10.11.18

Overlord / Overlord Operasyonu


Normandiya Çıkarması’na saatler kala Amerikan paraşütçü askerlerden oluşan bir ekip, saldırının başarısı için hayati önem taşıyan bir görevi yürütmek üzere Nazi işgali altındaki Fransa’ya indirilir.

Müstahkem garnizon olan bir kilisenin üzerindeki radyo vericisini yok etmekle görevlendirilen umutsuz askerler, kilisenin duvarlarını aşmak ve kuleyi yıkmak üzere genç bir Fransız köylüsüyle güçlerini birleştirirler.
Fakat sayıca az olan Amerikan askerleri, kilisenin altındaki gizemli bir Nazi laboratuvarında dünyada benzeri olmayan düşmanlarla karşı karşıya gelir.

Overlord / Overlord Operasyonu, yapımcı J.J. Abrams’dan nefes kesen, heyecan dolu, farklı bir aksiyon macera.

Paramount Pictures Sunar
Bir Bad Robot Yapımı



Overlord / Overlord Operasyonu


Yönetmen: Julius Avery 
Billy Ray’in hikayesinden uyarlanmış.
Senaryo Yazarları: Billy Ray ve Mark L. Smith
Oyuncular: Jovan Adepo, Wyatt Russell, Pilou Asbæk, Mathilde Ollivier, John Magaro, Iain de Caestecker
Yapımcılar: J.J. Abrams ve Lindsey Weber
İdari Yapımcılar: Jo Burn, Jon Cohen ve Cory Bennett Lewis.
Süre: 110 dakika




Filmin mmknmrtb notu ::

Askeri acemilikleri resmen sona ermişse de yüzlerindeki çocukluk izleri daha silinmemiş paraşütçü erlerle dolu bir uçağın, Nazi Almanyası uçaksavarlarının saldırısına uğradığı, dehşet dolu o mükemmel sekansı unutabilmek mümkün değil..

Değme savaş filmlerinde örneğine pek az rastlanabilecek bu sekansla başlayan film -türünden pek de beklenmeyecek bir tavırla- savaşın ve Nazizm belasının korkunçluğunun yanı sıra; savaşın, bir milletin çocuklarını -handiyse- gönül rahatlığı içinde kurban etme çılgınlığından ibaret, bir nevi şuursuzluk olduğunu da hissettirmeyi bilecektir..

'Bin yıllık bir orduya bin yıllık askerler üretme' hayaliyle, her türlü doğa, insanlık ve ahlâk dışı işlere bulaşan Nazilerin faaliyetleriyle oluşan gizem ve de korku unsurunu, savaşın aksiyon kısmına -bi güzel- sos eyleyen Overlord; son derece dehşet ve heyecan verici, ama tuhaf bi şekilde de süper eğlenceli bir film..

 /10





Yapım notuna devam

Overlord Operasyonu’nun yapımcısı ve Bad Robot’un kurucusu J. J. Abrams şöyle söylüyor; “Her şey Billy Ray’in yazdığı muhteşem bir hikayeyle başladı. En sevdiğim yanı klasik bir 2. Dünya Savaşı filmini alıp bir canavar, korku filmine dönüştürmesiydi. Çok benzersiz bir karışım. Bu iki türün bir arada bulunması fikri son derece yoğun ve eğlenceli bir deneyim olacağını düşündürdü.”

Abrams, Ray’in hikayesinin ilk sayfadan itibaren kendisini ele geçirdiğini söylüyor.
“Özellikle açılış sahnesi bana Rod Sterling’in yaratacağı bir şey gibi geldi. Çok yoğun, komik, karakterlerle ve aksiyonla doluydu. Ve daha hikayenin en başıydı.”
Bad Robot’tan Jon Cohen, filmde idari yapımcı görevinde ve o da Flightplan, The Hunger Games ve Captain Phillips gibi gişe rekortmeni filmleri yöneten, ödüllü senaryo yazarı Ray’in son derece yeni konseptinden aynı derece etkilenmiş.
Cohen şöyle anlatıyor; “Overlord Operasyonu, farklı füzyon fikirlerinden dolayı Bad Robot’a çok uygun. Müthiş bir karakter hikayesi ve heyecanlı bir 2. Dünya Savaşı filmi. Ama duygusallık ve hassasiyetle birlikte mizah da bulacaksınız. Filmlerimizde bu karışımı daima isteriz. Overlord Operasyonu bunun kusursuz bir birleşimi gibiydi.”

Cohen 10 Cloverfield Lane filmini örnek göstererek benzersiz ve tatmin edici bir hibrit yaratmak için farklı tonları ve türleri dengelemek Bad Robot’un uzmanlık alanı olduğunu söylüyor.
Abrams ise o dengeyi yaratmanın sırrının tek kelimeyle özetlenebileceğini ifade ediyor; “karakter”.
“Bad Robot’ta yapmaya çalıştığımız şeylerden biri de mümkün olduğunca karakterler hakkında olan hikayeler anlatmak. Overlord Operasyonu’ndaki fikir filmin ilk yarısında bu genç Amerikan askerlerini tanımaktı. Sonra izleyiciyi ufak ufak dehşet verici bir film türüne çekerek karakterlere değer vermelerini ve sevmelerini sağlamaktı.”




Abrams, bu yaklaşımın özellikle yaratık filmlerinde önemli olduğunu düşünüyor.
“Yaptığımız her filmin içinde canavar olmuyor. Ama Overlord Operasyonu gibi filmler duruma, karakterlere inandığınızda ve onların dünyasına gerçekten girdiğinizde çok iyi oluyor. O şekilde çok daha korkutucu.”

Cohen, filmin askeri maceradan bilim kurgu korku türüne geçişini mükemmelleştirmek birkaç taslağın üzerinden geçmeyi gerektirdiğini söylüyor; “Billy durmak bilmeyen bir yazar ve senaryoyu daha iyi yapmak için zorlamaya devam etti. Amaç, yola birkaç ekmek kırıntısı bırakmak ve böylece türdeki değişimin bir anda ortaya çıkmasını önlemekti. Ama aynı zamanda hikayede gerçekte neler olduğu hakkında fazla erken bilgi vermek de istemiyorduk.”

