26.4.19

Avengers: Endgame


Thanos tarafından başlatılan ve evrenin yarısını yok edip Avengers üyelerini ayıran vahim olaylar silsilesi, geri kalan Avengers üyelerini, Marvel Stüdyoları'nın yirmi iki filminin görkemli bir sonucu olan Avengers: Endgame filminde son bir kez daha bir araya getiriyor.

Avengers: Endgame filminin yapımcılığını Kevin Feige, yönetmenliğini Anthony ve Joe Russo yapıyor.
Louis D’Esposito, Victoria Alonso, Michael Grillo, Trinh Tran, Jon Favreau ve Stan Lee ise filmin baş yapımcıları.

Filmin senaryosu da Christopher Markus & Stephen McFeely tarafından yazıldı.

Marvel Stüdyoları'nın Avengers: Endgame filmi 25 Nisan Perşembe günü vizyona girdi.

"Kaybettik, hepimiz. Arkadaşlarımızı kaybettik. Ailelerimizi kaybettik. Bir parçamızı kaybettik. Bu hayatımızın savaşı." Steve Rogers / Captain America




Marvel Stüdyoları'ndan Marvel Sinematik Evreni'nin en çok beklenen filmi Avengers: Endgame, Marvel Stüdyoları'nın şimdiye kadar çekilen 22. filmi ve 2018 yılının en çok kazandıran filmi Avengers: Sonsuzluk Savaşı'nda gerçekleşen sarsıcı olayların doruk noktası niteliğindeki sonu.

Avengers filmleri, Marvel Sinematik Evreni’nde 11 yıl süren ve birkaç galaksiyi kapsayan benzersiz bir maceraya sahip. Şimdi “Avengers: Endgame” en yeni film olarak Avengers ve evrenin en güçlü ve ölümcül kötü karakteri Thanos arasındaki en büyük tehlikeleri ve en ölümcül hesaplaşmayı beyaz perdeye taşıyor.

Avengers: Endgame, Avengers ekibinin Thanos'a yenilgisiyle başlar. Thanos, Sonsuzluk Taşları'nın altısını birden topladıktan sonra, insanlık için tasarladığı kötü niyeti hayata geçirir ve dünya nüfusunun yarısını rastgele yok eder, Avengers ekibinden de birçok kişi dâhil. Bu yıkım sonrasında, Avengers ekibinin geri kalanı hayatlarının en zor mücadelesiyle karşı karşıya kalır; ya pes edecekler ya da Thanos'u kesin olarak yenmenin bir yolunu bulacaklar.

Marvel Stüdyoları’nın Avengers: Endgame filmi tüm zamanların en sabırsızlıkla beklenen filmi ve Iron Man rolünde Robert Downey Jr., Captain America rolünde Chris Evans, Bruce Banner rolünde Mark Ruffalo, Thor rolünde Chris Hemsworth, Black Widow rolünde Scarlett Johansson, Hawkeye rolünde Jeremy Renner, Captain Marvel rolünde Brie Larson, Ant-Man rolünde Paul Rudd, War Machine rolünde Don Cheadle, Nebula rolünde Karen Gillan, Okoye rolünde Danai Gurira ve Rocket rolünde Bradley Cooper var.

Gwyneth Paltrow da Pepper Potts rolüyle tekrar karşımızda, ayrıca Happy Hogan rolünde Jon Favreau, Wong rolünde Benedict Wong ve Valkyrie rolünde Tessa Thompson var. Josh Brolin filmin meşhur kötü adamı Thanos ile tekrar karşımızda.




Marvel Stüdyoları’nın “Avengers: Endgame” filminin yönetmenleri Emmy ödüllü Anthony ve Joe Russo, senaryo Christopher Markus & Stephen McFeely'e ait.
Kevin Feige filmin yapımcısı, ayrıca Louis D’Esposito, Victoria Alonso, Michael Grillo, Trinh Tran, Jon Favreau, James Gunn ve Stan Lee ise başyapımcılar.

Yönetmenler Anthony ve Joe Russo’nun yaratıcı ekibinde ayrıca görüntü yönetmeni Trent Opaloch (“Avengers: Sonsuzluk Savaşı,” “Captain America: Kahramanların Savaşı”); yapım tasarımcısı Charles Wood (“Avengers: Sonsuzluk Savaşı,” “Matrix”); kurgu uzmanları Jeffrey Ford, ACE (“Avengers: Sonsuzluk Savaşı,” “Captain America: Kahramanların Savaşı”), ve Matthew Schmidt (“Avengers: Sonsuzluk Savaşı,” “Captain America: Kış Askeri”); üç kez Oscar adayı olan kostüm tasarımcısı Judianna Makovsky (“Avengers: Sonsuzluk Savaşı,” “Captain America: Kahramanların Savaşı”); Oscar adaylığı bulunan görsel efekt uzmanı Dan DeLeeuw (“Avengers: Sonsuzluk Savaşı,” “Captain America: Kahramanların Savaşı”); altı kez Oscar adayı olan özel efekt uzmanı Dan Sudick (“Avengers: Sonsuzluk Savaşı,” “Black Panther”); ve dublör koordinatörü Monique Ganderton (“Avengers: Sonsuzluk Savaşı,” “Sarışın Bomba”).

İlki 1963 yılında yayınlanan Marvel çizgi romanlara dayanan “Avengers: Endgame” beyazperdenin efsanevi maceralarını konu alan serinin devamı; bu filmler sırasıyla  “Iron Man,” “The Incredible Hulk,” “Iron Man 2,” “Thor,” “İlk Yenilmez: Captain America,” “Avengers,” “Iron Man 3,” “Thor: Karanlık Dünya,” “Captain America: Kış Askeri,” “Galaksinin Koruyucuları,”  “Avengers: Ultron Çağı,” “Ant-Man,” “Captain America: Kahramanların Savaşı,” “Doctor Strange,” “Galaksinin Koruyucuları 2,” “Spider Man: Homecoming,” “Thor: Ragnarok,” “Black Panther,” “Ant-Man ve Wasp,” “Avengers: Sonsuzluk Savaşı,” “Captain Marvel” ve 5 Temmuz 2019'da gösterime girecek olan “Spider Man: Evden Uzakta.”


MARVEL SINEMATIK EVRENI:  REKOR BAŞARI

2 Mayıs 2008 tarihinde Marvel Sinematik Evreni “Iron Man” gösterime girmesiyle başladı. Film dünya çapında gişe rekorları kırdı ve yıllarca bir mihenk taşı oldu, böylece Marvel Stüdyoları tüm zamanların en çok kazandıran filmlerini çeken bir imparatorluk kurdu.

Film gösterime girdiğinden beri geçen 11 yıl içinde, Marvel Stüdyoları 1 milyar dolardan fazla hasılat yapan altı film gösterime soktu, 21 filmin hepsi birden dünya çapında 19 milyar dolardan fazla gişe hasılatı yaptı. Marvel Sinematik Evreni filmleri yıllar geçtikçe önemli başarı elde etti, ve 2019 yılında Marvel Stüdyoları “Avengers: Sonsuzluk Savaşı” ve “Black Panther” ile Oscar adayı oldu, “Black Panther” en iyi film dalında aday olan ilk süper kahraman filmi oldu ve en iyi kostüm tasarımı, en iyi yapım tasarımı ve en iyi film müziği dallarında Oscar kazandı.

2018 Nisan ayı sonlarında, “Avengers: Sonsuzluk Savaşı” 620 milyon dolar ile en iyi açılış rekorunu kırarak gişeleri alt üst etti. Film, eleştirmenler ve hayranlar tarafından çok beğenildi, tüm zamanların en çok hasılat yapan süper kahraman filmi dahil birçok gişe hasılatı rekoru kırdı, 2 milyar dolardan fazla hasılatla dördüncü en yüsek kar eden film olma yolunda. Filmin son sahnesi Mart 2019'da MSE’nin ilk kadın Süper Kahraman filmi “Captain Marvel”in çıkışını hazırladı. Film, açılış haftasında 455 milyon dolar hasılatla dünya çapında birinci oldu ve dünya çapında 1 milyar dolardan fazla gişe hasılatı yapan 7. Marvel filmi olma yolunda.

Şubat 2018'de, Marvel Stüdyoları’nın “Black Panther” filmi, finansal başarı yanında büyük bir kültürel olay oldu, 202 milyon dolarla tüm zamanların en iyi açılış haftasına sahip beşinci filmi olma rekoru kırdı. Film, dünya çapında 1.2 milyon dolardan fazla gişe hasılatı yaptı.

Marvel Stüdyoları eş başkanı ve başyapımcısı Louis D’Esposito'ya göre, MSE'nin sürekli başarısının bir parçası da akıcılığı ve kültürel görüşü değiştirebilme yetisi, ayrıca filmlerinin çeşitliliğiyle ve yaşadığımız dünyanın doğasıyla uyuşan karakter ve hikayelerle dolu olması.

“Marvel'de, biz her zaman filmlerimizde genel seyirci profilinin kendilerini özdeşleştirebileceği ve bağdaştırabileceği karakterler kullanmaya çalıştık,” diyor Louis D’Esposito. “Filmlerimizde güçlü kadın karakterler oldu, ‘Iron Man 2’ filminde Black Widow ile başladı ve ‘Ajan Carter’ başrolünde kadın olan ilk süper kahraman dizimizdi. ‘Ant-Man ve Wasp’ filminde ortak paylaşım vardı, şimdi de gişedeki muhteşem başarısıyla ‘Captain Marvel,’ süper kahraman filmlerinde kadın başrolünün finansal getirisi olmayacağı tezini sonsuza dek çürüttü.”




D’Esposito şöyle devam ediyor, “Kadınlar, erkekler, siyahîler, tüm ırklar, tüm inanç ve dinlerle ilgili filmler çekebiliyorsak bunu yapacağız. Dünya çok çeşitli, ve toplumu gerçek hayattaki gibi sergileyen filmler yapmak için uğraşıyoruz. İnsanlar böyle filmlere gelmekten hoşlanıyor. Bunu ‘Black Panther’ ile kanıtladık. O engelleri aşmak bizi çok tatmin etti. Bu bize heyecan verdi, gelecekte farklı geçmişlere sahip süper kahramanları işleyeceğiz. ‘Sonsuzluk Savaşı’ ve ‘Endgame’ ile Marvel Sinematik Evreni'nde ne kadar çeşitli ve geniş bir karakter yelpazesi olduğunu görüyorsunuz. Herkes için biri vardır ve hepsi birbirine bağlıdır.”

“Marvel Stüdyoları'ndaki her şey gibi, yayıncılık alanındaki yol haritası da aynı” diye ekliyor Kevin Feige. “Marvel Yayıncılık'ın sekseninci yıldönümünü kutlamasının bir nedeni var, çünkü hikayeler gelişiyor ve değişiyor. Ve bu hikayelerle karakterler de değişiyor ve yıllar geçtikçe ustaca değiştiriliyor.”

Son olarak, Feige 2000 yılında Marvel'e katıldığından beri filmlere ve genel olarak şirkete yol gösterirken en çok neyden keyif aldığını anlatıyor “Bu hayalimdeki işti. Sanki yirmi olmamış da çok kısa bir süre geçmiş gibi, çünkü bu karakterleri hayata geçirmek çok eğlenceli, ayrıca Stan Lee, Steve Ditko ve Jack Kirby ve bu karakterleri yaratan ekiple çalışmak da öyle."

“Ama sonuçta iş insanlara kalıyor, Marvel Stüdyoları'ndaki ekibimiz, bir araya getirilen oyuncular, birlikte çalıştığımız film yapımcıları ve yapım ekibi; bu işi daha da eğlenceli kıldı. Bu çapta filmlerin bir baskı oluşturduğu şüphesiz, ama önemli olan harika insanlarla çalışmak, seyirciye eşsiz bir şey sunma ve o seyircinin beklentilerini aşma amacını paylaşan insanlarla,” diye bağlıyor Feige.


