22.4.17

Get Out / Kapan



Blumhouse’dan (The Visit ve Insidious serileri ve The Gift’in yapımcılarından) ve Jordan Peele’in zihninden özel bir gerilim olan Universal Pictures’ın Get Out / Kapan filminde genç bir Afrikalı Amerikalı, kız arkadaşının ailesinin evini ziyaret eder ve kötü niyetli bir davetin tuzağına düşer.

Artık Chris Washington (Daniel Kaluuya, Sicario) ve kız arkadaşı Rose Armitage (Allison Williams, Girls), ilişkilerinin aileyle tanışma aşamasına geldikleri için Rose, Chris’i Missy (Catherine Keener, Captain Phillips) ve Dean (Bradley Whitford, The Cabin in the Woods) ile bir hafta sonu geçirmeye davet eder.

Chris, ailenin aşırı misafirperver tutumunu önce kızlarının farklı ırktan biriyle olan ilişkisi yüzünden verdikleri gergin tepkiler olarak yorumlar.
Ama hafta sonu ilerlerken giderek daha rahatsız edici olan keşifler, onu aklına getiremeyeceği bir gerçeğe götürür.

Aynı oranda gerilim ve eleştiri içeren Kapan‘ın yazarı ve yönetmeni Peele (Key and Peele), yapımcıları Blumhouse’dan Jason Blum (Split) ile QC Entertainment’tan Sean MCKittrick (Donnie Darko, Bad Words), QC’den Edward H. Hamm JR. (Bad Words) ve Peele.

Variety’nin “sosyal eleştiri bombası” olarak tanımladığı film “olumlu bir şekilde korkusuz”.
Hollywood Reporter ise “yıllardır görülen en tatmin edici gerilimlerden biri” olduğunu söylüyor.




Filmde ayrıca Caleb Landry Jones (X-Men serisi) Rose’un küçük erkek kardeşi Jeremy rolünde, Stephen Root (No Country for Old Men) Chris’ten hoşlanan egzantrik sanat simsarı Jim Hudson rolünde, Milton “Lil Rel” Howery (The Carmichael Show) Chris’in en iyi arkadaşı ve kankasının güvende olduğuna inanmayan amatör dedektif Rod Williams rolünde, Betty Gabriel (The Purge: Election Year) Armitage’ların hizmetçisi Georgina rolünde, Marcus Henderson (Pete’s Dragon) ailenin bahçıvanı Walter rolünde, Lakeith Stanfield (Straight Outta Compton) hafta sonu kutlamasında yaşlı karısıyla mekana uyumsuz görünen genç bir konuk olan Logan King rolünde yer alıyorlar.

Kamera arkasında Peele’a yetenekli bir ekip eşlik ediyor. Görüntü yönetmeni TOBY OLIVER (gelecek film Insidious: Chapter 4), yapım tasarımcı RUSTY SMITH (Meet the Fockers), editör GREGORY PLOTKIN (Paranormal Activity serisi), kostüm tasarımcı NADINE HADERS (TV’den Into the Badlands) ve besteci MICHAEL ABELS.
İdari yapımcılar; RAYMOND MANSFIELD (The Messenger), COUPER SAMUELSON (Whiplash), SHAUN REDICK (The Messenger) ve JEANETTE VOLTURNO (The Purge serisi).




Filmin mmknmrtb notu ::

Get Out, ırkçılık gibi sosyal bir sorunu, gizemli ve korku dolu mevzusuna -gayet doğal yollarla- işleyiveren; amacına doğru ilerlerken, duygularını en kusursuz biçimde gizleyebilen, doğadaki en sinsi, en acımasız yaratık olan adem evladını, biz insanlara bir kez daha hatırlatan; bir korku ve gerilim filmine -'korku komedi' abukluğuna bulaşmadan- mizahını yedirebilen; varlığı kanıtlanmış olsa da işleyişi tam olarak bilimsel bir açıklamaya kavuşturulamamış 'hipnotizma' fenomenini pek güzel ve işlevsel kullanabilen; 'metafizik' kolaycılığına kaçmadan, 'bilimsel kurgu' unsurlarıyla öyküsünü güçlendirmeyi başarabilen bir film..

O değil de, homo sapiens sapiens'ler arasındaki ırkçılığın, ayrımcılığın en koyusunun ve şiddetlisinin hissedildiği / hissettirildiği husus, hiç kuşkusuz ki 'zenci-beyaz' karşılaşmasıdır..
ABD'ye özel tarihi gerçeklerle bunun nedenini açıklamak mümkünse de; 'dehşet verici' bu durumun, orada yaşanmış ve yaşanan acı gerçeklerden oldukça uzak kalmış bizler için bile geçerliliğini koruması, kafamızda -ister istemez- soru işaretleri çaktırması, ne de düşündürücüdür yahu!.

