3.8.18

Christopher Robin


Christopher Robin ve Winnie the Pooh karakterleri ilk olarak A.A. Milne’in 1924 yılında yazdığı When We Were Very Young adındaki bir şiir kitabında ortaya çıktı.
Milne’in 1926 yılında yayımlanan ve kısa hikayelerden oluşan Winnie-the-Pooh kitabı hala tüm zamanların en popüler çocuk kitaplarından birisi olarak kabul ediliyor.

E.H. Shepard’ın A.A. Milne’in kitaplarındaki orijinal suluboya çizimlerine New York Halk Kütüphanesi ev sahipliği yapıyor.

Christopher Robin'in ana çekimleri, Londra’nın dışındaki Shepperton Stüdyoları’nda ve İngiltere’nin çeşitli yerlerinde gerçekleştirildi.
Çekimler sırasında İngiltere’deki 17 ana çekim yeri kullanıldı. Bunların çoğu Londra sokakları ve İngiltere’nin işlek caddeleriydi.
Bu yerler arasında, Great College Street ve Great Smith Street kavşağı; Inner ve Middle Temple Lanes; Lambeth Köprüsü ve Durham Kontluğu’ndaki Hownsgill Viyadüğü de bulunuyor.



Christopher Robin’in hayvan dostlarının yaşadığı ve hayal güçlerini geliştiren hayali bir yer olan Milne’in kitaplarındaki 100 Hektar Ormanı, Ashdown Ormanı’nda, daha net bir ifadeyle 500 Hektar Ormanı olarak bilinen ormanlık bir bölgede yer alıyor.
Londra’nın yaklaşık 48 kilometre güneyindeki bereketli Sussex kırsal bölgesinde yer alan orman, hala her yıl Winnie-the-Pooh hikayelerinin geçtiği alanlarda dolaşmak isteyen binlerce turist tarafından ziyaret ediliyor.
100 Hektar Ormanı’nda geçen filmdeki birkaç sahne Ashdown Ormanı’nda çekildi.
Diğer sahneler Kraliçe Elizabeth’in resmi konutlarından birisi olan ve Kraliçe’nin içinde çokça zaman geçirdiği Windsor Kalesi’ne ev sahipliği yapan Windsor Great Park’da çekildi.

Christopher Robin prodüksiyonu, ormandaki tüm çekim yerlerinde bilinçli olarak ekolojik ayak izini bıraktı.
Tarihi ağaçların köklerini sıkıştırmamak ya da koruma altındaki hiçbir eğrelti otunu ezmemek için çok düşük lastik basıncına sahip araçlar kullanıldı ve etrafa ekibin nerede yürüyüp nerede yürümeyeceğini belirten uyarı şeritleri çekildi.




Winnie the Pooh, Tigger, Piglet, Eeyore, Kanga, Roo, Tavşan ve Baykuş, Christopher Robin'de ilk kez bir canlı aksiyon filminde üç boyutlu karakterler olarak yer aldılar.

Görüntü yönetmeni Matthias Königswieser, peluş hayvanların hareketlerinin daha inandırıcı görünmesi için filmi geleneksel portatif kameralarla çekmeyi tercih etti.
Onlara daha sonra post-prodüksiyon aşamasında foto-gerçekçi bilgisayar animasyonu aracılığıyla yüzyıl ortası Londra’sı ve doğaya gömülmüş bir şekilde hayat verildi.

Asıl peluş hayvanlar (ya da setteki sevimli adlarıyla peluşlar), sahneleri planlarken referans olması ve oyuncularla etkileşim için, Shepperton Stüdyoları’nda yer alan Oscar® ödüllü özel efekt kuruluşu Animated Extras’daki hayvan görsel efekt ekibi tarafından fiziksel olarak yaratıldı.
Bu işe çok özen gösterildi. Özellikle Winnie the Pooh’nun karnına (düzgün bir kucaklaşma etkenine sahip olduğundan emin olmak için), Tigger’ın yüz ifadelerine (böylelikle etkin bir şekilde şaşkınlığı, kızgınlığı ve hayret etmeyi gösterebildi) ve Eeyore’ye (düzgün bir eğilme miktarına sahip olduğundan emin olmak için) çok dikkat edildi.




Chelsea Kraliyet Hastanesi ve görkemli ön girişi, Christopher Robin’in yatılı okulunun dışı için iki katına çıkarıldı.
Chelsea Kraliyet Hastanesi’nde İngiliz ordusundan emekli askerler yaşıyor, bu yüzden prodüksiyon onların günlük yaşamlarını engellememeye özellikle özen gösterdi.
Çekim bir günden biraz uzun sürdü ama hazırlıklar 10 günü buldu.

Filmin geçtiği Londra tren garında (Winnie the Pooh’nun kırmızı balonunla bindiği) dönem kostümleri giydirilen, saçları ve makyajları yapılan 400’den fazla figüran kullanıldı.
Sahneler 1994 yılında kapatılan eski bir tren istasyonu olan Dover Limanı’ndaki bir yolcu gemisi terminalinde çekildi. Bu terminal, limanda 300 metre uzanan bir iskelenin ucunda bulunuyor.




