8.12.13

Yozgat Blues :: Hayat kadar hüzünlü.. ya da blues


Uzak İhtimal'le İstanbul Film Festivali'nden Altın Lale En İyi Yönetmen ödülünü alan Mahmut Fazıl Coşkun ikinci filminde kamerasını taşraya çeviriyor.

Yozgat Blues, taşrada hayatlarını sürdüren karakterlerin yaşadığı değişimi ve buna bağlı derin duygusal kırılmayı anlatıyor.

Kariyerinde bir çöküş eşiğine düşmüş Yavuz, bir yandan belediyenin açtığı müzik kursunda hocalık yapmakta, bir yandan da bir alışveriş merkezinin zemin katında, küçük bir ses sistemi eşliğinde, müşterilere eski Fransızca şarkılar söylemektedir.

Yavuz’un belediye kursundan öğrencisi olan Neşe ise, marketlerde ürün tanıtımı yapmaktadır.

Neşe, Yozgat’ta açılan bir gazinoda şarkı söylemesi için teklif alan Yavuz’a kendisinin de çalışmak istediğini söyleyip, birlikte gidebilmek için teklifte bulunur.

Ve sonuçta bu ilginç ikili, birlikte Yozgat’a giderler.

Önceleri, bir berber kalfası olan Sabri ve onun radyocu arkadaşının da destekleriyle programın tanıtımı için çok uğraşsalar da yaptıkları müzik yerli halkın pek ilgisini çekmez.




Yavuz devam etmek için Neşe´den güç alırken, Neşe´nin ilgisini çeken başka hayatlar vardır.

Berber Sabri’nin hayatında iki amacı vardır; bir kızla evlenmek ve kendi kuaför dükkanını açmak.

Yozgat’ta, İstanbul’dan gelen iki şarkıcı ve bir berber arasında kimi zaman dramatik kimi zaman da komik olaylar gelişmeye başlar.

Her üçünün de hayatla kurdukları ilişki ve beklentileri, istedikleri yönde ilerlemeyecek, zaman geçtikçe ilişkileri karmaşıklaşarak, beklemedikleri yerlere gidecektir..




Başrollerinde Ercan Kesal, Ayça Damgacı, Tansu Biçer ve Nadir Sarıbacak gibi oyuncuların yer aldığı Yozgat Blues, festivallerde elde ettiği başarılarla bu yılın en çok söz edilen filmlerden biri oldu.

San Sebastian Film Festivali’nde Türkiye’yi temsil eden film, İstanbul Film Festivali, Adana Altın Koza Film Festivali ve Varşova Film Festivali gibi uluslararası festivallerde ödüller kazandı.

Belli ki zamanında da pek başarılı olamamış, ama yine de sevdiği ve -kendini bir milim geliştirmese bile- iyi yaptığına inandığı işinde istikrarını koruyan; orada bulunmaktan daha memnun olduğunu sandığımız iç dünyası izin verdiği ölçüde 'dışarıyla' da ilgilenebilen bir 'tuhaf' adamın, 'hüzünlü' Yozgat macerası..

Orta yaşı gerilerde bırakmaya başlayan Yavuz ağbinin, tek başına sürdürdüğü hayat yolculuğuna -kendisiyle hiç uyuşmayan- dışa dönük ve yeni heyecanlara açık karakteriyle, önüne çıkacak fırsatları değerlendirmekten kaçınmayacak genç bir kadın eşlik etmeye başlar..




Yavuz türünden -bencileyin- insanların, içe dönüklüğüyle etrafa yaydığı, 'kimseden, hiç bi şeyden etkilenmez, sevmez, bağlanmaz' izlenimi, ne kadar da yanıltıcıdır a dostlar!.

İnsana ve hayata dair duyarlı duruşunu, gayet başarılı eserlerle ortaya koymayı sürdüren Mahmut Fazıl Coşkun'u kutluyor ve onun ilk filmini yorumlarken kullandığım, 'Hayat kadar tatlı, hayat kadar acı' tespitimi, bu film için de öyle fazla değiştirmeden yeniliyorum: Hayat kadar neşeli, hayat kadar hüzünlü.. ya da blues..

Yönetmen: Mahmut Fazıl COŞKUN
Oyuncular: Ercan Kesal, Ayça Damgacı, Tansu Biçer, Nadir Sarıbacak
Yapım: 2013, Türkiye / Almanya, 93'

8   /10