Petrol işinde çalışmak üzre
görevli bir ekibi taşıyan uçak, aç kurtlarla
dolu, buzullu, karlı ve uçsuz bucaksız Alaska toprağına
çakıldığında ölenler -bir bakıma- kurtulmuştur; ya
sağ kalanlar peki?
Görüldüğü üzre,
bu konunun benzerleri şimdiye kadar edebiyatta da, sinemada da çok
işlendi..
Bu sefer, galiba aç kurtlar -ki
bunların doyduğu da hiç görülmemiştir- bir fark
yaratıyor gibi..
Nispeten rahat bir ortamdayken, hüzünlü
geçmişinin itelemesiyle intihara meyyal bir adam -ki biz buna
literatürde 'rahatın kıça batması' diyoruz- namüsait
şartlar oluştuğunda tetiklenen, 'hayvani kökenli' hayatta
kalma içgüdüsüyle tırnaklarını hayata öyle
bir geçirir ki o adeta artık başka biri olmuş gibidir..
Tabii bu arada, o gerçeğin tam tersi bir seçimle ya da çaresiz kalmanın boynu büküklüğüyle ölümü kabullenenleri de gözden kaçırmamak gerek..
Çok çetin doğa koşulları
ve 'doğal düşmanlar'la çevrelenmiş, doğal olarak da
hepsi birbirinden farklı hayatları geride bırakarak gelmiş,
farklı düşüncede bir kaç adamın hayatta kalma
mücadelesini bu tür yapımlardan pek de beklenmeyecek bir
gerçekçilikle ortaya koyan film, 'vahşi ortamı'
ustaca kullanarak oluşturduğu gerilimle de epey bi sarsıcı..
Ancak -yine de kendini frenleyemeyerek- içlerinden bir kazazedeyi seçerek kayırıp, neredeyse 'insanüstü' bir kahramana dönüştürmesi, kötü bir tercih..
The Grey / Gri Kurt
Yönetmen: Joe Carnahan
Senaryo: Joe Carnahan
Tür: Aksiyon, dram
Oyuncular: Liam Neeson, Dermot
Mulroney, Frank Grillo
Yapım: ABD, 2011, 117'
3 /5
3 /5