19.7.15

Ted 2 / Ayı Teddy 2



2012 yılında, sevimli ama inanılmaz küfürbaz bir ayıcık dünyada fırtınalar estirdi. 
Klasik, tüylü, güzel görünümü, eşsiz yürüyüşü ve otla motive olan mizah eğilimi, cinsellik yüklü antikalıklarıyla olasılık dışı bir başrol oyuncusu.
Universal Pictures ve Media Rights Capital'in, esrarkeş bir adamla bu en iyi arkadaşı hakkındaki küçük komedisi tüm zamanların en yüksek hasılatlı, orijinal, “R” kategori komedisi olmuştu.

SETH MACFARLANE, dünyanın en ahlaksız ayıcığının kariyerini başlatan gişe rekortmeni filmin devamı olan Ayı Teddy 2 filminin yazarı, yönetmeni ve ses yıldızı olarak geri geliyor. 

Sonsuza kadar fırtına arkadaşlar bilinmeyen bir bölgeye girerken, MARK WAHLBERG (Transformers: Age of Extinction, The Other Guys)  John Bennett rolüyle yine filmde rol alıyor. 

Filmin mmknmrtb notu ::

Serinin ilk filmi olan Ted kadar başarılı değilse de en az onun kadar kahkaha attırma kapasiteli -göndermeleri gani- esprilere ve fazlasıyla tuhaf durumlara sahip, sempatik ama terbiyesiz bir 'oyuncak' ayının yeniden baş kahraman olduğu bir komedi..

Alabildiğine ve edepsizce bir cinsellikle haşır neşir olan, en müptezelinden uyuşturucu güzellemesi yapan, ama dostluğun da en has örneklerini gösteren bu serinin ilkini sevdiyseniz eğer, bunu da zevkle izleyeceğiniz kesin..

  3 / 5





Artık Ted’i meşrulaştırma zamanı geldi 

John ve Ted’i son gördüğümüzden beri geçen yıllarda ikisi de hala Boston’da hayatlarını yaşamaktadır.
John artık bekar olsa da Ted, rüyalarının değersiz kadını Tami-Lynn ile düzenli bir hayat kurmuştur.
Evlilik sorunları yeni evlileri etkilemeye başlarken Ted ve Tami-Lynn, evliliklerini kurtarmak için bir bebek yapmaya karar verirler. Massachusetts Eyaleti Ted’in bir insan değil de bir mal oluğunu, bundan dolayı da evlat edinmeye uygun olmadığını beyan ettiğinde umutları yıkılır.
Süpermarketteki işinden kovulur ve özetle evliliğinin geçersiz olduğu bildirilir.

Öfkeli ve kederli olan Ted, öfkesini kanalize eder ve en iyi arkadaşından hükümete dava açması ve haklarını kazanması için kendisine yardım etmesini ister.
Samantha L. Jackson (AMANDA SEYFRIED - Mamma Mia!, Les Misérables) adındaki genç, tıbbi marihuana hayranı bir avukat tutarlar ve mahkemeye giderler.
 Ama Ted davayı kaybedince, efsanevi insan hakları avukatı Patrick Meighan (Oscar® ödüllü MORGAN FREEMAN of The Shawshank Redemption, Wanted)’ı davayı kabul etmesi için ikna etmek üzere karayoluyla New York’a gitmeleri gerekmektedir.
Kazanırlarsa Ted’in sadece bir bira-kolik, ot içen, doldurulmuş bir ayıcık değil de aslında herhangi bir diğer bira-kolik, ot içen Amerikalıyla aynı özgürlükleri hak ettiğini kanıtlayacaklardır.

Filmin yönetmeni MacFarlane, senaryoyu sık sık birlikte çalıştığı ve Ayı Teddy 2’nin sorumlu yapımcıları ALEC SULKIN & WELLESLEY WILD (Ted, A Million Ways to Die in the West, TV’s Family Guy) ile birlikte yazmış.
Ayı Teddy serisine yeniden dönen oyuncular arasında  Ted’in sevgili kasiyeri ve şimdi de utangaç gelini Tami-Lynn rolüyle JESSICA BARTH (Family Guy, TV’s Parks and Recreation), Ted’i kaçırmak için yeni bir plan yapmış olan Boston’ın sevilen psikopati Donny rolüyle GIOVANNI RIBISI (Selma, Avatar), John’ın dövüş kulübü sever arkadaşı ve iş arkadaşı Guy rolüyle PATRICK WARBURTON (Family Guy, TV’deki Rules of Engagement) as Guy, Ted’in marketteki garip süpervizörü Frank rolüyle BILL SMITROVICH (Iron Man, TV’deki Without a Trace) ve John ve Ted’in çocukluk kahramanı Flash Gordon’ın kendisi SAM J. JONES yer almaktadır.
Ünlü bir tiyatro ve sinema oyuncusu olan PATRICK STEWART da (X-Men dizisi, TV’den Star Trek: The Next Generation) komedi filminin dış sesi olarak geri geliyor.

Serinin oyuncu kadrosunda Freeman’a eşlik etmek üzere yeni katılanlar; davayı Ted’e karşı temsil etmek üzere tutulan başarılı avukat Shep Wild rolüyle JOHN SLATTERY (TV’deki Mad Men, Iron Man 2), Guy’ın yeni erkek arkadaşı Rick rolüyle MICHAEL DORN (TV’deki Castle, Star Trek: The Next Generation) ve Ted’i kaçırmak üzere Donny’yle ortaklık yapan oyuncak şirketinin CEO’su Tom Jessup rolüyle JOHN CARROLL LYNCH (Shutter Island, Gran Torino) bulunmaktadır.

Çeşitli konuk oyuncu rolleriyle New England’ın Patriots takımı oyuncusu ve Super Bowl galibi TOM BRADY, Ted’in potansiyel sperm bağışçısı rolünde, DENNIS HAYSBERT (Think Like a Man Too, TV’deki 24) Ted ve Tami-Lynn’ın tüp bebek doktoru rolünde yer alıyor.
Kendilerine sürpriz rollerini buradan açık etmek istemediğimiz komedinin önemli yıldızları da eşlik ediyor.

MacFarlane’e görevinde tecrübeli Ayı Teddy yapımcıları SCOTT STUBER (Identity Thief, Safe House), JASON CLARK (A Million Ways to Die in the West, TV’den Cosmos: A Spacetime Odyssey) ve JOHN JACOBS (Family Guy, Beverly Hills Chihuahua) eşlik ediyor.
Ayı Teddy 2’nin kamera arkasındaki yaratıcı ekibinin başında görüntü yönetmeni MICHAEL BARRETT (Ted, You Don’t Mess With the Zohan), yapım tasarımcı STEPHEN LINEWEAVER (Ted, Blades of Glory), kurgu sorumlusu JEFF FREEMAN (Ted, Paul Bart: Mall Cop), kostüm tasarımcı CINDY EVANS (A Million Ways to Die in the West, August: Osage County), görsel efektler süpervizörü BLAIR CLARK (Ted, The Smurfs) ve besteci WALTER MURPHY (Ted, Family Guy) yer alıyor.            





