13.1.14

Gloria :: Bir Şarkısın Sen


58 yaşında, özgür ruhlu, dul bir kadın olan Gloria, her şeye rağmen hayattan zevk almaya bakıyorsa terslik bunun neresinde?

Yaşının icabına karşı gelip hayattan elini eteğini çekmeyi kabul etmeyen Gloria, bekârların arasına karışmaya karar verir.

Gece kulüplerinde aşk ve macera peşinde umut, hayal kırıklığı ve boşluk hissiyle karşı karşıya kalır.

Ta ki eski bir bahriyeli olan Rodolfo ile tanışana kadar.

Acaba bu ilişki aşk yolundaki son durağı mı olacaktır?

Kendini tam anlamıyla 'özgür' hisseden/zanneden bir kadın ile şartlar elverdiğince 'özgür' olmaya çabalayan/korkan bir adamın -kesinlikle aşk bağlamında- ısrarlı ama umarsız ilişkileri üstüne..



Tabii ki ayakta durabildiğince, sağlıklı yaşayabildiğince ve elbette becerebildiğince hayattan zevk almaya çalışmak..

Özellikle gençliğini geride bırakmış 'adem ile havvalar' söz konusu olduğunda- bu gayet normal ve insanca eylemi o hale getirmeyi, toplum olarak pek güzel becerdiğimizden, bu duruma -rahatlıkla- bir 'sorunsal' diyebiliriz..

İşte bu sorunsal lâkin insani duruma, bizimkinden çok daha açık bir zihniyet ve çok daha özgür bir beyinle bakabilen bireylerden oluşan bir toplumda yaşayan Gloria'yı gözleyerek, kimi önyargılarımızdan ve de at gözlüklerimizden kendimizi -birazcık olsun- sıyırabilmek dahi çok önemli..
Ki bu filmin bizim açımızdan değerini de bu 'gerçek' belirliyor -hiç kuşkusuz..




Öte yandan, her ne kadar aksinin olmasını diler gibi görünse de filmin bu arzusu asla gerçekleşmeyecek; dıştan bakıldığında imrenilesi bir haltmış gibi görünen, ama içine düştüğünde bireysel varlığını tamamen yok ederken, sana kan bağıyla değil, sırf sen olduğun için bağlanan diğer kişiyi de seninle birlikte mutsuzluğa sürükleyen, adına 'aile' denen kurumun saçmalığı, bir kez daha kabak gibi ortaya konulacaktır..

Sevgili Gloria'nın, paintball tüfeği marifetiyle 'pısırık' Rodolfo'dan hıncını alması, hepimizi bi güzel rahatlatıp keyiflendirecektir elbette..
Fakat az sonra, yine de düşünürsek çaresiz; anlayacağız ki masum değiliz hiçbirimiz..




İlk bakışta tersi bir izlenim bırakıyorsa da aslında taraflara tarafsız bakmaya çalışan, oldukça 'gerçekçi' bir yapım bu..

Kendini, eski 'ailevi' hayatından alabildiğine bağımsız ve özgür 'hisseden' Gloria'nın -her ne kadar- karısından boşanmış ama kızlarından boşanamamış, 'korkak sevgili' Rodolfo denli değilse de, geçmişi ve de ailesiyle olan bağını oldukça güçlü bir biçimde koruduğunu görmek, pek de sürpriz olmasa gerek..

Adamın, bu gerçeği kadının gözlerinde görüp de içinin yandığını hissettiği o anı da içeren 'ailevi sekans'ın üzerine ben burada boşu boşuna yazıp duruyorum ya, neyse..

(Yazının sonunda yazmak zorunda olduğumu şimdiden ve bu parantezin içinden söyleyesim geldi -özellikle- yaşını başını almış aziz okurum!. ki mükemmel çekilmiş bu gerçekten 'ibretlik' filmi izlemelisin.)




Yine de devam edeyim ben..
Aslında bu iki sevgili arasındaki tek fark, Gloria'nın 'bağımsızlaşma' arzusu ve inadının, haza bir 'ev erkeği' olan Rodolfo'nun cılız ataklarından çok daha güçlü olmasıdır..
Ayrıca bu durumun oluşmasında, sadece kişiliklerin değil, her iki tarafın geçmiş ya da mevcut şartlarının farklılığının da önemli rolü olsa gerek..

Ve gayet açık ki, "Son tahlilde hiç birimiz, sandığımız kadar özgür değiliz" demeye getiriyor, sevgili senarist yönetmenimiz Sebastián Lelio..

Esen kalınız..


Senarist - Yönetmen: Sebastián Lelio
Oyuncular: Paulina Garcia, Sergio Hernandez, Diego Fontecilla
Ülke: Şili, İspanya
Dağıtım: M3 Film
İthalat: Birfilm

 /10