YÖNETMENLER: ÖNCÜLÜK EDIYORLAR

Son on yılın en başarılı ve saygıdeğer yönetmenlerinden ikisi, Anthony ve Joe Russo dördüncü Marvel Sinematik Evreni filmiyle ve ikinci “Avengers” filmiyle dümene geçiyor. Yönetmenlerin ilk Marvel Stüdyoları filmi “Captain America: Kış Askeri” MSE'nin ufkunu açtı. Filmin 70'ler politik-korku tarzı ve ilkel aksiyonu Steve Rogers'ı yeniden tanımladı, hayran ve eleştirmenlerin zevki doğrultusunda seri modern dünyaya taşındı, MSE'nin yönü ve tarzı sonsuza dek değişti.

“Captain America: Kahramanların Savaşı” ve “Avengers: Sonsuzluk Savaşı,” sürekli rekor kıran ticari başarıları ve aldıkları pozitif yorumların ardından, yapımcılar ve oyuncular Russo kardeşlerin neden hikaye odaklı gişe bombası filmler yaratma konusunda başarılı olduğunu anlatıyor; derinlemesine incelenen karakterlerin, duygu ve mizahla karışık nefes kesici aksiyon sahnelerin, seyircileri koltuğa mıhlayan heyecanların sahnelendiği filmler.

“Anthony ve Joe Russo gerçek birer vizyoner,” diyor Kevin Feige. “Kusursuz bir zevke sahip cesur yönetmenler ve seyircinin bu tür filmlerden beklediklerini vermek için sınırları zorlamaktan korkmuyorlar. Bunu ‘Kahramanların Savaşı’nda gördünüz. ‘Kış Askeri’nde gördünüz, kesinlikle ‘Sonsuzluk Savaşı’nda gördünüz ve şimdi ‘Endgame’ başyapıtları olacak.”

Devam ediyor ve ekliyor, “Onlar, son derece riskli yollarla seyircinin beklentilerini nasıl karşılayacaklarını ve yıkacaklarını bilen sanatçı hikaye anlatıcıları. ‘Sonsuzluk Savaşı’nın sonunda kahramanları o şekilde kaybedecek öngörü ve vizyona sahipler ve bu kültürel bir olayı ateşledi.”

“Joe ve Anthony ile ‘Captain America: Kış Askeri’nden beri çalışma ayrıcalığına sahibim ve ‘Kahramanların Savaşı’nda da devam ettim” diyor başyapımcı Trinh Tran. “Bu iki ‘Avengers’ filmini çekmek için doğmuşlar, bu karakteri çok seviyorlar ve çok iyi tanıyorlar. Yaptıkları işte çok tutkulular ve MSE'yi gerçekten çok seviyorlar, bu da beyaz perdede görülüyor. ‘Endgame’ Marvel Stüdyoları'nın çektiği en büyük yapım, ama Russo kardeşler bütün karakterleri derinlemesine anlıyor ve filmi duygu, mizah ve ustaca hikaye anlatıcılığıyla işliyorlar. Bu işte ustalar, aşırı yetenekliler ve bu kusursuz ve birbirine bağlı hikayede tüm bu karakterleri ve olayları bir araya getirmekte üstlerine yok.”

Filmin oyuncuları için, Russo kardeşlerle çalışmak olumlu bir deneyimdi. Chris Evans “Anthony ve Joe Russo gerçek birer sinema hastası ve filmler hakkında çok şey biliyorlar. Yönetmenlik tarzları bu bilgiye bağlı çünkü başka yönetmenlerde hiç görmediğim şekilde başka şeylere başvurabiliyorlar," diyor.

“Sahnede ne vermek istedikerini hemen anlarsınız. Ayrıca inanılmaz canayakınlar, ve bu sete de yansıyor, bu da herkese açık ve işbirlikçi bir ekip çalışması ortamında hissettiriyor,” diye ekliyor Evans.

“Bu karakterlere çok yatırım yapmışlar ve bu kadar çok karakterin olaylar örgüsünü yönetip takip edebilecek nasıl bir zihin gücüne sahipler bilmiyorum,” diyor Marvel Stüdyoları’nın “Galaksinin Koruyucuları” filminde Nebula'yı oynayan Karen Gillan. “Hikaye konusunda çok işbirlikçiler ve karakterlerden çok keyif aldıkları için derinlemesine dalmaktan hoşlanıyorlar. Bu filmde onlardan çok var çünkü Russo kardeşler buna imkan veriyor ve aktörlerle birlikte onları şekillendirmek için zaman harcıyorlar.”

Yönetmenler Anthony ve Joe Russo için, yapımcı Kevin Feige ile çalışmak paha biçilmez bir fırsat ve deneyim. “Kevin harika biri. Çok önemli bir yapımcı, irade gücüyle hikaye anlatıcılığını evrensel boyutta yeniden yarattı,” diyor Joe Russo. 


‘SONSUZLUK SAVAŞI’: SONUN BAŞLANGICI

Dünya çapında seyirciler 10 yıl süren bu yapımcılık macerasını kucaklamaya hazır, “Avengers: Sonsuzluk Savaşı”nın yakaladığı tüm zamanların en iyi açılışı ile zirveye ulaşmıştı. Senarist Stephen McFeely için, elde edilen gişe rakamları Marvel Sinematik Evreni'nde yıllar süren yoğun çalışmaları taçlandırıyor.

“Kariyerimin en ilgi çekici parçasıydı ve önemli bir başarıydı” diyor McFeely. “Bir an tıkandım ve çok duygulandım sonra da yatak odamda dans ettim. O haftasonu farklı sinemalara gidip seyircilerle birlikte izledik ve sinemadan çıkarken seyircilerin filmden alıntılar yaparak konuşması çok hoşuma gitti. Herkes filmden ve filmin sonundan bahsettikçe filmin kültürel görüşün bir parçası olduğunu görmek olağanüstü bir deneyimdi.”

Sonu hakkında…

Russo kardeşler “Avengers: Sonsuzluk Savaşı” sonunda alışılmadık bir yol seçti, şaşırtıcı bir andı. Başyapımcı Louis D’Esposito şöyle anlatıyor: “Bu tür filmlerde, neredeyse süper kahramanların yarısının ve evrendeki tüm canlıların yarısının öldüğü kadar çarpıcı şekilde kötü adamın kazandığı ne kadar sık görülüyor? Çok emin değildik, seyirci tepki gösterebilir diye düşündük. Karmaşık bir durumdu, çünkü bazıları hem çok sevdi hem de nefret etti. Ama nasıl hissettikleri bir yana, ama ortak paydası herkesin bundan duygusal olarak çok etkilenmesiydi. Çok farklı bir yöne gittik. Kötü adam kazandı. Kahramanlar öldü. Peki, şimdi ne olacak?”

“Biri bana ‘Sonsuzluk Savaşı’nın prömiyeri ile ilgili bir şey anlattı, seyirciler filmin sonunda ağlamış, önce şöyle hissetmiş ‘Neden beni utandırıyorlar?’ Sonra etrafına bakmış ve herkesin ağladığını görmüş” diye ekliyor Kevin Feige. “Bir film sever olarak ben de biliyordum, duygusal olarak etkilenince hikayenin seni içine çektiği gerçeğini kabul ediyorsun. Duyduğuma göre filmin sonuna çok üzülen çocuklara ve kişilere insanlar devam filmi olduğunu hatırlatıyormuş. Hayranlarımız ve sinemaseverler için harika bir filmdi. Verilen tepki herkesin bu karakterlere nasıl bağlandığını gösteriyordu ve bu alabileceğimiz en güzel iltifattı.”

Yapımcılar için, hangi karakterin öleceğine karar vermek kolay bir iş değildi, başyapımcı Trinh Tran şöyle anlatıyor. “Kimin ayrılacağını seçerken çok dikkatli olmamız gerektiğini biliyorduk,” diyor Tran. “Özenli bir seçim oldu ama kaç filmdir bizimle birlikte olan karakterler için bu kararı vermek biraz da korkutucuydu.”

Tran devam ediyor, “Marvel ilk defa kötü adamın kazandığı bir film yapıyordu ve farklı bir şey yapmak heyecan vericiydi aslında. Kahramanlarımızın yenilmesi hem buruk hem bunaltıcıydı, ama bir yandan da kimsenin beklemediği büyük bir değişiklikti. Herkes çok üzüldü ama aynı zamanda bunu yaptığımıza memnun oldular ve keyif aldılar.”

Oyuncular için de “Avengers: Sonsuzluk Savaşı” filminin prömiyerini izlemek çok eğlenceliydi ve Marvel Sinematik Evreni'nin en beklenen filmi için ortam hazırladı.




“‘Sonsuzluk Savaşı’ filminin son sekiz dakikası belki de MSE tarihinin en iyi sekiz dakikası,” diyor Robert Downey Jr. “Farklı senaryolarda yer alan karakterleri izlemek çok eğlenceliydi. Çok keyif aldım.”

“Kültürel olarak bu kadar güçlü olması akıllara durgunluk vericiydi,” diye ekliyor Mark Ruffalo. “Connecticut'ta küçük bir sinemada oğlum ve arkadaşlarıyla birlikte izledim. Bir filmden sonra hiç böyle bir tepki görmemiştim. İnsanlar avaz avaz bağırıyordu. Çocuğun biri tişörtünü çıkarıp koltuğa çıktı ve bağırmaya başladı ‘Saçmalık bu!’ Herkes sonunun ne anlama geldiğini anlamaya çalışıyordu. İnsanlar ağlıyordu. Çok içtendi, bunun bir parçası olmak şahane bir şeydi çünkü hayranları bu kadar etkileyen bir şeyin parçası olmak herkese kısmet olmaz.”

Scarlett Johansson için, sonu sevse de kendisi ve oyuncu arkadaşları için oldukça dramatikti. “Sinemada hissedilen üzüntü sette de hissedildi,” diyor oyuncu. “Sinemada seyredince, ağırlığını ve önemini anlıyorsun, sadece hikayenin değil, ama hayatlarımız açısından bu bölümün önemini de.”

Yönetmen Anthony Russo için bu çok riskli bir ödüldü. “Film için büyük bir kumar olduğunu biliyorduk ve zor bir son oldu,” diyor Russo. “Kendimizi şaşırtmaya devam etmek, karakterleri seyircinin beklemediği yerlere itmek zor kararlar vermek zorunda olduğumuzu biliyorduk ve hikaye için gözümüzü karartmalıydık. İzleyicilerin bunu anlayabileceğinden emin değildik. Neyse ki, izleyiciler, umduğumuz sonun değerini ve anlamını buldu. Bir açıdan, bizim için şaşırtıcıydı, çünkü istediğimiz gibi tepki göreceğinden emin olamazdık, ama başka bir açıdan, herkesin bizimle aynı tepkiyi vermesi şaşırtıcı değildi.”

Hayranlar için filmin sonunda ufak bir umut parıltısı bulunabilirdi, Captain Marvel'ın “Avengers: Endgame” filminde Avengers ekibine katılması için kapı açılmıştı ve kaygıları bir süre ertelenmiş oldu. “Filmi ilk izletmeye başladığımızda, son jenerik videoları yoktu ve sindirmesi zordu,” diyor Louis D’Esposito. “Thanos'un yenilgisinden ve sebep olduğu yıkımdan sonra Avengers için hiç umut olmadan sinemadan ayrılmak çok ağırdı. ‘Captain Marvel’ filminin devam filmi olması için de iyi bir fırsattı ve herkesi ‘Endgame’ için hazırladı”


‘ENDGAME’: SONU DA MACERANIN BIR PARÇASI

Seyirci, sevdikleri Marvel Sinematik Evreni karakterlerinin yarısının yok olduğunu anlamakla meşgulken, yapımcılar yeni Avengers filmi “Avengers: Endgame” için hazırlıklara başlamıştı bile. Başlangıcında, yapımcılar iki filmin ve hikayelerinin birbirinden farklı olmasına karar verdi.