YAPIM HAKKINDA

Sonsuza kadar Fırtına Arkadaşları: Ayı Teddy 2 Başlıyor

2012 yazında dünya Teddy’nin cazibesine aşık oldu.
Tüm dünyada neredeyse 550 milyon dolar bilet satışıyla izleyiciler küfürbaz ayı ve en iyi dostu John’la birlikte gülmek için akın ettiler. Komedinin yapımını MacFarlane, Jason Clark ve John Jacobs ile birlikte üstlenen Bluegrass Films’den Scott Stuber kahramanımızın neden bu kadar çekici geldiğini anlatıyor; “Ted’in dehası normal bir insanın söyleyemeyeceği şeyleri söyleyebilmesinde ve muhtemelen suratına yumruk yiyecek olmasında saklı. Ama oyuncak ayı olduğu için paçasını kurtarabiliyor.”

Ayı Teddy’nin tüm dünyada ve Amerika’da gişelerdeki olağanüstü başarısından sonra film yapımcıları için Universal Pictures ile MRC’nin bir devam filmiyle geleceğinden söz etmek doğal sohbet konusuymuş. Ancak McFarlene için yeni bir bölümün otomatik olarak geleceği kesin değilmiş.
Şöyle anlatıyor; “Aslında Ayı Teddy 2’yi yapmayı planlamamıştım. Ama bir iş ne zaman iyi gitse bu hep olur. Aynı filmi tekrar edecekseniz yapmanın bir anlamı yoktur. İzleyici için tatmin edici değildir ve bizim için de gerçekten sıkıcı olur.”

MacFarlane yine de karakterlerin ve türün kendisinin sınırsız fikirler sunmasından çok memnun.
 “Komediyle biraz daha kolaydı çünkü komedi genelde mekan odaklı değil, karakter odaklıdır ve bir anlamda TV dizisi gibi ele alabilirsiniz. Her türlü duruma konulabilecek karakterleriniz vardır ve Ted ve John’ın tamamen başka bir hikayede devam edebileceğini düşündük. Kendi içlerinde çok güçlüydüler. Bu yüzden değecek bir devam film yapmak akla yatkındı. Bu yüzden son filmden tamamen farklı olacak bu karakterlerle ne yapabileceğimizi bulmak eğlenceliydi.”

Sıra Ayı Teddy 2’nin konuşmalarına geldiğinde çekirdek yaratıcı ekibin geri dönmesi zorunlu olmuş.
Bu da MacFarlene’in yeni bölümü yazmak için bir kez daha yazarlar Sulkin ile Wild’a katılacağı anlamına gelmiş.
Stuber şöyle söylüyor; “Her türlü devam filmini yapmak zordur çünkü orijinal bir fikirle gelmeniz gerekir. Seth, Alec ve Wellesley ilkinden daha iyi bir film yapmak istediler ve komediyi insan olarak kim olduğumuzun varoluşsal sorusuyla harmanladılar. Sadece Ted ve John arasındaki ilişki ve onunla beraber gelen olaylar gibi izleyicilerin çok sevdiği her şeyi sürdürmekle kalmadık ayrıca birçok da sürpriz var. İlk filmden de unsurlar içeren orijinal bir şey yaratmış olmaktan gurur duyuyoruz.”

Sulkin devam filmi için kendi bulduğu ismin kullanılmadığı konusunda şu espriyi yapıyor; “Benim fikrim Ayı Teddy 2: Aynısından Daha Çok” idi. Ama kabul edilmedi ve yeni bir hikaye düşünmek zorunda kaldık.”

Yazar, ilk filmde Ted ile John arasındaki güçlü bağa izleyicinin tepki verdiği konusunda Struber’e katılıyor ve yeni filmin de bu ilişkiye daha çok işaret etmesini istemiş.
"Onlar insanların sevdiği anlardı. John ve Ted birliktelerken bu bir öncelikti. İşleyebilir bir hikaye yapmak istedik ama filmin özünün ikisinin birlikteliği olarak sürdürmeliydik.”

Ortak yazarların Ted’in hikayesinin ikinci bölümünü yazmaları için gereken ilham kaynağı  olasılık dışı bir 19. yüzyıl yasal  ilham,
Wild şunları söylüyor; “Seth, Dred Scott davasıyla ilgili bir kitap okuyordu ve şu fikri buldu; “Ted dolgu bir hayvan olarak dünyaya geldiğinden dolay vatandaş olmadığını öğrenirse ne olurdu? Ya bir insan olarak düşünülmüyorsa ve sadece bir mal olduğu düşünülüyorsa? Bunu araştırmak ve oradan ilginç bir şeyler çıkar mı yoksa araya serpiştirilmiş birkaç esprinin olduğu sıkıcı bir dava filmi mi olurdu görmek istedi. Sonunda davadan sonra resmedilen bu fikirden vazgeçtik."



MacFarlane, ilk filmin temasını genişletiyor ve bir oyuncak ayı hayat bulacak olursa ne kadar muhteşem de olsa bir noktada insanların onu bir kural olarak görmeye başlayacağını söylüyor: “İnsanlar çok kolay uyum sağlar. Muhtemelen Ted’in hayat bulmasından çok kısa bir süre sonra insanlar ‘Ah, tamam, böyle olmuş. Hayat devam ediyor.’ diyeceklerdir. Bu fikri korumak istedik ve sonunda Ted’in yasal statüsü konusunun ortaya çıkacağını düşündük.”

Ama yönetmen bu düzeyde bir konforun içgüdüsel şüpheyi de içereceğini tahmin ediyor.
Şunları söylüyor; “İnsanların doğasında kabile yaşamı vardır. Kendimize zarar verecek şekilde insanları küçük gruplara koyma ihtiyacı içindeyiz. Muhtemelen konuşan bir oyuncak ayının kulübümüze girmesine izin verme konusunda da tıpkı bir zamanlar  eşcinsellere ve hatta zencilere de olduğu gibi bir direnişle karşılaşacaktır. Amanda’nın karakterinin filmde bir repliği var. Her türlü insan hakları çatışmasında sadece bakış açısını olaydan yıllar sonra anlayabiliyoruz, diyor. Olay devam ederken asla görmüyoruz. Her zaman bu sefer farklı, diye düşünüyoruz.”