7  /10



Bir Amerikan Canavarı : Kapan Şekilleniyor


Birçok izleyici Jordan Peele’in adını duyunca muhteşem ikili Key ve Peele ile yıldız Keanu’yu düşünür. Komedi yazarlığıyla olduğu kadar film ve televizyon komedilerindeki rolleriyle de tanınan bir oyuncu olan Peele, seslendirme çalışmalarında da aynı derecede başarılıdır. Ama birçok kişinin farkında olmadığı komik dehanın ve Emmy ödüllü yazarın uzun süredir farklı bir türe hayran olduğudur. İlk yönetmenlik denemesi farklı türde bir canavar filmini bulan stüdyo, Universal Pictures ile ve Universal’in korku türündeki ortağı Jason Blum’un Blumhouse Pictures Productions şirketiyle gerçekleşecek.

Yazar ve MADtv’de oyuncu olarak başlangıç yapan Peele, uzun zamandır korku filmi hayranıdır ve dehşetle komedinin aynı kaynaktan ilham aldıklarını ve ikisinin de insanlığımızın absürtlüğünü araştırma ihtiyacımızdan kaynaklandığını düşünüyor. Sorunlarımızla ve korkularımızla gülmekten ya da korkmamıza izin vermekten gelen içgüdüsel, katartik bir deneyim olduğunu söylüyor. Sonuçta eğer duygular konusunda uzman olursak deneyimi yaşayabiliriz.
Yapımcı, bu gerilim ve serbest bırakmanın izleyiciler için içgüdüsel olarak tatmin edici olabileceğini ifade ediyor. “Birinde gülmeye diğerinde korkmaya çalışıyorsunuz. Benim için komedide öğrendiğim her şeyi en sevdiğim tür olan gerilimde kullanmak heyecan vericiydi.”

Gerçeklikten absürtlüğü bulmaya yabancı olmayan Peele, senaryoya başladığında hem dehşet veren hem de aynı oranda sosyal eleştiri yapan bir öncül taslağı çıkartmış. Sonuç, mizahla hicvi ve korkuyu harmanlayan provokatif bir gerilim olan ve Amerika’da günümüzde süren ırkçı ilişkilere değinmekten korkmayan Kapan filmi olmuş.
“Bu fikir, gerilim ve korku türlerine bana özgü bir şeyler katma isteğimden ortaya çıktı. Irkçılığa ve çok çalıştığım bir alana olan komedi alanına da giriyor. Bu benim gerçek korkularımı ve daha önce yaşadığım sorunları yansıtan bir film oldu.”




Peele, filmin kahramanı olarak New York’ta Afrikalı Amerikalı bir fotoğrafçı hayal etmiş. Uzun bir hafta sonunda Beyaz kız arkadaşının ailesiyle tanışarak ilişkilerini bir sonraki düzeye taşıyor ve her şeyin göründüğü gibi olmadığından şüpheleniyor. Mahallede bir grup zenci erkeğin kaybolduğunu keşfettiğinde şüphelerinin temelsiz bir paranoyanın çok daha ötesinde olduğu ortaya çıkıyor. Sıradan, zorunlu bir hafta sonu olarak gibi başlayan olay gelişiyor ve çılgın, korkunç, gergin, dehşet verici olduğu kadar eğlenceli bir yön alıyor.
Yapımcı, izleyicinin olabileceklerle ilgili beklentileriyle oynamaktan ve altüst eden kaçınılmaz bir sonuçtan keyif alıyor. Peele şunları söylüyor; “Filmin geriliminin bir bölümü de beyaz bir kızın, eve zenci bir erkek getirmesi ve bunun sosyal açıdan her türlü dallanıp budaklanmasını düşünmemesi oluşturuyor. Ailesinin sorun çıkarmayacağını varsayıyor. Öyle de oluyor ama çok daha kötü bir şeyin parçası olarak görmeye başladığımız daha sinsi bazı oyunlar dönüyor.”

Bir dizi, pek de doğru gelmeyen bu anlar Chris’in giderek daha da şüphelenmesine neden oluyor. Gerek Armitage’ların hizmetçisinin tuhaf davranışıyla ilgili merak olsun, gerek ailenin merhum büyükbabaları için düzenledikleri her yılki olağan kutlama sırasında başka bir dünyaya girmiş gibi hissetmesi olsun, Chris aklını kaçırmakta olanın kendisi olmadığını fark eder.
Peele şunları söylüyor; “Amaç, çok çılgın hiçbir şeyin çok hızlı olmamasını sağlamaktı. Çünkü karakterlerin bu durumda kaldığına inanmazdık. Chris’i alarma geçiren unsur hizmetçiyle tanışması ve biraz farklı olduklarını görmesi olur. “Daha önce karşılaştığı kimseye benzemiyorlardır.”