Abrams’a göre 2. Dünya Savaşı’nın ürkütücü doğası geçişi yumuşatmaya yardımcı oluyor. “Savaşın dehşeti hikayede zaten yer alıyor. Bu yüzden ürkütücü hayal malzemesine girdiğinizde o kadar abartılı gelmiyor.”
Cohen, malzemeyi yüceltme konusunda Abrams’a ve Bad Robot’un yapımcısı Lindsey Weber’e övgülerini sunuyor.
“J.J. ve Lindsey filmin başlangıçtaki gelişimi için çok önemliydiler. Karakter, hikaye ve yapı hakkında müthiş içgüdüleri var. J.J. önceden yapılmış hiçbir işe benzememesi için sürekli zorluyor. Sürecin her aşamasında Overlord Operasyonu’nu daha da iyileştirdi. Bu da herkesi, oyunlarını yüceltmeye zorluyor.”

Yol Gösterici Bir Vizyon


Senaryo gelişimi devam ederken yapımcılar Overlord Operasyonu’nu bir sonraki düzeye taşıyacak olan dinamik anlayışlı ve doğal aksiyon yeteneğine sahip bir yönetmen arayışına girmişler.
Bad Robot ekibi Avustralyalı yapımcının 2014’teki ilk yönetmenlik denemesi olan ve Ewan McGFregor, Brenton Thwaites ile Alicia Vikander’ın rol aldığı suç, gerilim filmi Son of a Gun’dan çok etkilenmişler.
Cohen şöyle anlatıyor; “Muhteşem ve enerji dolu olduğunu düşündük. Aynı zamanda izleyiciye karakterlere değer vermeleri için bir neden sunuyordu. Ayrıca film yapımının saf korku tarafından değil de daha çok gerilim tarafından gelmesi de hoşumuza gitti. Overlord Operasyonu’na ihtiyacı olan cesareti verecekti.”

Abrams ve Bad Robot’un uzun zamandır hayranı olan Avery, Son of a Gun’ın özel bir gösteriminin ardından yapımcılarla buluşmaya davet edilmiş.
“Bana ondan sonra ne yapmak istediğimi sordular ve heyecanlandıkları bazı senaryoları gösterdiler. Hemen yanıt verdiğim senaryo Overlord Operasyonu oldu. Beni çok etkiledi; çünkü daha önce hiç ona benzer bir şey okumamıştım ve o güne kadar yaptığım işlerden çok farklı gelmişti.”

Senaryoda yoğun aksiyon ve orijinallik olmasına rağmen Avery’nin dikkatini ilk çeken yönetmenin de malzemeye derin bir bağı olması olmuş.
Küçükken yaşadığı deneyimlerden biri de 2. Dünya Savaşı’nda Müttefikler’in Kuzey Afrika cephesine Avustralya’dan katılmış olan büyükbabasının kendisine maceralarının fotoğraflarını göstermesiymiş. “Beni dizine oturtur, olağanüstü fotoğraflar gösterirdi. O zamandan beri savaş sırasında geçen bir film yapma hayali kurardım.”

Weber’e göre Avery, Bad Robot’un Overlord Operasyonu için istediği türden bir yönetmenmiş. “Julius yetenekli, fikirlerinde kararlı, işbirlikçi ve gerçek bir sinema ve karakter öğrencisi. Ayrıca film için muhteşem bir vizyona sahipti. Bu yüzden Overlord Operasyonu’nu onun yönetmesi gerektiğini biliyorduk.”

Abrams, Avery’nin hikayede daha sonra ortaya çıkan fantastik unsurların yer alacağı gerçekçi, inandırıcı bir dünya yaratma vizyonuna sahip olduğuna ikna olmuş.
“Julius’un Overlord Operasyonu’na yaklaşımında sevdiğim özelliği çok ürkütücü ve ürpertici bir yöne giden klasik bir görevdeki adamlar filmi olarak görmesi oldu. Daha sonra gelecek olayları hazırlamak için başlangıçtaki bölümlerin ne olması gerektiğini anladı.”
Bad Robot ekibinin yönetmenin kamera arkasındaki yeteneğine olan inancı karşılığını vermiş. Cohen şunları söylüyor; “Julius, çektiği her şeye bir enerji duygusu, dinamik bir sinematik hava veriyor.  Overlord Operasyonu gibi bir filmde istediğiniz tam da budur. Başından itibaren senaryo konusunda tutkuluydu ve yol göstermek konusunda çok iyi bir vizyona sahipti. İşini çok başarılı bir şekilde tamamladı.”




İki Dâhi Yazar


Ray, Overlord Operasyonu senaryosunun birkaç taslağını tamamladıktan sonra yine kendisinin yarattığı The Last Tycoon adlı diziyi yazmaya ve yönetmeye geçmiş.
O noktada yapımcılar ünlü senaryo yazarı Mark L. Smith’ten Overlord Operasyonu’nun son yapım taslağı üzerinde çalışmasını istemişler.

Smith, filmin eşsiz konseptinden etkilenmiş ve projeye katılmayı hemen kabul etmiş. “Her şey çok hoş bir evrende geçiyordu. Türlerin karışımının harika olduğunu düşündüm. Son derece alt üst olmuş bir 2. Dünya Savaşı macerası fikrine bayıldım. Doğrudan bir aksiyon olduğunu düşünürken birden tamamen başka bir şeye dönüşüyor. Bütün zemin çalışması hazırdı. Ben sadece ona uydum ve keyif aldım.”

Smith’in görevi kabul etmesinin bir başka nedeni de Abrams’la birlikte çalışma fırsatı olmuş.
“J.J. İle işbirliği yapmak muhteşemdi. Çünkü beyni tamamen farklı bir düzeyde çalışıyor. Benim kendi başıma asla bulamayacağım şeyler görüyor ve müthiş bir hayal gücü var. Küçük bir fikir ortaya atıyordunuz ve o size harika konsept sunuyor. Daha sonra sadece en iyisini seçmek kalıyor.”

