4.6.11

Priest :: İptidai Vampirler İtinayla Yok Edilir


Dünyanın yeni bir 'kıyamet sonrası dönemi'ne daha hoş geldiniz..
Bu sefer yine ne olmuş da kıyamet kopmuş diye soracak olursanız, hemen söyleyeyim ki saçma olduğu kadar, oldukça da değişik bir nedeni vardır bunun: Vampirlerle insanlar arasında patlayan bir büyük savaş taş üstünde taş bırakmayarak, dünyayı yaşanacak bir yer olmaktan çıkarmıştır..
Taş üstünde taş kalmasa da geriye kalan bir takım 'gövde üstünde baş'lar, hayatlarını idame ettirerek, yeni düzenlerini kurmayı başarmışlardır..

Bu büyük savaş sırasında olaya el koyan kilise kurumu, birer mükemmel savaşçı olarak yetiştirdiği muharip papazların sayesinde vampirlerin -neredeyse- soyunu tüketmişlerdir..




Sonuçta, kilisenin kurtardığı insanlar, bir nevi 'devasa katedral' diyebileceğimiz, tamamen din adamlarının idaresinde ve kontrolündeki şehirlerde yaşamaya mecbur kılınırken; savaştan arta kalan vampirler de bir takım yerlerde tecrit edilmişlerdir..
"Hazır bîtap yakalamışken, neden vampirlerin köküne kibrit suyu dökmemişler ki bu salaklar?" sorusuyla bana gelirseniz eğer, cevabım hazırdır: "Düşmansız devlet, vampirsiz de vampir filmi olmaz.”



Bu arada, savaş sırasında eli güçlenen priest'lerden huylanmaya başlayan kilisenin monsenyörleri, savaş yetkilerini geri alarak, onları bir nevi emekliye ayırmışlardır..




Suratlarında, alınlarından başlayarak burunlarının ucuna kadar uzanan haç dövmesiyle ayırt edilen bu kutsal savaşçılardan biri olan Priest (Paul Bettany)'in, korunaklı şehir dışında ikamet eden ağbisinin evi yağmalanmış, karısı öldürülmüş, kızı Lucy (Lily Collins)'de kaçırılmıştır..

Bunu yapanlar, bir şekilde isyana kalkışmış vampirlerdir..
Bunun haberini alan Priest'ın, intikam duygusuyla coşan savaşçı ruhuna, kilisenin cümle tanrısal kuralları, asla engel olamaz..




Kahramanımıza bu intikam yolunda eşlik edecekler: Kaçırılan güzel kızımız Lucy'nin yavuklusu da olan, Western filmlerinden buraya ışınlanmış gibi görünen şerif Hicks (Cam Gigandet) ve Priest'ın eski silah arkadaşlarından biri olan Rahibe (Maggie Q)'dir..


Savaşçı Rahip ile İlkel Vampir Kırması


Sinemanın bir süredir uyduğu 'Twilight-vâri' modaya tâbi olarak, korkulan ve iğrenilen vampirler -artık- hayran olunan, özenilen duruma gelmişti ki bu film sayesinde -çok şükür- yine eskisi gibi hatta eskisinden de beter bir iğrençliğe bürünmüş oldular..




Kesinlikle hayvansı, her tarafından sümüksü salgılar akan, fazlasıyla çirkin bir 'uzaylı yaratık' biçiminde, zıp zıp zıplayarak hareket eden bu vampirler -aslında- türün en ilkel hâlini temsil ediyor..
Zaten, filmdeki her türlü musibetin mümessili olarak kahramanımızın karşısına dikilen -Karl Urban'ın canlandırdığı- 'savaşçı rahip ile ilkel vampir kırması' karizmatik tip de, ilk 'insansı vampir' olarak filmi şenlendirecektir..
Bu arada, vampirlerin bir de ana kraliçesi varmış ki henüz kendisiyle karşılaşmadık.. Kısmetse artık devam filmlerinde kendisiyle tanışırız..




Güney Koreli grafik sanatçısı Min-woo Hyung'un çizdiği, TokyoPop yayınevinden çıkan Priest adlı bir mangadan uyarlanmış bu film, pek bi yaratıcılık içermeyen senaryosuyla -sadece- bol bulamaç akan kana, parça pinçik olan gövdelere ve ziyadesiyle hareketli dövüşlere meraklı seyirciyi tatmin edebilme potansiyeli taşıyor..
Yarattığı -oldukça başarılmış- yüksek teknolojili ancak ortaçağ zihniyetli karanlık atmosfer, basit bir intikam öyküsüyle harcanmış diyebilirim..
O değil de, şerif Hicks rolündeki Cam Gigandet ne kâbiliyetsiz bir adammış yahu!




Yönetmen: Scott Charles Stewart
Senaryo: Cory Goodman, Min-Woo Hyung (manga)
Oyuncular: Paul Bettany, Cam Gigandet, Maggie Q, Karl Urban, Lily Collins, Stephen Moyer

Yapım: 2011, ABD, 87 dk.



(İşbu yazının bir kısmı Tersninja.com'da yayınlanmıştır)