29.1.14

The Canyons :: Yavşak Büyüdü Bit Oldu


Christian (James Deen), Los Angeles'in Hollywood nahiyesi civarında -zengin babası sayesinde- şahane bir hayat yaşayan, ortamda ve pederinin gözünde adamdan sayılmak için de film yapımcılığı işiyle meşgulmüş gibi havalara giren, sapık eğilimli bir tıfıl oğlandır..

Siz bakmayın onun 'isyankâr evlat' pozlarına- baba parası yemek dışında, hayatta olup biten hiçbir şeyle ilgilenmek ihtiyacı duymayan bir 'sağlıklı' genç olarak, Christian da uzmanlığını kadınlar üzerine yapmıştır..

Bir süredir birlikte yaşadığı ve her türlü sapkınlık faaliyetlerinde kullandığı Tara (Lindsay Lohan) da bu kadınlardan biridir ve de şu sıralar sanki ondan bıkmışcasına bi takım -çok afedersiniz- yavşakça tavırlar içindedir..

Tara hanım kızımızın, oyuncu olarak piyasaya tutunma çabası içinde 'meteliksiz' bir modelken tanıştığı bu oğlanla olan birlikteliği -tahmin edileceği üzre- kaşına gözüne falan değil de parasına tav olduğundandır..


Başlanacak filmin oyuncu kadrosu oluşturulurken, Christian’ın asistanı Gina'nın (Amanda Brooks) erkek arkadaşı olan aktör adayı Ryan’ın (Nolan Gerard Funk) Tara'nın eski sevgilisi çıkması işleri karıştıracak; gereksizin önde gideni şu filmin mevzusu da maalesef yola girmiş olacaktır..

Velhasılıkelam, bu vesileyle yeniden biraraya gelen eski 'züğürt' sevgililerin aşkları depreşecek, zaten boş oturmaktan canı sıkılan ve "Bi olay çıksın da neşemizi bulalım" havasındaki Christian için de Tara, kıymete binecektir..
Ee.. Şu eli öpülesi atalarımız boşuna dememiş:”Yavşak büyüdü bit oldu, enik büyüdü it oldu!.”


Diğer ülkeleri hiç saymıyorum bile- ABD yapımı da dahil bir sürü iyi filmin gösterime giremediği bir ortamda acaba neden vizyon yüzü görür böylesine berbat bir film?.

Bunun yanıtı şu olabilir; 1976 tarihli Taxi Driver'ın senaristi olarak, bundan çok ekmek yiyen yönetmen Paul Schrader'in ne yaptığını ya da skandallar kraliçesi Lindsay Lohan'ın bilmem nerelerinin son durumunu merak eden seyircileri söğüşlemek için..

Tabii bu meraklı seyircilere, her yıl -yaklaşık- bir milyon videoda oynayan pornocular kralı James Deen'in, türünün dışında nasıl bir icraat gösterdiğini görmek isteyenleri de katabiliriz..


İsim yapmanın, iyi bir şey yapmanın garantisi olmadığını bir kez daha ve ibretle izledikten sonra insanın içinden, "Hey gidi Paul Schrader hey" diyesi geliyor..

Ortalıkta dolaşarak bir şeyler anlatmaya çalışan, tümü de 'karikatür' seviyesine kadar oluşturulabilmiş az gelişmiş karakterlerle 'Ben yaptım oldu' sinemasına hoş geldiniz..

Hiç olmazsa, sadece öykünün ana karakteri Christian üzerinde durularak, oğlana bir derinlik kazandırılabilseydi, belki film de bir şeye benzeyebilirdi..
Tabii ki o zamanda, 'Pornocu' Deen'in olmayan oyunculuğu sorun çıkaracaktı..


Bu arada, neden bu arkadaşın seçildiğine dair herhangi bir açıklama da getiremiyorum..
Ne bileyim.. mesela, 'normal' bir aktörün oynamakta zorlanabileceği bir sahne, bir 'pozisyon' olur da bu adama muhtaç kalırsın falan anlarım..
Öyle bi durum da yok ortada..

Tatminsiz sapıklığına kılıf olarak sevgi ve kıskançlığı ayarlamış bir Hıyar'ın -ki biz Amerikalılar aslında ona 'Asshole' deriz- suni hezeyanlarını malzeme olarak kullanan bir yapımın, 'metafor' yapmaya kalkışmasına ne demeli peki..
Süresi boyunca, terk edilerek harabeye dönmüş eski sinema binalarını göstererek, mesaj vermeye çalışmalar falan..
"Ay aman.. Hollywood'un çürümüşlüğünü ne de güzel işaret ettin.. Bak tüylerim diken diken oldu valla." dememizi falan mı bekliyor şimdi bu adamlar..


Kötü oyunculuklar ve gösterdiği hayat kadar boktan bir senaryoyu süsleyen uyduruk diyaloglarla anca 'konulu' bir porno estetiği sunan bir film The Canyons..
'Kara film' yapma derdinde görünen, ama renk skalası açık griden öteye gidemeyen bir fiyasko..


The Canyons / Şöhret Tepesi

Yönetmen: Paul Schrader
Oyuncular: Lindsay Lohan, James Deen, Nolan Gerard Funk, Amanda Brooks
Ülke: USA
Dağıtım: M3 Film
İthalat: D Yapım

1 5