Smith, bazı ek karakterleri geliştirmek ve filmin sonunda sahip olacağı kadroyu oluşturmak üzere Bad Robot ile birlikte çalışmış.
Abrams şunları söylüyor; “Billy Ray Ve Mark Smith birçok farklı türde yazan muhteşem yazarlar ve Overlord Operasyonu’nda ikisiyle de çalıştığımız için şanslıyız. Senaryoyu görmek istediğimiz film olduğunu düşündüğümüz noktaya kadar getirdiler. Yani bizim çekim sırasında yeniden düzenleme yapmamız gerekmedi.”




Yürek parçalayıcı, özgün macera filmi The Revenant’ı Oscar ödüllü yönetmen Alejandro G. Iñárritu ile birlikte yazan Smith için Overlord Operasyonu’nu yazma amaçlarından biri de olabildiğince çok dönem detayını yakalamak olmuş. Özellikle de filmin ilk yarısında.
Şöyle anlatıyor; “Gerçekle gerçek dışı olanı harmanlamak biraz zordur. Çünkü tarihi zaman dilimine sadık kalmak istersiniz. Ben 1944’te olan her şeye saygılı olmak için çabaladım. Ama aynı zamanda bu fantastik öğenin tamamının içine de karışmam gerekiyordu. Yani bazen ince bir çizgide yürümek zorunda kaldım.”

Smith, Bad Robot’un karakter temelli hikayelerine bağlılığını sürdürmek için her bir kahramanın karakterlerini oluşturmak için zaman harcamış.
“İzleyicilerin değer verdiği karakterler olmadan aksiyon hiçbir şeydir. O yüzden Overlord Operasyonu’nda ilk yaptığım iş askerlerin seslerini keskinleştirmek oldu. Aralarında güçlü bir ilişki kurduğunuzda, onları en tuhaf dünyaya bile bırakabilirsiniz ve hikaye devam edecektir.”

Smith’in senaryoya bir başka katkısı da dehşete kapılmış acemilerden savaştan yorgun düşmüş tecrübelilere kadar birimdeki askerler arasındaki gerilimi artırmak olmuş.
“Birlikte çalışmaya zorlanan çok farklı bir grup askerle başlıyoruz. Hepsinin iyi anlaşması ve eğlenmesi kolay olurdu ama biz biraz zorlamaya karar verdik. Böylece korku başladığında endişe edecekleri daha çok şey oluyor.”

Smith, senaryoyu tamamlamak üzere Avery ile birlikte çalıştıktan sonra yönetmene övgülerini sunuyor. “Başta Julius bana film hakkındaki kişisel vizyonunu aktardı. Açılar ve görüntüler konusunda müthiş bir gözü var ve birçok yönetmenin görmeyeceği şeyleri yakalıyor. Her sahneyi özel kılmanın yolunu biliyor. O ve J.J. Overlord Operasyonu’nda birbirlerinden çok faydalandılar.”



Kahramanlar ve Kötüler


Yapımcılar, Overlord Operasyonu’ndaki karakterleri hayata geçirmek için göz alıcı, uluslararası bir kadro oluşturmuşlar.
Bad Robot için filmi çok yönlü bir oyuncu kadrosu oluşturmak önemliymiş. Çünkü yapımın roller için en iyi oyuncuları seçebilmesini sağlayacak daha geniş bir ağ sunmuş. Abrams şöyle anlatıyor; “Seçmelerde bana tarihi açıdan doğru olacaksak paraşütçü askerlerin hepsinin beyaz olması gerektiği hatırlatıldı. Çünkü o dönemde ekipler ayrıştırılıyormuş. Ama gerçek hayatta böyle bir birime zenci askerler karıştırılmamış olsa da onlar kiliselerin altında yaşayan canavarlar da değillerdi. Bu yüzden rolleri herkese açmaya karar verdik. Muhteşem bir kadro bulduk. Tarihi açıdan doğru olmasa da son derece eğlendirici.”

Weber de Abrams’ın düşüncelerini paylaşıyor; “Ekibimiz bu film için muhteşem bir armağan. Bu kadar çok yükselen yıldız yer aldığı için çok şanslıyız.”
Başroldeki ABD Ordusu Askeri Boyce rolü için, yapımcılar Jovan Adepo’yu seçmiş.
Abrams şöyle anlatıyor; “İzleyiciyle bağ kurabilecek birini bulmamız gerekiyordu. Korkusunu otomatik olarak hissedebileceğiniz birini. Çok farklı kişilere baktık. Sonra Jovan geldi ve kusursuzdu. Bağ kurulabilir, zeki biri ve karakterini çok iyi anlıyor. Kendisini anlayamadığı, tuhaf bir durumun ortasında bulan normal bir çocuk olduğunu hayal edebiliyorsunuz.”

Adepo’nun farklı, vurgulu bir performans sergileyebilme yeteneği, Cohen’i en çok etkileyen özelliklerden biri olmuş.
“Jovan, çoğunlukla gözleriyle, tepkileriyle ve oyunculuğunun incelikleriyle oynuyor. Hassas bir yanı var. Ama aynı zamanda önemli anlarda gelen bir sertliği var. Elinizde olmadan onun acısını paylaşıyorsunuz. Bu da izleyicinin bu filme dahil olması için önemliydi.”

Film, Adepo’nun hemen ilgisini çekmiş. Özellikle de Boyce’u, kurşun geçirmez bir kurtarıcıdan çok alışılmadık bir kahraman olarak canlandırma fırsatı.
Şunları söylüyor; “Ben kendilerini ezilen taraf olarak sunan karakterleri canlandırmayı tercih ediyorum. J.J. de birçok filminde ezilen karakterleri çok yüceltti.”
Denzel Washington’ın Fences filminde ve Fences adlı dizide rol alan oyuncu “Tom Clancy’s Jack Ryan”da ikinci sezonun yapımını yeni tamamlamış ve Ava DuVernay’ın yeni mini dizisi The Central Park Five’da rol alacak.
“Boyce diğer askerlere hemen uyum sağlamıyor. Onu ilk gördüğünüzde görevi tamamlayabilecek mi ondan bile emin olamıyorsunuz. Fiziksel olarak yapamayacağı için değil de sadece diğerlerinden farklı olduğu için öyle düşünüyorsunuz. Bu da onu takip edilecek ve bağ kurulacak ilginç bir karakter yapıyor.”



