Mesleği icabı, bir suçlu gibi içeriye
girdiği tüm hapishanelerden ustalıkla kaçabilen Ray
Breslin (Sylvester Stallone), başka bir hapishanenin daha kaçışa
uygun olup olmadığını denemek için yeni bir teklif alır..
Evet.. inanması güç ama
böylesine acayip bir meslek sahibi olan ve işini icra ederken de dışardaki ekip arkadaşlarından yardım alan Ray'e gelen bu son
teklife göre bu sefer, arkadaşlarıyla olan her türlü
irtibatını kesmek zorundadır..
Olur da başarılı olamazsa eğer, onu
ilelebet mahpusluktan kurtarabilecek tek çare, hapishane müdürüne
vereceği, görevinin iptalini sağlayacak gizli bir koddur..
Nereye götürüldüğünden
habersiz olan Breslin 'iş yerine' ulaştığında, burasının
mahkumların her halinin rahatlıkla izlenebildiği cam hücrelerden
oluştuğunu görür görmez, morali de bir hayli bozulur elbet..
Azılı mahkumlardan oluşan hapishane
nüfusuna karşın, muhafızların tümünün ağır
silahlarla mücehhez olduğunu ve buradan kurtulmanın
olanaksızlığını anlayan adamımızın hali nice olacaktır..
Kötülük timsali gibi
ortalıkta dolaşan hapishane müdürü Hobbes (Jim
Caviezel)'un sözlerinden ve davranışlarından anlaşıldığı
kadarıyla, emektar Ray'in içine düştüğü bu
son durum, eski tecrübelerine hiç benzememektedir..
Öyle ki hayatı boyunca hiç
kullanmadığı o 'Görev İptal Kodu'nun bile bu 'cehennem'de
bir değerinin olmadığı anlaşılır..
Çok açık ki kahramanımız
tuzağa düşürülmüştür..
Ona burada yardımcı olabilecek tek
kişinin Emil Rottmayer (Arnold Schwarzenegger) adlı, karanlık
ruhlu bir izbandut olduğunu anladığımızda, filmimizin 'ağır
sıklet' kadrosu da tamamlanmıştır artık..
Mükemmel bir korku filmi olan 1408
(2007) ile özümü bir hayli umutlandıran Mikael
Håfström, daha sonraki filmleri Shanghai (2010) ve The
Rite (2011) gibi vasat sularda yüzme tercihiyle gözümden
düşmüştü..
Bu filmine gelince, belki önemli
bir çıkış gerçekleştiremiyor yönetmen ama, en
azından iyiye doğru bir atılım yaptığını -biraz ıkınarak da
olsa- söyleyebilirim..
Filmin en büyük sürprizi,
öyküsünün içeriğinden çok,
'geleneksel olarak' birer 'Action Man' özellikli iki aktörün,
kol kaslarından çok beyinlerini kullanıyor gibi
yapmalarıydı..
Ama üzülmeyin çok!.
Kondisyonları el verdiği kadarıyla elbette -arada bi- önlerine çıkma cesareti gösteren bedhah ve bedbahtlara -ve de birbirlerine- bi güzel girişmeyi de ihmal etmez bu yiğit dedeler..
Kondisyonları el verdiği kadarıyla elbette -arada bi- önlerine çıkma cesareti gösteren bedhah ve bedbahtlara -ve de birbirlerine- bi güzel girişmeyi de ihmal etmez bu yiğit dedeler..
Bu cümleden olarak- irili ufaklı
sürprizleriyle ilgiyi ayakta tutan senaryosu ve sürükleyici
kurgusuyla gayet güzel bir giriş yaparak gelişen film,
'elimizde Stallone ve Schwarzenegger gibi belki yaşlı ama efsane
malzemeler varken neden alabildiğine aksiyonlamayalım ki'
mantığıyla çekilmiş, abartılı 'finale gidiş'le de sıradanlaşıyor..
Yine de -bencileyin- çocukluğunu 90'ların başında geçirmiş olanlar açısından,
bu iki dedeyi bir arada izlemenin de ayrı bir keyfi oluyor yani..
Filmin, oldukça önemli bir
role sahip Müslüman mahkum Cavid'i -alışıldığı üzre-
kolayca harcamaması, hatta saygın bir yere koyması önemli;
ancak aynı iradenin, 'şimdi bizi terörle merörle
uğraştırır bu hacı' mealinde düşündüğünden
olacak, yakaladığı ilk fırsatta onu imamın kayığına
bindirdiği de gözümüzden kaçmadı elbet..
Yönetmen: Mikael Håfström
Senaryo: Miles Chapman, Jason Keller
Görüntü yönetmeni: Brendan Galvin
Senaryo: Miles Chapman, Jason Keller
Görüntü yönetmeni: Brendan Galvin
Oyuncular: Sylvester Stallone, Arnold
Schwarzenegger, Jim Caviezel, Amy Ryan, 50 Cent, Faran Tahir, Sam Neill, Vinnie Jones, Vincent D'Onofrio
Süre: 115 dk.
İthalat: FİDA FİLM
Dağıtım: TİGLON
3 / 5
Keyifle okudum yazını, Blogunu da çok sevdim, artık ensendeyim:)
YanıtlaSilAdil bir değerlendirme olmuş, elinize sağlık.
YanıtlaSil