İlkinin kahkahaları damaklarda kalan
Hükümet Kadın, maceralarına kaldığı yerden değil,
geldiği yerden devam ediyor!
Demet Akbağ’ı, Güneydoğu’nun
ilk kadın belediye başkanının hayatından esinlenerek Sermiyan
Midyat’ın yazdığı ve yönettiği Xate karakteri ile
beyaz perdeye taşıyan filmin ikincisi 8 Kasım’da vizyona giriyor!
İlk filmde eşinin vefatıyla kendini
belediye başkanı olarak bulan Xate, devam filminde de Faruk ile
beklemediği bir mücadeleye girişiyor.
Demet Akbağ ve Sermiyan Midyat’ın
başrollerini paylaştığı filmde, Mahir İpek, Gülhan Tekin,
Burcu Gönder, Ayberk Atilla ve konuk oyuncu olarak katılan
Ercan Kesal, bu kez ilk filmden 7 yıl geriye gidiyor.
Hükümet Kadın 2, ilk filmde
olduğu gibi yine Mardin’in Midyat ilçesinde çekildi.
5 hafta süren çekimler
boyunca ekip kamera arkasında da çok eğlenceli görüntüler
kaydetti.
Neredeyse tüm oyuncular çekimler boyunca
Midyat’ta kalırken, yine yüzlerce Midyatlı da hem kamera
önünde, hem de kamera arkasında görev aldı.
Demet Akbağ, çok sevdiği Xate
karakteriyle aynı yıl içinde, yeniden buluşmuş olmaktan
çok mutlu olduğunu belirtiyor.
Filmin yönetmeni Sermiyan Midyat
da, hayatındaki en neşeli set olduğunu belirtiyor ve “Güle
güle çektik, güle güle izleyin,” diyor.
Setinizin pek neşeli olduğundan da,
çekim sürecini bol bol gülerek geçirdiğinizden
de hiç şüphem yok efendim..
Lâkin gelgelelim, dediğiniz gibi
hiç de "güle güle" izleyemedim filminizi..
Tıpkı ilk filmde de olduğu gibi,
sıkılmaktan gülmeye pek sıra gelmedi sanki..
Yalnız hemen müjdemi vereyim: İlk
filmi 'güle güle' izleyip de, attıkları kahkahanın tadı
halâ damaklarında kalmış o 'şaşkınlık verici ama takdir
edilesi' seyircileriniz, kesinlikle yaşadılar valla!.
Çünkü ikinci film,
birincinin kalite ve hatta kantite seviyesinden ne bir gıdım
ilerde, ne de bir gıdım geride olmuş..
Bu durumda ben de, bu yılın şubat
ayında vizyona giren ilk Hükümet Kadın'a yaptığım
eleştirinin bir bölümünü aynen buraya aktarmayı
uygun gördüm..
Yemin ederim tembellikten değil, valla
bak!.
Dediğim gibi yani..
Aynı filmin eleştirisi nasıl farklı
olsun ki?.
Tamam tamam..
Birazcık da tembelliğimin etkisi
olmuştur tabii..
Hadi buyrun bakın o günlerde ne
söylemişim: "Bir konuyu başarma yolunda ısrar ya da inat
değerli bir haslettir hiç kuşkusuz, ancak bunun için
de ilgili kişiden olumlu bir ışık yansımalı ki bu hasletin bir
anlamı olsun.. Maalesef ki Midyat'ın bu husustaki başarısızlığı
aynen devam ediyor.." diyerek, Sermiyan Midyat'tan bir komedi
yıldızı, yeni bir Yılmaz Erdoğan yaratma hayalinin boşa bir
çaba olacağını buyurmuşum..
Ve devam etmişim: "Sürekli
komik durumlar yaratarak, hatta resmen zorlayarak güldürebilme
tutkusu, Sermiyan Midyat'ın devrini tamamlamış mizah anlayışı
ve yetersiz espri gücüyle hiçbir zaman amacına
ulaşamıyor..
Başlarda görünüp kısa
bir süre sonra da ortadan kaybolan Ercan Kesal'ın ve daha sonra
da tam kapasiteyle devreye giren Demet Akbağ'ın 'dengeli'
oyunculuklarıyla -her şeye rağmen- ayakta duran film, Sermiyan
Midyat'ın kocaman mimiklerle ayrıca süslediği abartılı
oyunculuk tutkusuyla inişe geçiyor.."
Böyle işte..
Daha ne diyeyim allasen..
2 / 5