Yapımcı Jacobs, yazarların hikayede bu yolu izlemelerinden memnum kalmış.
Şunları söylüyor; “Ted ve John, Hope ve Crosby gibi ve özel, büyülü bir etkileşimleri var. Orijinal filmin devamı için doğal tema buydu. Bir adamla ayıcık arasındaki aşk hikayesinde mümkün olduğunca ele alındı. Ayı Teddy 2 bizi bir sonraki seviyeye, kimin vatandaşlık verilmeye veya kimin cansız nesne olarak adlandırılmamaya layık olduğuna götürüyor.”

Sulkin, film için ilham kaynağı olarak ciddi bir omurgasıyla komedinin diyaloğunun büyük bölümünü motive eden şeyin kaçınılmaz bir televizyon dizisine olan sevgisi olduğunu itiraf ediyor; “Law & Order’ı başladığından beri izliyorum. Bütün hukuk dilini ve mahkemede tekrar tekrar söyledikleri her şeyi biliyorum. Ama bu küfürbaz ayıcığın ciddi bir hukuk dramında yer alması çok daha komikti. benim için bu senaryoyu yazarken odak noktası oldu. O anların doğru olmasını sağladım.”



Sinema ve TV projelerinde MacFarlane’le yıllar süren işbirliğinden sonra yazarların senaryo yazarken mükemmelleştirilmiş, basit bir yöntemleri oluşmuş.
Sulkin şöyle anlatıyor; “Üçümüzün bir araya geldiğimiz ve taslağı yazdığımız bir sistemimiz var. Sonra Wellesley ve ben ayrılıyoruz ve sahneleri bölüyoruz. Aslında ‘Ben çiftleri  yazacağım, sen de tekleri yaz” gibi yapıyoruz. Filmin kendimize ait olan bölümünü yazıyoruz. Sonra Seth’e vermeden önce birbirimize gönderiyoruz ki çok büyük tekrarlar ve çakışmalar olmasın. Düzeltiyoruz ve sonra Seth’le bir araya geliyoruz.”

Yazarların büyük avantajı oyuncu arkadaşlarının anime karakter olması.
Bu kendilerine diyalog ve aktüel esprilerde güncel kalmalarına olanak veriyor.
Wild şöyle anlatıyor; “Ted anime karakter olduğu için ona yeni replikler yazabiliyorsunuz. Çünkü sadece dudak görevi. Ağzını oynatırken zamanlama doğruysa herhangi bir şeyi söyletebilirsiniz. Seth, sürekli daha güncel bir şeyler istiyor. Bu da bize filmin vizyona girmesine birkaç hafta kalana dek espriler yazma olanağı sağlıyor.”

Hikayemiz başlarken John ve Ted’i son görüşümüzün üzerinden birkaç yıl geçmiştir.
John boşanalı altı ay olmuştur ve mutsuzdur. Ted’in ev hayatı da beklediği balayı gibi değildir.
Ted ve Tami-Lynn evliliklerini kurtarma umuduyla ilişkilerinde sorun olduğunda birçok çiftin yaptığı şeyi yapmaya karar verirler; bebek yapmak.

Clark bizi arkadaşlarımızla karşılaştığımız yere götürüyor.
“Evliliği bittiği için yalnız olan John’u mutsuz bir halde buluyoruz. Ted’i de Tami-Lynn’le ilişkisi evliliğe gidecek kadar ilerlemiş bir halde buluyoruz. Büyük bir düğün sahnesiyle açıyoruz ve Ted’in tam bir insan olmak istediğini görüyoruz. Tami-Lynn’le birlikte bir eve taşınmış ve bir bebek istiyor. Erkeklik vasıfları olmadığı için de önce bir bağışçı bulmak sonra da evlat edinmek istiyor. Ted ile olan maceraya devam ederken amaç onun kendi insan kimliğini bulmaya dönüşüyor. Bir insanın sahip olduğu tüm insani özelliklere sahip ama insan etiketine sahip değildir. Hâlâ dolgu bir oyuncak ayıdır.”



Devlet, Ted’i insan olarak görmediği için Ted bizim haklarımıza sahip değildir ve evlat edinemez.
Ted’in insan olduğunu kanıtlama seferi başlamıştır.
İlk davayı kaybettikten sonra Ted, John ve ilk avukatları Samantha, efsanevi insan hakları avukatını davalarına bakmaya ikna etmek umutlarıyla New York’a doğru yola çıkarlar.
Bu yolculuk sırasında MacFarlane ve yazar arkadaşları "vakit geçirme” sahnesi dedikleri bir sahnede en sevdikleri komedilerden birine gönderme yaparlar.

Ayı Teddy 2’deki mizahın büyük çoğunluğu fiziki komedi ve ekibin o akımdaki efsanevi komedi oyuncularına saygılarını sunmaları önemli olmuş.
Sulkin, önemli bir sahnenin ilham kaynağını şöyle anlatıyor; “Ted’in bir vakit geçirme sahnesi olmasını istedik. Neredeyse Planes, Trains and Automobiles’daki bir sahneden birebir alıntı. Büyük John Candy de orada Ted’in burada yaptıklarının aynısını yapıyor. İyi bir benzerlik olduğunu düşündük çünkü Candy o filmin ayıcığıydı. Sevimli, baş belası ve konik biri. Ted’i de aynı şekilde görüyoruz. Komik olmaya çalışırken aynı şeyi yapmaya çalışıyor. Müziğine kaptırıyor ve tabii ki işler ters gidiyor ve arabası yoldan çıkarak uçuyor ve bir ahırın çatısından giriyor.”

Bu Stuber’in senaryodaki favori sahnelerinden biri olmuş.
Yapımcı şöyle anlatıyor; “Yaptıkları ilk hatalardan biri Ted’in araba kullanmasına izin vermek. Ted, dikkat etmiyor, herkes uyuyakalıyor ve sonra Ted arabayı yoldan çıkarıyor. Bir ahırdan içeri giriyor. Ücra bir yerde, uyuşturucu satıcılarının yaşadığı bir ahırda mahsur kalıyorlar. Bu olağanüstü Jurassic Park tarzı sahne. Büyük bir “ahhhh…” anı yaşıyorlar ve başları belaya giriyor. Tekrar yola koyulduklarında, kendilerini sonunda New York’ta Comin-Con festivalinde buluncaya kadar bir dizi büyük komedi anı yaşıyorlar.”




Boston’un En İyisi: Komedide Oyuncu Seçimi

MacFarlane ve yapımcılar Ayı Teddy 2 fikriyle Wahlberg’e geldiklerinde yapımcının projeye katılması fazla uzun sürmemiş.
Wahlberg şunları söylüyor; “İlk filmin tüm zamanların en büyük, orijinal “R” kategori komedisi olmasının bir nedeni vardı. Olağanüstü bir mizaha ve aynı zamanda duyguya sahipti.  John’un Ted’le ilişkisini yürütmek konusunda başarılı olmasını diliyorsunuz. Ayı Teddy 2’yi yapmak konusunda heyecanlanma nedenim ise Seth’le çalışacağımı bilmemdi. Bu ilk devam filmim. Çünkü Seth’in başka bir düzeye taşıyacağını biliyordum. Karakterlerin gideceği yerler, yapacakları şeyler olduğu sürece insanlar izlemek isteyecektir.”

