Birinci filmin sonunda, güçlü karanlık büyücü Gellert Grindelwald (Johnny Depp), Newt Scamander’in (Eddie Redmayne) yardımıyla MACUSA (Amerika Sihir Bakanlığı) tarafından yakalanmıştı.
Fakat tehditlerini yerine getiren Grindelwald kaçar ve onun gerçek niyetlerinden şüphelenmeyen müritler toplamaya başlar.
Grindelwald’ın amacı sihirli olmayan tüm varlıkların üzerinde hüküm sürecek safkan büyücüler yetiştirmektir.
Grindelwald’ın planlarını bozmak gayreti içindeki Albus Dumbledore (Jude Law) kendisinin yardım isteğini kabul eden ama önlerinde uzanan tehlikelerden habersiz eski öğrencisi Newt’le işbirliği yapar.
Sevgi ve sadakat sınanırken, gitgide bölünen büyücülük dünyasında, en hakiki dostlar arasında ve aileler içinde çizgiler çekilir.
KARAKTERLER
NEWT SCAMANDER (Eddie Redmayne)
Müthiş bir büyü-hayvanbilimcisi olan Newt Scamander, New York’a yaptığı son gezi sırasında kötü şöhretli Karanlık Büyücü Gellert Grindelwald’ın yakalanmasında önemli rol oynamış cesur ve pratik zekalı bir büyücüdür.
O zamandan bu yana, Newt’un kitabı, Fantastik Canavarlar Nelerdir, Nerelerde Bulunurlar, uzun soluklu bir en-çok-satan olarak yazarına istemediği bir şöhret kazandırmıştır.
Newt çalışmalarına ve hayatına, sihirli hayvanları inceleyerek, kurtararak ve onlara bakarak, sessiz sedasız devam etmeyi tercih etmektedir.
Ne var ki, eski profesörü ve dostu Albus Dumbledore’un aklında Newt için başka bir görev vardır: Onu yeniden tehlikeli ve gitgide güçlenen Grindelwald’ın doğrudan karşısına çıkaracak bir görev.
TINA GOLDSTEIN (Katherine Waterston)
MACUSA’nın (Amerika Sihir Bakanlığı) Seherbaz kadrosuna yeniden atanan Tina Goldstein, işine ve büyücülük yasalarını uygulamaya kendini adamış olsa da, bağımsız ruhunu kaybetmemiştir.
New York’tan ayrılarak, kişisel, gizemli —ve hiçbir şekilde onaylı olmayan— bir araştırma için Paris’e gider.
Credence’ın, New York’ta MACUSA tarafından yok edilme girişiminden sağ kurtulduğunu bilmektedir. Ama şunun da farkındadır ki bir Obscurial olan Credence, büyücülük camiasında bir tehdit olarak görüldüğü için ciddi anlamda tehlikededir.
Tina tüm yeteneklerini kullanarak nihayet Credence’a yaklaşmaktadır.
Fakat bu tehlikeli takip onu Credence’ın peşindeki diğer büyük güçlerle çarpışmaya doğru götürmektedir.
QUEENIE GOLDSTEIN (Alison Sudol)
Queenie Goldstein özgür ruhlu bir cadı ve aynı zamanda bir Legilimens’dir —yani, zihin okuyabilme yeteneğine sahiptir.
Bu yetenek bazen bir lütuf, bazen de bir lanet olabilir.
Queenie bir No-Maj olan pastacı Jacob Kowalski’ye aşıktır.
Oysa bu ilişki hem büyücülük dünyası kanunlarında yasaktır, hem de ablası Tina’yla arasını açmıştır.
Queenie, Jacob’la birlikte olabilmenin bir yolunu bulmak için sihirden yararlanır ve onu hiçbir şeyden haberi olmadan büyücülük yasalarının daha esnek olduğu İngiltere’ye götürür.
Fakat bu kandırmaca ters teper ve ikilinin filizlenmekte olan aşkını tehlikeye atarak, Queenie’yi çaresiz ve kırılgan bir duruma sokar.
JACOB KOWALSKI (Dan Fogler)
Jacob Kowalski pastacılığa ve Queenie Goldstein’e aşık —bu sıralama farklı da olabilir— bir No-Maj’dir.
Ancak, büyücülük dünyasının kanunlarının ilişkilerini yasakladığını bilmektedir.
Jacob da Queenie’nin birlikte olma arzusunu paylaşsa da, kendini birden bire İngiltere’de bulduğu, oraya nasıl gittiğine dair bir fikri olmadığı ve Queenie’nin büyüyle dizginleri ele aldığını fark ettiği için öfkelenir.
Jacob onları sözlü olarak dile getirmese de, düşünceleri zihin okuyabilen Queenie’nin ağlayarak kaçıp gitmesine yeter.
Jacob’ın onun peşine düşebilmesi için Newt Scamander’ın yardımına ihtiyacı olacaktır.
Queenie için endişeli olsa da, Jacob, arkadaşı Newt’la yeniden bir araya gelip büyücülük dünyasında yeni bir maceraya yelken açacak olduğu için sevinçli ve heyecanlıdır.
ALBUS DUMBLEDORE (Jude Law)
Albus Dumbledore Hogwarts Büyücülük Okulu’nda Karanlık Sanatlara Karşı Savunma profesörüdür ve Newt Scamander onun eski öğrencilerinden biridir.
Newt o dönemden beri güvenilir bir dost ve kanatlarının altına aldığı bir büyücü olmuştur.
Buna rağmen, her daim cinfikirli Dumbledore, Newt’u asil bir amaç uğruna kullanmak konusunda hiç vicdan azabı duymaz.
