24.6.09

İşte Sürpriz : Müzedeki Landlord


Geçen cuma da, Dolmabahçe Sanat Galerisi'nin biraz ilersindeki Beşiktaş Deniz Müzesi’ndeydim..
Bu kez yalnız değildim ama..
Benim için, o günün ve gelecek tüm günlerin de büyük sürprizi olarak, Landlord'la birlikteydim efendim..

Landlord'un buradaki 'sürpriz' hali, pastadan fırlayıp, göz süzerek, gerdan kırarak, göbek atarak ve kalça titreterek oryantal yapmasına benzer bir durum değil elbet.. (Hoş böyle bir şey yapsa bana pek sürpriz gibi gelmezdi ya neyse)

Sürpriz, onun beni bir müzeye -daha da ilginci- bir müze içindeki sergiye davet etmesiydi..
Davet dediğim şeyi de 'kırmızı dipli mumlu' olanından anlamadınız umarım; onun, özüme hitaben ettiği: "Yürü lan Serteli, şu sergiye girelim" lafı, bence her şeyi en iyi biçimde açıklamaktadır..

Şimdiye kadar, 'Landlord ve sergi' sözcüklerini (Karpuz, kavun sergisi sayılmaz), dünyanın, yan yana gelmesi en zor iki kelimesi olarak bellemiş ve herkese de aynen bildirmiştim; inkar edecek değilim..
Ancak bu kutlu günü de nihayet idrak etmiş bir Numan Serteli olarak, Landlord'u yeterince tanımadan, aceleyle karar verdiğimi kabul ediyor; kendisinden ve yanlış bilgilendirdiğim herkesten de resmen özür diliyorum..

Bu özür kısmı sizde, sanki kafama silah dayanarak yapılmışçasına bi zorlama intibaı bırakmış olabilir; ancak öyle düşünmeyin lütfen.. O sadece rica etti..
Tamam, onunla ne zaman karşılaşsam, bendenizi, kendisini sanat ve sanatçı düşmanı olarak göstermekle, herkese rezil etmekle suçlamış; hatta her an karşı atağa geçebileceğini söyleyerek, alenen tehdit de etmiş olabilir.. Ama ben yine de onun hakkında kötü düşünmenizi asla isteyemem..

Belli ki, hakkındaki kötü izlenimleri zorla değiştirme yolunda pek bir şey elde edemeyen insanlar (Landlord'un bu paragrafla hiç bir ilgisi bulunmamaktadır. müdüriyet) kendilerine zor gelse de, istemedikleri ama imajlarını düzeltecek böylesine yolları, fedakarca denemekten da geri kalmıyorlar demek..
Ekonomi ve politikadan zerre hoşlanmaz, zaten de anlamaz bir bayan tikiye (Tilki değil!) Cumhuriyet Gazetesi'ni baştan sona, zor kullanarak okutmak gibi bi şey olmalı bu..




Adeta Yavru ile Katip

Neyse efendim, kendisine de söz verdiğim gibi, Landlord'dan özrümü dilemiş, en derin saygılarımı da sunmuşken esas mevzuya geçebilirim..

Benim ilk kez ziyaret ettiğim, Landlord'un ise, içinde, gerçek gemilerin gerçek boyutlarda sergilendiğini daha önce gördüğünü iddia ettiği Beşiktaş Deniz Müzesi'ne vasıl olup da kapısından girdiğimizde, oradaki ilgililer yüzlerinde gülümsemeyle karışık bir ilgiyle bize bakıp, içeriye buyur ettiler..

Tamam.. karşılarındaki bu zıt ikili, ilk bakışta insanlara bir Lorel ile Hardy, bir Yavru ile Katip tadı vermiyor değildi ama ben bunu göz ardı edip, 'ilgi ve alaka'yı halkımızın sergilere olan ebedi ilgisizliğine verdim..
Şöyle bir benzetme yaparsam eğer, vaziyet daha iyi anlaşılabilir: Sabahtan akşama Galata Köprüsü'nden olta sallayıp da yosun ya da naylon torba çekmekten gına gelmiş bir amatör balıkçı, iğnesine nihayet iki adet istavrit takıldığında ne hissederse, sayıları sergi ziyaretçisinden çok daha fazla olan elemanlar da o sırada o psikolojiyi yaşamış olmalılar..

Fazla ilgiden anında şüphelenip girişin paralı olacağı da kafama dank ettiğinde bir an için hüzünlenmiştim; ancak bu tarihi anı yaşamak için üç lirayı dahi gözden çıkarabileceğimi de biliyordum..
Landlord'un, yılanı deliğine bir daha asla çıkmamasını sağlayacak şekilde hapsedebilen o gayet şefkatli tınlayan sesiyle: "Biz basın mensubuyuz, bize de mi lololo?" mealinde konuştuğunda bile bunun özüme bir faydası olmayacağını hissediyordum..

Cebinden, bu durumlarda hep kullandığı ama basınla ilgisinin ne olduğunu, kendisi dahil kimsenin bilmediği bir kartı çıkardığında, zavallı adamlar, ister istemez 'eller yukarı' vaziyeti alır gibi olurlarken son anda kendilerini düzelttiler; burunlarına sokulan karta yan gözle bile bakmaya cesaret edemeyerek, Landlord'a, 'buradan buyurun bayım' dediler..
Bu durumda ben de, 'kartımı yanıma almadığım' yalanını söylemek zorunda kalmış, namusumla üç lirayı bayılmış, Tam Bilet'imi almış ve içeriye dalmıştım..


(Gelecek yazı : Gel de şimdi sergiyi merak etme)