27.4.17

Lost City of Z / Kayıp Şehir Z



David Grann'ın çok satan kitabından uyarlanan The Lost City of Z, 20. yüzyılın başında Amazon'a giden, daha önceden bilinmeyen ve bölgeye yerleştiğini düşündüğü medeniyeti keşfeden İngiliz kaşif Percy Fawcett'in (Charlie Hunnam) inanılmaz hikayesi anlatılıyor.

Percy Fawcett, araştırdığı bölgede daha önce bilinmeyen, bir zamanlar bölgeye yerleşmiş olabilecek gelişmiş bir uygarlığa dair kanıtlar bulur. Bunları bilim camiasına açıkladığında ise Amazon yerlilerini vahşiler olarak gören bilim insanları kanıtlara gülüp geçerler.

Kararından yılmayan Percy, karısı, oğlu ve yardımcısının desteğiyle tekrar Amazon ormanlarına döner.
İddiasını kanıtlamak için araştırmalar yapan kaşif, 1925 yılında ise gizemli bir şekilde ortadan kaybolur.
Bir çok maceraperest, Fawcett ve ekibini bulmak için yola koyulurlar, fakat  girişimleri sonuç vermez.
Bundan sonra bölge artık Kayıp Z Şehri (Lost City of Z) olarak adlandırılacaktır.

Yazar ve yönetmen olan James Gray'in, klasik film tarzında anlattığı, yüksek ölçekte bir cesaret ve tutku hikayesi olan The Lost City of Z, keşif ruhuna ve takıntılarının peşinde sürüklenen bir macerapereste dair yapılmış büyük bir övgüdür.





YÖNETMEN GÖRÜŞÜ

Lost City of Z’nin  uzun ve zorlu ekran yolculuğunu yaparken, filmin konusu benim için bir takıntı haline geldi.  Percy Fawcett'in Amazon'a ve halkına olan ilgisi birçok yönüyle motive ediciydi. David Grann'ın kitabını okuduğumda ise, bana göre özellikle araştırmaya değecek şahane bir fikirdi. Burada, araştırmanın her şey olduğunu ifade eden  biri vardı. Ve bu adam eski bir Amazon medeniyeti bulma hayalini, akıl almaz zorluklar, bilim camiasının şüpheciliği, ürkütücü ihanetler ve yıllarca ailesinden uzak kalarak yapmak zorundaydı.
Ayrıca film, bazı konuların yanı sıra bazı bireylerin toplum içinde yaşadıkları zorluklara da değiniyor.
Fawcett'ın iç mücadelesinden de aynı oranda etkilendim. Fawcett, kızgın ve gizli bir misyona sahip iddialı bir ordu subayı, tez canlı bir maceraperest, sadık bir aile üyesi ve vatansever bir kişilık olarak karşımıza çıkıyor. Kayıp Şehir Z'ın varlığına neredeyse manevi bir inancı olan pratik bir asker.
Çoğu zaman filmlerimde olduğu gibi, The Lost City of Z ailenin dinamiklerini inceliyor. Özellikle, Percy ile kendini ona adamış karısı Nina arasında parçalanamaz bir bağ var. Babasının yokluğuna kızgınlık duyan fakat sonrada onun son seferinde ona eşlik eden büyük oğlu Jack ile de arasında karmaşık bir ilişki var.

Son olarak, filmde Percy ile orman arasında bir dostluk ilişkisi var ve bu da karakteri filmin merkezi yapıyor.  Amazon sahnelerini Kolombiya'daki yağmur ormanlarının derinliklerinde çektik. Oyuncularımız ve set ekibimiz, sıkıntıları Fawcett ve adamlarının yaşadığı zorluklara kıyasla çok az olsa da, yılanlar ve dang hummasına gibi bir çok zorluklarla karşı karşıya kaldık.
Günümüzde hala bilinmeyen arazinin geniş kesimlerinin bulunduğu bir dünya hayal etmek bizim için zor olabilir, ancak bazı şeyler 20. yüzyılın başlangıcından beri değişmedi.




KAST HAKKINDA

CHARLIE HUNNAM (Percy Fawcett)

Çok yönlülüğü, yeteneği ve karizmasıyla İngiltere ve Hollywood'daki izleyicilerin dikkatini çekmiştir. Hunnam, yedi sezon boyunca çok beğenilen dram tarzındaki FX dizisi "Sons of Anarchy" de rol aldı. FX dizisi Sons of Anarchy'deki Jackson ''Jax Teller'' ve Pasifik Savaşı (film)'ndaki Raleigh Beckett rolleridir.
Oyunculuk yeteneklerine ek olarak, Hunnam ilk senaryosu Vlad'ı tamamladı ve projeyi Plan B Entertainment ile geliştiriyor. Ayrıca Plan B ile işbirliği yaparak, Rolling Stone makalesine dayanan American Druglord geliştiriyor.
2015 yılında Hunnam, Guillermo del Toro'nun Crimson Peak  filminde Mia Wasikowski, Jessica Chastain ve Tom Hiddleston ile birlikte rol aldı. Daha öncesinde Pacific Rim filminde birlikte çalışan Hunnam ve del Toro tekrar bir araya gelmişlerdir. Hunnam, aynı zamanda Chris O'Dowd, Lizzie Caplan ve Ron Perlman'ın ile rol aldığı  Jordan Roberts'in komedi  filmi 3, 2, 1...Frankie Go Boom’da rol aldı.  Stefan Ruzowitzky'nin Deadfall adlı filminde ise Eric Bana ve Olivia Wilde ile birlikte rol almıştır.
Hunnam, başrolde oynadığı ilk filmi Charles Dickens'in romanının beyazperdeye uyarlanan "Abandon"dur. Film Altın Küre’de "En İyi Film" dalında aday olmuştur. Diğer filmleri arasında Cold Mountain, Green Street Hooligans, Children of Men yer alıyor.




