Dört yıl önce vuku bulan bir
anlaşmazlık sonucu, karısı Marie'yi (Bérénice Bejo)
Fransa'da bırakarak memleketi İran'a dönmüş Ahmad (Ali
Mosaffa), Marie'nin çağırması üzerine yeniden Paris'e
gelir..
Ahmet'ten çocuk sahibi olmayan,
ama ondan önce birlikte olduğu iki ayrı adamdan iki kızı
olan Marie, şimdi de yeni sevgilisi Samir'den (Tahar Rahim)
hamiledir.. (Maşallah yani!)
Evli ve tek çocuklu olan
Samir'in karısı bir süre önce -müphem bir nedenle-
intihar ettiğinden, yoğun bakımda yaşam mücadelesi
vermektedir.. (Tüh utanmazlar!)
Eczacı kadın ile kuru temizlemeci
adamın bu 'yasak aşk'ı, Marie'nin evinde -üç çocukla
birlikte- devam etmektedir belki ama, bu 'birleşik aile' içindeki
mevcut durum, ziyadesiyle olumsuz görünmektedir..
Samir'in -anasız kalmanın dayanılmaz
acısıyla yaralı- minik oğlu Fuad'ın (Elyes Aguis) her geçen gün
daha da artan huysuzluğuna, Marie'nin büyük kızı Lucie
(Pauline Burlet) ile 'cici baba' Samir arasındaki oldukça
sıkıntı yaratan gerilimi de ekleyebiliriz..
Haliyle bu sancılı durum, ana ile
kızın da arasını bi hayli açmış; mesele, 'ya ben ya o'
çizgisine kadar varmıştır..
Şimdilik olan bitenden habersiz
görünen Ahmet ile biz seyircilerin -tam olarak- nedenini
anlayamadığı bir gerilim fırtınası hükmünü
sürdürürken, negatif elektriği yoğun bu ortamda işi
en zor olan kişi Marie'dir..
Kararlı ve kendinden emin görünmeye
çalışan, bu genç -ama çok şey yaşamış-
kadının güzel gözlerine baktığımızda gördüğümüz
en belirgin şey, hüzünle karışık, karanlık bir
kararsızlıktır..
Fransa'ya döner dönmez,
böylesine berbat bir ortama düşen Ahmet Efendi şaşkındır..
Kendisini buraya çağıran
Marie'nin -görünürdeki- amacı, resmi işlemleri
tamamlayarak, yıllardır savsakladıkları boşanmayı
gerçekleştirmektir..
Ya asıl amaç?!
Dört yıllık uzun bir süreç
boyunca evli ama ayrı olduğu bu İranlı adamı, tam da bu
hengâmede yanına çağırmanın başka bir nedeni, bir
açıklaması olmalı sanki..
Gerçi biliyor musunuz; Marie'nin
bizzat bilincinde olmadığı bir 'neden' dahi olabilir bu..
Asgar Ferhadi: Kuşkucunun Önde
Gideni
Marie, Samir ve çocuklar
arasındaki 'psikososyal tepkime'ye sonradan katılarak, adeta bir
katalizör görevi üstlenen Ahmet'in, taraflara
yönelttiği sorularla gerçekleştirdiği girişimleri,
bazı şeyleri zorlayarak bir araya gelmiş bu 'aile'nin sorunsal
kaynağına -yaklaşık da olsa- ulaşmamızı sağlayacaktır..
Öte yandan -hiç kuşkusuz-
bir kimyasal madde olmayan Ahmet'in, 'hızlandırıcı' özellikli
bu görevden değişmeden çıkabilmesi de oldukça
zor görünmektedir..
Gerçekleşmiş bir olayın
-sanılanın aksine- bir'den fazla yüzünün
olabileceğini, ilk anda akla gelenin tamamen dışında bir nedenden
de kaynaklanabileceğini hatırlatan film -öte yandan- bir
soğanın katmanları misali birbirini örten bu yüzleri
ortaya çıkardıkça asıl gerçeğe ulaşıldığını
sanmanın bir yanılsama olabileceğini de gösteriyor..
Diğer yandan, asıl ya da kesin denen
gerçeğe ulaşmanın zorluğu, hatta imkânsızlığı da
bir başka hakikattir..
Her şeyin başlangıcı, nedeni olarak
ulaşılan o gerçek, aslında onun hemen altında yatan başka
bir gerçeğin sonucudur..
Ve bu neden-sonuç ilişkisinin
belirsizliği, sonsuzluğun içindeki bilinmezliğin de bir
göstergesidir.
