6.3.17

Yağmurlarda Yıkansam


Gülten Taranç’ın ses getiren ilk uzun metrajlı filmi Yağmurlarda Yıkansam, Taranç & Taranç dağıtımıyla 3 Mart’ta vizyona giriyor.

Bu sene  53. Uluslararası Antalya Film Festivali’nin ‘Rengahenk’ seçkisinde en iyi izleyici ödülü kazanan ve Taranç’ın ödül gecesinde yaptığı konuşmayla gündeme gelen kadına şiddet sorununu, Yağmurlarda Yıkansam filmiyle tekrar hatırlatılıyor.

Yapım ve dağıtım anlamında ‘bağımsız’ olan film, kadın filmi olmasını 8 Mart haftasında vizyona girerek bir kez daha vurguluyor.
Kadına olan şiddeti şiddet sahnelerine yer vermeden anlatan film; vizyona girmeden yurt içi ve yurt dışı festivallerde tam 53.070 kilometre yol yaptı.
Festivallerde en çok övgü aldığı yerlerden biri de kadına uygulanan şiddeti şiddet göstermeden anlatması oldu.

Yağmurlarda Yıkansam kendine farklı bir yol çizerek kendi bulduğu salonlarda 3 Mart’ta vizyona giriyor.

FİLMİN KONUSU

Otuz beş yaşlarındaki Hale (çocukluğundaki adıyla Gamze), sevgilisi Engin’in yaptığı sürpriz evlenme teklifiyle, sıkı sıkıya kapattığı geçmişinin kapılarını aralamaya başlar.
Hale’nin sadece Engin’e karşı değil her şeye karşı bir sevme problemi vardır.
Hayat onu ruhsuz ve soğuk bir kadın haline getirmiştir.
İnsan kalabilmek, insan sevebilmek ve kendi gibi kalabilmek Hale için zordur.
Hale yavaş yavaş geçmişiyle yüzleştikçe sıcak bir insana dönüşmeye başlar.
Ne yağmurlar, ne Engin silemez geçmişi, Hale geçmişini, çocukluğu Gamze ile yüzleşerek atlatacaktır.




Filmin mmknmrtb notu ::

Sosyal sorunlar karşısında doğru yerde duruş sergilemek ve iyi niyetli olmak ve de bu uğurda emek sarf etmek falan, mevzu -sinema gibi- bir sanat eseriyse eğer, kesinlikle yeterli olmaz, olamaz; her şeyin başında o sanat dalının -hem içerik hem de teknik manada- aslolan gerekleri, yerine getirilmek zorundadır..

Böyle olmasaydı eğer, yönetmenlikten tamamen nasipsiz olan bendeniz, elime bir kamera geçirip, öyle başyapıtlar çekerdim ki aklınız durur..
Zira -çok afedersiniz ama- şu dünyada bizzat kendimden daha iyi niyetli, hümanist hassasiyetli ve aşırı vicdanlı birini tanımadım ben..

Genel olarak ve bu film özelinde ne demek istediğimi anlatabildiğimi umuyorum..
Fazla ayrıntılı yazmak ve birilerini üzmek istemiyorum bugün..

Şu notu ekleyerek, sözlerimi bitiriyorum:
'Kamu Spotu' denen her derde deva işlevli ve görüntülü naneyle -üstelik kendini 'art house' olarak nitelendiren- bir sinema filminin arasında, sanılandan daha yüksek dağlar vardır; lütfen bunu unutmayalım ve her daim de hatırlayalım..

2  /10


GERİDE KALANIN GÖZÜNDEN BAKIŞ

Gülten Taranç kısa filmlerindeki ‘kadınları’ ilk uzun metrajlı filmi ‘Yağmurlarda Yıkansam’a taşıyor.
Kadınların yaşadıkları sorunlar, hatta hayatlarını kaybetmelerine yol açan şiddet bir süre sonra istatistiklerdeki soğuk rakamlara dönüşüyor. Oysa rakamların ardındaki acı hep görünmez kılınıyor.





Yağmurlarda Yıkansam bir kadın cinayetinde geride kalıp o acıyı yüklenenin gözünden bakıyor hayata.
Annesi babası tarafından öldürülen Gamze’nin hikayesi damga vuruyor hikayeye!
Film biraz da geride kalanların mağduriyeti, hüznü ve acısından bakıyor mevzuya.

Annesini kaybettikten sonra büyük bir boşluk yaşayan Gamze’nin, annesinin yokluğuyla büyük bir kaosa dönüşen hayatının detaylarında dolaşıyor!
Film Gamze’nin öfkesi, yalnızlığı, çaresizliği ve özlemlerini hiç bakılmayan bir bakış açısıyla izleyici ile buluşturuyor..

Bu yıl Arnavutluk’ta yapılan Balkan Film Food Festivali’nde En İyi Film, Barcelona International Film Festivali’nde Altın Aslan ödülü kazanan Yağmurlarda Yıkansam, kadın sorunlarına karşı farkındalık yaratmak ve dikkat çekmek isteyen bir yapım!

Filmde  Yeliz Tozan, Derin İnce, Murat Ergür, Engin Benli, Müge Ulusoy, Çiğdem Benli, Rabia Kaya, Gülçin Çakır ve Bilgin Ertok rol alıyor.