21.9.13

Şeytan-ı Racim :: İblis'in Cinleri Kızıl Maske'ye Karşı


İki üniversite öğrencisi olan Emrah ile Salih'in aynı evde yaşamalarına rağmen aslında birbirlerini pek de tanımadıklarını, Salih’in acayip tavırlarına ve onun oda kapısının altından girip çıkan siyah dumanlara Emrah'ın çok şaşırmasından anlarız..

Meğer Salih (Ertunç Uygun) denilen oğlan, cin-büyü-iblis alemine öyle bi dalmıştır ki çıkması namümkün olup, her şeyden habersiz zavallı Emrah'ı (Uğur Güneş) da bu ölümcül pisliğe bulaştırmıştır..

Aynı zamanda Salih -cücük kadar aklıyla- bu netameli aleme intisap ettikten sonra, oradaki meş'um varlıkların olağanüstü güçlerini kendi menfaati için kullanmanın planlarını da yapmıştır..

Kendi zaten kafayı yemiş vaziyetteyken, 'iyi saatte olsunlar'ın -nedense- asıl hedefi olan Emrah da kâbuslardan kâbuslara sürüklenmektedir ki onun da kayışı koparmasına ramak kalır..


Okulu falan bırakarak memleketine, baba evine dönen Emrah'ın derdinin panzehirini, sevgili ailesi hemen bulacaktır: Havas ilmi sahibi, nefesi gayet kuvvetli bir adam olan Bakırcı Mehmet (Altan Gördüm)..

Bakırcılığı boş vakitlerinde hobi olarak icra ettiğini sandığımız Bakırcı Mehmet, asıl mesleği olan Cinci Hoca'lıkta almış yürümüş biridir ama, bu 'İblis'in cinleri' de pek bi manyak çıkmıştır canım..
Hele bi du bakalım..


Kendisini -az cinsel, bol dinsel muhtevalı- korku filmleri üzerine kariyer yapmaya niyetli gördüğümüz yönetmen Arkın Aktaç, ilk filmi '3 Harfliler: Marid (2010)'i izlerken, özümüze 'İllallah' dedirten film yapma biçimini, aynen koruyor -maaşallah..

İblisi veya cinleri ya da İblis'in cinlerini önce çağırma, yemeyince de geri gönderme ritüelleri üzerine gayet 'ilmi' bir deneme daha yaparken de aklımızı alıyor -maazallah..

Marid'de kullanılan kağıt parçasından muska ve 'tiko parayla müteharrik olan' imam efendi gibi gayet mütevazı konsept yerine, burada daha gelişkin teknikler, kişi ve de materyaller devreye giriyor..


600 yıllık bir Havas (Büyü) kitabı, büyülü yüzükler, mühürler, şifa tasları ve gelişkin bir muska diyebileceğimiz Vefk'ler..

İşte bütün bu malzemeler ve daha da fazlası, hiç bir masraftan kaçınmayan; ancak, her türlü sinemasal kaygıdan azade bir prodüksiyonun gayet 'titiz' bir çalışması olarak göze batıyor..

O değil de -eğer işin içinde 'pazarlama taktiği gibi' başka numaralar yoksa- filmin senaryosunun tamamen, bir İnci Sözlük yazarının o sitede uzunca bir süredir anlattığı 'korkunç' hikâyelerden araklanarak yazıldığı kabak gibi ortada..
Bu konuda bir açıklama yapılmaması da ayrıca tuhaf..

Başrollerdeki iki genci canlandıran Uğur Güneş ile Ertunç Uygun, yetersiz olduğu kadar kötü de yazılmış senaryo ve diyalogların elverdiği ölçüde ellerinden geleni yaparken, cin çıkaran' Bakırcı Mehmet rolündeki Altan Gördüm, kendini yırtarcasına abarttığı sesi ve de oyunculuğuyla, sadece komik oluyor..


Hiç bu işlerle ilgilenmediği halde, kendisine cinlerin musallat olduğu Emrah'ın odasındaki çalışma masasını görüntüleyen kameranın -sürekli olarak- aralarında Kızılmaske'lerin de bulunduğu çizgi romanlara ve Charles Darwin'in 'Türlerin Kökeni' adlı kitabına odaklanmasıyla, acaba bize ne anlatılmak istenmektedir?.

Yoksa, 'mesaj kaygılı' senarist ya da yönetmenimiz -aklınca- "Sen halâ o evrimci gâvurun kitaplarını oku, bizim dini menkıbelerimiz yerine batı kulübünün saçma sapan çızgı romanlarını ezberle.. Görürsün şimdi sen ebenin iblisini" mi demeye çalışmaktadır..
Öyleyse şayet, afferin la tosunuma!.



Yönetmen: Arkın Aktaç
Senaryo: Murat Toktamışoğlu
Oyuncular: Uğur Güneş, Ertunç Uygun, Altan Gördüm
Yapım: 2013, Türkiye, 97'

1.5 5