Yazar/yönetmen yine de gerilimin kahramanı için, izleyicinin yapmayacağı hiçbir şeyi yapmaması çok önemliymiş.
Peller gülerek şunları söylüyor; “Filmlerde bundan nefret ederim. Özellikle de gerilimde birinin telefonu açıp kahrolası polisleri aramasını ve evden çıkmasını istediğinizde. Chris’in öyle olmasına olanak verdim. Gerçek, zeki, mantıklı bir insan. Çünkü böylesi çok tatmin edici.”

George Romero’nun Dawn of the Dead filminde Vietnam dönemini incelemesinden, Wes Craven’ın The Last House on the Left’de insanların vahşi doğasını incelemesine kadar birçok provokatif korku filminde olduğu gibi Kapan da izleyicileri sade bir eğlencenin çok daha ötesinde yer alan bir provokasyonla karşılıyor.
Peele şunları söylüyor; “Bu film birçok şeyi konu alıyor. Amerika’nın ırkçılıkla başa çıkmasını ve ırkçılık fikrinin kendisinin bir şeytan, bir Amerikan canavarı olmasını konu alıyor. Ayrıca aldırmazlık fikrini ve bunu yapmaya devam edersek vahşet gerçekleşirken insanların bir kenarda durabileceğini konu alıyor.”
Türün derinlerine inmenin ve ırkçılığın korku türünde nasıl bir etkisi olabileceğini tartışmanın önemli olduğunu düşünmüş. “Bu sohbetin önemli bir bölümünü oluşturuyor.”

Birçok kişi çok yönlü sanatçının ilk yönetmenlik denemesini hafif, fiziksel bir komediyle yapmasını beklerken Peele, Kapan’la başlamak istemiş.
“Yazmak ve yönetmek ikisini birden yapmaktan daha kolay. Güzel yanı farklı zamanlarda yapılıyorlar ve böylece sorumluluklar çakışmak zorunda kalmıyor. Bazı şeyleri sette değiştirmenin güvenini duymak ve yazarın amacından sapmadığınızı bilmek büyük bir avantaj.”

Senaryosunu beyaz perdeye aktarması için Peele, ustalıkla yapılmış Bad Words’de Jason Bateman de dahil olmak üzere birçok oyuncuyu ilk yönetmenlik denemelerinde yönlendiren tecrübeli yapımcılar Sean McKittrick ve Edward H. Hamm Jr., Paranormal Activity’yi yöneterek türü yeniden yaratmış olan yapım ustası Jason Blum’a yönelmiş. Son dönemde üç haftalık gişe hasılatında bir numaraya çıkan son projesi yazar /yönetmen / yapımcı M. Night Shyamalan’dan Split filmiyle ve Blum’un Universal’le yaptığı dağıtım anlaşması, Peele’ın sinema dağıtımına girişini sağlamıştır.




Blum, bu yolculukta Peele’ı isteme nedeninin şöyle açıklıyor; “Jordan inanılmaz yetenekli ve işbirlikçi birinin benzersiz kombinasyonuna sahip. Bütün korku filmlerini gördüm, senaryolarını okudum ve bunun gibi bir şey görmedim. Jordan’ın geçiş yapmasına gelince bence komediyle korku arasında çok fazla paralellik var. İkisi de insanların sinemada fiziksel tepki verdiği iki tür. Bir esprinin ve korku anının zamanlaması ve bir filmde ikisinin de yapılandırılması çok benzerdir. Bunun birleşimi ve Jordan’ın Kapan hakkındaki konuşmaları bana bu filmle ilgili güven verdi.”

McKittrick, yazar/yönetmenle önce ortak bir arkadaşları aracılığıyla bağlantı kurmuş. “Beni Jordan’la tanıştıran Keegan-Michael Key’e teşekkür ederim. Çünkü Jordan korku filmlerine takıntılı. Bana Kapan filminin fikrini anlattı ve daha önce duyduğum hiçbir şeye benzemiyordu. İster The Stepford Wives olsun ister Rosemary’s Baby olsun korku türünün en önemli biçimleri toplumumuzun altında yatan sosyal eleştiriyi ortaya seriyor. Ben de hemen ‘bu filmi kesinlikle yapmalıyız.” Dedim.