“Çok uzun bir film çekip ikiye bölmemeye daha önceden karar vermiştik,” diyor Feige. “Kendi hikayeleri olan iki farklı film çekecektik, o yüzden film tarihlerini açıklarken "bölüm bir" ve "bölüm iki" demedik. Seyirciye iki filmle, iki farklı deneyim yaşatmak istedik.”

Feige şöyle açıklıyor, “Buna, Thanos'un kazandığı kendi içinde bir hikaye olarak baktık, o yüzden filmin son sahnelerinde Avengers yok ve Captain America ‘Aman Tanrım’ diyor. Filmin son sahnesinde Thanos amacına ulaşmış bir şekilde cehenneme gider. Bu tamamen Thanos’un hikayesi.”

“Kevin Feige bu iki filmin birbirinden farklı olması konusunda çok kararlıydı,” diyor başyapımcı Trinh Tran. “Bence de öyle çünkü çizgi roman hikayelerini herkes bilmiyor ve hiçbir zaman birebir çizgi romanları film yapmıyoruz. Bir hikaye anlatıp yarısında kesmek yerine, ‘Sonsuzluk Savaşı’ ve ‘Endgame’ için birbiriyle bağlantılı ama aynı zamanda birbirinden bağımsız olsunlar istedik. ‘Sonsuzluk Savaşı’ çok hızlı, kapkaç tarzı bir filmdi, duygular yoğun, sonu trajik. ‘Endgame’ filminde ise, bambaşka olsun istedik.”

İki film için de iki belirleyici başlangıç ve son olsa da, yapımcılar için en zoru “Avengers: Endgame” filmini “Avengers: Sonsuzluk Savaşı” filminden aylar önce geliştirip çekmeye başlamaları gerekiyordu.

“Normalde, bir filmi tamamladıktan ve onu iyice sindirmemizin ardından bir sonraki filme odaklanırdık,” diye açıklıyor Anthony Russo. “Bu çok, çok farklıydı. İki filmi neredeyse aynı zamanda tasarlamak zorunda kaldık. Her ne kadar iki farklı filmmiş gibi düşünsek de, büyük resme bakınca kafamızda birbirinin devamı iki film vardı tabii. Bütün MSE filmleri zaten birbiriyle bağlantılı ve bize göre ‘Kış Askeri’nden sonra ‘Kahramanların Savaşı’ bir devam filmi ve o da ‘Sonsuzluk Savaşı’na bağlı”

Şöyle devam ediyor “İki filmi aynı anda geliştirmek zorlu bir süreçti ve zor bir görevdi. Ancak Marvel'de sahip olduğumuz deneyimli ekip bunu başarabilirdi, çünkü hikayeler çok karmaşık ve çok büyük bir yapım, iki filmi aynı anda çıkarmak için tıkır tıkır çalışan bir makine olması gerekiyordu.”

Joe Russo için, seyircinin ne tepki göstereceği en zorlayıcı konuydu. “Bizim için en zor olan  ‘Sonsuzluk Savaşı’na izleyenlerin ne tepki gösterdiğini görecek zamanımız yoktu, çünkü zaten ‘Endgame’ filminin yüzde doksanı çekilmişti” diyor Joe Russo. “Hikayede nasıl düzeltmeler yapabileceğimizi gösterse de, biz o bakış açısına sahip olana kadar tamamen oluşmuştu. Beklemediğimiz tek şey insanların ne kadar çok etkileneceğiydi.”




Devam ediyor, “Hiç unutamadığım bir anı, ilk gösterimden sonraki soru cevap bölümüydü. Gözleri yaşlarla dolu on yaşında bir çocuk Spider-Man'i neden öldürdünüz diye sordu. Bu tepki sadece on yaşındakilere özgü değildi, o yüzden ‘Endgame’ filminin MSE'de hiçbir filmde olmayan riskleri vardı.”

“Avengers: Endgame” filminin senaryosunu yazmak Christopher Markus ve Stephen McFeely'nin tecrübeli ellerine düşmüştü, Marvel Stüdyoları ve Russo kardeşlerle uzun yıllardır çalışmaları, senaryo ve hikayeyi oluşturmalarında yardımı oldu.

“Geçen dört yıldır bu iki film üstünde çalışıyoruz,” diyor Kevin Feige. “Biz ‘Kahramanların Savaşı’nı çekerken Christopher Markus, Stephen McFeely, Joe Russo, Anthony Russo ve Trinh Tran; Atlanta'da bir konferans odasında bu iki filmi tartışıyordu. ‘Kahramanların Savaşı’ vizyona girene kadar, yıl boyunca devam ettiler ve ‘Sonsuzluk Savaşı’ yapımına başlandı. O zaman, o odadaki yaratıcı ekip sayesinde Marvel Stüdyoları'ndaki en eğlenceli günlerimi geçirdim; çünkü bizim için çok emek harcayan kişilerle sürekli olarak, geçmiş yirmi filmi konuştuk. Christopher ve Stephen, ilk ‘Captain America’ filmine döndü; Joe ve Anthony Russo ikinci ‘Captain America’ filmine döndü. Onlar bu hikayeleri seviyorlar ve risk almaktan korkmuyorlar.”

“Markus ve McFeely ile yıllar süren deneyimlerimiz çok değerli,” diyor Anthony Russo. “Yıllardır çalan ve sonunda akordu tutturan bir müzik grubu gibiyiz, artık birbirimizle yeni fikirleri çok daha rahat paylaşıp şekillendirebiliyoruz. Bu birlikte çalışmanın anahtarı. Hepimiz bu karakterler ve hikayelerle yıllarca çalıştık. Bütün bu tarih ‘Endgame’ ile sona eriyor. Yıllarca çeşitli filmler için yaptığımız tüm yaratıcı işler ve çalışmalar sayesinde bu hikayede yaşadığımız uyumu yakaladık. 2012 yılından beri süregelen yaratıcı süreç ve keşif maratonunun bir sonucu bu.”

“Markus ve McFeely, filmlerimizin dördünde inanılmaz katkıları oldu ve Marvel Sinematik Evreni'nde herkesten çok film yazdılar” diye ekliyor Joe Russo. “Karakterlerle ilgili ansiklopedik bilgiye sahipler. MSE'e de filmlerle ilerledikçe, yönetmen olarak görevin gittikçe artar. Şöyle bir söz vardır büyük resmi görmek için on iki bin metreye uçmalısın ve biz ‘Endgame’ filmine geldiğimizde yirmi bir bin metredeydik ve büyük resme odaklanmak için inanılmaz iyi bir yapım ekibine sahip olmalısınız. Markus ve McFeely dışında yetenekli ekibimizle birlikte, büyük resme odaklanmayı başardık ve Marvel Sinematik Evreni'nin her tarafından bilgi aldık.”




Senarist Stephen McFeely için, hikaye oluşturma sürecinde yıllardır çalıştıkları Russo kardeşlerin işbirliği vazgeçilmezdi. “Joe ve Anthony harika insanlar,” diyor McFeely. “Keyif aldığımız farklı yönleri var. Joe pilli tavşan gibi durmak bilmiyor, sürekli yeni bir fikri var. Anthony daha metodik ve karar verirken çok düşünüyor. Toplantılarımızda, konuşma Joe'nun bir taraftan ittirmesi ve diğer taraftan Anthony'nin direnmesiyle ilerliyordu. Chris Markus ve ben de daha farklıydık, Chris daha çok Anthony gibiydi, ben de daha çok Joe, ama sonuçta en iyi fikir kazanıyordu, kimin olursa olsun. Daima bir sürü fikrimiz vardı, ama önemli olan ne yapmak istediğimizdi ve 2012'de tanıştığımızdan beri de böyle devam etti.”

“Avengers: Endgame” başlangıç noktasını ve hikayeyi belirlemek için senarist Christopher Markus'un belirli bir hedefi vardı. “‘Sonsuzluk Savaşı’nın sonunu çok önceden biliyorduk ve bu bir avantajdı, bu ‘Endgame’ filmine gelişmesi için daha çok alan sağlıyordu, çünkü tam olarak bir devam filmi değildi. Sadece sonrasıydı. İki benzer film olsun istemiyorduk ve iki filmin hikayesi şekillenince ‘Endgame’ yapı ve ton olarak çok farklı olduğu açıkça görüldü.”

Senarist şöyle devam ediyor “‘Sonsuzluk Savaşı’ daha çok bir Thanos filmi. Onun çevresinde ve filmin sonundaki başarısıyla şekilleniyor. ‘Endgame’ filminde yine Avengers ile karşılaşıyor, daha derinlerine iniyoruz, bakış açılarını ve sonrasında duygularıyla nasıl baş ettiklerini görüyoruz. Yapısal olarak ‘Endgame’ daha dolambaçlı, daha felsefik demek istemiyorum ama filmde onları rahat bırakmayan Thanos tehdidinden daha bağımsızlar, o yüzden daha rahat nefes alıyorlar denebilir.”

Canlıların yarısı yok olunca, Thanos görevini tamamladı ve beklenmeyeni yaptı, ama bedelini de ödedi. “Thanos'un toplu katliam yapmasına mantıklı bir neden bulmak istedik,” diyor Joe Russo. “Ama duygusal bir tarafı da olmalıydı. ‘Sonsuzluk Savaşı’ filmi onu kahraman olarak ele alıyor aslında ve kahramanlar istediklerini elde etmek için sınavlardan geçmek ve fedakarlıklar yapmak zorundadır. İstediğini elde etmek için evrende sevdiği tek kişiyi, Gamora'yı öldürmesi gerekince, herkes kötü biri olduğunu bilse de, kendi kızını öldürmek zorunda kalmasına herkes üzülür. Onun için üzülüyorsunuz. O yüzden üst düzey bir kötü oldu zaten. Çünkü o, kötü olduğunu düşünmüyor.”

 “Avengers: Endgame” filminde, yok olmayan Avengers ekibinin geri kalanı büyük bir umutsuzluk içinde ve bu yenilgiyle baş etmeye çalışıyor. “Thanos istediğini başardı, bu yüzden ‘Sonsuzluk Savaşı'nın devamı varmış gibi düşünmüyoruz,” diyor Kevin Feige. “Filmin sonunda Thanos bir gezegende oturup, şaşırtıcı derecede huzurlu çevresine bakar. Başarmıştır ve başarısından memnundur. Geri kalan Avengers ekibini dert etmiyor bence veya bu konuda bir şey yapma şansları olduğunu sanmıyor.”

“‘Sonsuzluk Savaşı’ filminin sonunda belirli karakterleri hayatta bıraktık çünkü bu filmde orijinal Avengers ekibinin olanlarla mücadele etmesini istedik,” diye ekliyor Trinh Tran. “Bunlar orijinal Avengers ekibi ve on yıldır bizimle beraberler, Thanos'un onlara yaptıklarından sonra ruh hallerini gözler önüne sermek istedik.”

 “Avengers: Endgame” başlayınca, hâlâ dünyada olan geri kalan Avengers ekibi tekrar bir araya gelir, neler yaşadıklarını anlamaya çalışırlar. “Avengers ekibinin olanlarda mantık araması mümkün değil, bu öyle bir durum ki bu karakterleri değerli kılan, süper güçleri, kararlılıkları, azimleri, her şey boş ve olanlar için hiçbir şey yapamazlar,” diye açıklıyor Christopher Markus. “Yani bu karakterleri işlemek için harika bir yer. Bir hikayeye başlamak içn en doğru yer karakterleri hiç görmediğimiz şekilde keşfediyoruz.”

