Sürprizlerle dolu senaryosuyla 2014’ün merakla beklenen bu filminde Liam Neeson, her yirmi dakikada bir uçaktaki birisini öldürmekle tehdit eden esrarengiz bir suçluyu yakalamaya çalışan hava polisi Bill Marks’ı canlandırıyor.
Kimin suçlu kimin masum
olduğunun bilinmediği ve herkesin şüpheli olabileceği bu
uçakta Bill Marks, 146 kişinin hayatını kurtarmak için
savaşırken kendini hiçbir şeyin göründüğü
gibi olmadığı büyük bir oyunun içinde buluyor.
The Matrix ve Sherlock Holmes'un
yapımcılarından 60 milyon dolar bütçeli filmin
yönetmenlik koltuğunda Liam Neeson’ın daha önce
Kimliksiz'de beraber çalıştığı Jaume Collet-Serra
bulunuyor.
Başroldeki Liam Neeson’a güzel
yıldız Julianne Moore, Argo ile yükselişe geçen Scoot
McNairy ve 12 Years A Slave ile Oscar’a aday olan Lupita Nyong'o
eşlik ediyor.
Konformizmin Şu Yumuşacık Koltuğu
Ailevi ve mesleki geçmişi
karışık, üstelik bir de alkolik bir adamdır Bill Marks..
Dolayısıyla hiç de makbul
biri olmayan bu adam, güvenliğinden sorumlu tutulduğu uçak
ve yolcularını kurtarabilecek mi acaba? sorusuna yanıt vermek için
çekilmiş bir film Non-Stop..
Öte yandan -Hollywood'un bildiğini
kuldan ne saklayayım- türü icabı, işbu soruya olumlu
yanıt alacağımız kesin de, asıl merak edilen şey bunun nasıl
vuku bulacağıdır elbet..
Olayla hiçbir ilgisi olmadığı
halde -tamamen anlamsız bir şekilde- şüphe çekici
hareketlerde bulunan insanlara zum yaparak, hem 'hava polisi' Bill
Marks'a hem de seyirciye hedef şaşırtmaya çalışmak ya da
ana karakterini önce zor duruma düşürüp, sonra
da tam bir kahramana çevirmek gibi türün klişeleri
harfiyen uygulanıyor..
Ancak, klişelerin hakkını böylesine
başarıyla vererek merak duygusunu sürekli ayakta tutmak ve ilk
dakikalardan itibaren yaratılan yüksek gerilimi hiç
düşürmeden finale kadar ulaşmak da hiç kolay değil
yani..
Non-Stop, bu 'klasik' görevini
layıkıyla yaparken, özellikle mesajlaşma fonksiyonunu çok
yoğun ve verimli bir biçimde kullandığı telefon olayıyla
da türe 'modern' denebilecek bir orijinallik katıyor..
Bu orijinallikten bahsedince, şu
güzelliğe de değinmeden olmaz: Anında perdeye de yansıyan
telefon mesajlarının Türkçeleştirilmesi..
Filmin ithalatçısı Calinos
Films'in girişimiyle yapıldığını öğrendiğimiz, filmin
direkt üzerinde yapılan, pek faideli bu işlemle tüm
mesajlar, alt yazıda değil de ya telefon ekranında ya da filmin
kadrajı içinde Türkçe olarak belirmekte..
Ki bu durum -her alt yazıda olduğu
gibi- filmin sürükleyiciliğini engellemeyerek, rahatça
izlenebilirlik sağlıyor..
O değil de, -üstelik bir de
takkeli- Müslüman bir doktorun varlığıyla terörist
alarmını daha en başında çalıştıran bu film ne kadar
sinsidir yahu..
Ama yemezleer!.
Son tahlilde, paranoyakça
kararlar verip saçma sapan hareketlerde bulunarak, havada hava
korsanından bile daha ağır tehlikeler oluşturabilen 'Air Marshal
/ Hava Polisi' sorununa şöyle bi değinir gibi görünen film, hemen akabinde bekleneni yapıyor ve "Onlar olmasa biz ne yapardık
ayol!" dercesine kıvırıyor..
Ve sonuçta, konformizmin o yumuşacık koltuğuna gömülen Non-Stop, hayırlısıyla box office'ten gelecek güzel haberleri beklemeye başlıyor..
Ve sonuçta, konformizmin o yumuşacık koltuğuna gömülen Non-Stop, hayırlısıyla box office'ten gelecek güzel haberleri beklemeye başlıyor..
Yönetmen: Jaume Collet-Serra
Senaryo: John W. Richardson,
Christopher Roach, Ryan Engle
Oyuncular: Liam Neeson, Julianne Moore,
Scoot McNairy, Michelle Dockery
Yapım: ABD, 2014, 106'
3 / 5