9.3.16

Kaçma Birader :: Yozgat - Beyoğlu Güldürü Hattı



Sevdiği kız için İstanbul’a kaçan küçük oğullarının (Nejat Uygur) peşinden İstanbul’un göbeği Taksim Meydanı'na gelen Yozgatlı Kolçak Ailesi'nin, Beyoğlu macerası..

Yozgat'tan İstanbul'a, Yozgat Belediyesi'nde otobüs şoförü olarak çalışan Baba'nın (Zafer Algöz), ailenin geriye kalan dört ferdini de yanına alarak kaçırdığı belediye otobüsüyle gelen bu 'masum' ailenin Beyoğlu'nda başlarına neler gelebileceğini -biraz ekstrem de düşününce- tahmin etmek zor olmasa gerek..

Sadece ellerindeki bir fotoğrafla, koca şehirde birini aramaya kalkışıp da her şeye bulaşmaya teşne bu saftiriklerin -normal hayatta- karşılaşacakları şeyin -büyük ihtimalle-  trajedi olacağı kesin gibidir; lâkin 'olay yeri' bir komedi filmi olunca, dostlarımızın başına gelenler de birer kahkaha unsuru biçiminde tezahür edecektir..

Ailenin babası burada, hemşerisi ve eski sevgilisi olan 'alemlerin kadını' (Nursel Köse) ve onun bitirim belalısıyla (Necip Memili) karşılaşıp feleğini şaşırırken, ailenin 'her boka maydanoz' tabiatlı, 'kifayetsiz muhteris' özellikli diğer oğlu (Emrah Kaman), Beyoğlu'nun yeraltı dünyasıyla tanışıp, kötü yola düşecek; ailenin kızı (Algı Eke) ve damadı (Cihan Ercan), şov dünyasından çeşitli ünlülerle karşılaşıp, onlara musallat olacaklar, bir yandan da özçekimler çekineceklerdir, falan filan..



"Köyden geldim şehire / Şaşırdım birden bire / Sabun koydum leğene / Gör başına ne gele"

Ünlü ozan, büyük sevi adamı Aşık Serteli'nin 'saykodelik' etkili bu dörtlüğünde açıkça tarif eylediği hassas durumun bire bir yansımasını bu filmde görünce, derinden şöyle bi sarsılmamak insanın elinde değil valla, sayın seyirciler..

Bu 'şaşırtıcı' mevzu, hiç görülmemiş bir Hint kumaşı, hiç giyilmemiş bir Türk pantulu değil elbette; dramıyla, komedisiyle nice filmimize konu olmuş, kâh ağlamış, kâh gülmüşüzdür zamanında..




Kaman Biraderler'in bu bilindik mevzuya olan yaklaşımlarında -yepyeni bir şey deniyorlarmışcasına- gösterdikleri aşırı heyecan o kadar belirgin ve naif ki, onların bu coşkusuna, daha filmin başında kapılıp da sürüklenmemek elde değil..
Hiç kuşkusuz ki bir filmin başarısı, sadece buna benzer bir coşkuyla da gerçekleşecek değildir..




Defne Deliormanlı ile Murat Kaman'ın yönetmenliğini, Ömer Faruk Sorak’ın süpervizörlüğünü yaptığı Kaçma Birader'i başarıya taşıyan en önemli, en 'özgün' unsur, Emrah ile Murat Kaman Biraderler'e ait olan senaryo..
Daha doğrusu senaryonun tam anlamıyla parlamasına ve filmi vasatın üstüne taşımaya yarayan, 'benzersiz' diyaloglar..
Öyle ki, hafiften sündürüldüğünden, zaman zaman sıradanlaşmaya başlayan filmin bazı bölümlerini kurtaran da bu 'çarpıcı' diyaloglar oluyor..




Genelde kelime oyunlarına dayanan, ama sadece onunla da yetinmeyen, son derece dinamik bir biçimde art arda patlatılan, parlak ve pratik zeka pırıltıları saçan esprilerle güç kazanan bu diyalogların ne menem şey olduğunu, aynı elemanların üretimi olan Kardeş Payı dizisini az çok takip etmiş olanlar, daha iyi anlayacaklardır..




Senaryo yazarlığının yanı sıra filmin başrol oyuncusu da olan Emrah Kaman'ın yeteneği gerçekten üst düzeyde..
Tipi değilse de, sesi ve tavırlarıyla Engin Günaydın'ı hatırlatan bu 'komple' sanatçının yolunun, zirveye kadar açık olduğunu söylemek mümkün..

Diğer oyunculardan göze çarpanları sayacak olursam, Zafer Algöz yine kusursuz, yine usta; Algı Eke yine doğal, yine sempatik; Cihan Ercan ile Necip Memili de fıtratlarına komedyenlik işlenmiş, genç ustalar..




Recep İvedik ve bilumum hempalarının malum usulleriyle, zorlama bir yapaylıktan komiklik çıkarmak yerine, doğallıklarını hiç bozmadan, komedinin adeta feriştahını ortaya koyan Kaman Biraderler'i kutluyor, daha 'güncel', daha 'dokunan', daha 'sağlam' projelerini de merakla bekliyorum..

Kaçma Birader

Yönetmen: Murat Kaman, Defne Deliormanlı
Senaryo: Emrah ve Murat Kaman Biraderler
Oyuncular: Emrah Kaman, Zafer Algöz, Melek Baykal, Algı Eke, Cihan Ercan, Nejat Uygur, Alina Boz, Nursel Köse ve Necip Memili 
Yapım: 2016, Türkiye, 107'

3 / 5