacağı bir travmaya dönüşür. Onay’da izleyiciler takacakları sanal gerçeklik gözlüğü sayesinde infaz gününü sanatçının babasının gözünden deneyimler.
Sanal gerçeklik mecrasının kişisel bir anlatım dili yaratmakta kullanıldığı bu iş, üç boyutlu grafiklerle hafızanın bulanıklığı arasında bir bağ kurarak konuşulamayanı bir deneyim olarak seyirciye sunuyor.