Sektörde kült-klasik Donnie Darko’nun yapımını gerçekleştirerek deneyim kazanan yapımcı Peele’de bulduğu yönetmelik yeteneğini filizlendirmekten çok etkilenmiş. McKittrick şunları söylüyor; “En iyi deneyimlerimden biri oldu. Jordan inanılmaz çalışkan biri ve yaptığı işi çok iyi biliyor. Komedi ve korku çok yakın kuzenler ve o bundan önce konuda ustaydı. Hayatı boyunca korku türünü incelemiş.”

Blum böyle filmlerin ilgisini çektiğini itiraf ediyor. “Kapan size iyi bir korku filminin tüm gerilimini ve korkusunu sunuyor. Ama daha fazlası da var. Bana Purge’de yaptığımızı hatırlattı. Korku, gerilim ve aksiyon serisidir ama aynı zamanda toplumumuz hakkında da bir şeyler söyler. Kapan da iyi bir tür filminden beklediğiniz her şeyi sunması ama aynı zamanda dünya hakkında çok şey anlatması nedeniyle benzerlik taşıyor. Jordan, ırkçılığa ışık tutmanın ve ırkçılık hakkında konuşmanın ve sonra bunu grotesk bir düzeye çekmenin muhteşem bir yolunu buldu. Hikaye çok sakinleştirici çünkü bazı olayların alıştığınız şekilde gelişeceğini izleyeceğinize ikna oluyorsunuz. Aslında tam tersi şekilde gelişiyorlar.”

Sen Seçildin : Gerilimin Oyuncularını Seçme


Peele, Kapan’ın merkezindeki kültür uyuşmazlığını kurgulamak amacıyla oyuncularını bulmak için geniş bir ağ oluşturmuş. Övgüler alan oyunculardan işe yeni başlayan genç oyunculara kadar gerilimin oyuncu kadrosunu beklemedik yeteneklerle doldurmuş. Peele için oyuncu olarak deneyimi, oyuncuları yönetirken oldukça değerli olmuş. McKittrick şunları söylüyor; “Jordan, uzun yıllardır kameranın önündeydi ve neler yaşadıklarını anladı. Bütün oyuncuları rahatlattı. Tam bir kontrole sahipti ve bütün karakterleri anlıyordu çünkü onları kendisi yaratmıştı. Her oyuncu rolüne farklı bir bakış açısı getirebildi ve Jordan da bundan beslenerek katkıda bulundu.”

Gerilimin merkezinde Rose’un aşık olduğu umut vaat eden bir fotoğrafçı, bir sanatçı yer alıyor. Peele, bu baş kahramanın karmaşık bir geçmişi olduğunu söylüyor; “Chris çok zeki bir çocuk. Duygusal bir travma yaşamış ve acısını sanatla ifade ediyor.”
Peele için Chris’in yaşadığı kafa karışıklığını, özellikle de beyaz bir aile tarafından nasıl karşılanacağı konusundaki önyargılı fikirlerini yansıtacak bir oyuncu bulmak önemliymiş. “Chris’i en gergin yapan unsur Rose’un ailesine zenci olduğu hakkında hiçbir uyarıda bulunmaması. Garip bir durum olacağını bekliyor. Chris’in ‘uyanık’ olduğunu söylerdim. Aşık ama duruma açık fikirli yaklaşıyor.”




Chris’in Armitage ailesine kabul edilebilir bir konuk olmakla güvenilir yabancı olmak arasındaki çizgide yürüyebilecek bir oyuncu tarafından canlandırılması gerekiyormuş. Yapım ekibi kahramanlarını İngiliz oyuncu Daniel Kaluuya’da bulmuş.
Peele şunları söylüyor; “Daniel tam bir yıldız. Bulaşıcı bir ilişkilendirebilme özelliğine sahip. Anda olma yeteneği var. Kesinlikle ustaca. Kendisini Black Mirror’dan ve Sicario’dan beğeniyorum. Filmi taşıyor.”

Chris, şüphelerini arkasında bırakmaya ve hafta sonunun keyfini çıkarmaya çalışırken Armitage ailesi hakkındaki içgüdülerine güvenmesi gerektiğini düşünmeye başlar. Özellikle de Rose’un psikiyatr olan annesi Missy, kızının yeni sevgilisinin kendi benzersiz terapisini denemesi konusunda ısrar ettiğinde.
Chris sigarayı bırakmak istese de acelesi yoktur. Ama bu doktoru konuyu zorlamaktan alıkoymaz.
Kaluuya şunları söylüyor; “Chris, Missy’nin ısrarını ve açık sözlü, istediğini çabalamadan elde eden bir kadın olduğunu görüyor. Kendisini gecenin bir yarısında doktorun odasında hipnotize olmuş olarak buluyor.”