Wahlberg, John ve Ted’in sonsuza kadar fırtına arkadaşı oldukları konusunda yapımcılara katılıyor.
Bize hayat arkadaşlarıyla karşılaşmamızı anlatıyor: “İlk filmde John en iyi arkadaşıyla ilişkisini yürütme konusundaki ince çizgi üzerinde yürüyordu. Aynı zamanda daha olgunlaşıyordu. Kız arkadaşı ve müstakbel karısının olmasını istediği gibi oluyordu. Şimdi aradan birkaç yıl geçmiş. John boşanmış, yine bekar olmuş ve başka bir ilişkiye girmek istemiyor çünkü incinmek yada kendisini o şekilde korunmasız bırakmak istemiyor.”

John “tecrübeliyim” tavrına sahipken, kendisi için önemli olan bir ilişkiyi ayakta tutmaya çalışma sırası Ted’dedir.
Wahlberg şöyle anlatıyor; “Ted, Tami-Lynn’i elinde tutmaya çalışmak için her şeyi yapıyor. Sorumlu bir yetişkin ve bir baba olmak istiyor ve bu yolda birçok farklı ve ilginç zorlukla karşılaşıyor. John ve Ted, Ted’in insanlığı konusunda devlete dava açmak için çalışırken mücadele ettikleri gerçek bir amaçları olduğunu görüyoruz. İnsanlar, Ted’in başarılı olmasını dileyecekler.”


Wahlberg, yazarların meşru, duygusal bir hikayeyi işlerken bir yandan da ilk filmin hayranlarının beklediği kaba komedi unsurlarını koruma yeteneklerine hayran kalmış.
Şunları söylüyor; “Ted de John da bir şekilde olgunlaşmış olsalar da yine olabildiğince çok birlikte takılıyor ve başlarını belaya sokuyorlar. İlk filmin başarısından dolayı sınırları zorlayabildik ama aynı zamanda duygusallığı ve mizahı da dengeledik.”

MacFarlane, başrol oyuncusunun kendisini Ted’in dünyasına adamasını takdir ediyor.
“Mark, kendisinden istediğiniz her şeyi yapma konusunda muhteşem. Tutumu her zaman ‘senin için uygunsa ben varım’ oluyor. Muhteşem bir dram oyuncusu. Muhteşem bir komedi oyuncusu. Buna hem hassas, sözel komedi hem de fiziki komedi dahil. Yapamayacağı hiçbir şey yok.”

Jacobs, övgülere ilave ediyor ve insan yıldızları hakkında oyuncu ve teknik kadronun duygularını özetliyor; “Mark olağanüstüydü. Onun yaptıklarını yapmak bugüne kadar yaptığı her şeyin ötesinde olduğunu gösteriyor. Mark, John rolüyle adam gibi bir adam, duygusal, komik ve aynı zamanda orada bulunmayan bir şeyle etkileşime girebiliyor. Sadece hayal gücünü kullanıyor ve Seth’in sesini dinliyor.”

Wahlberg’in karşısında rol alacak kişi Samantha L. Jackson rolüyle Amanda Seyfried olarak seçilmiş.
Kendisi Ted’in davasını bedelsiz olarak üstlenen hevesli bir avukat. Aslında MacFarlane, karakterini klasik Bob Hope ve Bing Crosby komedilerindeki Dorothy Lamour’a benzetiyor.
Oyuncu şunları söylüyor; “Seth’le A Million Ways to Die in the West filminde oynadım. Sadık biridir. Birini beğendiyse yeniden ekrana getirir. İşi hayatıdır. Çekimleri bitirdikten sonraki altı ay boyunca kendisini bu konuda sıkıştırıyordum. Bir gün beni aradı. Espri olsun diye “Ayı Teddy 2’de mi oynuyorum?” diye sordum. Aylar sonra beni aradı ve “Haziran’da ne yapıyorsun?” dedi. Bana yeni gönül ilişkisinin rolünü önerdi.”



Seyfried karakterini şöyle tarif ediyor; “Samantha, Hukuk Fakültesini yeni bitirmiş ve bir firmada yer edinmek istiyor. Amcası onu kıdemsiz avukat olarak işe almış ve çok çalışıyor. Samimi ama arada bir esrar içiyor. Tamam, her gün içiyor ve kendine has bir orijinalliği var. Ted ve John onunla tanışmak için ilk kez ofisine geldiklerinde dağılmış durumdadır. “Bu dağınık akıllı esrarkeş, davamızı nasıl kazanacak ve Ted’in insanlığını geri alacak?” diye düşünüyorlar.”

Stuber, erkeklerin neden şüpheleri olduğu konusunu açıyor; “Samantha’yla ilk tanışmaya geldiklerinde doğru kişi olup olmadığından emin olamıyorlar. Biraz genç biri ve davayla başa çıkabilir mi bilmiyorlar. Fakat John ve Ted için 420 aşkı hepsinin ötesinde. “Ama esrarını çıkarıp bir nefes çektiğinde bir anda kusursuz avukat oluyor. Üçünün arasında eğlenceli bir dinamik var. Ted’in davasını alıyor çünkü değerli biri olduğuna inanıyor.”

Sulkin, John’un hoşlandığı yeni kızın mantığını şöyle açıklıyor; “Ayı Teddy 2’de Mila Kunis’in yer almayacağını biliyorduk ve bunu hikayede de sunmak ve John’un duygusal yolculuğunun bir parçası olmasını istedik. John, çok üzücü bir yerden başlıyor.  Çünkü birçok kişinin bağ kurabileceği gibi evlendiği kadınla işler beklediği gibi gitmemiş. Ardından hikayenin kanuni tarafı başladığında Samantha’yla tanışıyoruz ve onun kendisi için ilgi duyabileceği bir kız olduğunu fark ediyorlar. Havalı bir kız, oysa Lori her zaman John’u esrar içmek konusunda falan azarlıyordu. Samantha çok daha rahat ve daha çok John’un hızında. İzleyicinin onunla tanıştığı andan itibaren ikisinin bir araya gelmesini isteyeceklerini umuyoruz.”