Diğer uçta ise Wyatt Russell’ın canlandırdığı görmüş geçirmiş Onbaşı Ford, savaş alanında kendi payına düşen kargaşayı görmüş, deneyimli bir patlayıcı uzmanı ve filmin başında ayak takımı ekibin komutasını üstleniyor.

Abrams şöyle anlatıyor; “Ford’un izleyiciyi belli bir düzeyde korkutan biri olması ama aynı zamanda Nazi bölgesine paraşütle iniyorsanız kendi tarafınızda olmasını isteyeceğiniz biri olması gerekiyordu. Onu canlandıracak kişinin doğal bir gücü ve sert yanı olması gerekiyordu. Ve bu karışımı bulmak düşünüldüğünden daha zordur. Ama Wyatt’ı gördüğümüzde aradığımız tüm özellikleri taşıyordu.”

Oyuncunun saçındaki bir sorun anlaşmayı bozmak üzereyken yapımcılar Russell’ı seçmeye hazırlarmış. AMC’nin Lodge 49 dizisinde pejmürde eski sörfçü rolünü önceden kabul etmiş ve kontratında saçını ve sakalını kesemeyeceği maddesi yer alıyormuş. Fakat Overlord Operasyonu’nda ikisinin de kesilmesi önemliymiş. Aylar süren pazarlıklardan sonra Overlord Operasyonu ekibi Russel’ın saçını kesmiş ve sonra Lodge 49’daki rolünde yeterince gerçekçi görünmesi için uzun postişler kullanmışlar.
Weber gülerek şöyle anlatıyor; “Onu yetkililerin ve yapımcıların başını yakından incelemesi için AMC stüdyolarına geri gönderdik. Neyse ki işe yaradı çünkü Wyatt, Ford için gereken yoğunluğa ve güce sahipti. Gülümsediğinde sert görünümü kayboluyor ve onu çok seviyorsunuz.”

Film, Ford’un geçmiş hikayesini saklasa da Russel, role tamamen bürünmesine olanak sağlaması için karakterin psikolojik bir profilini geliştirmiş. “Bence Ford, 2. Dünya Savaşı’ndan önce muhtemelen normal bir işi olan biriymiş. İşini bırakıp orduya katılmış. Çünkü o dönemde öyle yapılması gerekiyordu. O doğal bir lider ve insanlara neyi nasıl yapacaklarını söyleyebilen biri.”

Yapımcılar, Fransız yeni oyuncu Mathilde Oliver’ı, sürekli kapı kapı arama yapan Nazi ölüm timlerinin tehlikesine rağmen Amerikan askerlerine barınma sağlayan yetim, genç, köylü Chloe rolü için seçmiş.
Avery, karakteri sonunda arkadaş olduğu Amerikan askerleriyle birlikte Almanlara karşı silahlanan oyuncu hakkında şunları söylüyor; “Mathilde, rol için seçmelere katıldığında bizi çok şaşırttı. Karakter konusunda ve rolün fiziksel gereklilikleri konusunda çok iyi. Bence isterse çok iyi bir aksiyon kahramanı olabilir. Overlord Operasyonu’nda gerçek bir alev makinesiyle günlerini gösteriyor.”




Weber’e göre, Chloe’nin Overlord Operasyonu’ndaki tek kadın karakter olması doğru kadın oyuncuyu seçmeyi gerekli kılmış.
“Kimi seçersek omuzlarında inanılmaz bir yük taşıması gerekiyordu. Bu yüzden Chloe’imiz için çok araştırma yaptık. Sonra Mathilde’yi keşfettik. Çok az oyuncunun bir arada sahip olduğu güç, hassasiyet, mizah ve fiziksel yeteneğine sahip.”

Abrams, Oliver’ın performansa kattığı içsel gücü de çok beğenmiş. “Chloe için klasik köylü kız tipinden çok daha fazlasına ihtiyacımız vardı. İşgal altındaki bu köyde kendini savunmalı ve ailesini de savunmalıydı. Mathilde ise rolde sadece güçlü ve inandırıcı değil aynı zamanda güçlü bir mizah duygusuna sahip. Beyaz perdeye çok iyi yansıtıyor. İlk stüdyo filminde onu seçmek heyecan verici. Önünde çok büyük bir gelecek olduğunu düşünüyorum.”

Aksiyon korku filmleri genelde kötü karakterlerin gücüne göre başarılı ya da başarısız olur. Abrams da Overlord Operasyonu’nun başarısının nedeninin büyük oranda Pilou Asbæk’in SS Subayı Wafner rolündeki tüyler ürpertici performansına bağlı olduğunu düşünüyor.
“Pilou, Wafner’ı kötü Nazilerin tapınağındaki efsanevi bir kötü karakter gibi canlandırıyor. Çok güçlü ve kötü bir karakter ve Pilou onu hiç abartmadan gerçek üstü bir şekilde resmediyor.”

Danimarkalı oyuncunun role hazırlanmasına yardımcı olmak için Avery ve Asbæk, tarihteki gerçek 2. Dünya Savaşı figürleri hakkında birçok konuşma yapmış. “Özellikle konuştuğumuz bir kişi de işgal edilmiş bir köyde yaşamış, genellikle şen şakrak biri olan bir Nazi komutanıydı. Samimi biriymiş, rahat kazaklar giyip çikolatalı süt içermiş. Ama bir anda dönüp sizi kafanızdan vurup sonra sütünü bitirirmiş. Pilou da Wafner’ı benzer bir tarzda canlandırmak istedi. Chloe’nun çiftlik evinin kapısını kırmak yerine kibarca çalıyor ve içeri girebilir miyim diye soruyor. Çok manipülatif ve izlemesi rahatsız edici.”