“Bence geriye kalan bütün karakterler ‘Sonsuzluk Savaşı’ filminin sonunda olanlarla farklı şekilde mücadele ediyor,” diye belirtiyor Kevin Feige. “Hepsi bir şekilde travmalara alışık, ama hiçbiri tek bir düşman tarafından böyle bir hezimet yaşamaya alışık değil. Bu yüzden geriye kalanlarla bir araya gelip dünya için neler yapabileceklerine karar vermeliler.”


OYUNCULAR: SON DiRENiŞi ÜSTLENENLER

Geri kalan Avenger’lar yerleşkede tekrar bir araya gelirken, Tony Stark’ın (Robert Downey Jr.) Titan’da halletmesi gereken kendi meseleleri var ve uzun süredir gölgelerde belli belirsiz ortaya çıkan bir yıkım görüntüsüyle boğuşuyor.

“Tony Stark ilk Avengers filminden bu yana korkunç bir olay için endişeleniyor” diyor Kevin Feige. Sonsuzluk Savaşı’nda travma sonrası stres bozukluğu yaşıyordu. Age of Ultron’da dünyanın çevresini bir zırhla kuşatmaktan bahsediyordu. Bu da ne yazık ki onu Ultron’u yaratmaya kadar götürdü. Tony Stark bir fütürist. Geleceğe hazırlanıyor. Başkalarının görmediklerini görüyor. O korkunç bir şeyin oluşunu gördü ve Thanos’u durdurmak için hiçbir şey yapamadı. Bu da onun için çok yıkıcı bir olay.

“Her şey mahvolduktan sonra Tony hala Titan’da, bu yüzden durum onun için sadece eve gidip gidemeyeceği ve nasıl gideceğiyle ilgili bir hale geliyor” diyor Robert Downey Jr. “Tony için son travma The Avengers’da portal açılınca geliyor. Thanos tarafından hezimete uğratılması çok büyük bir darbeydi. Ki bu Peter Parker’ın onun ellerinde toza dönüşmesiyle sonuçlandı. Çok samimi birisi olmamasına rağmen bu çocuk için deli oluyor ve Spider-Man: Homecoming’le Sonsuzluk Savaşı’nda yaşadığı zorlu deneyimi takdir ediyor.”

Downey ekliyor; “Birisi sizin akıl hocası ya da onu aydınlatan bir figür olduğunuza inanıyorsa, eninde sonunda öyle bir konumda olursunuz ve bu iyi bir şey olabilir çünkü bu sizin daha iyi birisi olmaya çabalamanızı sağlayabilir. Tony’nin reaksiyonunda bir sürü düşünce ve bir şeyi değiştirmeye çalışma riskini göze almak istememe var çünkü o bunu başarabilen şanslı insanlardan birisiydi. Yıkımın sonunda bir şekilde bir çözüm bulma zorunluluğu hissediyor.”

“Tony Stark, Marvel Sinematik Evreni’ndeki en karmaşık karakter” diyor Joe Russo. “Bence bunun nedeni, en kusurlu karakter olması. Bu da bize göre onu çok ilginç kılıyor. İnsan olan ve bunu yapmak zorunda kaldığımız karmaşık seçimlerle ifade eden karakterleri seviyoruz.”

Avengers: Endgame’in çekimlerinde görüşlerini paylaşan Downey şunları söylüyor; “Güvenli bir kum havuzunda oynamak zorunlu, özellikle de arka arkaya filmler çekerken. İki filmin de her anından büyük keyif aldım. Birlikte onca yıl çalıştıktan sonra sanırım hepimiz ne kadar şanslı olduğumuzu ve bulunduğumuz konumda olmaktan, 10 küsur yıldır bu deneyimi ve desteği ortaklaşa bir şekilde yaşayabilmiş olmaktan dolayı minnettar hissettik.”

Tony uzayda dünyaya dönmenin bir yolunu ararken, Steve Rogers (Chris Evans) Avengers yerleşkesindeki işleri yürütüyor ve olayları kavrayıp anlam vermeye çalışıyor.

 “Bu filmin başında bir sürü yıkılmış insan görüyoruz” diyor Chris Evans. “Bu Marvel’in harika yaptığı bir şey. Bizi resmen yerle bir ettiler, sadece gerçek anlamıyla değil, manevi ve duygusal olarak da. İşin iyi yanı, dağıldıktan sonra insanları tekrar toparlamak her zaman daha kolaydır ama elinizde çok fazla kusurlu insan var. Steve hala Civil War’ın bir sonucu olarak her şeye sırtını dönmüş durumda ama Thanos hamlesini yaptıktan ve tüm o insanları kaybettikten sonra, hızlı bir şekilde iyimserliği yeniden başlatmaya ve bir şekilde ayakta kalmak için kendisinden daha önemli eğilimlere olan bağlılığı yeniden keşfetmeye çalışıyor. Yoksa öylece pes etmek çok kolay ama bu onun doğasında yok. Bence bunun sadece muhtemel en kötü sonuçla karşılaşınca nasıl hala lider olacağı meselesi olduğunu biliyor.”




Anthony Russo şöyle aktarıyor; “Captain America karakteriyle çalışmaya başladığımız zamandan tek bir şey var, o da çok dişli bir karakter olması. Ahlaki yapısı çok güçlü ve onun savunmasız yanlarını bulmak için çok uğraşmak zorundasınız. Savunmasız yerine ulaşmak için onu fena hırpalamanız gerek. Dolayısıyla bu filmde gerçekten savunmasız olduğu yerden başlamak harikaydı.”

 “Captain America karakterine çok şey kattık” diye ekliyor Joe Russo. “Bir arkadaş ve iş arkadaşı olarak Chris’e duygusal olarak çok şey kattık. Arkamıza yaslanıp oturmak ve yolculuğa karakterin yaşadığı perspektiften bakmak çok gururlu bir andı çünkü bence Tony, Marvel Sinematik Evreni’ndeki en karmaşık karakterlerden birisi ve Captain America’nın çok ilginç bir karakter gelişim süreci var. ‘The Winter Soldier’ Marvel Sinematik Evreni için sadece bir mihenk taşı değildi, aynı zamanda filmlerin ruhunu değiştirdi ve Marvel Sinematik Evreni’ni parçalamaya başladı. Bu yüzden Steve Rogers kendi kimliğini sorgulamaya başlamak ve ona kimliğini veren ülkeye karşı gelmek durumunda kaldı. Bu gerçekten de çok zengin bir tema ve bana göre Steve en derin temayı kendisiyle birlikte taşıyor.”

 “Steve Rogers’ın Marvel Sinematik Evreni’ndeki yolculuğu inanılmazdı” diye ekliyor Kevin Feige. Bir Captain America filmi çektiğimizi ilk duyurduğumuzda çok fazla şüphe oluşmuştu ve bu iş sadece Amerikalılara hitap edebilir ya da bu çok aşırı milliyetçi bir karakter olabilir diye düşünülmüştü. Neyse ki Chris Evans kendi bölümünü oynamayı kabul etti ve bu ikonu detaylandırarak somutlaştırdı. Onu hem bu asil mitolojik simge, hem de bu son derece hümanist üç boyutlu karakter haline getirdi.”

Feige şöyle devam ediyor; “Captain America’nın Sonsuzluk Savaşı’da unutulmaz anları vardı ama sonunda bazı karakterlerin arka planında kaldı. Endgame’de en önlerde. Bu bizim için heyecan vericiydi çünkü hayranları Captain America’yı son filmde daha çok görmek istediklerini söylemişlerdi.”

Steve Rogers’ın aksine, Thor (Chris Hemsworth) en unutulmaz dönüşlerden birini Sonsuzluk Savaşı’nda yaşadı. “Thor son filmde diğerlerine oranla en iyi karakter gelişim süreçlerinden birini yaşadı çünkü Nidavellir’e doğru bir yolculuğa çıktı ve ilk kez Koruyucular’la karşılaştı, bu yüzden bunu görmek çok ilginçti” diyor uygulayıcı yapımcı Trinh Tran. “Thor’un Stormbreaker’la Wakanda’ya inişi en güzel anlardan biri. Yanında da Groot ve Rocket var ve Thanos’u öldürmeye hazır. Bir şans yakalıyor ama başarısız oluyor ve bunun sonuçları onun için ağır oluyor. Yıkılmış durumda. Halkını hayal kırıklığına uğrattığını düşünüyor. Kendisi de hayal kırıklığına uğradı ve Thanos’u yenemeyip evreni gerçekten kurtarmakta başarısız oldu.”




Chris Hemsworth’e göre, yıllarca bu karakteri canlandırmak ona kendi oyunculuk alanını genişletme fırsatı sağlamış. “Thor: Ragnarok’da Thor en çılgın halinde. Sonsuzluk Savaşı’nda Thor, en iyi ve en cesur halinde ve Endgame’de Thor muhtemelen en kötü halinde” diyor Hemsworth. “Zihinsel, duygusal ve fiziksel, Thor her açıdan dağılmış durumda. Kaybolmuş ve kararsız. Dolayısıyla bu yepyeni bir yolculuk ve bana sanki tamamen farklı bir karakteri canlandırıyormuşum gibi geldi. Kendimi daha öncekilerden daha özgür hissettim çünkü bu noktada hiç kural yoktu. Bu, yüksek beklentileri karşılamak için müthiş bir fırsattı ve eğer bu karakter bana 2-3 yıl önce verilmiş olsaydı sanırım fena çuvallardım. İnsan olarak ve oyuncu olarak gelişimim açısından mükemmel bir zamanda gerçekleşti. Daha önce hiç bakmadığım ilginç şeylerden faydalanabildim. Ve bu harikaydı. Çok hoşuma gitti.”

“Thor’u ve bu filmde nasıl ilerleyeceğini düşünmeye başladığımızda çok büyük bir kayıp yaşamış olmasını göz önünde bulundurduk” diye açıklıyor Joe Russo. “Diğer karakterlerden çok daha fazla. Sonuçta Asgard yerle bir edilmiş ve artık Thanos’a kaybetmenin acısını çekmek zorunda. Bize bu ilham verdi, böyle iki yıkıcı kayıp yaşamış bir kişi yoluna nasıl devam ederdi? Herkesten daha büyük bir acı yaşıyor. Bunu nasıl sindirecek? Hala taşıdığı bu gerilim ve içindeki ışık, film boyunca heyecan verici bir şekilde büyüyor ve muhtemelen Joe’yla benim için filmin en eğlenceli kısmı da bu.”

Chris Hemsworth gibi , Scarlett Johansson da yıllar içinde, Black Widow’un 2010 yılında ilk kez  Iron Man 2’de ortaya çıktığı dönemden bu yana karakterini büyütebildi. “’Iron Man 2’yi çekerken hayranların ve izleyicilerin karaktere getirdiğim yorumu kabul edip etmeyeceklerini bilmiyordum” diyor Johansson. “Gidebileceğim bir sürü farklı dramatik yön olduğunu biliyordum ama bu sadece karaktere giriş açısından bir fikirdi ve karakterize etme işi üstünde gerçekten çalışmam ve karakterin geçmiş hikayesinin derinliğini onun gerçeği olmasını istediğimiz şekliyle geliştirmem ilk Avengers filmiyle oldu.”

“Black Widow’un gelişim sürecini The Winter Soldier’dan Endgame’e kadar kolaylıkla takip edebiliyorsunuz” diyor Anthony Russo. “O izole bir karakter ve bir sürü güven sorunu var. Captain America ona güvenip güvenemeyeceğini bilmiyor, bu yüzden o aslında ailenin bir parçası değil. Çünkü ona kendisinden başkasına güvenmek diye bir şey öğretilmemiş. Dünyaya bakış açısı şüpheci ve alaycı ve gerçeğin göreceli olduğunu söylüyor. Bu filmler boyunca büyürken, Steve Rogers ona bazı şeyler öğretiyor ve o da ona bazı şeyler öğretiyor ve Black Widow güvenmeyi öğreniyor. The Winter Soldier’da Avengers’ın onun ailesi olduğunu fark etmeye başlıyor. Ve Civil War’da ailesini korumak için bir seçim yapıyor ve yanlış seçim yapmış olabileceğini ve ailenin kendini yok etmemesi için bırakmak zorunda olabileceğini fark ediyor. Ve Endgame’de her şeyi geri getirmek istiyor çünkü bunun hayatında daha önce hiç hissetmediği en güçlü duygusal bağ olduğunu hissediyor.”