Rose’un yeni sevgilisini getirmek için bu hafta sonunu seçme nedeni, merhum büyükanne ve büyükbabasının geleneksel bahçe partisini kutlamak içindir. Arkadaşların ve ailenin büyükbaba için bir araya gelmesi, başta Chris için memnun edicidir. Çünkü kendisi de annesini küçük yaşta kaybetmiştir ve hayatının büyük bölümünde kendi kendine bakmıştır.
Kaluuya şöyle anlatıyor; “Bu filmin büyük bölümü neler olacağı konusundaki beklentidir. Chris bu partide bir şeylerin yolunda olmadığını fark eder ve büyük oranda gizli bir ırkçılık hisseder. Ortamın kendisi için uygun olmadığını kanıtlayan bir etkileşimi olur ve gitmeye hazırdır. Ortama uygun olmadığını bilir ve bu konuda iyi hissetmez.”

Peele’ın hikayenin kahramanının kusursuz kız arkadaşı olarak yazdığı Rose karakteri de ailesinin Chris’e karşı olan tutumundan en az Chris’in utandığı kadar utanıyor. Şunları söylüyor; “Bu film için özünde bir aşk hikayesi olması önemliydi. Bu bizim bağ kurabildiğimiz bir çift. Kız kusursuz değil, çünkü filmin ilerleyen yerlerinde fark ettiği ırklar arası bir ilişkide olmanın unsurları mevcut ama Chris’in yaşadıklarını anlamaya çalışıyor. Çok destekleyici, anlayışlı, zeki ve komik bir karakter.”

Genç hemşire Rose’u canlandırması için yapım ekibi Allison Williams’ı getirmiş. HBO’nun Girls yapımında ve müzikal tiyatrodaki çalışmaları ekibin dikkatini çekmiş. Peele şunları söylüyor; “Allison’la uzun süredir arkadaştım. Yani sonunda onunla birlikte çalışmak çok hoş bir fırsat oldu. Müthiş bir iş çıkardı.”
Peele devam ediyor; “Allison bize bu filmin merkezinde olan rahatlığı ve sevgiyi veriyor. Bize ilişkilerinde bağ kurabileceğimiz bir şey veriyor.”

McKittrick şunları söylüyor; “Rose, tanıdık bir karakter, çok ileri görüşlü, liberal ve sevgi dolu. Ailesinin zenci sevgilisi hakkında neler düşüneceği konusunda kendi tahminleri var. Ama ailede olabilecek sorunlar konusunda taraflı olduğunu hiç anlamıyorsunuz. Her zaman Chris’in tarafında olduğunu ve ona gerçekten aşık olduğunu düşünüyorsunuz.”




Oyuncu, gerçek niyeti gizli olan genç bir kadını canlandırmaktan memnun olmuş. Karakteri şöyle anlatıyor; “Rose, zenci sevgilisini beyaz ailesiyle tanıştırmak için evine götürüyor ve gittiklerinde bir şeyler doğru gitmiyor. Rose, ailesine olan sadakati ile yeni sevgilisi arasında kalıyor ama kendisini Chris’e adıyor. İlişkilerini kurtarmak için ailesine karşı koymaya hazır.”

Williams, Peele’ın hikayeyi korku türünün dışına taşıma isteğinden memnun olmuş ve oyuncuların sette Peele’le birlikte çalışmak konusundaki duygularını şöyle özetliyor; “Yazarın aynı zamanda yönetmeniniz olması bir tür ikramiyedir. Vizyonun, düşüncenin ve niyetin devamlılığı sağlanır.”

Kapan’ın çoğu sahnesinde genç oyuncular ağırlıkta ve aralarındaki elektrik ve yetenekleri yapımcıların gözünden kaçmamış. McKittrick, çift hakkında şunları söylüyor; “Daniel bir süredir filmin peşinde olsa da filme ilk katılan Allison oldu. İkisi filmin iki dayanak noktası oldu. Allison müthiş bir oyuncu. Hem kamera önünde hem de arkasında harika biri. Daniel da olağanüstü bir oyuncu. Bütün vücuduyla rol yapıyor. Böyle bir şeyi hiç görmemiştim. Bunu o kadar çok yaptı ki çekimler arasında çok yorgun düştü. İlgisi filmi tamamen etkiledi, çünkü izleyicilerin Chris’le sıradan biri olarak bağ kurması gerekiyor.”

Sıra Rose’un anne babası, emekli cerrah Dean ve psikiyatr Missy’nin seçimine geldiğinde ekip kariyerleri boyunca komedi dünyasında bulunmuş iki oyuncuyu seçmiş. İki kez Oscar adayı olan Catherine Keener, Being John Malkovich, Captain Phillips ve The 40-Year-Old Virgin filmlerinde hayranlık uyandırıcı. Üç kez Altın Küre adayı olan Bradley Whitford ise The West Wing , Transparent ve The Cabin in the Woods filmlerinde büyüleyici bir oyunculuk sergilemiş. Yapımcılar oyuncuların tipik kötü karakterler olduğunu görmüş.