Ghost in the Shell’den “Game of Thrones”a kadar önemli Amerikan yapımlarında yer almadan önce dünyaca ünlü Borgen dizisinde rol alan Asbæk, Overlord Operasyonu’nun acımasız kötü karakterini canlandırma fırsatına hemen atlamış.
Oyuncu şunları söylüyor; “Genelde başrol oynamak sıkıcı olabilir. Çünkü hikayenin omurgası olmanız gerekir. Ama kötü karakter olduğunuzda her türlü çılgın kararı veriyorsunuz! Daha önce hiç yapmadığınız kadar abartılı olabilirsiniz. Oyuncu olmanın en sevdiğim yanlarından biri de bu. Ayrıca Julius vizyon sahibi bir yönetmen ve son derece tatlı ve alçakgönüllü biri. Oyuncu olarak sahip olabileceğiniz her türlü çılgın fikre hazırdır ve daha fazlasını vermeniz için sizi yüreklendirir.”




Acemi Birliği’ne Hoş Geldiniz


Yapımcılar, ana karakterleri eğitimli savaş askerleri rollerine hazırlamak için yapımın askeri danışmanı olarak ABD Deniz Kuvvetleri Çavuş’u Freddie Joe Farnsworth’ü göreve almış.
Çöl Kalkanı ve Çöl Fırtınası Operasyonları’nda yer almış ve Pendleton Birliği’nde silah ve taktik eğitmeni olarak görev almış olan Farsnworth şöyle anlatıyor; “Overlord Operasyonu gibi bir film yaparken genel izleyiciyi eğlendirmekle filmi izleyebilecek olan ordu hayranlarını utandırmayacak mutlu ortayı bulmanız gerekir. Bana başta akrobasi koordinatörü Jo McLaren ulaştı. Paraşütçü askerlerin yer aldığı bir 2. Dünya Savaşı filminin setine beni önerip öneremeyeceğini sordu. Oyuncuların ordudaymış gibi bir eğitim almaları gerekiyormuş. Ben de hemen acemi birliğini düşündüm.”

HBO’nın “Band of Brothers” ve “The Pacific” gibi büyük ölçekli yapımlarında benzer bir kapasiteyle çalışmış olan Farnsworth, Overlord Operasyonu’nun setinde çok daha samimi bir durumla karşılaşınca şaşırmış.
“Bu eğitim verdiğim en küçük grup. Bir savaş filmi yapıyorsanız genelde büyük olur. Ama bu sadece beş kişiden oluşuyordu.”
Yirmi yıldan uzun bir süredir teknik danışman ve dublör olarak görev yapan eski  Deniz Kuvvetleri askeri küçük öğrenci grubunun oyuncuların umduğundan çok daha özel dikkat gerektiren bir eğitim alması gerektiğini söylüyor.
“Onların acemi birliği deneyimi biraz farklıydı. Çünkü benden saklanamıyorlardı. 7/24 tepelerindeydim. Çizginin dışına ne zaman çıksalar onları ordudaki gibi hizaya sokmak için hep başlarındaydım. Bu bazıları için hiç eğlenceli olmayabilir.”

Farnsworth, oyuncuları rollerinin gerektirdiği fiziksel özelliklere kavuşmaları için de gerçek askerlerin deneyimlediği yoğun psikolojik baskıları anlamalarına da yardımcı olmuş. Farnsworth, gece devriyesindelerken oyuncuların üzerine atlayacak kadar ileri gitmiş.
“Savaşın en zor yanlarından biri de strestir. Ben de onları olabildiğince strese soktum. Böylece duyguyu kameraya yansıttılar. Gerçekten biliyorlar ve yüzlerinden okunuyor.”

Avery’ye göre o gerçeklik duygusunu yaratmak çok önemliymiş. “Askerleri acemi birliğine aldık. Telefonlar, televizyonlar ve modern hayatın hiçbir konforu yoktu. Aralarında ortak bir amaç oluştu. Hepsinin aynı acıyı hissettiği bir takım ruhu egzersiziydi. Sonunda gerçekten hayatlarını değiştiren bir deneyim yaşamış oldular.”

Adepo, eğitimin beş eski yabancıyı birbirine bağlı bir ekibe döndürdüğünü söylüyor.
“Overlord Operasyonu askerler arasındaki beraberliğe de değiniyor. O yüzden acemi birliği bizim için çok önemliydi. Bana göre çok gerekliydi. Geldiğimizde kimse ne beklediğini bilmiyordu. Çavuş Farnsworth, karşılaşacağımız şeyler konusunda çok iç karartıcıydı. Açıkçası genel olarak çok acımasızdı ve sanırım çoğumuz dehşete kapıldık. Sonunda zordu. Karmaşıktı. Stresliydi. Ama kesinlikle gerekliydi ve beyaz perdede de görülüyor.”

Deneyimsiz asker Jacob Rosenfeld’i canlandıran Dominic Applewhite de acemi birliğini zorlayıcı olduğu kadar faydalı da bulmuş. “Bizi bir minibüse koydular ve Buckinghamshire’da bir yere götürdüler. Çekim yaptığımız yerden kilometrelerce uzaktaydı. Hiçbirimizin nerede olduğumuz hakkında bir fikri yoktu.”
Genç oyuncu, acımasız eğitmenin odak noktası olacağından bihabermiş. “Kendisine Efendi Sarge dememiz gerekiyordu. Ben çok şaşırmıştım çünkü beni diğerlerinden ayrı tutmuştu. Role daha kısa bir süre önce seçilmiştim ve neredeyse hiçbir şey bilmiyordum. Sert olmaya çalıştım ama beni hemen fark etti. “Seni görebiliyorum Applewhite! Korktuğunu görebiliyorum! Ama seni çok büyük bir pisliğe dönüştüreceğim!” diye bağırıyordu.”

Overlord’un silah uzmanı şefi Sam Dormer’a göre bu ekstra dikkat karşılığını çok iyi vermiş. “Dominic bizi gerçekten çok etkiledi. Epey ürkek bir şekilde geldi. Ama daha biz istemeden silahları temizler hale geldi. Ateş ediyor, duvarların arkasında siper alıyor, tutuklukları hemen gideriyor, şarjörleri değiştiriyor ve tekrar ateş ediyordu. Komik bir şekilde kadrodaki en heyecanlı oyunculardan en özgüvenli oyunculardan birine dönüştü.”