Yönetmen Joe Russo’ya göre karakter, Steve Rogers ve ekip için her zaman dengeleyici bir güç olmuş. “Bence Natasha ortalama süper kahraman anlayışından biraz farklı. Onda diğer karakterlere göre farklı türde bir ahlaki pusula var” diye açıklıyor Joe Russo. “Dünyada karanlıkla aydınlık arasında bir denge olduğunu ve iki uçta da dengeyi sağlamak için fedakarlıkta bulunmak gerektiğini anlıyor. Ve bu bazı karakterlerin gerçekten kabullenmek isteyeceği bir gerçeklik olmayabilir ama Steve Rogers’la çalışmak için onunla aynı zihniyette olmak zorunda olduğunu düşünmüyorum. O sadece dünyaya farklı bir pencereden bakıyor ve olayları hiç kişisel almıyor. Meseleleri çok stratejik bir şekilde düşünüyor. Son derece pragmatik biri.”

Johansson’a göre karakterinin sistemli doğası filmin yapısına çok iyi uyuyor. “Bu filmde karakterler için yansıtacak çok fazla alan var” diyor Johansson. “Aldığımız kararların arkasında yatan nedenleri görüyorsunuz ve hikayeyle birlikte ilerlerken, olması gereken yerlere eklenmiş böyle anlamlı anlara sahip olmak, bu tür açısında sıra dışı bir durum. Bu bana göre eşi benzeri görülmemiş bir kurgu ve hikaye anlatımı başarısı.”

Louis D’Esposito için karakterin gizli doğası her zaman ilginç bulduğu bir şeydir. “Black Widow hakkında her zaman biraz gizem vardı çünkü onun hangi tarafta yer aldığını asla tam olarak söyleyemezsiniz.”

Scarlett’ın Black Widow tasviri onunla Iron Man 2’de ilk tanıştığımız zamandan beri oldukça değişti diyor Feige. “Joss’ın Avengers’ta karakterle yapmayı başardığı şey, karakterin iç çatışması ve kırmızı odada travmatik geçmişinin üstünden gelişi ve ajanlık oyununda pek de gurur duymadığı şekillerde çalışması harikaydı. Sonsuzluk Savaşı’da onu kendinden çok daha güçlü kötü adamlara karşı dururken ve pes etmezken görüyorsunuz ve bence bu tüm Avengers’ın ortak noktası olan bir şey. ‘End Game’ de onunla tanıştığımızda ise işler parçaları toplamak ve her şeyi kaybetmiş gibi görünürken bile yoluna devam etmekle ilgili ve bunun karakterin üstünde bıraktığı etkiler filmin başlangıcının odak noktası durumunda.




Johansson için son 10 yılda karakterleri tekrar ziyaret etme fırsatına sahip olmak çok sevindirici. “Sevdiğim bir karaktere geri dönmeye devam etmek ve geçtiğimiz 11 yıldır Marvel Cinematic Universe’ün bir parçası olmak benim için harika bir fırsat oldu,” diyor Johansson.
“Pek çok açıdan kendimi ve kendi gelişimimi ve kendim karşılaştığım güçlükleri yansıtan bir karakterin katmanlarını bu kadar uzun zaman boyunca soyma fırsatı nadir yakalanır. Bir oyuncu olarak bu deneyimi yaşayabilmiş olmak gerçekten inanılmaz bir armağan gibi hissettiriyor.”

Sonra da devam ediyor, “Bu filmde setin etrafa sık sık bakındık ve orijinal tayfa tekrar bir araya gelmiş gibi hissettik. Yolculuğun başlangıcını ve hep birlikte yaşadığımız onca farklı deneyimi sık sık andık. Hepimiz geçtiğimiz 10 yılda kariyerlerimizde ve kişisel hayatımızda bir sürü değişiklik yaşadık. “Avengers” filmleri her zaman bayramlarda eve dönmek ve aileni tekrar bir arada görüp onlarla kaldığın yerden devam etmek gibi hissettirdi. Birlikte o kadar çok vakit geçirdik ve o kadar çok şey yaşadık ki hepimiz birbirimizle çok yakınız ve bu halimiz filme de pek çok açıdan yansıyor.”

Johansson’ın bu değerlendirmelerine Bruce Banner rolüne geri dönen Mark Ruffalo da katılıyor. “Gerçekten bu filmleri çekerken en çok keyif aldığım kısmı insanlar” diyor Ruffalo.
“Bir oyuncunun esas yolculuğu biraz hovardalık gibidir. Kısa sürelidir. Yalnızsınızdır. İnsanları pek sık görmezsiniz.  Ama bu tamamen farklı bir deneyim oldu. Birlikte bu güzel aileyi oluşturduk. Aslında bu konuda duygusalım. Hepimiz sanki birlikte büyüdük gibi ve bu harika deneyimi birlikte yaşadık. Kendi ailemizi kurduk, evlendik ya da boşandık ve bunca zamanın ortak noktası her biri oldukça farklı kişilikleri, farklı bir geçmişi ve farklı ilgi alanları olan bu insanların arasında geri dönmek oldu. Ekranda gördüğünüz kadar Avengers gibiyiz, çünkü birbirimizden pek çok konuda çok farklıyız ama bir araya geldiğimizde tek bir organizmayız.”

Ruffalo yıllar boyunca aynı karaktere tekrar dönmekten neden keyif aldığını şöyle açıklıyor. “Oyuncu olmamın bir nedeni de bu işin her zaman değişmesi ve böylece aynı şeyi tekrar tekrar yapmak zorunda kalmamamdır.” Diyor. “Neyse ki Banner bu çılgın gidişata sahip. İnsanlar yıllar geçerken büyüyor ve aynı zamanda karakterlerinde büyümesi bence çok harika bir şey.”

Ruffalo şöyle devam ediyor, “Bilimi çocuklara havalı bir şey olarak gösteren bir karakteri oynamak da harika. Bu filmlerin kültür üzerine olan etkisi inanılmaz. Bunlar iyi adamlar ve iyilik için savaşıyorlar. Bilimi kullanıyorlar, mantığı kullanıyorlar ve zekiler. Gençlerin bilime ilgi duymasını sağlamak harika.”




“Sonsuzluk Savaşı’nda” da gördüğümüz Banner bizim için çok heyecan vericiydi ve canlandırması da Mark için heyecan vericiydi çünkü diğer filmlerde gördüğümüz Banner’dan oldukça farklıydı.” Diyor Kevin Feige. “İlginçti çünkü iki kere kaybetmişti. Filmin başında Hulk Thanos’a karşı kaybediyor ve sonda da Hulkbuster halindeki Banner, Thanos’a karşı tekrar kaybediyor. Karakterin bununla nasıl başa çıktığını, nasıl tepkiler verdiğini ve ayaklarının üstünde tekrar durduğunu görmek harika.”

“Avengers: Sonsuzluk Savaşı”nda yer almadıktan sonra Avengers takımına geri dönen keskin nişancı Hawkeye, tam bir karakter dönüşümü yaşamış. Oyuncu Jeremy Renner karakteri filmin başında nerede bulduğumuzu açıklıyor.

“Thanos’a kaybetmelerinin ardından, Avengers çok ilginç değişiklikler ve kaymalar yaşadı,” diyor Renner. “Clint’i oldukça güzel çekilmiş Tokyo’daki büyük kavgada görüyoruz, bunun sonunda da karakter açığa çıkıyor. Black Widow tarafından karşılanıyor, destansı ama yine de çok samimi, incelikli, acı verici ve güzel. Ve evet, aynı zamanda da belalı. Karakterin çok havalı ve kendine özgü bir tekrar sunumu. Bunca zaman boyunca Clint’e neler olduğunu merak ediyorsanız bunu çabucak açıklıyor ve ardından hikayeye devam ediyor.”

Thanos parmaklarını şaklattı ve tüm karakterlerimizin kaderini geri alınamaz bir şekilde değiştirdi,” diyor Joe Russo. “Seyirciyi rahatsız edici bir yere itmek ve feci bir hayat kaybı söz konusu olduğunda bu karakterlere ne olacağını düşünmek istedik. Duygusal ve psikolojik olarak nasıl tepkiler verirlerdi?”

Renner için, karakterinin tamamıyla yeni bir yanını oynamak büyük bir zevkti. “Gerçekten heyecan vericiydi ve uzun zamandır bir nevi hayalini kurduğum bir şeydi. Bu filmde diğerlerine oranla çok fazla fiziksel zorluklar ve daha da fazla duygusal zorluklar vardı. Bence karakter için şimdiye kadar olan bu yolculuğu sonlandırmanın harika bir yoluydu, sınırlarını aşmış, büyümüş ve ekiple ilişkiler kurmuştu.

Oyuncu karakterinin Black Widow ile yakın ilişkisi ve uzun geçmişleri hakkında konuşmaya devam ediyor. “Hikayesi ve Black Widow ile geçmişi arasında büyük bir bağlantı var,” diyor Renner. “Endgame” de derinleşmeye devam ediyor ki bu da çok harika bir şey çünkü ilişkileri bir nevi bu noktada başlıyor. Hawkeye/Widow ilişkisi, Clint için Avengers arasındaki en önemli ilişki. Clint’te genel olarak çok insanlık var. Çünkü ayağı yere basan tarzda biri ve herhangi bir süper gücü de yok. Sadece çok güçlü bir iradesi ve iyi becerileri var. Black Widow ile de sonunda ifade edilen bir ilişkileri var ve bu da çok güzel.




Marvel Cinematic Universe’ün orijinal üyelerinden biri, James “Rhodey” Rhodes (Don Cheadle) Avengers’ın önemli bir parçası oldu. Cheadle karakterin yıllar içindeki gelişiminden nasıl keyif aldığını anlatıyor. “Oyuncular olarak, bazen karakterlerimizi yapma fırsatı bulduğundan daha fazlasını yaparken görmek isteriz; ama sanırım “Endgame” de Rhodey’nin pek çok farklı boyutunu görüyoruz,” diye açıklıyor Cheadle. “Bu filmde denemelerin ve sıkıntıların ve yaşadığı her şeyin içinden duygusal ve fiziksel olarak ayağa kalkışını açıkça görebiliyorsunuz. Gerçekten hoş bir karakter hikayesi yaratıyor ve çok eğlenceli oldu.”

Yıllar boyunca bir başka sevilen MCU karakteri de, Tony Stark için kalp ve ruh olan Pepper Potts. Gwyneth Paltrow, “Iron Man” den beri karakterin geçirdiği değişimi anlatıyor. “Pepper ve ben pek çok açıdan oldukça benzer yolculuklar yaşadık,” diyor Paltrow. “İlk Iron Man'de hayatında çok daha farklı bir noktadaydı. Filmlerin gidişatı boyunca o da bir lider olarak kendini buldu. Bazı açılardan ben ona yetiştim, bazı açılardan da o bana yetişti. Pepper benim için çok önemlidir. On yıldan uzun süredir hayatımda olan en uzun süreli karakterim. Bence inanılmaz biri. Gerçekten Pepper’ı çok seviyorum.”

İzleyiciyi çok derinden etkileyen karakterin bir başka yönü de, Pepper Potts ve Tony Stark arasındaki 10 yıllık ekran ilişkisi. “Bence en tatlı şeylerden biri, ilişkilerinin yıllar boyunca filmlerde nasıl geliştiği,” diyor Anthony Russo. “Birlikte inanılmaz bir yolculuk yaşadılar, hem kişisel olarak hem de romantik partnerler olarak. Onları yıllar boyunca büyürken ve değişirken görmek izleyici için seyretmesi en heyecan verici şey. Ekrandaki karakterleri hayatın içinde birlikte yaşarken görmek izleyici için nadir olan bir şeydir. Tanışma fırsatından ilişkilerindeki zorlukların üstesinden gelmeye, “Endgame” de gittiğimiz yere kadar. Bu iki karakterle inanılmaz bir hayat hikayesi takip ediyoruz.