Blum’un Armitage ailesinin ebeveynleri konusunda beğendiği özellik, Peele’ın senaryosunda anlattığı liberal seçkinleri canlandırmaları olmuş. Rose, kendilerine Chris’in zenci olduğunu söylememiş olsa da farklı bir ırktan olması konusunda sorun yaratmayacaklarından emindir. Fakat Chris’in gördüğü bundan çok farklıdır. Blum şunları söylüyor; “Ebeveynler, ırkçılığın sınırında konuşmalar yapıyor. Herkesi rahatsız ediyorlar. Chris’e golf sevip sevmediğini soruyorlar. Sonra Tiger Woods hayranı olduklarını söylüyorlar. Irkçılık konusunda çok hassas olan beyaz, liberal seçkinler olarak resmediliyorlar. Aslında bunun tam zıddılar.”

Williams gibi Whitford da yapımın bir parçası olduğu için heyecan duymuş. “Jordan’ın o kadar büyük hayranıyım ki onun bahçe işlerini bile yapardım. Filmin şaşırtıcı unsuru olarak bence insanlar buna garip bir tepki verecek. Bu tür hakkındaki düşüncenizi alt üst ediyor.”

Peele, karakterleri ve oyuncuların performansı hakkında şunları paylaşıyor; “Bradley, Dean Armitage’ı canlandırıyor. Rahatlatıcı şekilde iyi ve biraz saçma bir baba. Görünenden çok daha fazlası olduğu ortaya çıkıyor. Catherine, çok güzel bir Missy performansı sergiliyor. Chris’i hipnotize ediyor ve ona çok rahatsız edici bir deneyim yaşatıyor. Kağıt üstünde kusursuz bir kayınvalide ve film ilerledikçe ‘Burada karanlık bir şeyler dönüyor’ diyorsunuz.”

Rose’un çekirdek ailesinin son üyesi küçük erkek kardeşi Jeremy'yi Caleb Landry Jones canlandırıyor. O Chris’i tanırken kışkırtarak ilgileniyor.
İlk olarak televizyonda Friday Night Lights’ta rol alan daha sonra X-Men: First Class filminde unutulmaz Banshee karakteriyle şöhretini artıran Jones, Jeremy rolüne Chris’in onunla karşılaştığı ilk andan itibaren fark ettiği açıklanamayan bir ürperticilik katıyor. Peele şunları söylüyor; “Caleb çok fazla kötülük aktarabiliyor, ama yine de çok komik ve izlemesi son derece güzel. Bu anlamda filmin önemli bir karakteri.”




Armitage’larla birlikte yaşayan hizmetçileri Georgina’yı canlandıran, The Purge: Election Year ve Amazon’nun Good Girls Revolt’daki Betty Gabriel.
Bahçıvanları Walter’ı ise, Django Unchained ve Pete’s Dragon’dan Marcus Henderson canlandırıyor.
Chris, çiftle ilk karşılaştığında onları kırsaldaki toplumun Afrikalı Amerikalılara karşı tutumları açısından belirleyici buluyor. Gerek Walter’ın gecenin ortasında bahçede koşması olsun, gerek Georgina’nın bir aynaya boş boş bakması olsun ikisi de oradaymış gibi görünmüyordur.
Chris’in seyahati sırasında karşılaştığı bütün zencilerde beklediğinin tam aksiyle karşılaşır. Chris’in kendisini içinde bulduğu durum, onun için de en az izleyici için olduğu kadar rahatsız edicidir. Peele de hikayeyi böyle olacak şekilde işlemiş “Onlar bu yerdeki geleneksel Afrikalı Amerikalılar ve Chris ailenin bir üyesi olarak getiriliyor. Chris, Georgina ve Walter da aradığı arkadaşlığı bulamaz ve bu da izole edici ve yabancılaştırıcıdır.”

Ortam Armitage ailesi için beklenilenden farklı olmasa da, hafta sonu konukları için çok rahatsız edicidir. Kaluuya şöyle diyor; “Chris için çok tuhaf. Rose’un ailesi beyaz. Hizmetkarları zenci. Bu Chris için biraz tuhaf. Özellikle de dünyanın en modern şehirlerinden biri olan New York’tan gelen biri için.”