Filmin mmknmrtb notu ::   

Benim izlediğim haliyle- oldukça başarısız 'Türkçe dublaj' olayının kalitesinden çok şeyler alıp götürdüğünü üzülerek gördüğüm film, 'Ne kadar uzun süre çocuk kalabilirsek, o kadar iyidir' mottosuyla -her şeye rağmen- gönülleri şenlendiren, animasyon ve güldürü takviyeli bir drama..

Çocuklarını -biraz da rahatlarını düşündüklerinden- yatılı okullara bırakarak, onları anne şefkati ve aile sıcaklığından mahrum eden ebeveynlere ağır konuşan filmimiz; babaların -elbette duruma göre çalışan annelerin de- mecburen içine düştükleri iş dünyası denen hengâmede/cehennemde sadece ailelerini, çocuklarını ihmal etmediklerini; kendi gençliklerini/hayallerini/benliklerini dahi askıya alıp sonra da unutarak, hızla yaşlanmaktan başka bir şey yapmadıklarını hatırlatır ki daha ne yapsın garibim!.

Yönetmen: Marc Forster
Senaryo: Alex Ross Perry, Tom McCarthy, Allison Schroeder
Oyuncular: Ewan McGregor, Hayley Atwell, Bronte Carmichael, Mark Gatiss, Oliver Ford Davies, Orton O'Brien
Yapım: 2018, ABD, 104'

 /10








KARAKTERLER

CHRISTOPHER ROBIN (Ewan McGregor), 100 Hektar Ormanı’nda peluş hayvan dostlarıyla bir sürü macera yaşayan küçük çocuk, artık yüzyıl ortası Londrası’nda yaşayan ve büyük olmanın getirdiği gerilimlerle uğraşan bir yetişkin.
Winslow Valizleri’nde verimlilik müdürü olarak çalışan Robin, işyerindeki uzun çalışma saatleri ile evdeki sorumlulukları arasında bir denge kurmaya çalışıyor ve çocukluk dönemindeki merak etmek ve hayal kurmakla geçen o sayısız günleri tamamen unutmuş.

EVELYN ROBIN (Hayley Atwell), mükemmel bir eş ve ev hanımı. Yuvayı ve sevgiyi temsil ediyor ve aileyi bir arada tutuyor.
Evliliklerinin ilk zamanlarında çok mutluymuş ama artık kocasının bir işkolik haline geldiğini ve ailesiyle bağını koparmaya başladığını görüyor; çünkü kocası pek evde olmuyor.

MADELINE ROBIN (Bronte Carmichael), 9 yaşında zeki bir kız. Tıpkı babası gibi hayal kurmayı çok seviyor. En çok istediği şey, babasının her gece yatmadan önce ona kitap okuması ama babası onun derslerine odaklanmasını istiyor.
Madeline, içinde Pooh ve arkadaşlarının bir resminin ve 100 Hektar Ormanı’na ait başka hatıralar olan babasına ait bir kutuyla karşılaşınca, ilk kez babasının çocukluğuna göz atma fırsatı buluyor.

GILES WINSLOW (Mark Gatiss), Winslow Valizleri’ndeki günlük işleri denetleyen şirketin sahibinin basiretsiz ve beceriksiz oğlu.
Şirket iflas etme tehlikesiyle karşı karşıya kalınca, çözüm bulması için Christopher Robin’i görevlendiriyor.




Christopher Robin’in sadık dostu WINNIE THE POOH (Jim Cummings), kucaklanası, hafifçe yıpranmış, karnı devamlı guruldayan, iyimserlikle dolu bir oyuncak ayı.
Pooh hayata dair şaşırtıcı şekilde derin anlamlar taşıyan basit düşünceler belirtiyor.

Korkusuz, açık yürekli, enerjik ve son derece kendinden emin TIGGER (Jim Cummings), genellikle görünmeden önce zıplayan turuncu-siyah çizgili bir kaplan.

EEYORE (Brad Garrett), melankolik, sevecen ve iğneleyici konuşan yaşlı, gri bir eşek.
Eeyore mutsuzluk içinde debelenmeye meyilli ve hayattan beklentisi çok düşük; fakat Christopher Robin ve tüm dostları tarafından seviliyor.

Pooh’nun ortağı PIGLET (Nick Mohammed), ufak tefek, sürekli endişeli, utangaç, tatlı dilli ve çok kolay korkan bir domuz.

İyi yürekli dişi bir kanguru olan KANGA (Sophie Okonedo), Roo’nun annesi ve Christopher Robin ile tüm hayvanlar için sıcak ve anaç bir figür.

Tam bir bilge olmasına karşın BAYKUŞ (Toby Jones), kurallara ve düzene çok önem veriyor, ayrıca entelektüel becerilerini abartma ve yalnızca kendi bildiği doğruymuş gibi konuşma eğiliminde.

TAVŞAN (Peter Capaldi) Baykuş’la sık sık anlaşmazlığa düşüyor. Kendisini Yüz Hektar Ormanı’ndaki hayvanların lideri ilan ediyor ama genellikle kendini beğenmiş ve otoriter biri izlenimi bırakıyor.