Konuşması, görünümü ve hareketleri eski rakçılardan 'Robert Smith-Ozzy Osbourne-Alice Cooper' karışımını akla getiren Cheyenne, halen ellili yaşlarda, mesleğini yıllar önce bırakmış bir rock yıldızıdır..
İtfaiyecilik yapan karısıyla
birlikte Dublin'de, şahane bir malikânede sade bir yaşantı
sürdüren, az ama öz konuşan bu eksantrik eleman,
gençliğindeki giyim ve makyaj tarzını aynen korumaktadır..
Yahudi bir aileden gelen Cheyenne'in,
evi ve dar çevresi etrafında dönen monoton yaşantısı,
otuz yıldır görüşmediği, Amerika'da mukim babasının
ölüm haberi üzerine epeyi bi hareketlenecektir..
Cenaze töreni için New York'a gittiğinde, babasının bir intikam meselesiyle uğraştığını öğrenecek ve 2. Dünya Savaşı sırasında babasına Auschwitz toplama kampında işkence eden Nazi subayını bulmak ve de cezalandırmak üzere, bir ABD turuna çıkacaktır..
Şartlar uygun olduğunda- bazı
insanların ölene kadar çocuk kalabileceğini; buna
karşın -hangi yaşta olursa olsun- yaşanacak önemli
tecrübelerin insanları büyütüp daha da
olgunlaştırabileceği gerçeğinin şöyle bi üstünden
geçen film, 'kişiyi zor durumda bırakarak utandırmak kadar,
insanda travma yaratabilecek ikinci bir etken ya da ceza yoktur'
tespitini yapmayı da ihmal etmez..
Belli ki, çocuk hassasiyetine ve kırılganlığına sahip, ama kafası da bir hayli karışık tuhaf bir adamın bakış açısını taklit eden bir görüntü yönetimi, filmin en 'göze çarpan' özelliği..
Sürekli yinelenen diyalogların ve
mekân ya da açı değiştiren görsellerin
-özellikle altı çizilmiş- ayrıntılarına takılmak,
insana -gereksiz- bir bıkkınlık yaşatıyor..
İşte böyle durumlarda devreye
giren Sean Penn'in 'one man show' performansı, filme yeniden
kaptırmamızı sağlıyor..
Açılıştan, kahramanın Amerika seferine kadar süren İrlanda'da geçen kısmı, ana karakterin ve filmin -bana göre- asıl ruhuna uygun düşen, rahatça akıp giden bölümüyken; aynı 'hayat bezgini' kahramanı, ondan hiç de beklenmeyecek biçimde bir maceraya sokan diğer bölümle birlikte, film de -zorla adam edilmeye çalışılan- karakter de 'resmen' zorlanıyor..
This Must Be The Place / Olmak
İstediğim Yer
Yönetmen: Paolo Sorrentino
Senaryo: Paolo Sorrentino, Umberto
Conterello
Tür: Komedi, dram
Oyuncular: Sean Penn, Frances
McDormand, Judd Hirsch
Yapım: İtalya – Fransa – İrlanda,
2011, 118'
3 / 5
3 / 5