Çekici Chris, sık sık Georgina’yı ona ya da kendisine bakarken bulur. Gabriel şunları söylüyor; “Georgina’nın kendisine karşı bir sevgisi var. Görüntüsünü beğeniyor bu yüzden kendisine olabildiğince sık bakıyor.”
Karakter, Armitage’ların yıllık toplantısında gerçek rengini göstermeye başlar. Gabriel şöyle anlatıyor: “Parti, Rose’un büyükanne ve büyükbabasının şerefine ve onları anmak için düzenlenen geleneksel bir toplantı. Chris için şaşırtıcı ve herkes orada olmasıyla ilgileniyor. Belki biraz fazla ilgileniyor.”




Chris, bahçıvanın da Armitage’ların sırrını tıpkı Georgina kadar iyi sakladığını düşünüyor. Henderson şunları ekliyor; “Walter, Armitage’ların bahçıvanı ve aileye çok bağlı. Tuhaf bir yanı var. Olayları görüş şekli farklı bir yerden geliyor”
Oyuncu hikayenin bir gölgeyle örtülmüş olmasını beğenmiş. “Benim karakterim büyük bir sır saklıyor. Jordan bana sette bir not verdi. ‘Söylemek istediğin bir sırrın var ama söyleyemiyorsun’ yazıyordu ve benim beş yaşındaki halimi harekete geçirdi. Bu da bu yapımı eğlenceli kıldı.”

Georgina ve Walter, hafta sonunda öncelikli olarak beyazlardan oluşan bölgede karşılaştığı tek zenciler değiller. Snoop Dogg’un 2015 hiti Straight Outta Compton’da sahne çalan Lakeith Stanfield, konuşması ve hareketleri de en az eski moda kıyafeti kadar dikkat çekici olan genç adam Logan King’i canlandırmak için ekibe katılmış. Diğer zenci konuk olan Logan da yaşlı beyaz karısıyla birlikte mekana oldukça uyumsuz görünmektedir.
Oyuncu şunları söylüyor; “Logan, Rose’un ailesini çok yakından tanıyor. Onları yıllardır tanıyor ve partide onlarla birlikte kutlama yapmaktan memnun.”
Tıpkı diğerleri gibi Logan da göründüğünden çok uzaktır. Özellikle de Chris’in cep telefonunun flaşıyla bir nöbet geçirir ve Chris’i yakalayarak evden gitmesi için bağırmasına neden olur.
Stanfield şunları söylüyor; “Filmde korkunç bir dönüşüm yaşıyor. Bu dönüşüm sırasında herkesin tanıdığını düşündüğü adam, farklı bir kültürel ifadeye dönüşür.”
McKittrick, anlık dönüşümü şöyle anlatıyor; “Chris fotoğraf çekmeye çalışırken telefonunun flaşı Logan’da bir şeyi tetikler ve Chris’e saldırır. Burnundan kan gelir ve ciddi bir şey olduğunu anlarız. Logan’ı olmasını istedikleri şeye dönüştürmek için psikiyatr olan Missy’nin müdahale etmesi gerekir.”




Peele, ana yardım oyuncularının performanslarıyla büyük gurur duyuyor. Yetenekleri hakkında şunları söylüyor; “Betty, Georgina rolüyle tıpkı bahçıvan rolündeki Marcus’un Walter karakteriyle yaptığı gibi müthiş bir performans sergiledi. Lakeith, benzersiz bir karakteri canlandırıyor. Çok etkileyici bir performans sergiliyor ve kendisini role tamamen adadı.”

Yıllık partinin en meraklı konuklarından biri de Jim Hudson. Muhteşem seslendirme çalışmalarıyla ve Dodgeball to Office Space ile Boardwalk Empire ve Trumbo gibi filmlerde rol alan benzersiz karakter oyuncusu Stephen Root tarafından canlandırılıyor. Root şunları söylüyor; “Karakterim kör ve karşılaşmak istemeyeceğiniz biri olabilir. Veya şehirden gösterişli biri olabilir.”

Kapan’ın sırlarının izleyicilere açık edilmemesi, oyuncu kadrosu için de en az Peele ve diğer yapımcılar için olduğu kadar önemlidir. Root şunları söylüyor; “Chris genç, yakışıklı bir genç adam ve herkes onunla tanışmak istiyor. Fakat farklı nedenlerle. Hiçbir şey göründüğü gibi değildir. Buna parti ve konuklar da dahildir. İzleyiciler gerçekte neler olduğunu bir süre öğrenemiyorlar.”

Filmin parlak zırhlı şövalyesi, aynı zamanda Chris’in en iyi dostu olan sinirli, Ulaştırma Güvenlik Dairesi görevlisi Rod Williams’dır. Stand up sanatçısı ve The Carmichael Show gibi televizyon dizisinde yer alan Milton “Lil Rel” Howery, izleyicinin sesidir. “Rod, bize bir korku filminde herkesin çığlık atması gereken bir sesi veriyor: ‘Dışarı çık! Evden çık! Arkana bakma. Dolaba geri gitme.’ Chris, Rose’un ailesinin evindeyken birkaç kez telefonda konuşuyorlar.
Aynı zamanda Rod da neler olduğunu çözüyor ve büyük bölümünü de yanlış çözüyor. O komedi öğemiz ve aynı zamanda mantığımızın sesi.”



