13.11.13

Hükümet Kadın 2 :: Tıpkısının aynısı


İlkinin kahkahaları damaklarda kalan Hükümet Kadın, maceralarına kaldığı yerden değil, geldiği yerden devam ediyor!

Demet Akbağ’ı, Güneydoğu’nun ilk kadın belediye başkanının hayatından esinlenerek Sermiyan Midyat’ın yazdığı ve yönettiği Xate karakteri ile beyaz perdeye taşıyan filmin ikincisi 8 Kasım’da vizyona giriyor!

İlk filmde eşinin vefatıyla kendini belediye başkanı olarak bulan Xate, devam filminde de Faruk ile beklemediği bir mücadeleye girişiyor.

Demet Akbağ ve Sermiyan Midyat’ın başrollerini paylaştığı filmde, Mahir İpek, Gülhan Tekin, Burcu Gönder, Ayberk Atilla ve konuk oyuncu olarak katılan Ercan Kesal, bu kez ilk filmden 7 yıl geriye gidiyor.


Hükümet Kadın 2, ilk filmde olduğu gibi yine Mardin’in Midyat ilçesinde çekildi.
5 hafta süren çekimler boyunca ekip kamera arkasında da çok eğlenceli görüntüler kaydetti. 

Neredeyse tüm oyuncular çekimler boyunca Midyat’ta kalırken, yine yüzlerce Midyatlı da hem kamera önünde, hem de kamera arkasında görev aldı.

Demet Akbağ, çok sevdiği Xate karakteriyle aynı yıl içinde, yeniden buluşmuş olmaktan çok mutlu olduğunu belirtiyor.

Filmin yönetmeni Sermiyan Midyat da, hayatındaki en neşeli set olduğunu belirtiyor ve “Güle güle çektik, güle güle izleyin,” diyor.


Setinizin pek neşeli olduğundan da, çekim sürecini bol bol gülerek geçirdiğinizden de hiç şüphem yok efendim..
Lâkin gelgelelim, dediğiniz gibi hiç de "güle güle" izleyemedim filminizi..
Tıpkı ilk filmde de olduğu gibi, sıkılmaktan gülmeye pek sıra gelmedi sanki..


Yalnız hemen müjdemi vereyim: İlk filmi 'güle güle' izleyip de, attıkları kahkahanın tadı halâ damaklarında kalmış o 'şaşkınlık verici ama takdir edilesi' seyircileriniz, kesinlikle yaşadılar valla!.
Çünkü ikinci film, birincinin kalite ve hatta kantite seviyesinden ne bir gıdım ilerde, ne de bir gıdım geride olmuş..

Bu durumda ben de, bu yılın şubat ayında vizyona giren ilk Hükümet Kadın'a yaptığım eleştirinin bir bölümünü aynen buraya aktarmayı uygun gördüm..
Yemin ederim tembellikten değil, valla bak!.

Dediğim gibi yani..
Aynı filmin eleştirisi nasıl farklı olsun ki?.
Tamam tamam..
Birazcık da tembelliğimin etkisi olmuştur tabii..


Hadi buyrun bakın o günlerde ne söylemişim: "Bir konuyu başarma yolunda ısrar ya da inat değerli bir haslettir hiç kuşkusuz, ancak bunun için de ilgili kişiden olumlu bir ışık yansımalı ki bu hasletin bir anlamı olsun.. Maalesef ki Midyat'ın bu husustaki başarısızlığı aynen devam ediyor.." diyerek, Sermiyan Midyat'tan bir komedi yıldızı, yeni bir Yılmaz Erdoğan yaratma hayalinin boşa bir çaba olacağını buyurmuşum..

Ve devam etmişim: "Sürekli komik durumlar yaratarak, hatta resmen zorlayarak güldürebilme tutkusu, Sermiyan Midyat'ın devrini tamamlamış mizah anlayışı ve yetersiz espri gücüyle hiçbir zaman amacına ulaşamıyor..
Başlarda görünüp kısa bir süre sonra da ortadan kaybolan Ercan Kesal'ın ve daha sonra da tam kapasiteyle devreye giren Demet Akbağ'ın 'dengeli' oyunculuklarıyla -her şeye rağmen- ayakta duran film, Sermiyan Midyat'ın kocaman mimiklerle ayrıca süslediği abartılı oyunculuk tutkusuyla inişe geçiyor.."

Böyle işte..
Daha ne diyeyim allasen..


  2 5