Oyuncu kadrosuna MacFarlane ile Wahlberg’le birlikte geri gelen bir oyuncu da Tami-Lynn rolündeki Jessica Barth.
Ted’in süpermarketteki iş arkadaşı. Ayıyla çıkmaktan evlenmeye kadar ilerlemiştir.
Barth şöyle anlatıyor; “Başta her şey harikaydı. Ama evliliğin ilk birkaç yılından sonra finansal ve duygusal olarak zorlanıyorlar ve çok ateşli tartışmalar yaşıyorlar. Bir bebeklerinin olmasının onları yeniden bir araya getireceğini düşünüyorlar.”



Ted’in insanlığı devlet tarafından reddedilince, Tami-Lynn en şiddetli savunucularından birine dönüşüyor.
Oyuncu şunları söylüyor; “Ted ve Tami-Lynn inanılmaz sadıklar. Onların özü bu. Dürüst, özgünler ve ikisinde de hiç numara yok. Aslında kendi sorunları var ama birbirlerini çok seviyorlar. Tami-Lynn’in altın gibi bir kalbi var. Tatlı dilli biri olmayabilir ama onun da bu yanını seviyorum.”

İlk filmdeki rolünü yeniden canlandıranlardan biri de onu kafasından çıkaramayan ve Ted’le ikisinin asla en iyi dostu olmayacağını aklından çıkaramayan, Ted’in takıntılı Donny’si Giovanni Ribisi.
Oyuncu bize tehlikeli rolünü anlatıyor; “Donny’nin Ted’e karşı bir büyülenmesi var. Kendisi onun bir numaralı hayranı ve işler uç noktalara varmış. Bu muhtemelen hafifmiş gibi göstermek olacaktır. Bu filmde Boston’ın kanalizasyonundaki gölgeleri yeniden ortaya çıkarıyor, hala Ted’le arkadaşlık kurmaya çalışmak görevindedir. Ted’i 30 yıl önce yapan şirkette hademe olarak iş bulur. Donny, CEO Tom Jessup ile toplantıya girmenin bir yolunu bulur. ve onu Ted’in peşinden gitme amaçlı bir planı yürütmeye ve şirkete milyarlar kazandıracak olan çok sayıda Ted yapmaya ikna eder.”

Yapımcıları oyuncunun psikoza olan dikkatini takdir etmiş.
Clark şunları söylüyor; “Giovanni muhteşem bir oyuncu ve kötü karakter olarak yaptığı her şey hemen neşeye yol açıyor. Bu bölümde geri geliyor ve kötü niyetini sürdürüyor. Mahkemenin şartlarının hepsini yerine getirmiş ve yine sokaklarda. Ama bir Ted’e sahip olma arzusunu kaybetmemiş. Donny, Ted’in peşinden gidiyor çünkü hikayenin özünde, Ted bir insansa adam kaçırma olacak. Ama değilse sadece 59 dolarlık bir oyuncak ayıyı kaçırmak olacak.”

Yapımcı Jacobs, kötü karakterleri tarafından çok şaşırtılmış. “Giovanni, gördüğün en iyi oyunculardan biri. Rolünü gerçekçi ve korkunç yapmak için gereken her şeyi yapacaktır. Ted de komik olma nedenlerinden biri de bu karaktere gerçekten bürünüyor olması. Karakteri soluyor, onunla uyuyor ve tüttürüyor.”



Geri gelen oyuncular arasında; John’ın araba kiralama şirketindeki iş arkadaşı, dövüş kulübü sever Guy rolündeki Patrick Warburton, Ted ile Tami-Lynn’in süpermarketteki aşırı sabırlı süpervizörleri Frank rolündeki Bill Smitrovich, Flash Gordon’la adaş olan Sam J Jones ve filmin dış sesi olarak Patrick Stewart bulunuyor.

Seriye yeni katılan oyuncular arasında ise Ted ile John’ın davasını ülkenin en yüksek mahkemesine götürmek isteyen avukatları Patrick Meighan rolüyle Oscar ödüllü Morgan Freeman bulunuyor.
Stuber bize bu karakterin Ayı Teddy 2’deki amacını anlatıyor; “Amaç, Massachusetts’deki davayı kaybetmeleri gerektiğiydi ve kaçınılmaz bir şekilde Amerika’da bu davayı alabilecek önemli bir avukat olacaktı. O kişi de Morgan Freeman’ın New York’ta yaşayan karakteri. Ted, Samantha ve John ona ihtiyaçları olduğunu fark ettiklerinde ve temyize başvurmaya karar verdiklerinde üçü bir arabaya atlarlar ve Boston’dan New York’a doğru yola çıkarlar.”

MacFarlane, sevilen oyuncunun kadroya dahil olmasının yapım için önemini şöyle anlatıyor; “Bizim için Morgan’ı bu filme dahil etmek büyük bir başarıydı. Özellikle de o rol için. Karakteri, ülkenin en başarılı, hayali insan hakları avukatı. Ofisinin kapısını açtığınızda ve o ayağa kalktığı anda o sarı, taşlı yolun sonundaki sihirbaz olduğunu anladığınız o kişiye ihtiyacımız vardı.”

Ted’in mal olarak kalmasını sağlamak için mücadele veren tatlı dilli avukat Shep Wild rolü için Mad Men’den John Slattery, komediye getirilmiş.
Seyfried karakterini, Samantha’nın düşmanını bize şöyle anlatıyor; “Shep Wild, kariyerinde tek bir dava kaybetmemiş, büyük, seksi, gümüş tilki avukat. Massachusetts eyaletini temsil ediyor ve onunla ilk kez Ted’in insanlığı için mücadele etmeye çalışılan mahkeme sahnesinde tanışıyoruz."
Slattery’nin rolü yorumlamasını çok beğenmiş. “John, Shep’i bir yılan, gerçekten çekici bir pislik olarak canlandırıyor. Gerçekten kusursuz ve çekimleri çok eğlenceli bir hale dönüştürdü.”

Sinsi avukat meraklı bir şekilde Ayı Teddy 2 evrenindeki birçok karakterle ortak olan bir notasını paylaşıyor.
Senaryo yazarı/Sorumlu yapımcı Wild şunları söylüyor; “Aslında filmdeki bütün karakterlere tanıdığımız kişilerin ismini verdik. Shep Wild, Henry Shepherdson Wild, babam. John Slattery’ye hiç benzemiyor ama “Babamın adı nasıl olur?” dedik ve şimdi babam bir filmde ölümsüzleşti.”

Filmdeki konuk oyuncular da sayılamayacak kadar çok ve bu belgenin dışında şaşırmaya değecek kişiler.
Bu yüzden hepsini yakalamak için dikkatli bir göz ve IMDB’den kopya çekmemek gerekecek.




