12.1.16

Joy



Bir insanı hedefi için çok çalışıp başarısız olmasına rağmen, ayağa kalkıp başarıya ulaşmasını sağlayan nedir? 

İnsan hayatındaki tüm iniş çıkışları bir başarı hikayesine dönüştüren güç  nedir? 

David O. Russell'ın 8. uzun metrajlı filmi Joy, dört jenerasyondur yükselişe geçen bir ailenin kızı olan Joy'un; kendi hedeflerine ulaşabilmek adına yeni kurallar ile şekillendirdiği kişisel rotasını konu alıyor.

Evinden alışverişin mucidi ve yükselmesini sağlayan en ünlü isim Joy Mangano'nun hayatının anlatıldığı Joy, yıkılmak üzere olan bir aileye sahip genç bir kızın liderlik basamaklarını adım adım çıkmasının öyküsü. 

Yaratmaya zorlanılan ve aynı zamanda etrafındakilere dikkat etmesi gereken Joy, ihaneti, hainliği, masumiyetin kayboluşunu ve aşk yaralarını tecrübe ediyor. 

Bir kadının affı olmayan iş dünyasının içinden sıyrılması ve bu kaosun içerisinde bulduğu gizemli mutluluk kaynağının hikayesi.

Filmin mmknmrtb notu ::

Aşağıda var isterseniz bi bakın- fragmanının cazibesine aldanıp da hemen izlenmek istenecek, ama sonuçta pek de hoşlanılmayacak Joy'un yönetmeni David O. Russell,  The Fighter (2010), Silver Linings Playbook (2012) ve American Hustle (2013) gibi birbirinden güzel filmlerini de düşününce, tam bir hayal kırıklığı yaşattı bana..


Joy'a türü açısından bakarsak eğer, ne komedisi güldürüyor, ne de dramı düşündürüyor; 'eksantrik' olmaya kasarken de sadece sıkıcı olabiliyor..

Öncelikle o meşhur 'Amerikan Rüyası' hayalini, sonra da 'Kadın Gücü' idealinin bir nevi gerçekleşme öyküsünü, olabilecek en sıradan, dümdüz ve süreci gayet 'hesaplı' bir anlatımla kotarılmış bu film, en iyimser değerlendirmeyle 'vasat' bir iş..

Film boyunca sürekli tekrarlandığından olsa gerek- pamuklu, çok emici ve bol miktarda iplerden oluştuğunu, emdiği pis suyu el değmeden sıkabildiğini, hatta çamaşır makinasına atıldığında ilk günkü halini aldığını resmen ezberlediğim o 'harika' paspasıyla (bildiğin vileda paspas!) ordan oraya koşturarak, her ferdi ayrı bi manyak aile fertleriyle cebelleşerek, kendini adeta paralayan Jennifer Lawrence'ın performansına yazık olmuş diyebiliriz..

Bence filmin bizzat kendisi de aday olabilir- Robert De Niro ve Bradley Cooper ise birer Razzie ödülünü kesinlikle hak ediyorlar..

2.5 / 5




Joy, David O. Russell'ın kendisine toplamda 25 Oscar adaylığı getiren Dövüşçü, Umut Işığım ve Düzenbaz filmlerini takip ediyor. 
Her filmin unutulmaz karakterleri ortak bir noktada buluşuyor: Kendini yeniden keşfetmenin hissettirdiği baştan çıkarıcı etki. 
Russell bu düşüncesini Joy'da yeni bir yere taşıyarak, bir insanın sonsuz engellere ve kendini aradığı yolun çok uzun olmasına rağmen, anlamlı, mutlu bir hayata sahip olabileceğini anlatıyor.

Akademi ödüllü yıldız Jennifer Lawrence, (Düzenbaz, Umut Işığım, Açlık Oyunları serisi) kendini kanıtlama çabası içerisinde onur mücadelesi veren ve ertelenen rüyalarına ulaşmaya çalışan 40'larındaki Joy rolünde.



“Bu hikaye çok şey hakkında. Bu sadece Joy'un hikayesi değil. Bu aynı zamanda aile, hayal gücü, kendine duyduğun inanç, başarının acımasızlığı ve başarıyı yakalamanın insan için anlamı hakkında bir hikaye. Joy'un değişimine hayranım. Onu savunmasız ve mütevazi kişilikten, soğuk ve güçlü bir kişiliğe getirmeyi çok sevdim.” diyor Lawrence.

Filmde Lawrence ile baş rolleri paylaşan, Robert De Niro, Joy'un umutsuz romantik babası, Edgar Ramirez, Joy'un zorluklar çeken müzisyen eski kocası, Diane Lidd, Joy'un anlayışlı ve etkili büyük annesi, Virginia Madsen, Joy'un pembe dizi meraklısı annesi, Isabella Rossellini, babasının İtalyan sevgilisi, Dascha Polanco, Joy'un en güvendiği arkadaşı, Elisabeth Rohm, Joy 'un rekabetçi kardeşi ve Bradley Cooper sosyete tarzı evden alışverişin yöneticisi ve Joy'un en büyük müttefiği rolünde.







1 yorum:

  1. Joy benim de merakla beklediğim filmlerden di. Lakin film hakkında oluölu bir eleştiri blmak nerdeyse imkansız sanırım para kazanmak için yapılan filmlerden olmuş.

    YanıtlaSil