“Robert sette olsak da olmasak da benim hayatımın diğer başrol oyuncusu,” diyor Paltrow. “Ayrıca çok şaşırtıcı, ne yapacağını asla bilemezsiniz. Günü çok eğlenceli ve hareketli hale getirebilir. Onunla çalışmak inanılmaz. Çok fazla doğaçlama yaptığımız ilk “Iron Man” filmini düşünüyorum. Her şeyi hemen oracıkta yaptı. Bana doğaçlama konusunda çok şey öğretti. O çok özgün ve zeki. Onunla çalışmak sizi tetikte tutuyor ve yaratıcı ruhu canlı kılıyor.

“Gwyneth tabii ki bir oyuncu olarak ulusal bir hazine,” diyor Downey. “Pepper’ın çok çalışkan, zeki, havalı ve düşünceli olan bir kendi versiyonunu yarattı. Onun şimdi e-ticaretin kraliçesi olduğunu biliyorum ama aynı zamanda Tony’nin en iyi yanı ve ikili arasındaki dinamikleri bağlantı kurması kolay ve insancıl yapıyor.”




“Rol yaparken birlikte sahip oldukları o çok özel kimyaya güveniyorlar,” diye ekliyor Joe Russo. “İnsanlar için anlamlı hikâyeler yaratmaya çalışırken çok işe yarayan bir şey bu. Robert ve Gwyneth harika oyuncular ve onları filmde birlikte gördüğünüz zaman ortaya çıkan manevi bir kalite var.

Thanos’un yıkımı gerçekleştiğinde Scott Lang (Paul Rudd) bundan etkilenmiyor. Paul Rudd, Ant Man’in Marvel’ın en fesat kötü adamından nasıl kaçındığını anlatıyor. “Sonsuzluk Savaşı” boyunca Scott Land Quantum Realm’de,” diye açıklıyor Rudd. “Yani, oradan çıktığında neler olduğunu öğrenmeye başlıyor. Yardımcı olmak için yapabileceği bir şey olup olmadığını görmek için Natasha ve Captain America'yı aramaya gidiyor. ”

Oyuncu için, ikinci süper kahraman filmi her yönüyle çok hoş bir deneyim olmuş. “Marvel’ın film yapma şekli benim bulunduğum ya da çalıştığım hiçbir yerinkine benzemiyor,” diyor Rudd. “Filmleri yenilikçi ve duygusal yapmak için gerçekten çok çaba sarf ediyorlar. Onların bunu yapma şekilleri farklı ve bu benim güvenmeyi öğrendiğim bir süreç oldu. Tüm bunların arkasındaki makineyi biraz daha anlamışım gibi hissediyorum ve Marvel ile olan ilişkim gelişti. Bu şekilde çalışmak çok heyecan verici.”

Rudd şunu ekliyor “Aynısı diğer Avengers’lar ile olan ilişkim için de söylenebilir. Çünkü Civil War'ı çektiğimiz zaman “Ant Man” i zaten bitirmiştik, ama bu onların arasında olduğum ilk zamandı ve “Ah Tanrım, işte oradalar,” diyordum. Ama Endgame'i çekerken, içeri sızmaya çalışmak yerine bana bir davetiye yollanmış gibi hissettim. Yani güzel bir histi.

Tahanos Avengers’ları yenmeyi başarsa da, Gamora’yı öldürmek zorunda kaldığı için bu pahalıya geldi, ayrıca Nebula (Karen Gillan) ile de arasında daha büyük bir uçurum açtı. Karakterinin “Avengers: Sonsuzluk Savaşı” filmindeki olayların ardında hangi noktada bulunduğunu Gillan şöyle açıklıyor. “Nebula’nın Thanos ile hep çok çalkantılı bir ilişkisi oldu. Çok karışık bir ilişkiydi çünkü kötü bir ilişkiydi. Mutlak öfke, nefret ve küstahlığın bir karışımıydı ama aynı zamanda onu memnun etmek ve onayını almak için de mutlak bir arzunun… Bu çok tuhaf bir duygu karışımı ve o sürekli bununla uğraşıyor ve bence zaman zaman farklı yönlere dağılıyor.

Gillan devam ediyor, “Son filmden çıkan ve Endgame'e başlarken Nebula duygusal olarak pek de iyi bir durumda değil. Kız kardeşiyle yeni yeni bir bağ kurmaya başlamış ki bu da onun hayatı boyunca istediği bir şeydi. Tam her şey başlamak üzereydi ki kız kardeşi Thanos tarafından ondan alındı. O tek gerçek ailesiydi, yani kendini yalnız, tamamen kaybolmuş ve çaresiz hissediyor."

Gillan’a gore, çok fazla uzun saçı ve Nebula’ya dönüşmek için geçmesi gereken makyaj sürecine rağmen bu karakter canlandırmayı en sevdiği karakter olmuş. “Bu karakterin yönlerini birden fazla filmle keşfedip ortaya çıkarmak inanılmaz derecede tatmin edici,” diyor Gillan. “Genellikle böyle bir hikaye bir tane filmde olur. Ama Nebula ile pek çok film bitti ve bu işleri bir oyuncu olarak benim için çok ilginç kılıyor. Çünkü o sürekli değişiyor ve ben de hiç kendimi tekrar ediyormuş gibi hissetmiyorum. Sanki her defasında onunla ilgili yeni bir sey öğreniyoruz. Bence taş gibi soğuk bir karakter olarak başlamıştı. Ve şimdi aslında gerçekte ne kadar savunmasız olduğunu ve hayatında bir aileye sahip olmayı ne kadar istediğini öğreniyoruz.

Russo kardeşler için, Nebula'nın Endgame'de daha büyük bir rol oynaması karakterin gelişiminde mantıklı bir adım gibi görünüyordu. “Filmlerde karakterlere gireceğimiz zaman, ben, Anthony, Markus ve McFeely, her karakterin fotoğrafı bir tahtaya tutturulmuş bir şekilde bir odada oturuyoruz. Kötü karakterin filmde elde etmek istediği şeyi nasıl etkileyebilecekleri hakkında konuşmaya başlıyoruz. Bu aylar süren zorlu bir süreç. Ama Nabula gibi bir karakterle, Thanos’un çocuğu ile uğraşırken, onun ana hikaye ile birleştirmemesi ya da o hikayeyle duygusal bir bağı olmaması mümkün değil.

Nick Fury'nin acil durum çağrısına cevap veren Captain Marvel (Brie Larson), Avengers yerleşkesinde görünüyor. “Sonsuzluk Savaşı”nın en sonunda, filmin sonundaki yazılardan sonra,  Nick Fury’yi daha önce hiç yapmadığı bir şey yaparken buluyoruz. Maria Hill gözünün önünde kaybolurken, o korkmuş ve gergin görünüyor,” diyor Kevin Feige. Sinematik evreni ve çizgi romanı bilen insanlar bunun Captain Marvel’ın logosu olduğunu fark ediyorlar ve bu da Captain Marvel filminin konusu. Biz bu muhteşem kadının yolculuğunu ve nasıl sinema dünyasındaki en güçlü karakter haline geldiğini “Captain Marvel” filminde öğreniyoruz. ”

Film yapımcıları için zor olan şey “Avengers: Endgame” in hikayesini “Captain Marvel”ın tek bir karesi bile çekilmeden önce yazmaları gerekmesiydi. “Black Panther’da ve Civil War’de Spider Man için de benzer bir şey yaptık. Diye açıklıyor Stephen McFeely. “Ama bu defa, onun filmini çekip yayınlamadan once onun için bir şeyler yazıp filme çekmemiz gerekiyordu. Yani onu hem kendi filmimize uymasını sağlamamız, hem aynı zamanda de onların filminde karakteri ve hikayesini yaratacak fırsatı onlara vermemiz gerekiyordu.”

Larson için, Avengers ile tanışmak başlı başına bir maceraydı. “Captain Marvel için hazırlanıyordum ve “Avengers: Endgame’in setine ayak bastığımda her şey bir anda netleşti.” diyor Larson. “Kendimi odaya bakınırken buldum ve filmde yer aldığıma hala inanamıyordum. MCU’daki ilk günümdü ve Avengers ile birlikteydim. Hep beraber bir sahneyi çekiyorduk. ‘Bu dünyanın en büyük sinema şirketi.’ diye düşündüm.


‘ENDGAME’IN YAPILIŞI: SAHNE KURULUMU

Yapım programına çok sayıda pratik mekan dahil olmasına rağmen, filmin yapımının çoğu filmin merkezi yapısı olarak da hizmet eden Pinewood Atlanta Stüdyoları’nda yapıldı.

Joe Russo: “Boyutu ve kapsamı nedeniyle, hem “İnfinity War’un hem de ‘Endgame’in bütün üretimini aynı film stüdyosunda, Pinewood Atlanta Stüdyoları’nda yapmak muazzam bir fırsattı ve bize bir diğeri için hazırlandığımız sırada bir diğer filmi çekme imkanı sağladı” diyor. “Sahneden sahneye geçebilmek, kaçırdığımız veya düzenlediğimiz sırada düzeltmeye ihtiyaç duyduğumuz veya istediğimiz çekimleri yeniden ele almak bakımından ekibimize ve bize akıcılık kazandırmış oldu. Sahnelerin, düzenleme odalarının, yapım ofislerinin ve bütün ekibimizin tek bir çatı altında olması bunun gibi iki filmi peşpeşe yapmanın tek yolu. Başka türlü yaptığımızı hayal edemiyorum. O harika bir tesis ve harika bir ortak.”

“Avangers: Endgame”in ilk sahneleri, “Avengers: Sonsuzluk Savaşı”nın deniz aşırı yapım programı sırasında, deniz aşırı yerde; Birleşik Krallık’ta çekildi. “Avengers: Sonsuzluk Savaşı”nın prodüksiyon programının Edinburg’da tamamlanmasının ardından, yapım ekibi “Avengers: Endgame”in sahnelerini çekmek amacıyla güneye, İskoçya’nın güney kıyısındaki St. Abbs’e ve İngiltere Durham’daki Durham Katedrali’ne gitti.

Joe Russo: “Durham Katedrali, Avrupa’daki en muhteşem katedrallerden biridir” diyor. “O büyüleyici. Fazla CGI kullanmadan sahneye inanılmaz bir boyut kazandırdığı ve katedral ekranın çoğunluğunda görülebildiği için burada çekim yapabildiğimiz için gerçekten çok şanslıyız. Böylece, bu boyuttaki bir mekana girebilmek ve orada icra edebileceklerinizi ve çekebileceklerinizi kavramak bir yönetmen için paha biçilemez, çünkü işinizin hatlarını belirgin hale getiriyor. Aktörler yeşil ekranın önünde çalışmadığı için performanslarına gerçeklik katıyor, elle tutulabilir yapıyor.”

Durham Katedrali’nin başrahibi Andrew Tremlett katedralin arka planından bahsediyor. Tremlett: “İnşası 30 ila 40 yıl sürdü, yani bütün bunlar tek gecede yapılmadı.” diye konuştu. “Durham’ın dikkate değer özelliği, katedralin filmde yer alan ana binasının inşasından itibaren biraz değiştirilmiş olması. El yapımı olan devasa sütunlarının hepsi tamamen orjinal. Mimarinin gotik tarzının karanlık, tehditkar ve çok aydınlık bir niteliği var. Katedralin yapım ekibi tarafından aydınlatılma şekli çok güçlü bir duygu yaratıyor. Burada çalışan herkes ve çocuklarımız çok havalı göründüğünü düşündü.”

