24.9.16

Rüzgarda Salınan Nilüfer



35. İstanbul Film Festivali'nin Ulusal Yarışma bölümüne katılan Rüzgarda Salınan Nilüfer'in senarist ve yönetmeni Seren Yüce, filmi ve festival ile ilgili soruları yanıtladı..

Filmin öyküsü

Orta yaşlarına varmış olan Handan ve Korhan çifti İstanbul'un zengin semtlerinden birinde sıradan bir yaşam sürmektedirler.
Handan kendine meşguliyet yaratabilmek için sürekli uğraşlar icat etmekte, Korhan'dan da her seferinde destek beklemektedir. Korhan'sa seneler içinde Handan'ın heveslerinin hiçbir yere varmadığını görmüş, bu hevesleri çok ciddiye almamayı öğrenmiştir.
Kocasından umduğu desteği bulamayınca içindeki boşluğu doldurmak için yazar olan arkadaşı Şermin'e özenir ve yazarlığa niyet eder. Handan'ın bu arzusu kıskançlığa dönüşerek iki aile arasındaki dengeyi bozmaya başlar.





Rüzgarda Salınan Nilüfer

Yönetmen: Seren Yüce
Senarist: Seren Yüce
Oyuncular: Tolga Tekin, Songül Öden, Tülay Günal, Eraslan Sağlam, Duru Lal Pakel, Taha Yusuf Tan, Serpil Göral, Ayşe Tunaboylu, Esme Madra, Serkan Kesin, Sezin Bozacı
Görüntü Yönetmeni: Barış Özbiçer
Kurgucu: Mary Stephen
Müzik: Gökçe Akçelik
Yapımcılar: Gökçe Işıl Tuna, Sevil Demirci
Yapım: 2015, Türkiye, 107´

 Film 23 Eylül'de sinemalarda!




Filmin mmknmrtb notu ::

"Genç Türk Burjuvazisi nerede yaşar, neler yapar neler ederler, hangi mekanlara takılıp, ne yer ne içerler ve belli başlı sorunları nelerdir." hususlarında -bencileyin- gariban kesimi aydınlatmayı kendine görev edinmiş görünen Rüzgarda Salınan Nilüfer, bu işlevini layıkıyla yerine getiren bir film..



İlk filmi Çoğunluk'la büyük bir başarı yakalayan, dolayısıyla da bizleri büyük beklentilere sokan senarist - yönetmen Seren Yüce'nin, beş yıllık aradan sonra ortaya koyacağı iş bu olmamalıydı..




Elbette 'kötü' olarak da nitelenemeyecek bu filmin en sağlam tarafı, usta oyunculuk performansları olurken -Yönetmen'in güçlü yanı olarak zaten bildiğimiz- insan davranışının gerçeklerine olan yaklaşımı da yine gayet 'incelikli'.




Ancak film, durağan, tahmin edilebilir, sürprizsiz ve oldukça sıradan öyküsünü, öylesine 'heyecansız' bir biçimde anlatıyor, süresi boyunca öylesine 'etkisiz' kalıyor ki bu durumda da Çoğunluk, Yüce'nin en iyi çalışması olarak, halen yerini koruyor..

3 / 5