20.7.18

Mektoub, My Love: Canto Uno / Kısmet, Sevgilim: İlk Şarkı


Mavi En Sıcak Renktir / Blue is the Warmest Color ile Altın Palmiye kazanan Abdellatif Kechiche’in beş yıldır beklenen son filmi, izleyiciyi muhteşem güzellikleriyle Fransız Rivierası’na götürüyor. 

1994 senesi. Paris’te üniversite eğitimi gören ve senaryo yazma hayalleri olan Amin, yaz tatili için Akdeniz kıyısındaki memleketine döner. 
Kuzeni Tony, en iyi arkadaşı Ophélie, ailesi, akrabaları ve çocukluk arkadaşlarıyla beraber deniz, kum ve güneş dolu, keyifli bir yaz geçirmeye başlar. 

Kariyer planları ve geleceği konusunda kafası karışık olan gencin, yeni bir aşka yelken açma konusunda pek hevesi yoktur. 
Fakat kasabaya tatil için gelmiş olan Céline ve Charlotte ile tanışmaları, bu durumu değiştirecektir. 
Zira “aşk” söz konusu olduğunda ipler artık elinizde değildir. 




Venedik Film Festivali’nde 2 ödüle layık görülen, François Bégaudeau’nun romanından uyarlanan ve yaz mevsiminin tüm sıcaklığını üzerinde taşıyan Mektoub, My Love: Canto Uno / Kısmet, Sevgilim: İlk Şarkı, 20 Temmuz 2018'den itibaren sinemalarda..





Mektoub, My Love: Canto Uno, Arap kökenli Fransızların çoğunluğu oluşturduğu, ama her ırktan gençlerin, ebeveynlerin ve turistlerin yaşadığı, Fransa'nın güneyindeki turistik bir sahil kasabası olan Sète'in, küçük ama son derece devingen sosyal çevresinde olup bitenlerin ustalıkla peliküle aktarıldığı, bir yaz dönemi panoraması.. 

Bu kez, daha önceki şaheseri Blue is the Warmest Color'ın öykü, duygu ve drama gücünden tamamen yoksun, bambaşka bir denemeye imza atan yönetmen Abdellatif Kechiche'in; zaman zaman komediye meyilli bir atmosfer içine yerleştirdiği, türlü karakter yapısındaki -özellikle- genç bünyelerin, deniz, kum, güneş ve müziğin katalizörlüğüyle coşmuş -elbette libido katkılı- romantizmlerini ya da aşklarını/cinselliklerini, ihanetlerini, çekincelerini ve de hayal kırıklıklarını, hayatın doğal akışına -handiyse- hiç müdahale etmeden aktarabilmesini çok değerli buluyorum..




Okuyup çalıştığı Paris'ten kasabasına tatil için dönen genç kahramanımız Amin (Belki de yönetmenin ta kendisi!) misali, bir süreliğine ortama takılan ve anlattığı -daha doğrusu- gösterdiği hemen her şeyin de aynen yaşandığına bize inandırabilen film, varlığını özellikle gizleyen rejinin de etkisiyle son derece etkileyici bir gerçekliğin içine seyirciyi de katıyor ve de sonuna kadar -bu ilgiyi hiç düşürmeden- taşımayı da başarıyor..

Bi ara, 'kaotik' görünümlü genel havasından sıyrılıp dinginleşerek, doğum yapan bir koyuna odaklanan filmin bu 'metaforik' sekansta bize hatırlattığı şey de oldukça mühimdir tabii:
'Ey insan denen hayvan!. Yaşam enerjinle giriştiğin bunca eyleminin, ırgalanıp da durulmalarının yegâne nedeni -her türden canlının olmazsa olmazı- üreme içgüdünden ibarettir.. Yani demek istediğim, öyle kendini bi bok zannetme!'




Yönetmen: Abdellatif Kechiche
Senaryo: Abdellatif Kechiche, Ghalia Lacroix, François Bégaudeau (roman)
Oyuncular: Shaïn Boumedine, Ophélie Bau, Salim Kechiouche, Lou Luttiau, Alexia Chardard, Hafsia Herzi, Delinda Kechiche
Yapımcı: Jérôme Seydoux, Abdellatif Kechiche, Ardavan Safaee
Görüntü Yönetmeni: Marco Graziaplena
Kurgu: Nathanaëlle Gerbeaux, Maria Giménez Cavallo
Müzik: Jean-Paul Hurier
Yapım Yılı: 2017
Ülke: Fransa, İtalya
Süre: 175 dk.

7   /10