Katedralin görünümünü geliştiren yapım tasarımcısı Charles Wood, setin görünümünü tamamlamak için katedralin içine duvarlar ve yapılar inşa etti. Anthony Russo: “Bunun gibi bir alana bakarak, ne kullanıp ne kullanamayacağımıza karar verebilmek için Charles Wood kadar yetenekli birisi şart.” diyor. “Mitolojinin gerçekliğine bir bakıma uygun olmayan mimari detayların hangilerini örteceğine ve var olan yapının üstüne neler ekleyebileceğine karar verdi. Bu çok karmaşık bir süreç.”

Wood: “Katedrale girip de katedralin nasıl bir rol oynayacağını ve filmde neye ihtiyaç duyduğumuza karar vermek biraz göz korkutucuydu.” diyor. “Bir katedrale göre olağan dışı olan Durham’ın bir özelliği de kilise hissiyatından çok, manastır hissiyatı vermesi. Bu nedenle, eklentileri yerleştirebileceğimiz bölgeleri ayırmaya çalıştık.”

Wood şöyle devam ediyor: “Katedralin duvarlarının dokusu çok sofistike ve hepsini incelemek ve yaptığımız işin kusursuz olduğundan emin olmak için çok fazla zaman harcadık. Çünkü böylesine bir mekanda çok fazla tarih var ve işe yaramazsa, yapılan geliştirmeler bariz bir şekilde göze çarpar. Temelde, hem anlamlı hem de yumuşak bir yelpazeye sahip bir ortam yaratmak istedik ve buna uyum sağlayan renkler seçtik. Mekanı doldurmamaya ve yükseltmemeye, onu biraz olsun yumuşatmaya ve ona hoş bir tavır kazandırmaya çalıştık. Bence o, dünyanın en güzel katedrallerinden birisi ve böylesine bir yerde çalışma imkanı bulmak büyük bir ayrıcalık.”




Wood’un setteki çalışmaları öylesine detaylıydı ki katedralle ilişiği bulunan insanlar bile neyin gerçek ve orijinal olup, nelerin olmadığı ayrımına varamadı. Wood ve ekibi yüzey taşlarından kalıplar alarak, taş ustalarının gerekli restorasyonu yapmak için kullandığı teknikleri görmek amacıyla yerel taş duvar ustasının bahçesine gitti. Böylece, seti kurduklarında kalıpların dokusu mekana mükemmel şekilde uyum sağladı.

Joe Russo: “Yapım tasarımcımız Charles Wood, hikaye anlatımı ve ölçek bakımından bu yapıma herkesten çok daha değerli katkıları oldu” diyor. “Çok sayıda farklı yeri, stili, tonu ve evreni bir araya getirme ve onları birleşik bir bütünde harmanlama açısından muhteşem bir iş çıkardı. Bence geniş alana yayılma, kullanılan mekan sayısı ve mekanların eşsizliği bakımından önceden filmlerde sık rastlanmamış bir görünüm yaratılmış olması muhteşem. Gerçekten zekice.”

Yapım tasarımcısı Charles Wood’un ve ekibinin dönüşümden geçirdiği başka bir pratik mekan, Hawkeye’ın dramatik dönüşü için Tokyo’ya dönüştürülen şehir merkezindeki bir caddeydi. Stephen McFeely: “Ronin kılığındaki Hawkeye düzeni sağlama kisvesi altında Japonya’da ortalığı kasıp kavuruyor.” diye açıklıyor. Joe Russo: “Bu, benim hoşuma giden agresif bir sahne, çünkü bence seyircinin çok ilgisini çekecek” diye ekliyor. “Duygunun yoğunluk derecesi çekime başlayana kadar belli değildi ve çoğumuzu çok şaşırttı. Ama bence Clint’in hissettiği acıyı çok iyi betimliyor.”

Sahnenin yoğunluğunu artıran bir öğe de Hawkeye’ın karanlık yüzünü vurgulayan yeni görünümüydü. Kostüm tasarımcısı Judiana Makovsky bu görünümü ve gelişimi şöyle tarif ediyor: “Ronin kostümü kesinlikle çizgi romandan alındı. Ronin duygusunu koruyabilmek açısından Ryan Meinerding’le yakın çalışma yaptım. Bununla birlikte Ronin kostümü aslen kullanıcı dostu değildi, bu yüzden birçok varyasyonu yaratıldı. Ama içeriği asla değişmedi, çünkü korumak istediğimiz çok belirgin bir imaja sahipti.

Makovski şöyle ekliyor: “Filmdeki bütün karakterler arasında Hawkeye, kişilik bakımından en büyük değişimi geçiren karakter ve kostümü bunu yansıtıyor. Altında ise bir bakıma ninja havası taşıyan yepyeni, çok daha basit bir kostüm var. Birden bire ortaya çıkıp dövüştüğü için çok rahat bir kostüm olması şarttı ve bu hiç kolay olmadı. Ekibim tarafından yapılan kostümün yapımı dahiceydi.”

Anthony Russo: “Judianna’na büyük saygı duyuyorum” diyor. “O, Joe’nun ve benim kariyerimiz boyunca karşılaştığımız herkesin üstünde bir yeteneğe ve beceriye sahip. Bu kostümlerin tasarımı ve yapımı inanılmaz derecede zor. Kostümlerin yarattığı fantastik hisle, gerçek dünyada gerçekten giyilebilmeleri arasında denge kurabilmenin farklı yollarını buluyor.” Bu, Joe’nun ve benim bu filmlerde gerçekten takdir ettiğimiz ve yakalamaya gayret ettiğimiz bir denge. Bu, kostümlerin tasarımıyla sonuçlanan inanılmaz derecede eğlenceli ve enerji dolu bir süreç.




Ronin’in tanıtımının enerjisine katkıda bulunan bir diğer öğeyse Charles Wood ve ekibi tarafından yaratılan felaket sonrası Japonyası. Yönetmen Joe Russo, sete ilk kez adım attığında hayran kalmış. Joe Russo: “Charles Wood, setin tasarımı açısından gerçekten kendini aşarak sahnenin yoğunluğunu artırmış oldu.” diyor. “Üst seviye bir detay söz konusu. Orası sadece Tokyo değil, Dünya’da meydana gelen büyük bir felaket sonrasının Tokyo’su. Tokyo’nun benzersiz bir anlatımı. Gerçeklere dayansa da aynı zamanda fantastik dünyayı da kapsıyor ve Charles ve ekibi bu öğeleri çok iyi bir biçimde bir araya getirdi.”

Sahnenin etkisini artıran başka bir öğe ise, yılların dövüş sanatı deneyimini beraberinde getiren Hiroyuki Sanada’ya rol verilmesiydi. Joe Russo: “Kılıç konusunda, Hio kadar başarı elde etmiş birisini o sahneye dahil etmek inanılmaz derecede önemliydi.” diyor. “Ardı ardında çekimler sırasında dünyanın en iyi dublör sanatçılarından birisine ayak uydurabilecek keskin zekaya sahip bir aktörünüz olmadığı taktirde hikayeyi tek bir sahnede anlatmak mümkün değil. Hiro’nun caddede yaptığı dövüşü, bir sürü koreografi eşliğinde, gecenin bir yarısında ve yağmurun altında bir dakikanın biraz üzerinde sürede 10 kez çektik. Her çekimle performansı daha da iyileşti.

Anthony Russo: “Joe ve ben performansa yönelik çalışıyoruz” diyor. “Yani aksiyonu sevmemizin yanısıra, aksiyonu ve duyguyu yaratmaya ve detaylandırmaya çok fazla zaman ayırıyoruz. Aynı zamanda da her oyuncunun beraberinde getirdiği yetenekleri azami seviyeye çıkarıyoruz. Hem duygu, hem de aksiyon bakımından her aktörün yeteneğini açığa çıkarmak bizim görevimiz. Ve sete geldiğimizde, bu yetenekleri hikayeyi anlatma sırasında nasıl kullanabileceğimize bakıyor, seyircinin heyecanını ve yaşadığı çelişkileri artırmayı umuyoruz. Bu, bu filmlerdeki sahneleri gerçekleştirme sürecinin büyük bir parçası.”

“Avengers: Endgame”deki sürükleyici aksiyonları ve savaşları koordine etmek, hikayedeki risklerin büyük olduğu göz önüne alındığında kolay bir görev değildi. Bu sorumluluk, Marvel Sinema Evreni’nin uzun süreli değişmez çalışanı Sam Hargrave filmin zorlu ikinci ünite aksiyonunu ve dövüş sahnelerinini yönetme işini devraldığında dublör koordinatorü Monique Ganderton’ın yetenekli ellerine verildi.

Ekip üyelerinin tepkileri Garderton’a ilham vermiş. “Sette hem erkekler hem de kadınlar yanıma gelerek bu işi bir kadının yapmasından dolayı duydukları mutluluğu dile getiriyordu. Bu, orada bulunmaktan ve diğer kadınlara potansiyel olarak yol açmaktan dolayı gururlanmamı sağladı. Aynı zamanda, ekipteki kadınların bunun harika olduğunu ve belki de bir gün bu işi kızlarının yapacağını söylediğini duymak harikaydı. Ama ben kendimi bir kadın dublör koordinatörü olarak düşünmüyorum, çünkü ben sadece işimi yapıyorum.”

Anthony Russo: “Monique’le olan ilişkimiz birkaç film sonrasında gelişti.”  diyor. “Yaratıcı iş arkadaşlarınızı bu sayede tanıyor ve güveniyorsunuz. Zamanla, tercih ettiğiniz çalışma tarzı ve yaratıcılık düzeyinde neyi başarmaya çalıştığınız açısından duyarlılıklarınızda bir simetri oluştuğunu hissetmeye başlıyorsunuz. Monique’le böyle bir deneyim derinliğine sahiptik ve o çok iyi bir dublör koordinatörü. Bu çok zor bir pozisyon çünkü çok sayıda farklı endişeyi dengelemek zorunda kalıyorsunuz.”

Konuyu detaylandırarak şunu ekliyor: “Yönetmenin ne istediğini anlamalı ve dublör sanatçılarının yetenekleri doğrultusunda nasıl koordine olabileceğinizi kavramalısınız. Bu dengeyi kurmak çok zordur çünkü kimi zaman ilk başta uygulamayı istediğimiz şekilde başarılamayacak şeylerin hayalini kurma eğiliminde oluruz. Monique sakin kalmak ve odağını yitirmeden bu fikirleri nasıl gerçeğe dönüştürebileceğini bulabilmek gibi önemli bir beceriye sahip.”


BAŞLANGICA GERİYE DÖNÜŞ: IRON MAN & ROBERT DOWNEY JR.

Marvel Sinema Evreni, 2020’de on ikiye ulaşacak olan dokuz mevcut marka temsilciliğiyle ölçek ve boyut anlamında genişledi. Ama hepsinin çıkış noktası “Iron Man” ve dinamik yıldızı Robert Downey Jr.

Yardımcı yapımcı Lous D’Esposito: “Filmlerimizin oyuncu kadrosuyla büyük gurur duyarız ve muhtemelen yapmış olduğumuz en önemli oyuncu seçimi Robert Downey Jr.’dı.” diyor. “Yetenekli bir aktör olmasının yanısıra, dünyaya bu ikonik rolleri oynayacak kişileri işe alma konusunda ciddi olduğumuzu göstermiş oldu. Rolündeki başarısı Robert Downey Jr.’ın başarılarını görerek, bunu kendilerinin de başarabileceğine inanan diğer bütün büyük aktörlerin evrenimize dahil olmasını sağladı.”