ROBERT PATTINSON (Henry Costin)

Twilight Saga'daki vampir Edward Cullen'i canlandırmasıyla ünlüdür. Pattinson  en son filmi olan Life, dergi fotoğrafçısı olan Dennis Stock ile James Dean arasındaki arkadaşlığı konu alıyor. Pattinson, daha önce Harry Potter ve Ateş Kadehi filminde Üçbüyücü Turnuvası'nda Hogwarts'ı temsil edecek olan Cedric Diggory, Little Ashes filminde Salvador Dali, The Haunted Airman filminde Toby Jugg gibi rollerde yer almıştır.
2010'da Remember Me adlı filmde Tyler Hawkins karakterini canlandırmıştır. Pattinson'un rol aldığı bir diğer film Bel Ami'dir. Filmde ünlü gazeteci Georges Duroy karakterini canlandıran Pattinson'un filmdeki rol arkadaşı Kill Bill filmi ile tanınan Uma Thurman’dır. 2012’de ünlü yönetmen David Cronenberg'in Cosmopolis filminde Eric Packer karakteriyle başrolde oynamıştır.

SIENNA MILLER (Nina Fawcett)

En son, Ben Affleck, Brendan Gleeson, Elle Fanning ve Zoe Saldana ile birlikte rol aldığı Dennis Lehane'nin çok satan kitabından uyarlama Live By Night filminde rol almıştır. 2015'te Tom Hiddleston ve Jeremy Irons ile birlikte rol aldığı High-Rise filmi ile İngiliz Bağımsız Film Ödülleri'nde En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu dalında aday gösterildi. Aynı yıl Unfinished Business adlı komedide Vince Vaughn ve Dave Franco ile birlikte oynadı. Daha sonrasında, Mississippi Grind filminde rol aldı.
Miller, "The Girl" filmindeki  performansı ile BAFTA ve Golden Globe ödül törenlerinde En İyi Kadın Oyuncu dalında aday gösterildi.
2005 yılında Heath Ledger ile birlikte “Casanova”da yer aldı. 2007’de vizyona giren “The Interview” adlı filmde Steve Buscemi ile birlikte oynadı. Daha sonra yönetmen Gregory MacKenzie’nin ilk yönetmenlik denemesi olan, genç bir çiftin balayı için Niagara Şelaleleri’ne yaptığı yolculuğu anlatan “Camille” adlı filmde rol aldı. Hemen ardından Michael Chabon’ın romanından uyarlanan Rawson Marchall Thurber’ın yönettiği ve Peter Sarsgaard ve Mena Suvari ile birlikte rol aldığı “Mysteries of Pittsburgh” adlı filmde oynadı.




YAPIMCI HAKKINDA

JAMES GRAY (Yönetmen, Yazar, Yapımcı)

James Gray’in yakın zamanda yönetmenliğini yaptığı  The Immigrant filminde, Joaquin Phoenix, Marion Cotillard ve Jeremy Renner rol almıştı. Cannes Film Festivali'nde prömiyer yapan bu dördüncü filmi, New York Film Critics Circle'ın En İyi Kadın Oyuncu (Marion Cotillard) ve En İyi Görüntü Yönetmeni (Darius Khondji) ödüllerini kazandı. Gray,  1994 yılında 25 yaşındayken, yönetmenliğini yapmış olduğu Little Odessa filmi ile Deauville Film Festivali'nde Eleştirmenler Ödülü ve Venedik Film Festivali'nde Gümüş Aslan ödülü almıştır. Aynı  yıl, Bağımsız Ruh Ödülleri'nde En İyi Sinema Filmi ve En İyi Senaryo dalında aday gösterildi. 2000'de Gray, The Yards filmini yazıp yönetti. Filmin oyuncuları arasında Mark Wahlberg, Charlize Theron, Faye Dunaway, Ellen Burstyn ve James Caan bulunuyordu. Gray’in We Own The Night (2007) adlı suç dram tarzındaki filminde Mark Wahlberg, Joaquin Phoenix, Eva Mendes ve Robert Duvall rol aldı. Film, En İyi Yabancı Film dalında César adayı oldu.  2007 yılında Cannes Film Festivali'nde gösterime girdi. Bir diğer filmi Two Lovers (2008),  Independent Spirit Awards'da En İyi Yönetmen dalında aday gösterildi.





Filmin mmknmrtb notu:  5  /10