Yıldız Gemileri ve Ot Atlı Karıncası: Tasarım ve Mekanlar

Yapımcıların konuşan bir oyuncak ayının yer alacağı bir dünya yaratma isteği ilk filmde yerine getirilmişti.
Yapım ekibi Ayı Teddy 2’yi çekmek için Boston şehrine geri dönmüş. Clark şöyle anlatıyor; “Ayı Teddy filminde Boston şehri filmin bir karakteriydi ve John ile Ted, Bostonlu adamlardı. Küçük bir ekosistemdir ve kendi karakteri vardır. Bostonlular bunu anlar. Mark’ı alıp, bu gerçeklik dışındaki tek şeyin Ted olduğu bu gerçek mekana koyduğunuzda çok gerçek oluyor. İnsanlar bu iki adamı klasik Boston mekanlarında gördüklerinde bize filmi ve komediyi gerçekçi kılma olanağı veriyor.”

Wild, Ted’in bu şehirde kabul edilmek için sesinin mükemmel olması gerektiğini söylüyor.
“Ted’in Boston aksanlı konuşması beni öldürüyor. Boston’daki insanlar başkalarının Boston aksanıyla konuşması konusuna çok dikkat ederler. Filmlerdeki oyuncular da yıllardır o aksanın çok kötü örneklerini sergilemişlerdir. Ama Ted’le “Evet, onaylıyor, gerçekten özgün.” dediler.”

Yapım ekibi yerel halkın ve turistlerin bildiği birçok önemli mekandan yararlanmış.
Kuğu şeklindeki botlarıyla Boston Common parkı, Seaport Bulvarı ve Boston limanı gibi. Ted’in insanlık davasının yürütüldüğü mahkeme binasının bulunduğu yerdeki McKinley Meydanı’ndaki Marriott’s Gümrük Binası gibi başka mekanlar da kullanılmış.
1834’de yapılan bu bina bugün otel olarak kullanılmakta.

Tobin Köprüsünü geçince, Boston’un Mystic nehrinin hemen karşı kıyısında bir zamanlar çok çalışan endüstriyel Chelsea şehri yer alır. Başta işçi sınıfının yaşadığı Chelsea, son yıllarda gelişmiştir ama hala depolar ve evlerden oluşan karışımını sürdürmektedir.
Ted ve Tami-Lynn’in paylaşacakları ilk evleri için daha iyi bir yer düşünebilir mi?



Union United Metodist Kilisesi, ülkenin en eski Afrika-Amerikalı gruplarından birinin yuvasıdır ve Güney Boston’da Ted ile Tami-Lynn’in düğün mekanı olmuştur.
Ayrıca semtin son dönemde Boston dergisi tarafından 2014 yılının en iyi yerel barı olarak adlandırılan Eagle Bar, da John ile Ted’in birlikte içki içtikleri mekandır.
 Ayrıca Milton- Massachusetts’teki Milton-Hoosic Kulübü, John ve Ted’in “Fırtına Arkadaşları” şarkısını seslendirdikleri yerel düğün resepsiyonu mekanıdır.
Boston’dan biraz uzakta, Woburn Halk Kütüphanesi yer alır.
Ekim 1885’de açılan Converse Anı Binası’nın içinde bulunana Malden Halk Kütüphanesi, Henry H. Richardson tarafından tasarlanmış ve Converse (ünlü ayakkabı markası) ile eşi tarafından, 1863’teki ilk Amerikan Banka soygununda trajik bir şekilde öldürülen, vezne asistanı oğulları Frank’in anısına inşa edilmiştir.
Bu seçkin mekan, John, Ted ve Samantha’nın davalarını araştırdıkları, bol bol esrar içtikleri ve bir şarkı ve dans sahnesiyle The Breakfast Club’a gönderme yaptıkları hukuk kütüphanesi olarak yer almaktadır. Ayrıca Wareham, Massachusetts’te bulunan 1950 döneminin Mill Pond Diner restoranı, Boston New York arasındaki karayolundaki mola yerlerinden biridir.

Ekibin favori mekanlarından biri de Norfolk’ta özel bir evde çekilen “Tom Brady Malikanesi” olmuş.
Stuber şöyle söylüyor; “Tom Brady bir ikon. Mark ve o Boston’ın en sevdiği oğulları. Yerel halkın Disneyland’ına benzeyen bir semtte çekim yapıyorduk. Bir hayalleri gerçek oldu; Tom ve Mark ön bahçedeydi.” Stuber zamanın kısıtlı olduğunu da belirtiyor; “Bu sahneyi çekmek için üç saatimiz vardı. Eğitim kampı sırasındaydı ve çok nazikti. Bir profesyonel olarak geldi ve bizim için gerçekleştirdi. Zamanlaması çok iyiydi. Müthişti. Her şey sorunsuz gerçekleşti. Tom, tekrar arabaya atladı ve Foxborough’ya döndü.”

Filmin en büyük sahnelerinden ve setlerinden biri de Hamilton ve Ipswich’deki Appleton Çiftlikleri’nde çekilmiş.
1638 yılında Samuel Appleton’a verilen bir arazi üzerine kurulan çiftlikler yaklaşık 400 hektar alanda yer alıyor ve ülkenin sürekli çalışan en eski çiftliklerinden birini temsil ediyor.
Çiftlik, Appleton ailesi tarafından kurulmuş ve dokuz kuşaktır işletiliyormuş.

Yapım tasarımcı Stephen Lineweaver’ın üçlünün araba yolculuğu sırasında Ted’in kullandığı arabanın bir hendekten uçup bir ahırın yanına çarptığı bir mekana ihtiyacı varmış.
Ahırdan dışarı tırmandıklarında Ted, John ve Samantha’nın etrafı kilometrelerce verimli ot tarlalarıyla çevrilidir.
Uyuşturucu satıcıları tarafından mülkte bulunduktan sonra tarlaların içinde şamatalı bir kovalamaca yaşarlar.

Sahneyi doğru yapmak yorucu bir süreç olmuş.
Ekip kendi ahırlarını inşa etmeye karar vermeden önce 300’ün üzerinde ahıra bakmak zorunda kalmış.
Lineweaver şunları söylüyor; “Aslında gerçek bir ahır kullanmayı düşündük. Ama sonra çok daha büyük bir olay olduğunu fark ettik. Arabanın havada 30 metre yükseğe uçması ve sonra da ahırın yanından içeri girmesi gerekiyordu. Mekanda arabayı bir yerden fırlatacağımız bir tepenin olması gerekiyordu. Massachusetts’in doğusunda bu mekanı bulmak son derece zordu. Çünkü çiftliklerin bulunduğu yerlerde çok fazla tepe ve uçurum yoktur. Bunu uzun süre aradık ve kusursuz bir mekan bulduk. Ağaçlar ve uçurum doğru yerdeydi. Bu kadar büyük bir ot tarlasının bulunabileceğine inanabileceğiniz kadar ücraydı. Sonra ahır inşa etme işine geçtik ve bir ahır seti aldık. Bu işin en kolay yolu budur.”