Aksiyona Atlamak


C-47 askeri nakliye uçağında geçen filmin şaşırtıcı açılış sahnesini çekmeye geldiğinde zorlu acemi birliğinin faydalı olduğu görülmüş. Muhteşem özel efektler ve kusursuz zorlu sahnelerle dolu olan bu yetenek gösterisi, Overlord Operasyonu’nun teknoloji harikası sahnesini meydana getirmiş.

Cohen şunları söylüyor; “Senaryo gelişirken hep aynı kalan bir şey vardı. Uçaktaki açılış sahnesi. Atlayışlarından önce bütün karakterleri tanıdığınız bu sahne Billy Ray’in orijinal taslağındaki mihenk taşıydı. Çok heyecanlı, insanı hissedilir bir şekilde filmin içine çeken bir sahne.”

Ukalaca konuşan Tibbet rolündeki renkli performansıyla oyuncu John Magaro, Overlord Operasyonu’nun en komik sahnelerinden bazılarını yaratıyor. Franswoth’un eğitiminin filmin havadaki açılış sahnesi için etkili olduğunu söylüyor. “Acemi birliği bizi o atlayış sahnesine çok iyi hazırladı. Muhteşem bir uçak iskeleti hazırladılar ve bütün çocukları oradan dışarı attılar. Çok sıkışık bir alan ve çekim yapmak çok zor. Ama acemi birliği sayesinde hepimiz dişlerimizi sıktık ve hep birlikte başardık.”

Avery gerçeklik duygusunu biraz artırmak için seti hareketli bir platforma kurmakta ısrar etmiş. “C-47’nin iç kısmını ve dışının bir bölümünü inşa ettik ve bir yalpa çemberinin üzerine koyduk. Böylece aşağı yukarı, yanlara hareket ettirebildik ve istediğimiz yöne doğru sarsabildik. Oyunculara beslenebilecekleri somut bir şey verdi.”

Adepo’ya göre tehlikeli sahnelerin, efektlerin, son teknoloji kamera çalışmasının birleşimi atlayış sahnesini unutmayacağı bir deneyime dönüştürmüş.
“C-47 seti muhteşemdi. Bir uçağın birebir kopyasında olmak, bütün ekipmanların ve ağır paraşütlerin olması yapımın en rahatsızlık veren yanlarından biriydi. Ama bana doğrudan o askerlerin yaşadıklarını hissettirdi. Başarmak için kendimi toplamam gereken bir şey olduğunu biliyordum ama beyaz perdede harika görünüyor.”

Abrams’a göre C-47 sahnesinin kurgusu tamamlanmış halini görmek heyecan vericiymiş. “Film için yapmasını umduğum etkiyi yaptı. Sizi içine alıyor ve o zavallı çocukların yaşamak zorunda kaldıklarını hissettiriyor. Julius’un çekiminin etkileyiciliğiyle, özellikle de uçağın pike yaparak düşüyor olması gerçekten dikkat çekici.”



Savaşın Rengi


Yapımcılar, Avery’nin kameradaki kışkırtıcı görüntülerinin her detayını yakalamak için çok yetenekli iki görüntü yönetmenine güvenmiş. Yapım öncesinde ve çekimin ilk bölümünde yer alan Fabian Wagner’a ve 4 hafta sonra Wagner ailesinden rahatsızlanan birine yardım etmek zorunda kalarak ayrıldığında gelen Laurie Rose’a.

Avery ve Wagner, Overlord Operasyonu için modern savaş filmlerinde ortak özellik haline gelen yumuşak renklerdense göz alıcı renkleri düşünmüşler.
Yönetmen şunları söylüyor; “Bugünlerde çok gördüğümüz desatüre savaş sinemasından kaçınmak istedik. Onun yerine canlı ve zengin renklere yöneldik.”
Wagner’a göre görüntülerin canlılığını artırmak başından beri Avery’nin gündemindeymiş. “Julius’la konuştuğumuz ilk şeylerden biriydi. Özellikle de bu senaryo daha renkli bir savaş görünümü vermek için kusursuzdu.”

Film yapımcıları da modern kamera lenslerinden kaçınarak, daha eski lenslere yönelmeyi seçmişler. Avery şöyle anlatıyor; “Eski anamorfik lenslerle çekmeye karar verdik. Çünkü yeni camın keskinliğini ve canlılığını istemiyorduk. Filmin gerçekten eskide geçtiğini hissettiren daha yumuşak bir şey istiyorduk.”

Overlord Operasyonu, detaylı görsel efektleriyle görüntü yönetmenlerinin bu tür malzemenin sunduğu benzersiz zorluklarla başa çıkacak deneyimde olmasını gerektiriyormuş.
“Game of Thrones,” Justice League ve Victor Frankenstein gibi başarılı işlerde görüntü yönetmenliği yapan Wagner şunları söylüyor; “Gerçekten çok zor ama çok seviyorum. Şahsen kamerada mümkün olduğunca çok efekt yapmaya çalışıyorum. Çünkü hem oyunculara hem de daha sonra görüntüleri güçlendirmeye hazır olduklarında görsel efekt sanatçılarına yardımı olduğunu düşünüyorum.”

Açılıştaki atlayış sahnesinin bugüne kadarki en favori sahnelerinden biri olduğunu düşünen görüntü yönetmeni sahneyi hazırlamak için Avery’yle birlikte özenle çalışmış.
“Hep çok etkileyici ve nefes kesici olmasını istedik. Ne zaman konuşsak sahneyi geliştirecek yeni şeyler ürettik. Yaratıcı ve teknik olarak filmin en zor yanıydı.”

Avery, görüntü yönetmeninin istediği görüntüye ulaşmak için sinematik referanslar kullanmış. “Julius, referans olarak son derece başarılı olan Apocalypse Now’ı verdi. Bugüne kadar çekilmiş en etkileyici savaş sahnelerini içeriyor. Ayrıca bana filmin muhteşem yapım tasarımcısı Jon Henson’ın konsept sanatını içeren detaylı bir kitap verdi. Filme kısa yoldan bir giriş sundu.”