Tuhaf Bir Şey : Gerilimin Tasarımı


Kapan’ın yapımı Mobile, Alabama’da gerçekleşmiş. Peele, yapım tasarımcı Rusty Smith, görüntü yönetmeni Toby Oliver, editör Gregory Plotkin, kostüm tasarımcı Nadine Haders, müzik süpervizörü Christopher Mollere ve besteci Michael Abels’in yer aldığı bir çekirdek ekip kurmuş.
Film, figüranların kuru olması için çalışılan yağmurlar arasında bol miktarda güzel havalı çekimlerle gerçekleşmiş ve yapımı oluşturan bölümlerin toplamından çok daha iyi bir proje yapıldığı duygusu vermiş.

Ekip, özellikle gecenin bir yarısında Armitage’ların evinin karanlık köşelerinde çekim yapmak gibi çok sayıda zorluk yaşamış olsa da belki de en karmaşığı bahçe partisinde Logan’ın Chris’e saldırdığı sahneler olmuş.
Whitford sahneyi şöyle anlatıyor; “Bu müzayede en önemli yardım olayı.  Hastalıklarla ve dünyadaki zorluklarla ilgilenen birçok yardım derneği vardır. Ama bizim burada desteklediğimiz şey, hastalığın ötesine geçen bir şey.”

Haders, New York’un kuzeyindeki üst tabaka seçkin bir gruptan oluşan parti konuklarını şık kıyafetlerle giydirmiş. Smith, her konuğu rahatlatacak ve partinin tuhaf konuklarıyla uymadığını düşünen bir üyesini kurtaracak bir yapı hazırlamış.
Herkes kibar ve tatlı görünse de Chris’in bakmadığını düşündükleri anlarda partideki konukları gösteren yakın çekimlerde her kareden korku taşıyormuş.




Peele şunları söylüyor; “Filmi önemli bir şekilde temsil eden bir sahne. Hem korkunç hem de komik bir sahne. Chris’in partideki tek zenci olduğu için dışlanmış hissetmesi, yüzünden okunuyor. Rose ve Chris’le konuşan herkes, Afrikalı Amerikalı kültürüyle olan bağlantılarından söz ediyor.”

Bu an birçok oyuncuyu etkilemiş. Peele şöyle söylüyor; “Bu gerçek hayatta çok oluyor. Chris, gösterişli zenci adamın olmadığı bir deneyimi reddediyor. Sahne, yaşanan daha derin korkuların bir sembolü. Bir noktada Chris, partide Logan’ı görüyor. Başka bir Afrikalı Amerikalı’yı gördüğü için küçük bir rahatlama oluyor; ama Chris gidip selam verdiğinde Logan’ın Chris’le aynı deneyimi yaşamadığı ortaya çıkıyor. Tuhaf bir Stepford alanında ve Chris’e göre partiyle daha uyumlu görünüyor.”

Yapım tamamlanmış ve ekip, Kapan hakkındaki umutlarını aktarıyor.
McKitttrick şunları söylüyor; “İzleyicilerin öncelikle eğlenceli bir yolculuk yapmalarını istiyorum. Sonra filmdeki sosyal eleştiri hakkında, yani nerede ya da kimin tarafından yetiştirilirsek yetiştirelim doğuştan gelen doğal önyargılarımız hakkında konuşmalarını istiyorum.”

Blum’a göre Kapan, türler karmasında başarılı bir egzersiz olmuş ve bu da favori film türü olmuş.
“Bu korku filmi olsa da korku-komedi değil. Korku filmlerinin içinde komedi olması önemlidir. İzleyiciye gülme fırsatı verdiğinizde korku çok daha başarılı olur. Bu onları savunmasız bırakır ve sonra onları korkuttuğunuzda çok daha fazla korkarlar.”

Az önce konuştuğumuz evreni yaratan adamın umudu sinema izleyicisinin filmde amaçlanan birçok düzeyden keyif alması.
Peele şöyle söylüyor; “En önemlisi ben her zaman eğlendirmek isterim. Bu yüzden umarım insanlar sinemada bunu deneyimler. Kapan, gürültülü bir deneyim. Eğlenceli, korkunç, gıdıklayıcı bir film ve izleyicilerin gülmesini istiyorum. Ardından umarım ırkçılık ve korku filmleri konusunda daha önce hiç yapmadıkları gibi konuşurlar.”