Sanat departmanı ahırı eskitme işine başladı.
Ahşabı hava koşullarına maruz bıraktılar, tahtaları söktüler, bazı tahtaların üzerine baltayla vurdular ve sonunda 100 yıldır orada duran bir ahıra benzedi.
Ancak ot tarlalarını oluşturmak başka bir sorun olmuş.
Lineweaver şöyle soruyor; “Ortada ot tarlaları yokken arabayla bir ot tarlasının içinden nasıl gidersiniz? Ve nasıl hiç durmadan gidebilirsiniz?”

Sanat departmanı binlerce bambu bitkisiyle yaprakları ve tomurcukları ipekten ve yosundan olan, el yapımı, sahte esrar bitkilerini harmanlayıp kullanmış.
Wahlberg şöyle anlatıyor; “Muhteşem sahte esrar bitkileri yaptılar. Büyük tomurcukları ve yaprakları sarkıyordu.”
Sahte otla ne yapılır? Tabii ki arkadaş kandırılır.
Oyuncu gülerek şöyle anlatıyor; “Çok gerçekçiydiler. O kadar ki bir demeti alıp poşete koydum ve arkadaşıma ona biraz ot getirdiğimi söyledim. Otu görünce çok heyecanlandı. Elinde tuttu, kokladı falan. Eve, kız arkadaşına götürünceye kadar sahte olduğunu anlamadı.”

Marihuana tarlaları içindeki araba kovalamacası için yapım ekibi, dönen, iki dev döner levha yapmışlar (sevilen şekliyle “ot atlı karıncası” olarak adlandırılıyor)
Üzerlerinde bitkiler olan bu levhalar, Ted ve John’ın arabalarını sanki devasa bir tarlanın içinden gidiyorlarmış gibi sürekli olarak marihuana bitkileriyle yalıyorlarmış.
Görüntü yönetmeni Michael Barrett’ın kameraları arabanın üzerinde ve yanındayken araba sabit duruyormuş.
Lineweaver şöyle anlatıyor; “Arabayla içinden geçtikleri asıl ot tarlası geniş bir tarla ama görsel efektler (görsel efekt süpervizörü Blair Clark denetiminde) başka bitkiler de ekledi. O kadar çok departmanın dahil olması ve orada verdiğimiz emekler gerçekten inanılmaz.”

Woburn’deki bir set, Samantha’nın ofisi, John’ın dairesi, Ted ve Tami-Lynn’in evi ve birkaç mahkeme sahnesi gibi çeşitli iç mekanlar için kullanılmış.
Yapım daha sonra New York’a giderek, New York Halk Kütüphanesi, Bryant Park, Midtown West ve Javits Merkezi’ndeki New York Comic-Con festivalindeki dış mekan sahnelerini çekmiş.
Comic-Con’daki dış mekan sahneleri filmin doruk noktasını başlatmış ve Comic-Con’ın iç kısmı Los Angeles’taki FOX sahnelerinde hazırlanmış. Sanat departmanı Comic-Con katını muazzam 2600 metrekarelik bir sette yeniden inşa etmiş.

Lineweaver şöyle anlatıyor; “Comic-Con bize çok güzel şeyler yapma imkanı sundu. Zor yanı boyutuydu. Bu yüzden bulabildiğimiz en büyük stüdyoyu bulduk. Bütün satıcıları, markaları ve rakip şirketleri bir araya getirme ve seti adaletli bir şekilde hazırlamak, herkesi görsel olarak heyecanlandırma ve hiç bitmiyormuş görünümü verme sürecine dönüştü."

Bu inşa yapım tasarım departmanı için kafa karıştırıcı bir koordinasyona dönüşmüş.
Ama olağanüstü pahalı standları, video ekranları ile satıcıları getirmeyi başarmışlar ve üç günlük süreçte hazırlamışlar.
Clark geleneksel sinema film tasarımının görevini altüst ettiğini söylüyor; “Bu bize orada setler bulma fırsatı verdi. Standlar kuruluncaya kadar bakıp “Aman Tanrın, bu harika bir çekim yeri. Tam burada bir şey yapmalıyız.” diyememiştik.  Transformers’dan 5 metrelik Bumblebee, iki apartman katı yüksekliğinde Black Sails standı ve muazzam bir Godzilla standı gibi şeyler vardı.”

Belki de Ayı Teddy 2’nin Comic-Con’daki en değerli set aksesuarı Star Trek Atılgan’ın kopyasıymış.
Atılgan’ın yıkılmak üzere olduğu önemli bir sahnede karakterlerden biri kendini ezdirir.
“Atılgan’ı üretmek bir süreçti.” diyor Lineweaver.  “Seth’de Atılgan’ın yaklaşık bir metre boyutunda mükemmel bir maketi vardı. Bizim Comic-Con setimiz için Atılgan maketimiz 5.5 metreydi.”

Lineweaver’ın sanat yönetmeni MacFarlane’ın maketini ödünç almış ve dijital kopyasını çıkartan bir tasarımcıya götürmüş.
Sonra dev maketler yapan bir adam tarafından inşa edilmiş.
Clark şöyle anlatıyor; “Bu filmde hepimiz çok çalışkandık. Büyük bir sahne için Atılgan’ın 5.5 metrelik maketinin olması eğlenceliydi.”

MacFarlane set aksesuarının son halinden çok etkilenmiş.
“Sanırım kabaca dizi için kullandıkları geminin boyutlarındaydı. Kamerayı çeşitli yönlerde hareket ettirdikleri büyük bir maketleri vardı. Bu da neredeyse o kadar büyüktü. Ve rekor sürede inşa ettiler. Bende Yıldız Gemisi Atılgan’ın küçük bir maketi vardı. Onu yapım tasarımcımıza verdim. Tarattılar ve yüz kat büyüttüler. Çok hoş görünüyordu.”

Yapım ekibi birçok kişinin iyi bildiği, sevilen karakterler ve markalarla dolu bir organizasyonu yeniden yaratırken Stuber, Comic-Con’un kusursuz yapılması zor bir durum olduğunu söylüyor.
“Mükemmel medya ve marka ortaklarımız vardı. Müthişlerdi. Gerçek ve sihirli bir duygu veren bir şey yaratmamıza yardım ettiler. Bilenler tam, yerinde, San Diego, Comic-Con’da ya da New York’ta olduklarını hissedecekler.”




Dolgu Geçiş ve Hareket Yakalama: Komedinin Efektleri

Yapım ekibi geniş bilgileri ve ilk filmdeki öğrenim sürecini geride bırakarak Ayı Teddy filminde yer alan, ILM’de Indiana Jones and the Last Crusade filminde maket yapımcı olarak mesleğe başlayan, Tippett Studio’da Armageddon filminde animasyon süpervizörü olarak, Hellboy filminde görsel efektler süpervizörü olarak görev alan Blair Clark yönetimindeki ilk bilgisayar efekti ekibini mümkün olduğunca geri getirmişler.
Şirinler’den Beverly Hills Chihuahua filmine kadar çeşitli animasyon komedi filminde bilgisayar efektleri süpervizörü olan Clark, Ayı Teddy 2’ye zengin bir tecrübe katmış.