Rose’a göre Overlord Operasyonu’nda filmin yaklaşık olarak yarısında aksiyondan korkuya geçiş sinematik yaklaşımda da aynı şekilde bir değişim gerektirmiş.
“Filmin o noktasında çok fazla endüstriyel ışık eklemeye başladık. Özellikle de o ana kadar gördüğümüz düşük voltajlı, Fransız köyü iç mekanlarıyla tam bir zıtlık içinde olan yeraltı laboratuvarlarında.”

Yönetmen Ben Wheatley’nin övgüler alan İngiliz korku filmi Kill List’teki ilk çalışmasından bu yana Rose, izleyicileri kamerayla korkutmak konusunda uzmanlaşmış. Bu yeteneği Overlord Operasyonu’nda da çok işe yaramış. “Bu projede yer almak gerçekten heyecan verici. Her departmanda muhteşem bir ekiple çalıştım. Bad Robot’taki ekipten sonsuz destek aldım. Herkes anlattığımız bu çılgın hikaye için çok istekliydi.”



Öldürmek İçin Giyinmek 


Oyunculara belli bir döneme ait ordu üniformaları giydirme görevini üç kez Oscar adayı olan Anna B. Sheppard, başarıyla yürütmüş.
Band of Brothers, Schindler’s List ve Inglourious Basterds’daki çalışmaları 2. Dünya Savaşı kostüm tasarımının en gelişmiş halini sunuyor.
Avery şunları söylüyor; “Anna, dünyanın en iyi dönem kostümü tasarımcısı. Bütün üniformaların gerçek ve yaşanmışlık hissi vermesi gerekiyordu. Bu yüzden de ben her dikişin, her detayın üzerine titrerken o da yanımda durdu.”

Sheppard’ın sanatkarlığı, Fransız sivil kostümlerine de yansımış. Tamamen elde dikilen kıyafetler olabildiğince gerçekçi olmak üzere tasarlamış.
Tasarımcı şunları söylüyor; “Örneğin, Chloe’nin elbisesi için çeşitli kumaş desenleri yaptık, sonra boyayıp eskittik. Böylece film boyunca hikayesinin gelişimine uydular. Chloe’nin giydiği gibi bir kostüm yaratmak çok zor. Çünkü film boyunca dayanması ve sonunda hala ilginç olması gerekiyor. Başarılı olması için hırkalar, deri ceket gibi katlar ekledik. Otantik görünmesi için çoraplarını bile ördük.”

Overlord Operasyonu’nun en kötü karakteri ilginç bir şekilde en modern giyinen olmuş. Sheppard şunları söylüyor; “Çok kibar görünüyor ama kalbinde bir katil. Kıyafetlerinin bile bir kamuflaj şekli olduğunu söyleyebilirsiniz.”
Sheppard, Wafner’ın çapkın görünümünü elde etmek için deri ceketini uzatmış. Onun için bir çift çizme tasarlamış ve şapkasını havalı bir şekilde yana yatırmış. Şunları söylüyor; “Genel olarak Alman asker üniformaları çok iyi kesimli ve oldukça seçkin. Bu yüzden Overlord Operasyonu’ndaki Nazi üniformaları, Amerikan askerlerinin kıyafetlerine göre daha zarif ve oldukça seçkin.”



Canavarlar A.Ş.


Bad Robot, izleyicilere son 10 yılın en unutulmaz canavarlarından bazılarını tanıştırmıştır. Aralarında Cloverfield’deki öfkeli büyük yaratık, Super 8’teki yıkıcı uzaylı ve Fringe dizisindeki mutant koleksiyonu yer alıyor. Ama o yaratıkların en korkunçlarına bakacak olursak Overlord Operasyonu Abrams ve efekt ustalarından oluşan ekibinin bugüne kadar hayal ettiği en rahatsız edici yaratıklarmış.

Abrams şunları söylüyor; “Nasıl görünmeleri gerektiği konusunda bitmeyen konuşmalar yaptık. Overlord Operasyonu’ndaki en beğendiğim şeylerden biri de garip bir ucube, yeraltındalarken kahramanlarımızın peşine düşüyor. Olağanüstü bir şekilde tasarlandı, çok güzel sergilendi ve son derece dehşet verici.”

Abrams’a göre bu canlı kabusun, öncelikle uygulamalı özel efektlerle yaratılmış olması sadece korku unsurunu artırmış. “Bu daha sonra bilgisayarda eklediğimiz bir yaratık değil. Fiziki olarak var ve gerçek. Overlord Operasyonu’ndaki korku unsurlarının sevdiğim yanı da bu. Protez, performans ve güçlendirmek için biraz bilgisayar efekti kombinasyonu kullanarak hayata geçmelerini izlemek muhteşemdi."

Protez tasarımcısı Tristan Versluis, yönetmenin aklındaki görüntüye tam olarak ulaşmak için Avery’yle birlikte çalışmış.
Versluis şunları söylüyor; “Filmdeki yaratıklardan konuşarak haftalar geçirdik ve doğru görüntüyü bulmak için çok sayıda farklı tasarım yaptık. Görsel referanslarımız çok farklıydı. Açıktaki kasların üstünde transparan deri ve kaslar düşündük. Kemiklerin nasıl kırılabileceğini ve sonra yeniden oluşabileceğini konuştuk. İlham almak için her yere gittik. Bunlara çok sayıda gerçek hayattaki tıbbi durumlar ve çeşitli hayvanlar da dahil."




Avery, özellikle bir durumda ilham için merak uyandıran bir obje getirmiş. Versluis şöyle anlatıyor; “Senaryo bir karakterin görünümünü, içersinde çürüyen olarak tarif ediyordu. Bu yüzden cildinin koyu ve kabarcıklı olması gerekiyordu. Julius, bir gün dışarı gitti ve sonra bir dala takılmış olan tuhaf bir tür siyah mantarla geri geldi. Mat siyahtı, kabarcıklıydı ve iğrençti. Bana verdi ve ‘Böyle görünmesini istiyorum!! Dedi. Biz de organik, kabarcıklı cilde referans olarak o mantarı kullandık. Işığın nasıl yansıdığını görmek için birkaç test yaptık.”