Grindelwald’ın gözaltındayken kaçtığını bilen Dumbledore, onun hiç zaman kaybetmeden davasına —Muggle’lar üzerinde hakimiyet kurmak için büyücüleri harekete geçirmek— geri döneceğinin farkındadır.
Dumbledore muazzam güçlere sahip olmasına rağmen —yalnızca kendisinin bildiği nedenlerden ötürü— Grindelwald’la bizzat karşı karşıya gelemez ve Karanlık Büyücü'nün planlarını engellemek için Newt’a bel bağlamak zorundadır.
GELLERT GRINDELWALD (Johnny Depp)
Gellert Grindelwald karizmatik olduğu kadar da kurnaz, güçlü bir Karanlık Büyücüdür.
Büyücülerin büyüye sahip olmayan herkes üzerinde hakimiyet kurması gerektiğine inanan Grindelwald, New York’ta, büyük ölçüde Newt Scamander’ın sayesinde, MACUSA tarafından yakalanmadan önce, Avrupa’yı birbirine katmıştır.
Grindelwald her an tetikte olması sayesinde MACUSA’nın elinden kaçar ve Paris’te yeni bir harekat üssü kurar.
Onun gerçek niyetinden habersiz büyücüler akın akın davasına katıldıkça, Grindelwald gücünün ve etkisinin çapını arttırır.
CREDENCE (Ezra Miller)
Eskiden büyülü olmadığı sanılan Credence’ın bir Obscurial olduğu anlaşılır.
Üstelik, olağanüstü güçlüdür; öyle ki, çocukluk döneminden sağ çıktığı bilinen tek Obscurial’dır.
Credence gerçek kimliği hakkında bilgi alma umuduyla Paris’e gelerek çaresizce biyolojik annesini aramaya başlar.
Kendisini evlat edinmiş annesi Mary Lou Barebone’un acımasız hükmünde olduğundan daha özgüvenlidir ama yine de kırılgan ve yalnızdır.
Tek arkadaşı bir Maledictus’tur. Fakat artık Obscurus’unun üzerinde tam hakimiyete sahip oluşu —içinde yıllarca bastırılmış duran sihirli güç— onu bazılarının gözünde bir tehlike unsuru, bazılarının gözündeyse potansiyel bir araç haline getirir.
NAGINI (Claudia Kim)
Nagini bir Maledictus’tur —en sonunda kendisini kalıcı olarak canavara dönüştürmesi kaçınılmaz olan bir kan laneti taşıyıcısı.
İlk olarak genç ve güzel bir kadın formunda görünen Nagini, büyücülük dünyasında bir sirk olan Circus Arcanus’un yıldızlarından biridir.
Nagini’nin dönüşebilme gücü sirkin acımasız sahibi ve eğitmeni Skender tarafından sömürülür. Fakat Nagini orada kendine bir arkadaş bulur: Sirkin gösteri harici çalışanlarından biri olan Credence.
İkili beraberce sirkten kaçtıktan sonra, Nagini, Credence’ın sırdaşı ve kimlik arayışında yol arkadaşı olur.
LETA LESTRANGE (Zoë Kravitz)
Leta Lestrange, Newt Scamander’ın eski bir dostudur.
İkili Hogwarts’ta sınıf arkadaşıyken -ikisi de dışlanmış oldukları için- aralarında sıkı bir bağ kurulmuştur.
Leta şu anda Sihir Yasaları Uygulama müdürü Torquil Travers’ın asistanı olarak Britanya Sihir Bakanlığı’nda çalışmaktadır.
Leta, aynı zamanda, Newt’un ağabeyi Theseus’la nişanlıdır ki bu durum iki eski arkadaş arasında biraz gerilim yaratmaktadır.
THESEUS SCAMANDER (Callum Turner)
Theseus Scamander, Newt Scamander’ın ağabeyi olsa da, iki kardeş arasında pek az ortak nokta var gibi görünmektedir.
Theseus erkek kardeşinden daha dışadönük ve duygularını daha açıkça gösteren biridir.
Savaş kahramanı olan Theseus, şimdi Britanya Sihir Bakanlığı’na bağlı Seherbazlar Ofisinin başıdır. Theseus, Leta Lestrange’le nişanlıdır ve çoğu zaman erkek kardeşine duyduğu sevgi ile Bakanlığa ve işine duyduğu sadakat arasında kalmaktadır.
YUSUF KAMA (William Nadylam)
Yusuf Kama safkan sülalesinde son erkek olduğunu söyleyen bir Fransız –Afrikalı büyücüdür. Yıllarca saplantılı bir şekilde Credence’ı aradıktan sonra, nihayet onun Paris’te olduğunu öğrenir. Peki ama amacı nedir?
NICOLAS FLAMEL (Brontis Jodorowsky)
Nicolas Flamel yaklaşık 600 yaşında, Paris’te yaşayan bir büyücüdür. Simya uzmanı olan Flamel, Felsefe Taşı’nın yaratıcısıdır ve ölümsüz olduğuna inanılmaktadır. Flamel, Albus Dumbledore’un yakın bir dostudur ve Newt’un gelişini zaten beklemektedir çünkü Dumbledore’un onu Paris’e bir görev için gönderdiğini bilmektedir.
ABERNATHY (Kevin Guthrie), CARROW (Maja Bloom), KRAFFT (Simon Meacock), KRALL (David Sakurai), NAGEL (Claudius Peters) ve ROSİER (Poppy Corby-Tuech)
Gellert Grindelwald’ın en yakınında olan Abernathy, Carrow, Krafft, Krall, Nagel ve Rosier efendilerinin çirkin davasına hizmet etmek için her şeyi feda edebilecek birer mürittirler.