7.10.16

Çıplak Ayak, Çıplak, Avuçta Bir Kalp'in Türkiye prömiyeri yapıldı!.



İranlı tiyatro topluluğu Yanik Kervanla, Türkiye’de ilk kez sahneledikleri  Çıplak Ayak, Çıplak, Avuçta Bir Kalp oyunuyla büyük beğeni topladı. 

Türkiye prömiyerini 4 Ekim’de Tatavla Sahne’de gerçekleştiren grup, İstanbullu tiyatroseverlerle buluşmanın mutluluğunu yaşadı. 

Reji, oyunculuk ve konu itibariyle dikkat çeken  Çıplak Ayak, Çıplak, Avuçta Bir Kalp, sezon boyunca İstanbul’da seyirciyle buluşmayı amaçlıyor. 

İran’da sanatsal çalışmalar yapan  Abdulkadir Maraqi Kültür Merkezi’nin katkılarıyla İstanbulda oynayan oyunu, Alireza Kushk-Jalaly kaleme aldı. 
Yönetmenliğini Masoumeh Hobabi üstlenirken, Atefeh Saei oyunu Farsça’dan Türkçe’ye çevirdi ve  Masoumeh Hobabi oyunun dramaturgluğunu yaptı.
İranlı oyuncu Hojat Moghadam ise tek kişilik performansıysa prömiyer gecesi ayakta alkışlandı.

Oyunun mmknmrtb notu ::




Almanya'da çöpçü olarak çalışan, evli ve üç çocuklu bir 'gurbetçi' olan Ali, işten evine döndüğü bir gün, evinin yandığına -daha doğrusu- ırkçı pislikler tarafından, içindeki ailesiyle birlikte yakıldığına tanıklık eder..

Oyun böyle başlamaz aslında..
Burnuna gelen güzel kokular, pis kokular vardır Ali'nin; İtalyan ve Alman çalışma arkadaşlarıyla, komşusu Alman 'Yaşlı Kadın'la sohbetleri ve Drakulalar diye nitelendirdiği faşist dazlaklar üzerine söyleyecekleri vardır önce..
Sonra da gelir o meş'um gün, yakar geçer; ve Ali Baba, tamamen küle dönmüş minik oğlu  avucunda, isyandadır..




Hojat Moghadam'ın tek kişilik ama çok kişilikli, olağanüstü performansını hem gölgeleyen, hem de tuhaf bir biçimde ilginç kılan unsur, bu İranlı oyuncunun Türkçe konuşmaya çalışmasıydı..
Hüznünü esprilerle yumuşatmayı, bi taraftan da iğnelemeyi ihmal etmeyen, bazen hiç anlaşılmayan, bazen -istemsizce- güldüren ama sonuçta bi şekilde anlayabildiğimiz bu 'Türkçe' metin, oyuncunun sahneden adeta fışkıran sempatikliğiyle birleşince, merakla izlenen bir oyun ortaya çıkıyor..

Küçük bir itiraz: Benim bildiğim kadarıyla -ki kendilerini gayet iyi tanırım- Müslüman Türkler açısından köpek, beslenmeyen, eve asla sokulmayan 'necis' yani pis bir hayvan değildir; Şafii Kürtler ya da pek azınlıkta kalan Hanbeli mezhebindekiler hariç tabii..
Oyunda bu ayrıntı, tüm Türkleri kapsar biçimdeydi de, ondandır bu itiraz..





ORTAK KÜLTÜRDE BULUŞMAK

Almanya’da yaşayan Türk soylu Müslüman bir ailenin ırkçı bir hareketin çıkardığı yangında kurban gitmesini konu alan oyunu yazar Jalaly, ilk 1993’te Almanca olarak yazdı. 
Oyun, 650’den fazla İngiliz, Fars ve  Alman dillerinde uygulanarak dünya çapında gösterime girdi. 
İran ve Türkiye halkını ortak kültürde buluşturmak istediklerini belirten Yanik Kervanla  tiyatro topluluğu, Tatavla Sahne’de yaptıkları Türkiye prömiyeri ile bu amaçlarının ilk adımını atmış oldu.  

Tüm İstanbulluları sezonda oynayacakları oyunlarına davet eden ekip, ‘’Umudumuz her iki halkın birbirini iyi tanımasıdır. Türk kardeşlerimizin derdi bizim derdimizdir. Sınırın manası yok. İnsan, sınırsız  mevcut gölgeyle ışık arasında bir düşüncedir; tam net değildir. İnsan, büyük ve derin bir soru... Biz bu sorunun sarhoşluğunda yaşıyoruz ve bizim için cevap bulmak bilgelikti’’ dedi.