Kevin Feige: “Bu konuda hiç şüphe yok: Robert Downey Jr. olmasaydı, Marvel Sinema Evreni de olmazdı.” diye belirtiyor. “Bu bir gerçek. Robert stüdyoya can vererek, Iron Man’deki uyum ve karaktere kazandırdıkları sayesinde Jon Favreau’yla birlikte stüdyonun kurulmasına yardımcı oldu. Rolü alabilmek için mücadele verdiği sırada, yalnızca karaktere değil, filme kendinden bir şeyler katabileceği ve bu evreni büyük ölçüde genişletebileceğimiz inancını taşıyordu, ki bu o zamanlar boş bir hayaldi. Olaya geniş açıdan bakıp, sinemaya ve seyirciye neler taşıyabileceğini görerek bir süper kahramanın nasıl olabileceğine dair beklentileri aşmayı başardı. Dahası, ikonik bir role soyunan herkes, Robert Downey Jr.’ın Tony Stark’la başarabildiklerinin gölgesinde kalmak durumunda kalacaktı.”

Downey’le çalışan yardımcı oyuncular aktörün Marvel Sinema Evreni’nin tartışmasız bir şekilde “Godfather”ı yapan sebebi açıklıyor. Chris Evans: “Robert Downey Jr.’la sahne önünde ve arkasında harika bir dinamizm yakalamak zor değil” diyor. “O çok cana yakın birisi ve bence bu filmlerin getirdiği ağır sorumluluğun çok iyi farkındaydı. Bir insan başarılı olduğunda hepimizin başarılı olduğunu anlamıştı. Bu yüzden, sadece Avengers filmlerinde değil, kendi bireysel işlerimizde karakterimizin temelini bulabilmemize yardımcı olmak için ekstra çaba sarf etti. Sette olmadığı zamanlarda bile onun desteğini hissedebiliyordum. İlk “Captain America” filmimde bu benim için kritik önem taşıyordu. O filmdeki desteği olmasaydı, birçok zorlukla karşılaşırdım. Onunla tanıştığınızda, onun yüksek enerjisini hissediyorsunuz.” Aktör şöyle devam ediyor: “Yerçekimini beraberinde getiriyor. Bunun sonucunda, ilk zamanlarda daha önce deneyimi bulunsa da öylesine büyük çaplı işlerde yer almamış benim ve Chris Hemsworth gibi bir çok kişiyi sırtına yüklenerek hepimizin aynı yönde yol aldığından emin oldu. Ve bir baktık ki aynı ritmde kürek çeken bir film ekibiyle çalışıyor, hızla yol alıyoruz.”





Chris Hemsworth ekliyor: “Robert gerçek bir lider ve şampiyon gibi önderlik etti. Yaptığımız işle ilgili büyük ölçüde cesaretlendirmeleriyle ve sürekli geri bildirimleriyle her zaman yanımızda oldu. Her zaman gözlemliyor, izliyor ve tek bir detayı bile atlamıyor. “Bu harikaydı ve gerçekten işe yaradı” diyen ilk insan her zaman odur. Bu marka zincirine başladığımda, böylesine bir onaylama sayesinde kendimi klübe dahil olmuş gibi hissettim. Ama 11 yıllık başarının sonrasında bile beni en çok etkileyen şey bu tavrından halen hiçbir şey yitirmemiş olması. Bu marka ve bütün bu karakterlere olan sevgisini ve alçak gönüllüğünü bu şekilde kanıtlamış oldu. Ona verilmiş olanın çok iyi bir şekilde farkında. ‘Endgame’de sahne önünde ve arkasında böylesine fazla zaman geçirebildiğimiz için minnettarım.”

Robert Downey Jr., 11 yılı aşkın süredir ikonik Tony Stark karakterini canlandırırken keyif aldığı öğeleri şöyle ifade ediyor: “İş arkadaşlarımın hatıralarına ve yapım aşamasında sahne önünde ve arkasında paylaştığımız bütün anlara ve günlere  büyük değer veriyorum. Tony’nin mağaradan kaçmasının ardından doğu Sierra dağlarındaki yüksek çöle indiği an hâlâ hatırımda. Çıkan dev bir kum fırtınasının ortasında boynuma kadar kuma gömülmüştüm. O sahneyi çekmek için sadece birkaç dakikamız vardı ve adeta Tanrı bize yardım eli uzattı ve filmdeki o sahneyi çekebildik.” Ve şöyle ekliyor: “Stan Lee’nin Tony Stark’ı temelleri benim neslime dayanan Vietnam karşıtı bir tavırla, ayrıca egzantrik milyarder Howard Hughes’i dikkate alarak yinelemesi inanılmaz havalıydı.”

Son olarak Downey şöyle ekliyor: “Kendi değerlerim bu filmlerin içeriklerini etkiledi ve onlar tarafından etkilendi. Onları kendi seyrime dahil etmeye çalıştım. Ve burada yaklaşık 10 yıldan bahsediyoruz. Hayat fani ve 10 yıl kimi zaman insana bir ömürmüş gibi geliyor.”

‘ENDGAME: SON, YENİ BİR BAŞLANGIÇTIR

Oyuncular ve film yapımcıları için “Avengers: Endgame”in sürecine dahil olmak beraber paylaştıkları büyük bir yolculuktu ve hepsi de hayranlar filmi izleyeceği için çok heyecanlı. Bu hissi en iyi şekilde Robert Downey Jr. şu şekilde açıklıyor: “Bu filmden dolayı insanların keçileri kaçırmasını dört gözle bekliyorum. Çünkü bu benim dahil olup da hiç kimsenin neler olacağını önceden kestiremeyeceğini garanti ettiğim tek film.” Şöyle ekliyor: “Filmleri seviyorum, çünkü beklenmedik yolculuklara çıkmayı seviyorum. Şaşırtılmayı, heyecanlanmayı, haz duymayı ve kimi zaman da kendimle ilgili küçük gerçekler keşfetmeyi seviyorum. Bu filmin bütün bunları ve daha fazlasını aktarabileceği konusunda güvenim tam.”

Yardımcı yapımcı Trinh Tran söze karışıyor: “Tony’nin ‘bütün her şeye yol açan buydu’ sözü çok doğru. Bu çok büyük, tüm zamanların en destansı gösterisi ve bu filmde bütün kutulara tik atıldığı için seyirci her türlü duyguyu tadacak.” Joe Russo şöyle ekliyor: “Nihayetinde, bütün anlamlı hikaye anlatımları riskleri içermek zorunda. ‘Avengers: Endgame’ 11 yılı ve 9 markayı içeren önceden benzeri görülmemiş bir anlatım mozaiğinin son parçası. Seyirci, sinema tarihindeki en başarılı film gösteriminin heyecan verici, güçlü ve duygusal sonucuna kendini hazırlamalı.

“Avengers: Endgame” heyecan verici, duygusal, aksiyonla dolu bir yolculuğun sonunu belirliyor. Ama Marvel Sinema Evreni hayranlarını gelecekte ne bekliyor?

Yapımcı Kevin Feige’in şöyle bir teklifi var: “Marvel Stüdyoları’nın ilk on yılını geride bıraktık ve bu örneği, yalnızca zaten takdim ettiğimiz karakterlerin evrimi ve gelişimiyle değil, ekrana hem yeni hem de yeni tür kahramanlar kazandırarak, bunu insanların şimdiye dek tanıklık etmediği türden bir sunumla gerçekleştirmek istiyoruz. Bunu zaten bütün filmlerimizde görmüş olsak da buna ‘Black Panther’ ve en son çıkan ‘Captain Marvel’deki başrol karakterler üzerinden tanık olduk. Ve bu ‘Avangers: Endgame’le ve sonrasında da devam edecek. Böylece bu filmler, dünyanın ve dünyanın dört bir yanındaki kahraman türlerinin aynası niteliği taşıyacak.


ANTHONY ve JOE RUSSO (Yönetmenler) İkili Marvel Studios için gişe rekorları kıran “Captain America: The Winter Soldier” filmini birlikte yönetti. İlk haftadan gişe rekorları kıran film dünya çapında 713 milyon dolar hasılat yaptı. Ardından yönettikleri Marvel Studios'un “Captain America: Civil War” film vizyona girdiği ilk hafta 179 milyon dolar hasılat yaptı ve film dünya çapında 1.15 milyar dolarla en çok kar getiren filmler arasına girdi.

Yine ikilinin yönettiği, Marvel Studios'un merakla beklenen “Avengers: Sonsuzluk Savaşı” filmi gösterime girdiği hafta sonu gişe rekorları kırdı ve vizyona girdikten sadece 11 gün sonra filmin hasılatı 1 milyar dolara ulaşarak kısa sürede bu miktara ulaşan film olarak tarihe geçti. Film dünya çapında 2 milyar dolar gişe hasılatı yaparak Marvel Studios’un bu zamana kadar yaptığı en kârlı filmler arasında başı çekmektedir.

Russo kardeşler, Cleveland, Ohio'da bir apartman dairesinde dünyaya geldiler, doğu yakasında büyüyen kardeşler, sinema kariyerlerine başlamadan önce Benedictine Lisesi'nden mezun oldular (Anthony '88'de ve Joe '89'da). 1994'te, kredi kartları ve öğrenci kredilerini kullanarak finanse ettikleri, suça meyilli üç kardeş hakkında deneysel bir komedi olan “Pieces”ı filme aldılar. Cleveland çevresinden geçen filmin çekimlerini aile ve arkadaşlarının yardımıyla bitirdiler. Her şeylerini yatırdıkları filmin onlara dönüşü muhteşem oldu, film 1997 yılında hem Slamdance hem de Amerikan Film Enstitüsü festivallerinde gösterime girdi. Daha sonra Joe bu filmle en iyi aktör ödülünü kazandı

Slamdance gösteriminden sonra, ikili, yapımcı Steven Soderbergh ve ortağı George Clooney’nin dikkatini çekti ve Russo kardeşlerin ikinci suç komedisi filmi olan “Welcome to Collinwood”u çekmeleri için teklif verdiler.

Kevin Reilly, “Welcome to Collinwood”u ilk gördüğünde FX ağını yeniden inşa ediyordu ve çiftten yeni üst düzey komedisi “Lucky” için pilot bölüm çekmesini istedi. Anthony ve Joe, şovun absürt ve keskin dilini ortaya çıkarmak için Las Vegas’ın merkezinde el kameraları ve gerilla tarzı bir çekim tekniğiyle pilot bölümü filme aldılar ve daha sonra bu bölüm endüstrinin en sevilenleri arasında girdi.

Pilotun hayranları arasında, yazar Mitch Hurwitz ve klişeleşmiş durum komedisini yeni bir soluk getirmek isteyen Imagine Entertainment kurucu ortağı Ron Howard da vardı. Russo kardeşlerin bu deneysel arayışı, Howard’ın sitcomu sahneden indirip sokaklara çıkarma arzusuna mükemmel bir şekilde uyuyordu.

Gelişmiş HD kameralarla çekilen “Arrested Development” serisiyle karmaşık aydınlatma ve ekip ihtiyacını en aza indiren kardeşler, yaratıcı bir olasılıklar dünyası açmakla kalmadı aynı zamanda Hurwitz'e de bilinçli ve anında ateş alan bir yazı tekniği kazandırmıştır. İki taraf için de seri muhteşem bir başarı elde etti; 2004 Emmy ödüllerinde, Hurwitz En İyi Senaro, Russo kardeşler En İyi Yönetmen, ve “Arrested Development” da En İyi Dizi ödülünü kazandı. Seri üç sezon yayında kaldıktan sonra iptal edilmiş olsa da yarattığı etki ve yenilikçi çizgisiyle kült bir seyirci ve eleştirmen kitlesi kazanmıştır.

Russo kardeşler ayrıca “LAX”, “What About Brian”, “Carpoolers” ve “Running Wilde” dahil olmak üzere çeşitli platformlarda sayısız pilot bölüm yönetti. İkili, NBC'nin “Community” ve ABC'nin “Happy Endings” serilerinin idari yapımcılığını üstlendi.

Filmin mmknmrtb notu:   7   /10