Filmin başka bir noktasında Wafner, başından yıkıcı bir kurşun yiyor. Bunun yaratılması için karmaşık bir protez ve dijital efekt kombinasyonu gerekiyor.
Avery şöyle anlatıyor; “Yüzünün yarısı olmayan birinin çizimlerini yaptık ve oldukça iğrenç bir portre ortaya çıktı. O zaman Overlord Operasyonu’nda bazı ciddi sınırları zorladığımızı fark ettim.”

Bu durumda zor olan Asbæk’in performansını engellemeyecek bir efekt tasarlamak olmuş. Versluis şöyle anlatıyor; “Yüzdeki kurşun yarası için oyuncuyu protez altında çok fazla kaybetmek istemedik. Korkunç bir figür olmasını ama tamamen yaratığa dönüşmemesini istedik. Bu yüzden hayal unsurlarından uzaklaştık ve büyük bir baş yarasının katı gerçekliğine geri döndük.”

Nihai görünüme, oyuncunun üst ve alt dişlerine takılan bir diş plağı kullanarak ulaşılmış. Böylece ağzının kenarı da yırtılmış gibi görünüyordu ama konuşmasını etkilememişti. Versluis şunları söylüyor; “Karakterin deformiteleri giderek daha aşırı olurken o efektin de üç farklı aşaması vardı. Son aşama için protezin uygulanması 4 saat sürdü. Neyse ki çok iyi biri ve çok sevmiş gibi görünüyordu.”

Canavarlarla birlikte rol yapmak Adepo için yeni bir deneyim olmuş. “Yaratıkları bizzat görmek şaşırtıcıydı. Tasarımcıların hayal ettiği her şeyin doğruca gerçeğe dönüşmesi gibiydi. Çok ürkütücüler!’ Ama hikayeye kesinlikle hizmet ediyorlar ve izleyiciler gördüklerinde akılları başlarından gidecek.”



Müzikal Sürprizler


Avery’nin Son of a Gun filmin müziğini yapan, Avustralyalı film bestecisi Jed Kurzel, Overlord Operasyonu’nda da yönetmenle yeniden bir araya gelmiş.
Kurzel önceki filmde de olduğu gibi projeye kaba montajı yapıldıktan sonra katılmış. Besteci şunları söylüyor; “Ben genelde Julius’un elinde benim görebileceğim, sabit bir versiyonu olduğunda gelirim. Sonra birlikte üzerinde geçeriz ve onun içgüdülerine, benim ilk tepkilerime dayanan fikirler üretiriz. Overlord Operasyonu’nda Julius’un ne duymak istediği konusunda çok net bir fikri vardı. Çoğu zaman kendimizi aynı yerden gelirken buluyoruz.”

İkilinin ilk konuştuğu konulardan biri de müziği filmin türleri karıştıran sürprizleri vurgulamak için nasıl kullanacakları olmuş. Kurzel şunları söylüyor; “Julius, hikayede bir şeyin doğru olmadığı duygusunu ima etmek istiyordu. Bu yüzden ben de savaş referanslarına biraz uzak durdum. Müziğe rahatsız edici ve vurgulu bir unsur kattım. Zor kısmı, izleyicilere artık Kansas’ta olmadıklarını ne zaman söyleyeceğimize karar vermekti.”

Kurzel, rahatsız edici kaliteye ulaşmak için klasik orkestra öğeleriyle sentetik sesleri ve çarpık enstrümanları bir arada kullanmış. Şunları söylüyor; “Müziğe, doğal enstrümanların yabancı bir şey tarafından tahrip ediliyormuş duygusu vermek istedim. Sentetik sesler bir anlamda kan dolaşımına pompalanmış yapay bir serum gibidir.

Kurzel, Overlord Operasyonu’nun göz alıcı aksiyon setlerini güçlendirmek üzere filmin tehlikeli gerilim sahnelerinde tansiyonu yükseltecek müzikler yaratmış.
“Müzik anlamında gerilime, film müziğini genel seslerin içinde yok ederek ulaşılabilir. Birinin nerede bitip diğerinin nerede başladığını bilmemek son derece sinir bozucudur. Elektronik öğeler eklemek ve tonsal olarak enstrümanlarla oynamak, kullandığımız başka bir etkili yaklaşım oldu.”



Canavarı Serbest Bırakmak


Overlord Operasyonu, tüm dünyadan izleyicileri ele geçirmeye hazırlanıyor. Abrams da yeni bir sinema izleyicisi jenerasyonuna gerilim salacağı için çok heyecanlı. Şunları söylüyor; “Overlord Operasyonu’nda son derece eğlenceli, dehşete düşüren, tuhaf, ürkütücü garip, tatlı ve sonunda tatmin edici bir eğlence trenine biniyorsunuz. Doğru ellerde çok özel olabileceğini biliyordum ve Julius Avery de olağanüstü bir iş çıkardı.”

Cohen de katılıyor. “Bu karakterlere ve hayatta kalmalarına derinden bağlandığınız gerilim dolu bir deneyim. Sizi koltuğunuza mıhlıyor ve sizi daha önce hiç gitmediğiniz bir yere götüren türden bir film.”

Hikayenin korkunç öğelerine rağmen Smith, izleyicilerin filmin aslında ne kadar komik olduğunu keşfettiklerinde hoş bir şekilde şaşırmalarını bekliyor.
Senaryo yazarı şunları söylüyor; “Aksiyonun ve dehşetin ötesinde Overlord Operasyonu’nda aynı zamanda çok fazla kahkaha da var. Mizahı çok gergin bir durumun içine yerleştirdik. Böylece soluklanmak için bir molaya ihtiyacınız olduğunda gerilimi biraz azaltıyor.”

Overlord Operasyonu’ndaki kargaşayı, canavarları ve çılgın bilimi fazla rahatsız edici bulacaklarından endişe eden izleyiciler için Avery’nin yardımcı bir mesajı var; “Görüntülerden korkan biri olursa filmi sonuna kadar izlemeye devam etmeliler. Çünkü filmden yüzlerinde kocaman bir gülümsemeyle çıkacaklarını garanti ediyorum.”