Yapımcı Clark şöyle anlatıyor; “Bilgisayarda bir karakter yarattığınızda ilk birkaç çekim en uzun sürendir. Çünkü karakteri ve performansı bilgisayar görüntüsünü yaratırken keşfediyorsunuz. İlk Ayı Teddy filmindeki tecrübeyle görsel efektler ekibimiz Ted karakterinin kim olduğunu biliyor. Bu yüzden artık Ted’in ilk sahnesi yerine sanki 601. sahne gibiydi.”

Ted, dolgu ayıcık olduğu için zor olan performansları değil.
Yine de görsel efektler ekibi, Ted’in omuzunun üzerinden bakışı ve sonradan anlama ifadesi gibi her şeye kusursuz tepki vermesini sağlamalıydı.
Performansında da bir ritim vardı. Yapımcı şöyle devam ediyor; “İnanılmaz olan bir komedi yaparken filme yük olmak, teknolojiyle süreci yavaşlatmak istemiyorsunuz. O zaman oyuncuların Ted’in nereye gittiğini anlaması için nasıl bir basit yol yaratırsınız? Kendisi 70 santim boyunda ve siz onu canlandırırken insanların kazayla içinden geçmesini istemezsiniz. Bu yüzden “dolgu” geçiş dediğimiz bir sürecimiz var. Dolgu, aslında mağazadan satın alabileceğiniz oyuncak Ted. Dolguyu alıyoruz ve Set kamera arkasından diyaloğu verirken, görsel efektler süpervizörü de Ted’in performansını taklit ediyor.”

Aslında teknik bilginin büyük çoğunluğu dolgu geçişten sağlanıyor. Kameradaki kuklayla, oyuncular ve teknik ekip Seth’in bulunduğu yerden diyaloğu duyuyorlar.
Bu da oyuncuların Ted’in göz çizgisini, nereye baktığını, nereye yürüdüğünü, ne kadar hızlı yürüdüğünü ve nereye gittiğini referans almalarını sağlıyor.
Ayrıca bu dolgu, kapsamlı animasyon ekibi için de büyük bir referans sağlıyor.
Görsel efektler süpervizörünün kendilerinden Ted karakterini ne kadar hızlı hareket ettirmelerini istediğine, ışığın tüyleriyle nasıl etkileşime girdiğine, tüyleri farklı ışıklardayken hangisinde etkileşime girdiğine dikkat edebiliyorlar.

MacFarlane’in ekibi bu adımdan sonra sahneyi dolgu olmadan çekiyorlar ve ekip ve oyuncular işaretleri, göz çizgisini ve ışık referanslarını hatırlayabiliyorlar.
Barrett’ın kamera ekibi hareket aralığının ne kadar hızlı, ne kadar yüksek veya alçak olacağını biliyor ve oyuncular da bakacakları yer konusunda daha rahat olabiliyorlar.
Dolgu geçiş sonra Ted’in olmadığı boş katmanla birlikte animatöre veriliyor. Onlar da Ted’i o katmana yerleştiriyor.



MacFarlane, performansını iki teknik kullanarak oluşturmuş.
İlki Ted’in sesi olarak diyalogmuş. Sette diğer oyuncularla birlikte yapmış.
Böylece konuşmada çakışmalar varsa ekip o anları yakalayabilmiş ve komedi doğal ve yapmacıksız olmuş.
MacFarlane ayrıca bir hareket yakalama kıyafeti olan Moven’ı giyerek seanslar düzenlemiş.
Kendisi Ted’in hareketlerini taklit ederken kıyafet de onun hareketlerini kaydetmiş.
Böylece yapım ekibinin omuz silkme ya da herhangi bir tavra ihtiyacı olduğunda oyuncu/yönetmen kendi diyaloğuyla eşleştirebilmiş ve ekip o anı yakalayabilmiş.
Ayrıca animatörlere Ted’in performansını yaratmaları için bir de MacFarlane’in gerçek fiziki hareketlerini de sunmuş.

Görsel efektler departmanı dolgu hayvana ek olarak göz çizgisi aracını da kullanmış.
Bir sopanın üzerinde bulunan iki sahte göz bebeğinden oluşan bu araç set, kanepe veya bank gibi statik alanlarda kullanılmış.
Dolgu geçişten sonra bu diğer oyunculara Ted’le bir sahnedeyken nereye bakacaklarına olanak veren başka bir araç sağlamış.
Barth şunları söylüyor; “Apartman dairemizde Ted’le benim büyük bir tartışma yaşadığımız bir sahne var ve karşımda hiçbir oyuncu olmadan, sadece sahne dışından gelen Seth’in sesiyle çalışmak çok zordu. Ama aynı zamanda oyuncu olarak da çok iyi bir egzersizdi. Tavaları, tencereleri ve bulabildiğim her şeyi fırlatıyordum ve orada olmayan birine tepki veriyordum.”

Seyfried rol arkadaşına katılıyor; “Başta alışmak biraz zor oldu. Ama alışınca işe yaradı. Hayali bir arkadaş gibiydi.”
MacFarlane, Ted’in setteki yokluğunun yaratıcı bir zorluk olduğunu biliyor.
Şunları söylüyor; “Bir oyuncu için orada bulunmayan bir karakterin karşısında rol yapmak zordur. Çünkü performansınızın büyük bölümü diğer insandan aldıklarınıza dayanır. Burada biraz daha kolaylaştırmaya çalıştık. Çünkü ben fiziki olarak orada bulunup filmde yer alacak replikleri söylüyordum. En azından karakterin sesini duyuyorlar ve sadece biri okuma yapmıyor. Yine de çok kısa bir sürede alıştılar.”

Wahlberg, Ted’le ekranda en çok zamanı geçirirken MacFarlane ve film yapımcıları da sürekli sadece bir sesle çalışmaya ne kadar iyi uyum sağladığına şaşırıyorlarmış.
Clark şöyle söylüyor; “Mark’ın sette performansıyla ilgili olarak fark ettiğim ve beni çok şaşırtan bir şey boş bir alanla nasıl etkileşime girdiği oldu. Performansını duyuyoruz ama bir göz çizgisi yaratıyor ve sonradan bilgisayar efekti Ted’in ekleneceği boş alanla çalışıyor. Mark’ın performansına kattığı yeteneği ve ustalığı izlemek John’a, Ted’e ve filmde sandığınızdan daha çok inanmanızı sağlıyor.”