17.2.16

Kültür Yolcuları Havana’da belgeseli tamamlandı!.



Can Dündar’ın, cezaevine girmeden kısa bir süre önce Nebil Özgentürk ve Coşkun Aral’la birlikte hazırlayıp çekimlerine katıldığı Kültür Yolcuları Havana’da- Üç Adam Üç Sanatçının İzinde belgeseli tamamlandı.

Dündar’ın, senaryosunu cezaevinde kaleme aldığı, üç bölümlük belgesel yakında ekranlarda gösterime girecek, ardından kitapçı raflarında yerini alacak.

Çekim öncesi, sonrası ve hazırlanışı sırasında oldukça ilginç gelişmeler yaşanan Kültür Yolcuları Havana'da belgeselinin kararı, yine üç belgeselcinin geçen yıl yaptığı “BİZ Kültür Yolcuları-Türkiye’nin Kimliklerinin Peşinde” çalışması sırasında alındı.

Mardin’den Hacıbektaş’a, Balkanlar’dan Van’a, Akdamar’a ve Diyarbakır’dan İstanbul’a, Adalar’a kadar ülkenin pek çok noktasında konuklarıyla birlikte uzun bir yolculuk yapan Can Dündar, Nebil Özgentürk ve Coşkun Aral, Türkiye’nin kültürel ve kimlik macerasını, “Biz”e dair heyecanları 11 bölümlük bir belgesel olarak hazırlayıp yayınlamıştı.

Bu çekimler sırasında Dündar, Özgentürk ve Aral; yolu Küba’dan geçen üç sanatçının, Nazım Hikmet, Ernest Hemingway ve Alberto Korda’nın hem yaşamını, hem de Küba’da geçirdikleri zamanları ele alan yeni bir belgesel yapmaya karar verdiler.


2015 Eylül sonunda bir haftalık Küba seyahati gerçekleştiren üç belgeselci; birbirinden ilginç mekanlarda, Küba sokaklarında, kentlerinde çekimler yaptı ve üç sanatçının, Nazım’ın, Hemingway’in ve Korda’nın izini sürdü.

Nazım Hikmet, 1961 yazı ortalarında davetli olarak Küba’ya gelmiş ve iki aya yakın Havana’da kalmıştı.
Havana’da Kübalı yazar ve sanatçılarla buluşmuş, gözlem yapmış ve detaylı biçimde Küba’yı tanımaya çalışmıştı.
Hatta Nazım Hikmet; “Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin, işin kolayına kaçmadan ama…” dizelerinin olduğu ünlü Havana şiirini de bu gezi sonrasında yazmıştı.


Nazım’ın 1961’de kaldığı Küba Özgürlük Oteli’nde çekimler yapan, Mustafa Kemal’le yanyana büstünün bulunduğu Anıt Park’ı ziyaret eden Can Dündar, Nebil Özgentürk ve Coşkun Aral; Türk Büyükelçiği’ndeki, henüz konacak yer bulunamayan, bir anlamda sandıkta hazin bir şekilde bekletilen Nazım heykelinin macerasının da peşine düştüler.

Gençlik yıllarında savaş muhabiri olarak İstanbul’da bulunan Ernest Hemingway de ilerleyen zamanlarda haberci ve yazar olarak dünyayı dolaşmış, sonra da Küba’ya yerleşmiş büyük bir romancıydı.
Yazdığı pek çok romanı filme çekilen Nobel ödüllü Hemingway’in Küba’daki evi, restoranlar, kaldığı oteller, “Yaşlı Adam ve Deniz” romanında geçen balıkçı kasabası ve balıkçının kendisi de “Kültür Yolcuları Havana” belgeselinin detayları arasında yer aldı.


Kübalı fotoğraf sanatçısı Alberto Korda’nın hazin hikayesi ise, “Kültür Yolcuları Havana’da” belgeselinin üçüncü bölümü oldu.

Korda’nın, başta Che Guevara olmak üzere çektiği pek çok fotoğraf dünyanın pek çok dergisine kapak oldu.
Özellikle Che’nin bakışlarını yansıtan efsanevi ve ölümsüz fotoğraf, dünyanın en çok basılan fotoğrafı unvanına sahipken, dünyanın bazı büyük şirketleri telif ödemeden ürünlerinde bu fotoğrafa yer verdi.
Üç belgeselci, yoksul bir biçimde yaşamını kaybeden Korda’nın hayatındaki bu ilginç ayrıntıların peşine düşerken; belgeselde Coşkun Aral’ın Korda’nın sağlığında gerçekleştirdiği röportaja da yer verildi.



CAN DÜNDAR SENARYOYU CEZAEVİNDE YAZDI, OĞLU SESLENDİRDİ

Üç belgeselci, yazım ve montaj aşamasına geldiklerinde ise Can Dündar cezaevine girdi.
Tüm ülkenin dikkat kesildiği bu üzücü gelişmenin beraberinde Dündar, cezaevinde köşe yazılarını ve kitap çalışmalarını sürdürdüğü gibi belgeselin “Nazım’ın Havana’sı” bölümünün senaryosunu da yazdı.
Yıllarca hapiste ömür tüketen Nazım Hikmet’in, ölümünden kısa bir süre önce gerçekleştirdiği Küba seyahati böylece “içerdeki belgeselci” tarafından yazılmış oldu.

Üç bölümlük “Kültür Yolcuları Havana”da belgesellerinin ilk bölümünde yayınlanacak olan “Nazım’ın Havana’sı”nın bir başka sürprizi ise, Can Dündar’ın oğlu Ege Dündar tarafından seslendirilmesi...

Yönetmenliğini Nebil Özgentürk’ün üstlendiği, müziklerini Kardeş Türküler’in yaptığı ve Zülfü Livaneli bestelerinin de kullanıldığı belgeselin seslendirme sanatçıları arasında Cihan Ünal ve Sungun Babacan da yer alıyor.