Filmin özelinde düşünürsek,
meselenin özüne doğru yapılan yolculukta varılan en son
sebep ya da gerçek, tarafların -her şeye rağmen- asla
unutamadıkları eski bir aşkı işaret eder gibidir..
Birilerinin iddiasına göre: Ey
evrenin dahi var olma sebebi olan aşk!.
Bu hoş 'söylenti'ye -ben de
dahil- herkes inanmak ister doğrusu..
Keşke, tek ve kesin gerçek sen
olaydın aşk!.
Peki, senarist-yönetmenimizin
gerçekleri aradığı yolda bize -aşk da dahil- belli
belirsiz işaret ettiklerinin doğruluğundan emin miyiz?.
Kesinlikle hayır!.
Peki neden?.
Çünkü.. Kendisini
'deha' mertebesinde bir yönetmen olarak selamlamaya pek
yaklaştığımız Asgar Ferhadi -bana göre- çok
bilinmeyenli yaşam denkleminin çözümünü
'sonsuz' olarak gösteren bir 'kuşkucu'nun önde gidenidir
de, ondan..
Benzerine Çok Az Rastlanan
Bir Film
Tüm oyuncular -elbette yönetmenin
büyük katkısıyla- mükemmelen oluşturulmuş
karakterlerini, olağanüstü bir derinlik ve doğallıkla
oynarlarken; yakın zaman sinema fenomeni The Artist'in Peppy
Miller'ı olan Bérénice Bejo, en büyük
ağırlığını tek başına kaldırdığı bu filmin de en önemli
yıldızı oluyor..
Bu arada, Samir'in oğlu Fuat'ı
canlandıran küçük oyuncu Elyes Aguis'in büyük
oyunculuğunu zikretmezsem ayıp etmiş olurum..
Bunu iflah olmaz bir müziksever
olarak belirtiyorum: Bana göre 'ideal' sinemanın olmazsa olmazı
olan 'müziksizlik' özelliğini şahane bir yetkinlikle
yerine getirmesi, filmin gözümdeki değerini ayrıca
yükselten en önemli ayrıntıydı..
Yaratmaya çalıştığı her
duyguyu seyircisine geçirmek için müziğin gücüne
yaslanan çoğu yapımlara inat, bir filmin sadece ortamdaki
sesleri kullanarak, aynı işlevi en iyi şekilde gerçekleştirdiğine
tanık olmanın hazzı da bambaşka yani..
Senarist- yönetmen Asghar Farhadi,
2010 yılı filmi Jodaeiye Nader az Simin (Bir Ayrılık)'de İran
sınırları içinde gerçekleştirdiği -başta evlilik
olmak üzere- cümle insani ilişkiler üzerine
derinlemesine yaptığı irdelemeyi, bu kez de Fransa'da
tekrarlıyor..
Bir yönetmenin peşpeşe ve az-çok
benzer bir konuda yaptığı iki filmde de aynı üst düzey
standardı yakalayabilmesi pek rastlanan bir şey değildir; ki
Farhadi'nin bunu kesinlikle başardığını görüyoruz..
Ben de bu sebeple, ilk film için
yazdığım şu övgüyü -izninizle- burada da
tekrarlamak istiyorum:
"Kendilerine çok az
rastlanan bazı filmleri izledikten sonra, 'Bu senaryo başka türlü,
bu derece mükemmel filme aktarılamazdı' deyu düşünür
insan.. Tıpkı, anlattığı -problemli ilişkiler yumağı-
hâlindeki konusunu, olağanüstü bir titizlikle ince
ince irdeleyerek, adım adım ilerleyen bu harika film gibi."
Le passé / Geçmiş / The Past
Senarist-Yönetmen: Asghar Farhadi
Oyuncular: Berenice Bejo, Tahar Rahim,
Ali Mosaffa, Elyes Aguis, Pauline Burlet
Ülke: Fransa, İtalya
Dağıtım: M3 Film
İthalat: Mars Prodüksiyon
4.5 / 5
"çok bilinmeyenli yaşam denkleminin çözümünü 'sonsuz' olarak göstermek", ne güzel yazmışsınız. erteleye erteleye bir hal olmuştum bu filmi izlemeyi, artık zamanı gelmiş demek ki.
YanıtlaSilçok teşekkürler çavlan..
YanıtlaSilaslında o denklemin çözümü sıfır kere sonsuzdur ve o da belirsizliğe denk gelir ya.. neyse:)